Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ayıplı mal tazminatı ihraç kaydı yoksa

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-12-2010, 12:28   #1
gencerx07

 
Varsayılan ayıplı mal tazminatı ihraç kaydı yoksa

müvekkil firma yurtdışında yapacağı bir işin bazı ürünlerini xx firmasından alır. ürünlerin montajı sonrası ayıplı çıkması üzerine firma aranır ve ürünleri yenisi ile değiştirir. fakat yurt dışına gönderim masrafını üstlenmez ve bunun üzerine ayıplı ifa nedeni ile nakliye bedeli firmadan talep edilir. firma savunmasında faturalarda yurtdışına ihraç kaydının olmadığı ve malları yurtiçinde bir adrese teslim ettiklerini daha sonra ki nakliye bedelinin taraflarına yükletilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddini savunur.

davalı firma ile yapılan sözleşmede malların yurt dışına sevk edileceği yönünde bir anlaşmada yok faturlarda da ihraç kaydı yoktur. bu durumda yurtdışına gönderilen malların bedeli istenmesi hakkaniyete uygunmudur? bu hususta yargıtay kararı arıyorum iyi çalışmalar
Old 02-12-2010, 12:35   #2
üye29588

 
Varsayılan

Sevgili Gencer,şu kararı emsal yapabileceğiniz kanaatindeyim..

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2007/19-437
Karar: 2007/429
Karar Tarihi: 20.06.2007

ÖZET: Satış konusu altı adet jeneratörden biri arızalı çıkmış; davacı şirket tarafından yenisi imal edilerek değiştirilmiş, ancak arızalı jeneratör davalı şirket tarafından ardiyede 134 gün boyunca bekletilmiştir. Davalının bu bekletme nedeniyle zararın oluşmasında müterafik kusuru bulunmaktadır. O halde mahkemece davalının sorumlu olacağı zarar kapsamı belirlenmeli, varılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.

(2004 S. K. m. 72) (818 S. K. m. 44, 202, 206)

Dava: Taraflar arasındaki <menfi tespit> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Balıkesir 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 16.7.2003 gün ve 2002/747 E. 2003/482 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 18.1.2006 gün ve 2005/10055 E. 2006/148 K. sayılı ilamı ile;

(... Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirkete 15.11.2001 tarihli sözleşme ile 6 adet jeneratör satarak ihraç kaydıyla fatura edildiğini, davalı tarafça ihraç edilen bir adet jeneratörün arızalı olduğu bildirildiğinden davalı tarafından gümrük girişinin yapılarak kendilerine fatura edilmesi bildirildiği halde yerine getirilmediğini, arızalı jeneratör yerine 25.1.2002 tarihli sözleşme ile davalıya yeni bir jeneratörün imal ve teslim edildiğini, arızalı jeneratörün teslimi yerine davalının deposuna nakledilerek ardiye, nakliye ve navlun faturası düzenlenip tahsil için icra takibine konulduğunu belirterek faturalardan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacının arızalı ve ayıplı jeneratörü nedeniyle müvekkilinin navlun ve ardiye bedeli zararının doğduğunu, tanzim edilen faturalara ve icra takibine itiraz edilmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, toplanan delillere göre arızalı malın değiştirilmesinden doğan navlun ve ardiye ücreti hususunda sözleşmede hüküm bulunmadığı, nakliye ücretlerinin alıcı tarafından ödenmesine ilişkin teamülün olduğu, davalının arızalı malı davacıya teslim yerine ardiyede bırakarak ardiye ve navlun ücreti talep etmeye hakkı olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının takibe konu faturalardan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacı lehine %40 tazminata karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

1- Sipariş sözleşmesinin 9. maddesinde uyuşmazlık halinde Balıkesir Mahkemelerinin yetkisi kabul edildiğinden mahkemece davalının yetki itirazının reddinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Taraflar arasında akdedilen 6 adet jeneratör satışına ilişkin sözleşmenin bir jeneratörün arızalı olması nedeniyle arızalı bir adet jeneratör yönünden feshedildiği çekişmesizdir.

