Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

kadastro mahkemesi kararının temyizi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 19-11-2008, 12:30   #1
oyku

 
Varsayılan kadastro mahkemesi kararının temyizi

Kadastro MAhkemesine açılan davada davacılar tarlanın mirasbırakanlarından kaldığını belirtip bu tarlalarda pay sahibi olduklarını ve paylarının miras hisseleri oranında adlarına tescilini talep etmişlerdir.
Hazine vekili ise tarlanın bir kısmının maliye hazinesine tescilini istemiş
Davaya katılan 3. Kişi ise icra takibiyle taşınmazın bir kısmının adına tescilli olduğunu ve !/2 oranında adına tescilini talep etmiştir.
Mahkeme taşınmazın bir kısmının hazineye tesciline karar vermiş.
Borç ödenmiş olmasına rağmen usulsüz olarak yapılan İcra takibi dosyasına ulaşamadığımdan (1985 YIlı)Taşınmazın 1/2 sinin de 3.şahıs adına tesciline karar vermiş.
Tarla davlaı müvekkilin ölen babasınındır ve bir mirasçısı daha vardır.
Mahkeme Maliye HAzinesi;3.Şahıs ve Müvekkilin babasıyla birlikte olan diğer mirasçı lehine hüküm tesis etmiş.Ancak Müvekkilin babasına HAzine adına tescili gerekir dediği tarladaki zeytinlerin şerh verilmesine Hükmetmiştir.
BU kararı Müvekkil ve diğer pay sahipleri birlikte mi temyiz etmeliler yoksa bir kişinin temyizi mümkün müdür.
Bu konuda paylaşabileceğiniz yargıtay kararı varsa sevinirim.
Şimdiden Teşekkürler
Old 19-11-2008, 19:03   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olup,temyiz dilekçesinin tüm mirasçılar tarafından verilmesi veya biri verse dahi diğerlerinin muvafakat ettiğini açıklaması , tamyizde birlik sağlanmamazsa terekeye temsilci atanmasının sağlanarak temyizin temsilci tarafından yapılması gerekeceğini düşünüyorum. B.Kuru'da mirasçılardan birinin temyizinin geçerli olmayacağı görüşündedir.
Old 19-11-2008, 20:09   #3
av.alpay yıldız

 
Varsayılan

meslektaşıma katılıyorum. ancak iştirakçilerden sadece biri kendi adına miras hissesi oranında talepte bulunuyor ise kararıda tek başına temyiz edebilir görüşündyim Madde 32 - Kadastro mahkemesi kararları Tebligat Kanunu hükümlerine göre resen taraflara tebliğ olunur. Bu kararlara karşı kanun yollarına asliye mahkemelerindeki usule uygun olarak başvurulur."
E:2003/5042
K:2003/5860
T:14.05.2003
• ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİ
• TAPU İPTALİ VE MURİS ADINA TESCİL
• MİRAS ŞİRKETİ
• ZORUNLUDAVA ARKADAŞLIĞI
• MURİS MUVAZASINA DAYALI TAPU İPTALİ VE TESCİL

ÖZET : Elbirliği ( İştirak )halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
M.K.nun 701-703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin ( ortaklığın )tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, M.K.nun 701. maddesinde ( ... Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. )biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği ( İştirak )halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği ( iştirak )halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların ( iştirakçilerin )oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.
Bütün mirasçıların elbirliğiyle dava açmaları gerekir.
Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği ne var ki, davaya devam edilebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanarak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Taraflar arasında görülen davada; davacı, miras bırakanı Sadrettin Demirkol'un dava konusu 24 parsel sayılı taşınmazını,mirasçılarından mal kaçırmak ve davalının Esnaf Kefalet Kooperatifıne olan borcu nedeni ile ipotek gösterilmesi amacı ile damadı olan davalıya satış yoluyla muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürüp, iptal ve muris adına tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı,davanın reddini savunmuştur.
( 818 s. BK. m. 18 )
( 4721 s. MK. m. 640, 701, 702 )
Mahkemece, miras bırakanın temlik ettiği dava konusu taşınmazın elbirliği halinde mülkiyete tabi olması nedeniyle muris adına tescil edilebilmesi için tüm mirasçıların birlikte dava açmaları gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar,davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla,Tetkik Hakimi A. Sevil Çalıkoğlu'nun raporu okundu gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, Borçlar Yasasının 18. maddesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali, miras bırakan adına tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece,taşınmazın tekrar muris adına tescil edilebilmesi için tüm mirasçıların elbirliğiyle dava açmaları gerektiği, davacının tek başına dava açma yetkisinin olmadığı gibi paya yönelik istekte de bulunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Elbirliği ( İştirak )halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerın, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
M.K.nun 701-703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin ( ortaklığın )tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan herbirinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, M.K.nun 701. maddesinde ( ... Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. )biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği ( İştirak )halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği ( iştirak )halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların ( iştirakçilerin )oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.
Medeni Kanunun 702/2 maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir.
Yukarıdaki ilkeler uyarınca mahkemesinin tüm mirasçıların elbirliğiyle dava açmaları biçimindeki gerekçesi doğrudur. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edilebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanarak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. ( 10.11.1982 tarih 1982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı )Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.
Somut olayda, iştirakin sağlanması için davacıya bir süre verilmiş değildir.
Hal böyle olunca, davaya katılmayan ortakların olurlarının açılması ya da miras şirketine Medeni Yasanın 640. maddesi uyarınca temsilci atanması için davacıya önel verilmesi ve oluşacak duruma göre bir hüküm kurulması gerekirken değinilen husus gözardı edilerek yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü H.U.M.K. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.5.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 20-11-2008, 10:23   #4
oyku

