Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ecrimisil

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-08-2008, 11:49   #1
Av. Murat Safkalp

 
Varsayılan ecrimisil

herkese kolay gelsin

benim sorum ecrimisil ihbarnamesinin kesinleşmesi sonucu yapılabileceklerle ilgili. benim aklıma ilk gelen menfi tespit davası oldu. site içi aramada 'murazaanın giderilmesi' davasının da açılabileceğine ilişkin cevaplar bulunuyor. Kesinleşme sonucu idari yargıda yapılabilecekler var mıdır yoksa adliye mahkemelerinde murazaanın giderilmesi ve menfi tespit mi davası açılması gerekiyor. fikirlerinize bekliyorum. herkese teşekkürler...
Old 29-08-2008, 14:23   #2
halit pamuk

 
Varsayılan

Eğer idarenin gönderdiği ecrimisile karşı dava açma süresi geçmişse ancak ödeme emrine karşı(itiraz suretiyle AATUHK .m.58) idari yargıda dava açılabileceğini düşünüyorum.Burada da ancak, M.58 deki itiraz nedenleri ileri sürülebilir, diye düşünüyorum.

Adli yargıda açılacak menfi tespit davasında ise, idare mahkemesinin görevli olmasından dolayı görevsizlik kararı verilecektir.
Old 29-08-2008, 17:51   #3
Av. Murat Safkalp

 
Varsayılan

adnan bey cevabınız için teşekkür ederim. sizin dediğiniz yolda kullanılabilir çünkü müvekkillere ödeme emri gelmedi. ancak bilgi notu olarak ekleyeyim. bir yargıtay kararına ulaştım. menfi tespit davası açmakta hukuki yarar bulunduğunu ve davanın görülmesi gerektiği yönünde teşekkürler hoşçakalın.
Old 29-08-2008, 18:03   #4
halit pamuk

 
Varsayılan

Kanaatimce, Devlet İhale Knaunun 75. maddesi uayrınca idare tarfından gönderilen ecrimisillere karşı ancak idare yargıda dava açılabileceğini düşünmekteyim.

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/2098
K. 2004/2079
T. 15.3.2004
• DEVLET İHALE KANUNU'NA GÖRE TANZİM VE TEBLİĞ EDİLEN ECRİMİSİL İHBARNAMESİNİN İPTALİ TALEBİ ( Görevli Yargı Yolu )
• GÖREVLİ YARGI YOLU ( Devlet İhale Kanunu'na Göre Tanzim ve Tebliğ Edilen Ecrimisil İhbarnamesinin İptali Talebi )
• ECRİMİSİL İHBARNAMESİNİN İPTALİ TALEBİ ( Devlet İhale Kanunu'na Göre Tanzim Edilen - Görevli Yargı Yolu )
• YARGI YOLU ( Devlet İhale Kanunu'na Göre Tanzim Edilen Ecrimisil İhbarnamesinin İptali Davasında )
2886/m.75
ÖZET : Dava, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75. maddesi uyarınca tanzim ve tebliğ edilen ve ecrimisil ihbarnameleri ile tesis edilen işlemin iptali ve böyle bir borcun bulunmadığının tespiti için açılmıştır. Bu hukuki durum karşısında uyuşmazlığın genel hükümler dairesinde çözümlenmesinin mümkün olmadığı, devletin mükellefe tebliğ ettiği ihbarname ile borçlu olmadığının tespitinin hiçbir zaman adliye mahkemesinin görev alanı içinde bulunmadığı hususları dikkate alınarak uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı mercii olduğu sonucuna varılmalıdır.

DAVA : Dava dilekçesinde 158.333.000 lirayı borçlu olmadığının tesbiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı dilekçesinde,davalı idarenin 1.12.1994-1.1.1996 tarihleri arası için 158.333.000 lira işgal tazminatının tahsili için ecrimisil ihbarnamesi gönderdiğini ancak bu yeri 1.1.1995 tarihinden itibaren kullanmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi cihetine gidilmiş,hüküm, süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75. maddesi uyarınca tanzim ve tebliğ edilen ve ecrimisil ihbarnameleri ile tesis edilen işlemin iptali ve böyle bir borcun bulunmadığının tespiti için açılmıştır.

