Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

çekteki imzanın başkasına ait olması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 10-03-2008, 11:24   #1
Av.Hıdır YILDIRIM

 
Varsayılan çekteki imzanın başkasına ait olması

iyi günler arkadaşlar,
karşılıksız çıkan çek nedeniyle çek sahibi hakkında icra takibi yaptık, ancak çek sahibi imza itirazında bulundu, yaptığımız araştırmada çekin çek sahibinin oğlu tarafından keşide edilmiş olduğunu öğrendik, sanırım çek sahibince oğluna verilmiş vekaletnamede yok, ayrıca çekin ödenmemesine ilişkin ödeme yasağı yada kayıp çalıntı başvurusu da yok, çek sahibinin hukuki sorumluluğu devam edermi? bu konuda elinde içtihat bulunan arkadaş varsa eklemesini rica ederim. cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim, iyi çalışmalar
Old 10-03-2008, 12:11   #2
Av. Nurten Kozan

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım;
Keşidecinin imzasını taşımayan bir çekin, çek niteliğinden bahsedilemez diye düşünüyorum. Dolayısıyla sahte çek nedeniyle hukuki sorumlulukta olmayacaktır. Ancak, keşidecinin yerine sahte imza atarak çeki kullanan yönünden, resmi belgede sahtecilik suçu olaşacaktır.
Kolaylıklar dilerim.....
Old 10-03-2008, 12:25   #3
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Ceza hukuku yönünden sahte resmi evrak düzenleme suçu oluşur. İcra hukuku yönünden, çekte imzası olan kişi(ler) çek tutarından sorumludur.
Old 10-03-2008, 12:51   #4
TRINITY

 
Varsayılan

Hukuki sorumlulukta Cengiz beyin dediğine katılmakla, cezai anlamda dolandırıcılık suçunun da oluşabileceğini düşünüyorum.
Saygılar...
Old 10-03-2008, 17:34   #5
apple pie

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,
Bu konuda savcılığa şikayette bulunur iseniz; çek sahibi ve oğlunun alacaklıyı zarara uğratma kastıyla birlikte hareket ettiğine dair emareler olursa her ikisi de dolandırıcılıktan yargılanacaktır. Saygılar...
Old 10-03-2008, 18:03   #6
Mehmet Haluk

 
Varsayılan

Ayrıca Ticari Mümessillik müessesesinden faydalanmak suretiyle oğlunuda borçlu yapabilirsiniz.Burada çek sahibinin zımni kabulü olduğu varsayılabilir.
Old 10-03-2008, 19:36   #7
masimo

 
Varsayılan

yetkisiz temsilden dolayı çek sahibinin oğlu aleyhine takip yapabilirsiniz bence.

II - SALAHİYET OLMAKSIZIN İMZA:





Madde 590 - Temsile salahiyetli olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatiyle bir poliçeye imzasını koyan kimse, o poliçeden dolayı bizzat mesul olur ve poliçeyi ödediği takdirde temsil olunan haiz olabileceği haklara sahip olur. Salahiyetini aşan temsilci için dahi hüküm böyledir.
Old 10-03-2008, 20:48   #8
avmehmetkarabacak

 
Varsayılan

icra hukuk anlamında çek sahibinin oğlunu da takip edebilirsiniz.Ceza hukuku anlamında resmi evrakta sahtecilik suçu oluşmayacvaktır.Çekte imzası bulunan şahıs açısından nitelikli dolandırıcılık suçu oluşacaktır.Ancak Yargıtay sözlü bile olsa rıza varsa dolandırıcılık oluşmaz diyor.Bu durumda çekte imzası bulunan kişinin karşılıksız çek keşide etmekten dolayı cezalandırılacağı kabul ediliyor.Kolay gelsin...
Old 12-03-2008, 17:37   #9
Av.Hıdır YILDIRIM