 
Varsayılan

Mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı var fakat acaba kadastro mahkemesinde bu dururma istisna olabilecek bir dururm var mıdır temsilcisiz ya da muvafakatsız tek başına temyiz mümkün müdür
Old 20-11-2008, 11:45   #5
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Kadastro K.nun 32 maddesine göre ; " kadastro mahkemesinin kararlarına karşı Asliye Hukuk Mahkemelerindeki usule göre kanun yollarına başvurulur" Asliye Hukuk Mahkemelerindeki usul ise ilk cevabımda belirtilen şekildedir.

TMK.nun 702/4 maddesi " Ortaklardan biri topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır " hükmünü getirmiş ise de, Yargıtay bu hükmüm el atmanın önlenmesi ve zilyetliğin korunması davalarında uygulanacağını , mülkiyet naklini gerektiren davalarda ( tescil davalarında ) uygulanmayacağını öngörmüştür.

Kad. K.nun 29 /2 maddesind göre bir mirasçı diğerinin muvafakatını almadan dava açabilir. Yalnız başına davaya devam edebilir. 30 /2 maddeye göre mirasçılardan biri dava açsa dahi hakim res'en araştırma sistemini uygulayarak mirasçıların tamamını tespit edip tamamı adına veya ölü muris adına tesciline karar verir.

Bu hükümler temyiz ile ilgili değildir. Davanın açılması ile ilgilidir. Yorum yoluyla bu hükümlerin temyize de uygulanarak " bir mirasçı diğerinin muvafakatını almadan temyiz edebilir. Temyiz kararı tüm mirasçılar lehine bozar " denilmesi belki mümkün olabilir.Fakat böyle bir yorumu size tavsiye edebilmemiz için elimizde bir dayanak örneğin bir yargıtay kararı olması gerekir. Ben böyle bir yorumu destekleyecek bir karara veya bilimsel görüşe rastlamadım.

Kadastro işlerinde basit yargılama usulü uygulanır. Kanunda da açıkca temyiz konusunda Asliye mahkemelerindeki usul uygulanacağı belirtildiğinden ben şahsen ilk yanıtımdaki usule göre hareket edlmesi gerekeceği kanısındayım.

Not: Sayın YILDIZ "iştirakçilerden sadece biri kendi adına miras hissesi oranında talepte bulunuyor ise kararıda tek başına temyiz edebilir " demekte ise de, Mirasçılardan birinin sadece kendi payı yönünden talepte bulunması imkanı yoktur. Cavabın altında yayınladığı Yargıtay kararında da belirtildiği gibi :"eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. " Kad. K.nun 30 mad. göre hakim sadecebir veya birkaç pay yönünden değil terekenin tamamı yönünden hüküm tesis eder.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
acil- Ltd.Şt.'in tasfiyesi kararının temyizi halinde şirketin durumu Av.Kemal Meslektaşların Soruları 1 16-02-2008 00:16
boşanma talebi reddi kararının temyizi av.tuğbabal Meslektaşların Soruları 3 30-03-2007 15:10
tahliye kararının temyizi Av.Demet Meslektaşların Soruları 1 05-03-2007 17:29
İcra Emrine İlişkin Şikayetin Kabulü Kararının Temyizi AV.SERTANn Meslektaşların Soruları 4 21-04-2005 16:50


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06029892 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.