Bu hukuki durum karşısında uyuşmazlığın genel hükümler dairesinde çözümlenmesinin mümkün olmadığı, devletin mükellefe tebliğ ettiği ihbarname ile borçlu olmadığının tespitinin hiçbir zaman adliye mahkemesinin görev alanı içinde bulunmadığı hususları dikkate alınarak uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı mercii olduğu sonucuna varılmalıdır. İdari yargının görevine giren bir uyuşmazlık adliye mahkemelerinde menfi tespit davasına konu edilemez.

O halde mahkemece, HUMK.nun 7. maddesi gereğince dava dilekçesinin yargı yolu görevi yönünden reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.03.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 29-08-2008, 18:16   #5
Av. Murat Safkalp

 
Varsayılan

ilginiz için tekrar teşekkürler. yanıtınız tekrar kafamı karıştırdı. bende şu kararı bulmuştum. çok yoğun bir gün geçirdim acaba kararımı yanlış yorumladım.

T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/2311

K. 2003/2548

T. 10.3.2003

• İMAR UYGULAMASI ( Şuyulandırma Sonucu Oluşan Parsele Elatma Halinde Muhtesat Bedeli Ödenmeksizin Men Kal Ve Ecrimisil İstenememesi )

• MUARAZANIN GİDERİLMESİ ( İdarenin Yasaya Aykırı Ecrimisil Talep Etmekle Muaraza Çıkardığının Anlaşılması Halinde Kaim Bedellerin İstenmesinde Hukuki Yararın Olması )

• KAİM BEDELLERİN SAPTANARAK TAHSİLİ ( İdarenin Yasaya Aykırı Ecrimisil Talep Etmekle Muaraza Çıkardığının Anlaşılması Halinde Kaim Bedellerin İstenmesinde Hukuki Yarar Olması )

• ELATMANIN ÖNLENMESİ ( Şuyulandırma Sonucu Oluşan Parsele Elatma Halinde Yapı Bedeli Ödenmeksizin Men Kal Ve Ecrimisil İstenememesi )

• ECRİMİSİL ( İdarenin Yasaya Aykırı Ecrimisil Talep Etmekle Muaraza Çıkardığının Anlaşılması Halinde Ecrimisille Borçlu Olunmadığının Tespiti İsteminde Hukuki Yarar Olduğunun Kabul Edilmesi )

• ŞUYULANDIRMA SONUCU OLUŞAN PARSEL ( Bu Şekilde Oluşan Parsele Elatma Halinde Yapı Bedeli Ödenmeksizin Men Kal Ve Ecrimisil İstenememesi )

• HUKUKİ YARAR ( İdarenin Yasaya Aykırı Ecrimisil Talep Etmekle Muaraza Çıkardığının Anlaşılması Halinde Ecrimisille Borçlu Olunmadığının Tespiti İsteminde Hukuki Yarar Olduğunun Kabul Edilmesi )