 
Varsayılan

imza itirazı nedeniyle bu gün icra hukuk mahkemesindeki duruşmasına katıldık, davacı borçlu geldi, borçlu evet çek benim, benim çeklerimi keşide etmesi için oğluma vekaletname verdim diye imzalı beyanda bulundu, yalnız henüz ortaya çıkmış yazılı bir vekaletname yok, böyle bir vekalet varmı diye çek hesabının bulunduğu bankaya yazı yazılmasını talep ettik, ancak hakim cevap dilekçemizdeki müzekkere talebimizi henüz değerlendirmedi, duruşması nisan başına talik edildi, ayrıca icra takibinin durdurulması konusunda da durdurma kararı vermedi, takip devam ediyor.Bakalım nasıl seyredecek,


Cevap yazan bütün arkadaşlara çok teşekkür ederim,
Old 02-11-2009, 16:52   #10
emran

 
Varsayılan

sizin yaşadığınız durum ile benzer bir durumu da biz yaşamaktayız. Elimizde şirkete ait bulunan çeke istinaden takip başlattık. Borçlu şlirket imza itirazında bulundu. İTM de itiraz ile ilgili dava devam ediyor. Ancak imza incelemesi yapıldı ve çekteki imzanın borçluya ait olmadığı sonucuna varıldı. Son celsede hakim tarafından ticaret sicil müdürlüğünden şirket yetkili temsilcilerinin imza örnekleri istendi. Biz de neticeyi bekliyoruz. Tahminimiz mahkemece yaptığımız takibin iptali yönünde karar verileceği. Çünkü icra mehkemeleri şekil incelemesi yaparak söz konusu imzanın borçluya ait olmaması halinde takibin iptaline karar veriyor. Bu durumda elinizde imzayı atan kişler hakkında sahtecililk veya dolandırıcılık suçlarından suç duyurusunda bulunmak dışında başka bir yol kalmıyor. Olayınız ile ilgili lacağınız neticeyi paylaşırsanız çok sevinirim. İyi çalışmalar
Old 20-07-2010, 10:33   #11
eke

 
Varsayılan

Sayın emran acaba sizin davanızın sonucu ne oldu? Akabinde nasıl bir yol izlediniz?
Old 30-10-2011, 15:19   #12
gulayxqg

 
Varsayılan

çekte kesıdecının yerıne taklıt ımza atılırsa cek resmı evrak nıtelıgını kaybeder. ttk 692de cekte bulunması gereklı ansurlar yazılmıstır. taklıt ımza atan ozel evrakta sahtecılıkten taygılanır.
Old 30-10-2011, 15:28   #13
gulayxqg

 
Varsayılan

ayrıca ımza taklıdı suretı ıle olusturulan belgeler ozel evrak oldugundan babanın ogula ızın vermıs olması( cekı ımzalamaya ) halınde sanık beraat bıle edebılır. hukukı sorumlugu ayrı bır konudur
Old 30-10-2011, 16:46   #14
eke

 
Varsayılan

Taklit imza atanın kim olduğu belli olursa dediğiniz doğru. Uygulamada çeki kimin imzaladığı biliniyor ama söylenmiyor, inkar edilerek kimin imzaladığını bilmiyoruz diyorlar. Böylece asıl borçlu kimliği yazılı çek sahibi borçtan kurtulma yoluna gidiyor.
Old 30-10-2011, 16:49   #15
gulayxqg

 
Varsayılan

Evet Haklisiniz Genellikle Kotuniyetle Yapilan Bir Islem Bu Haklisiniz.
Old 07-08-2017, 13:29   #16
Avukat75

 
Varsayılan Çekte imza inkarı-sahtecilik ve dolandırıcılık suçu

Merhabalar. Benzer konu olduğunu düşündüğüm için bu başlık altında sordum.

Çeke dayalı kambiyo takibinde keşideci imzaya itiraz etti. İtirazın görüldüğü icra mahkemesindeki dava derdest, örnek imza alındı henüz bilirkişi raporu gelmedi. Ancak çekteki imza keşidecinin gerçek imzasına benzemiyor, bilirkişi raporu muhtemelen imzanın ona ait olmadığı yönünde olacak. Müvekkil üçüncü ciranta. Müvekkil sonradan, çekteki keşideci imzasının ve ön yüzündeki yazıların keşidecinin eşine ait olduğu yönünde duyumlar almış. Keşidecinin, imza için eşine verdiği bir vekaletname de yok.

Sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan keşideci (ve tespit edilecek diğer ilgililer) için suç duyurusunda bulunduk. Savcılık, keşidecinin imzaya itiraz etmesi İİK gereği hakkıdır, burada sadece hukuki uyuşmazlık var diyerek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdi. Bu karara itiraz ettiysek de sulh ceza mahkemesi itirazımızı kesin olarak reddetti.

Savcılığın soruşturma başlatması gerekmiyor muydu? Keşideci ve eşi kötü niyetli olarak birlikte hareket etmiş olamazlar mı? En azından bu ihtimalin (sahtecilik-dolandırıcılık suçu için) araştırılması gerekmiyor muydu?
Old 07-08-2017, 19:13   #17
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Oğlu adına aldığı çek karnesini kullanan bir babanın imzaladığı çekteki imzalara oğlu itiraz etmişti. Babanın oğlu yerine imza attığının ortaya çıkması üzerine baba ile oğul hakkında resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından 6 dava açılmıştı.
Oğul için yaptığımız savunmada çek karnesini babasına kendi rızasıyla verdiğini,müşterilerin de bu durumu bildiklerini,aslında babasına sözlü olarak çek imzalama izni verdiğini,ancak çeklerin karşılıksız çıkması üzerine üniversite öğrencisi olduğundan ve hapse girmesi halinde öğrenim hayatının biteceği korkusuyla çekteki imzalara itiraz ettiğini,gerçek borçlunun çeki imzalayan babası olduğunu ;baba yönünden ise çekleri imzalamak konusunda oğlunun sözlü muvafakati olduğunu,oğlunun rızasıyla çekleri imzaladığını,müşterilerin de bu durumu bildiğini savunduk. Oğlu dolandırıcılık suçlarından beraat etti. Baba 4 dosyadan beraat aldı. 2 dosyadan ise resmi evrakta sahtecilikten ceza aldı. Ancak arşivimi yokettiğim için kararları paylaşamıyorum...

Sizin olayınızda da savcılığın resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılıktan borçlu ile eşi hakkında dava açması gerekirdi.
Old 08-08-2017, 09:14   #18
Avukat75

 
Varsayılan

Yanıtınız için teşekkürler. Ben de savcının dava açması gerektiğini düşünüyorum. Ancak KYO kararına itiraz üzerine verilen karar kesin olduğu için yapılacak bir şey yok gibi. Yalnız, icra mahkemesindeki bilirkişi raporu geldikten sonra (imzanın keşideci/borçluya ait olmadığına dair) bu raporu dayanak göstererek yeniden şikayette bulunmayı düşünüyorum. Belki farklı değerlendirme yapan bir savcıya düşerse dava açılır.
Old 08-08-2017, 12:00   #19
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

T.C
ADLİ YARGI İLK DERECE MAHKEMESİ
Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi

KARAR

DOSYA NO : 2009/109
KARAR NO : 2009/159
C.SAVCILIĞI ESAS NO : 2001/3240

BAŞKAN : 25113
ÜYE : 30956
ÜYE : 39723
C. SAVCISI : 23847
KATİP : 116465

DAVACI : K.H.
MÜŞTEKİ :M. A, ADANA
MÜDAFİİ : Av. B. Y, Adana Barosu Avukatı
SANIK :H. B.
MÜDAFİİ : Av. H. O,
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
SUÇ TARİHİ : 01/06/1999
SUÇ YERİ : ADANA
KARAR TARİHİ : 06/04/2009