Birden ziyade malın satımı halinde ayıplı çıkan malla ilgili satışın feshi olanaklıdır. (BK.nun 202, 206 m.)

BK.nun 205. maddesi uyarınca satımın feshi halinde satıcı aldığı semeni faizi ile birlikte iade ve ayrıca alıcıya ayıplı mal teslim etmesinden doğrudan doğruya doğan zararı da tazmine mecburdur.

Aynı maddenin son fıkrası da <satıcı, kendisine hiçbir kusur isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe müşterinin diğer her türlü zararlarını tazmin etmeye borçludur.> Hükmünü amirdir. Mahkemece, anılan yasa hükümleri gözden kaçırılarak aksine teamül bulunduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Ne var ki somut olayda alıcının uzunca bir süre malı depoda bekleterek ardiye masrafı ödenmesine neden olduğu ileri sürülmüştür. Hal böyle olunca mahkemece, bu iddianın da araştırılarak yukarıda açıklanan hükümler doğrultusunda davacının sorumlu olacağı zararın kapsamı belirlenip uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir...)

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle HUMK. 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II. fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Davacı şirket vekili, davacı şirketin 15.11.2001 tarihli sözleşme ile altı adet jeneratör imal ederek bedelini davalı şirketten nakden aldığını; davalı şirkete 16.11.2001 tarih ve 417562 numara ile ihraç kaydıyla fatura ettiğini; davalının ihracatı 20.11.2001 tarihinde gerçekleştirdiğini; gümrük çıkış beyannamesini davacı şirkete vererek ihracat dosyasını kapattığını; daha sonra jeneratörlerden birinin arızalı çıkması nedeniyle davalı tarafından arızalı jeneratörün gümrük girişinin yapılarak şirkete fatura edilmesinin istenildiğini; davalı şirketin bu isteği yerine getirmediğini; arızalı jeneratörü deposunda bekleterek davacı şirketten ardiye, nakliye ve navlun bedelini tahsil etmek üzere icra takibine geçtiğini ileri sürerek, faturalarda belirtilen miktarlarda davacı şirketin borçlu olmadığının tespitine, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı şirket vekili davanın reddini savunmuş; yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak kurulan hüküm Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuştur.

Borçlar Kanununun 44. maddesinde karşılıklı (müterafik) kusur olgusu öngörülmüştür; Hiç kimse kendi kusuruyla kendi aleyhine meydana getirmiş olduğu bir zararın tazminini başkasına yükleyemez. Kusurlu olan taraf kendi kusurundan yararlanamaz. Birlikte (ortak) kusurun bulunduğu hallerde tazminatın indirilmesi ve ayrık durumlarda tazminattan vazgeçilebileceği anılan maddede hükme bağlanmıştır.

Somut olayda taraflar arasında akdedilen, altı adet jeneratör satışına ilişkin sözleşmenin geçerli olduğu, halen yürürlükte bulunduğu tarafların iddia ve savunmaları, tüm dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Altı adet jeneratörden biri arızalı çıkmış; davacı şirket tarafından yenisi imal edilerek değiştirilmiş, ancak arızalı jeneratör davalı şirket tarafından ardiyede 134 gün boyunca bekletilmiştir.

Davalının bu bekletme nedeniyle zararın oluşmasında (müterafik) kusuru bulunmaktadır.

O halde mahkemece Borçlar Kanununun 44. maddesi dikkate alınmak suretiyle davacının sorumlu olacağı zarar kapsamı belirlenmeli, varılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Açıklanan nedenle Özel Daire bozma kararı yerindedir. Önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 20.06.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
bonoda malen -nakden kaydı yoksa Aybüke Kağan Meslektaşların Soruları 14 27-12-2018 13:05
Ayıplı Mal -Ayıplı Otomobil- Konusunda Emsal Bir Hukuk Genel Kurulu Kararı Av. Levent Kıray Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 16 13-08-2012 08:55
kooperatifin ihraç kararı hak 198 Meslektaşların Soruları 2 22-05-2009 17:02
Evlilik Dışı Çocukların,Anneleri Ortada Yoksa,Nüfus Kaydı Nasıl Yaptırılabilir? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 10-10-2008 10:55


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06933689 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.