2981/m.10/C

3194/m.18

2886/m.75


ÖZET: Gerçek kişi tarafından Hazine aleyhine 3194 sayılı Kanunun 18. maddesine dayalı muarazanın giderilmesi, bina ve öteki yapılarla meyve ağaçları kaim bedellerinin saptanarak yasal faiziyle davalıdan tahsili ve ecrimisille borçlu olmadığının tespiti için açılan davaya ilişkin olarak;
1- Davalı idarenin, imar öncesi mülk ve muhtesat sahibinden, yasaya aykırı ecrimisil talep etmekle ve 6183 sayılı Kanundan bahisle muaraza çıkardığının anlaşılması halinde, davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir.
2- İmar parseli oluşumunun dayanağını teşkil eden 2981-3290 sayılı Kanunun 10/C maddesi uygulaması ve 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi hükmünce, şuyulandırma sonucu oluşan parsele elatma halinde; muhtesat bedeli ödenmeksizin men, kal ve ecrimisil istenemeyeceği yasa gereğidir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, tapulamada, 1677 parselden 1550/8380 payı 21.6.1968 tarihinde kayden satın aldığını, fiili taksim sonucunda kendisine isabet eden yere yapılandığını ve meyve bahçesi haline getirdiğini, Mamak Belediyesince, bu yerde 2981-3290 sayılı Yasa 10/C maddesi uygulaması yapıldığını, bina ve müştemilatı ile bahçesinin olduğu yerin 37129 ada 1 nolu parselde kaldığını, bu yerin, belediyece davalı Hazineye kütüphane hizmetlerinde kullanılmak üzere temlik edildiğini, davalının, ecrimisil ihbarnamesiyle 255.760.000 TL.sı ecrimisil isteyerek muaraza çıkardığını ileri sürerek, davalının muarazasının men'i, kaim bedelinin tespit ve tahsili ile ecrimisille sorumlu olmadığının tespitini istemiştir.
Davalı Hazine, 2886 sayılı Yasanın 75. maddesine göre istenen ecrimisilin doğru olduğunu ve davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının ecrimisil için muarazanın men'i talebinin idari yargının görev alanı içerisinde olduğu ve davacının imar uygulamasıyla, davalı adına olan yerde kalan bina ve ağaçların bedelini istemeye zorlamasının yasaya uygun olmayacağından davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresinde ayrı ayrı temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakiminin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Dava, 3194 sayılı Yasanın 18. maddesine dayalı muarazanın giderilmesi bina ve öteki yapılarla meyve ağaçları kaim bedellerinin saptanarak yasal faiziyle davalıdan tahsili ve ecrimisille borçlu olmadığının tespiti isteklerine ilişkindir.
Davalı idare, 2886 sayılı Yasanın 75. maddesi uyarınca davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının ecrimisil için muarazanın men'i talebi, idare mahkemelerinin görev alanı içerisinde kaldığı ve davacının imar uygulaması sonucu Hazineye ait olan taşınmazdaki bina ve ağaç bedellerinin kendisine ödemeye zorlamasının yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, taraflarca ayrı ayrı temyiz edilmiş ise de; davalının temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Davacının temyizine gelince; davacı, 1677 parselden 1550/8380 payı 19.6.1968 tarihinde satın almıştır. Ana kadastral parsel, paydaşlar arasında fiilen taksim edilmiştir. Her paydaş kendisine teslim edilen yerde yapılanmıştır.
Davacı da kullanımına terkedilen yerin etrafını taş ve briket duvarla çevirmiştir. Buraya iki katlı bina, iki ayrı kömürlük, su deposu inşa etmiş ve birde su kuyusu açmıştır. Elmenliğindeki yerde çeşitli cins ve yaşta meyve ağaçları yetiştirmiştir. Hal böyle iken, Mamak Belediyesi, ana kadastral parsel ve çevresindeki 2981-3290 sayılı Yasa 10/C maddesi uygulaması yapmıştır. İmarla, davacının mülkiyet ve elmenliğindeki yeri ( binası, muhdesatları, bahçe duvarı, su kuyusu ve meyve ağaçları ) imarda, ihdasen belediye adına kaydedilmiştir. Aynı belediye, 5.1.1993 tarih ve 13/02 nolu encümen kararı uyarınca, burayı, bedelsiz olarak Maliye Hazinesine devir etmiştir. Bundan sonra, Maliye Bakanlığı, Ankara Defterdarlığı, Hisar Emlak Müdürlüğünce tanzim edilip, tebliği yapılan 25.11.1999 gün 44093 nolu ecrimisil ihbarnamesiyle, davacıdan 255.760.000 TL.sı ecrimisil talep etmiştir. Davacı, bu isteme, aynı müdürlük nezdinde itiraz etmiş; itirazı ret edilmiştir. Müteakiben, davacı, idare mahkemesine, ecrimisil ihbarnamesinin düzenlenmesine ilişkin işlemin iptali ve yürürlüğün durdurulması istekli dava açmıştır. İdare Mahkemesi, 2886 sayılı Yasanın 75. maddesinden bahisle davanın reddine karar vermiş; karar kesinleşmiştir. Bu kez, davacı, değinilen Yasa maddesi ve önceki mülkiyet hakkına tutunarak eldeki davayı açmıştır. Bir başka anlatımla, idare, imar öncesi mülk ve muhtesat sahibinden, Yasaya aykırı ecrimisil talep etmekle ve 6183 sayılı Yasadan bahisle muaraza çıkarmıştır. Bu nedenle, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu kuşkusuzdur. Öte yandan, imar parseli oluşumunun dayanağını teşkil eden 2981-3290 sayılı Yasa 10/C maddesi uygulaması veya 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi hükmünce, şuyulandırma sonucu oluşan parsele elatma halinde; muhtesat bedeli ödenmeksizin, men, kal ve ecrimisil istenemeyeceği Yasa gereğidir. Bir başka anlatımla, yukarıda değinilen Yasa maddelerinin uygulanmaları sonucu ayrılmaz parça ( mütemmim cüz ) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş, bazı durumlarda, yapı, üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılan imar parselleri nedeniyle, yapıların bedelleri, ilgili parsel sahiplerince, yapı ( muhtesat ) sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerinin hiçbir ecrimisil ( kira ) bedeli ödemeksizin kullanma imkanı sağlanmıştır. Yasa koyucu, imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur.
SONUÇ : Hal böyle olunca, işin esasının incelenerek, bir hüküm kurulması gerekirken, somut olay ve hukuki niteleme yanlış değerlendirilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenlere ilişkin davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca ( BOZULMASINA ), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.3.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 29-08-2008, 18:20   #6
halit pamuk