Sanık hakkında açılan kamu davasının, yapılan yargılaması sonunda:
G.M.OLUNDU : T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı 28/02/2001 tarihli iddianame ile sanık H B'ın, ciro ederek müşteki M A'a verdiği 01/06/1999 tarihli çekte keşideci imzasının A B a ait olmadığından, sanığın sahtecilik suçunu işlediği ve müşteki M A'ı dolandırdığı iddiasıyla kamu davası açmış. Mahkememiz 08/06/2004 tarihinde sanığın her iki suçtan mahkumiyetine karar vermiş. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyarlama talep ettiğinden yeniden duruşma açılarak 17/10/2005 tarihinde sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından sanığın cezalandırılmasına karar verilmiş. Yargıtay nitelikli dolandırıcılık suçundan davayı ortadan kaldırarak sanık hakkında sahtecilik suçundan CMK' un 231 maddesi uygulanabileceğinden bozmuş ve bozma kararına uyulmuş. Esas hakkında mütala da; sanığın sahtecilik suçundan eylemine uyan ve lehine olan 765 Sayılı TCK' un 342/1, 31, 33 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama sırasında: Sanık H B; oğlu olan A B'ın 1998 yılında şeker imalatı işi yaptığını, bankadan çek karnesi aldığını, daha sonra iş yerini kapattığını, oğluna ait çek karnesinden bir kaçını iş yerine bıraktığından alıp keşide ederek kullandığını, suç konusu çeki A A'a çay alım satımı nedeniyle verdiğini, bu şahsın müştekinin babası olduğunu, suç işleme kastının bulunmadığını savunmuş. Müşteki M A sanığın 1999 yılında alım satım karşılığı suç konusu çeki verdiğini, çekin sahteliği nedeniyle zarara uğradığını ve şikayetinden vazgeçtiğini söylemiş. Soruşturma sırasında düzenlenen tutanaklardan; sanık H B'ın şirketi ile suç konusu çekte keşideci A B'ın şirketinin farklı olduğu, sanık H B'ın ekonomik kriz nedeniyle aleyhine icra talep ve takipleri olduğu, çek hesabı açtıramadığı, A B'ın hesap açtırarak çek karnesi aldığı, sanığın bu çek karnesinden suç konusu çeki tanzim ederek ciro edip müştekiye verdiği, müşteki M A'ın çeki bankaya ibraz ettiğinde karşılığının bulunmadığı, keşideci A B hakkında Adana 9. Asliye Ceza Mahkemesine dava açıldığı, Adana 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 1999/1092 Esas sayılı dosyanın tetkikinde; suç konusu çekte keşideci imzasının A B'a ait olmadığı tespit edildiğinden karşılıksız çek düzenleme suçundan beraatına karar verildiği tespit olunmuştur.
Yargılama sonunda: Sanık oğlu olan A B'ın çek karnesinde birkaç yaprak aldığı, suç konusu çeki sahte olarak keşide edip müşteki M A'ın babasına ciro edip verdiğinden bu suretle sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlediğinden savunmasının reddine karar verilmiş. Sanık H B'ın oğlu olan A B'ın Halk Bankasından aldığı çek karnesinde birkaç boş çek yaprağını almış. Sanık H6453927 numaralı çeki 2.000,00 TL bedelli tanzim ederek keşide yeri ve tarihini belirterek hamiline tazmin ettiği ve sahte olarak düzenlediği, müştekiden alım-satım yapması sonucu ciro ederek sahte çekin sahteliğini bilerek vermiş. Sanık bu suretle sahtecilik suçunu işlediği kanaatine varıldığından mahkumiyetine karar verilmiş. Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan açılan dava Yargıtay 11. Ceza Dairesi tarafından zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmış. 5252 Sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Yasanın 9 maddesi uyarınca 01 Haziran 2005 tarihinden önce işlenen suçlarla ilgili olarak, Türk Ceza Kanununun lehe olan hükümlerinin derhal uygulanabileceği hallerde, lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirleneceğinden, sanığın sahtecilik suçundan yürürlükteki 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu 204/1 maddesi uyarınca 2 sene hapis cezası tayin edilip 62 maddesi uyarınca taktiren 1/6 oranında indirim yapılarak 1 sene 