 
Varsayılan

Kararı yanlış yorumlamadınız, 1. HD'si yanlış karar vermiş.

Ecrimisil le ilgili davalarad müstekar içthat oluşturan 3. HD'si bir kararında daha açık bir şekilde bu konuya değinmiş

T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 1989/6004

K. 1989/744

T. 23.1.1989

DAVA : Dava dilekçesinde ihbarnamenin iptali, 338.720 lira borçlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği düşünüldü:
KARAR : Davalı Hazine, Devletin özel mülkiyetinde bulunan tapulu arazinin davacılar tarafından işgal edilmesinden ötürü kendilerine 08/09/1983 gün ve 2886 sayılı Devlet ihale Kanununun 75. maddesi uyarınca ecrimisil ihbarnamesi tebliğ etmiş olup davacılar borçlarının bulunmadığının tespitini mahkemeden istemişlerdir.
Mahkemece istem aynen kabul edilerek davacıların borçlarının olmadığının tespitine ve "ihbarnamenin iptaline" karar verilmiştir.
Yukarıda belirtildiği üzere ecrimisil ihbarnamesi 2886 sayılı yasanın 75. maddesinin 1. fıkrası uyarınca tebliğ edilmiştir. Anılan fıkra hükmüne göre, Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufunda bulunan taşınmaz malların başkaları tarafından işgali üzerine, fuzuli şagilden, 2886 Sayılı Devlet ihale Kanununun 9. maddesinde sayılan mercilerde (ticaret odası, sanayi odası, borca veya bilirkişiler) sorulmak suretiyle 13. maddede gösterilen komisyonca (ilgili idare memurunun başkanlığında, işin ehli olan en az bir uzman ve maliye memuru) takdir ve tespit edilecek ecrimisil istenir. Ecrimisil rızaen ödenmediği takdirde de hükümleri uyarınca tahsil edileceği, sözü edilen 2886 Sayılı kanunun 75. maddesinin ikinci fıkrasında hükme bağlanmıştır.
Yukarıda kısaca değinilen hukuksal durum karşısında davacılar, tebellüğ ettikleri "Ecrimisil ihbarnamesi" üzerine idarece bir hata yapıldığını, kendilerinin Hazineye ati araziyi işgal etmediklerini veya işgallerinin yasal bir nedene dayandığını ileri sürerek tebligatı yapan idareye başvurarak düzeltme isteminde bulunabilirler. Bu düzeltme isteminin reddi veya tam olarak kabul edilmemesi durumlarında ilgililer ile idare arasında bir idari uyuşmazlık söz konusu olur ki bu uyuşmazlığın çözüm yeri de idari yargıdır.
Devlet İhale Kanununun sözü edilen 75. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ve rızaen ödenmeyen ecrimisilin 6183 Sayılı Kanuna göre tahsil edileceğine dair hüküm de, uygulamanın yukarıda açıklandığı üzere yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Çünkü 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil usulü Hakkında Kanun uygulaması söz konusu olduğunda, anılan kanunda özellikle istisna edilen işlemler dışında (İhalenin feshi, istihkak gibi) uyuşmazlıkların idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekir.