8 ay hapis cezası ile birlikte 53 maddesi uyarınca güvenlik tedbirine karar verilmesi karşısında, 765 Sayılı Türk Ceza Kanunun 342/1 maddesi uyarınca 2 sene ağır hapis cezası tayin edilip 5252 Sayılı Yasa uyarınca hapis cezasına dönüşütrüldükten sonra 59 maddesi uyarınca taktiren 1/6 oranında indirim yapılarak 1 sene 8 ay hapis cezası verileceğinden sonuç ceza sanık lehine olduğundan ve derhal uygulanması gerektiğinden, sanığın aşağıdaki gibi cezalandırılmasına karar verilmiş. Sanığın kovuşturma aşamasında heyete karşı saygılı tutum ve davranışları lehine hafifletici neden sayıldığından TCK' un 59 maddesi uygulanarak taktiren 1/6 oranında indirim yapılmıştır. Sabıkalı olan sanığın tespit edilen kimliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecindeki savunmaları ve davranışlarından hükmün tefhiminin geri bırakılması durumunda cezanın caydırıcı olmayacağı kanaatine varıldığından CMK.un 5728 Sayılı Yasa ile değişik 231 maddesinin tatbik edilmemiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda yazılı olduğu üzere,
Sanık H B’ın sahtecilik suçundan eylemine uyan ve lehine olan 765 Sayılı TCK’ un 342/1 maddesi uyarınca suçun işleniş şekli, yeri, zamanı v.s. hususlar nazara alındığında teşdit nedeni bulunamadığından takdir en 2 sene ağır hapis cezası, 5252 Sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Yasanın 6 maddesi uyarınca kanunlarda öngörülen ağır hapis cezaları, hapis cezasına dönüştürüldüğünden, sanığın 2 sene hapis cezası, TCK’ un 59 maddesi uyarınca takdir en 1/6 oranında indirilerek neticeden 1 sene 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında başka teşdit ve tahfif nedeni bulunmadığından artırma ve eksiltmeye yer olmadığına,
Sonuç ceza uzun süreli hürriyeti bağlayıcı ceza olduğundan 647 Sayılı Yasanın değişik 4 maddesinin tatbik talebinin reddine, hapis cezasının tedbir veya paraya çevrilmesine yer olmadığına,
Sanığın tespit edilen kimliği, adli sicil kaydı ve duruşma tutanakları incelendiğinde pişmanlık duymadığı ve ileride suç işlemekten çekinmeyeceği kanaatine varıldığından, 647 Sayılı Yasanın 6 maddesinin uygulanmamasına ve cezasının ertelenmesine yer olmadığına,
Sanığın tespit edilen kimliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecindeki savunmaları ve davranışlarından hükmün tefhiminin geri bırakılması durumunda cezanın caydırıcı olmayacağı kanaatine varıldığından CMK.un 5728 Sayılı Yasa ile değişik 231 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiş. Sahtecilik suçundan verilen hükmün açıklanması gerekmiş.
Adli Yargı Emanetinin 2002/2429 sırasında kayıtlı bulunan çekin dosyada delil olarak saklanmasına,
Mahkeme masrafı olarak bozmadan önce yapılan posta gideri 16,50 TL, müzekkere masrafı 6,00 TL, bozmadan sonra davetiye gideri 9,00 TL, posta gideri 1,00 TL, toplam 32,50 TL’ ın CMK’ un 325 maddesi uyarınca sanıktan tahsiline,
Yapılan duruşma sonunda, sanık . sanık müdafii Av. H O’in huzurunda, talep gibi, tefhimden itibaren 7 gün içinde Yüksek Yargıtay’da inceleme istemek suretiyle, temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen tefhim edildi. 06/04/2009


Başkan 25113

Üye 30956

Üye 39723

Katip 116465
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Karşılıksız Çekteki Kaşe incitanesi Meslektaşların Soruları 3 26-10-2007 14:50
çek ve bankada ki imzanın tutmaması? avangardea Meslektaşların Soruları 2 10-08-2007 12:01
Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması adilane Meslektaşların Soruları 1 18-05-2007 09:10
Çektaki Imzanın inkarı Av.Ufuk Meslektaşların Soruları 4 10-04-2007 17:41
Çekteki Para Cezasının İnfazı ayhan_bostan Hukuk Soruları Arşivi 4 11-03-2005 16:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05889201 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.