Sözü edilen 75. maddenin sonra gelen fıkralarındaki hükümlerden de anlaşılacağı üzere Kanun koyucu, Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz mallarla ilgili olarak ecrimisil yönünden yeni ve değişik bir uygulama getirmiştir. Örneğin, üçüncü fıkrada, Hazineye ait bir taşınmazın kiraya verilmiş olması halinde dahi, Hazine kira aktini yenilemek istemediği takdirde kira süresinin bitiminden itibaren ecrimisil (haksız işgal tazminatı) ödenmesi öngörülmüştür. Bu hüküm, ecrimisili ödenmesinin temel şartı olan (MK. 908) "kötü niyet zilyetliği" aramamakta ve 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanunun, kiracının feshi ihbar etmedikçe kira aktinin uzayacağına dair 11. maddesiyle Borçlar Kanununun bu konudaki hükümlerini bertaraf etmektedir. O kadar ki, maddenin birinci fıkrasının son cümlesindeki hüküm, 08/03/1950 gün ve 22/4 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararını da bu konuda uygulama dışı bırakmıştır. Çünkü, anılan cümledeki hükme göre ecrimisil istenmesi için Hazinenin bu işgalden dolayı bir zarara uğramış olması gerekmediği gibi şagilin kusuru da aranmayacaktır.
Bu hukuki durum karşısında uyuşmazlığın genel hükümler dairesinde çözümlenmesinin mümkün olmadığı, eskiden olduğu gibi ecrimisil istenebilmesi için artık Hazinenin mahkemeye başvurup karar alması gerekmediği, aksine kendisinin bir idari işlemle ecrimisili tahakkuk ettirdiği, buna karşı çıkmak isteyen mükellefin diğer idari işlemlerde ve vergi tahakkuklarında olduğu gibi idari yargıya başvurması gerektiği ve son olarak da, devletin mükellefe tebliğ ettiği alacağına dair ihbarnamenin iptalinin hiç bir zaman adliye mahkemesinin görev alanı içinde bulunmadığı hususları dikkate alınarak uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı mercii olduğu sonucuna varılmalıdır.
İdari yargının görevine giren bir uyuşmazlığın adliye mahkemelerinde menfi tespit davasına konu edilemeyeceği gibi, idarece çıkarılan bir ödeme ihbarnamesinin iptaline de bu mahkemelerce karar verilemez.
Bu nedenlerle dava dilekçesinin yargı yolu görevi yönünden reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şeklide hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 23/01/1989 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Old 30-08-2008, 10:28   #7
Av. Murat Safkalp

 
Varsayılan

adnan bey müvekkilin tapusu bulunan yere ilişkin ecrimisil talebi var. idare hukuku dosyamız çok az. amme alacakları ile ilgili bir ödeme emrine itiraz kanun maddesinde anladığım kadarıyla ödeme emri düzenlenmesine ilişkin işleme açılan bir iptal davası niteliğinde anladığım kadarıyla...teşekkürler
Old 03-01-2012, 22:09   #8
GünHan

 
Varsayılan

Üstad soru eski ancak, peki ya belediye veya bir başka kamu kurumuna karşı borçlu olunmadığı açıksa, ve vatandaş ödeme emrine itiraz süresini geçirmişse (ihbarname hiç yollanmaksızın ödeme emri gönderilmiştir) menfi tespit davası nerede açılacak? Cebr icra tehditi altında tahsil edilen paranın istirdadı ve borçsuzluğun tespiti kural olarak mümkün. Pekiyi belediye gibi bir kamu idaresine hangi yargı kolunda dava açacağız?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
ecrimisil dadaş Meslektaşların Soruları 1 16-09-2007 19:02
ecrimisil mnokay Meslektaşların Soruları 3 22-03-2007 19:21
ecrimisil Av.Mine Alagaç Meslektaşların Soruları 5 24-02-2007 14:32
Ecrimisil turbo Meslektaşların Soruları 5 20-04-2005 18:53


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04884601 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.