Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

iş yeri değişikliği - kıdem tazminatı

Yanıt
Old 17-01-2008, 01:27   #1
tunca07

 
Varsayılan iş yeri değişikliği - kıdem tazminatı

Selamlar,
Müvekkil 7 yıldır bir iş yerinde çalışıyor. Aynı işverene ait fakat farklı bir şirkete ve başka bir şehirde aynı pozisyonda işe geçici olarak devam etmesi isteniyor. Ancak daha önce çalıştığı şirkete ait ssk'dan çıkış veriliyor ve yeni çalışmaya başlayacağı şirkete de giriş yapiliyor. Ayrıca yeni şirket ile yeni sözleşme imzalatmak istiyorlar. müvekkil hakları zayi olmamasını (kıdem) ve başka şehirde çalışmak istememektedir. yeni sözleşmeyi de imzalamamıştır. Ancak yeni işyerinde işe fiilen devam etmektedir. bu değişiklik esaslı bir değişik midir? Yoksa işverenin bu tutumu aslında bir haksız fesih midir? işçi müvekkil sözleşmeyi bu yüzden haklı fesihde bulunabilir mi? işverenin aynı ve fakat şirketlerin farklı olmasının sonuçları ne olur? İş yerinin başka şehirde olmasının da etkisi ile nasıl bir yol izlenebilir ?

kıdem ve ihbar tazminatını alabilmek ve yeni iş sözleşmesini eski işyerindeki haklarını tamamen aldıktan sonra imzalamak adına işverene bir ihtar çekmeyi düşünmekteyim. konu ile ilgili değerli görüşlerinizi ve önerilerinizi rica ediyorum.
Old 17-01-2008, 11:02   #2
avukat erdoğan

 
Varsayılan

İşverenin yapmış olduğu 4857 sy. Kanun'un 22. maddesinde tanımı yapılmış olan esaslı değişikliklerden.Kanuna göre işçinin bu esaslı değişikliği kabul ettiğine dair 6 iş günü içinde yazılı beyanı alınması gerekiyor,aksi takdirde işçi görev yeri değişikliğini kabul etmemiş sayılıyor.Size tavsiyem herşeyden önce işverene iadeli taahhütlü bir ihtarname çekerek yapmış oldukları görev yeri değişikliğinin esasa ilişkin olduğunu,ve işçinin yazılı onayına bağlı olduğunu belritmek,ayrıca iş sözleşmesini fesih etmiş gibi gösterip girdi çıktı yaparak hem SSK açısından hem de işçilik hakları açısından işçinin haklarının gasp edildiğinden bahisle bu durumun tarafınıza 24. maddeye göre iş akdini haklı nedenlerle fesih etme yetkisi verdiğini ihtar etmenizdir.
Old 17-01-2008, 11:33   #3
Av.AE

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tunca07
Selamlar,
Müvekkil 7 yıldır bir iş yerinde çalışıyor. Aynı işverene ait fakat farklı bir şirkete ve başka bir şehirde aynı pozisyonda işe geçici olarak devam etmesi isteniyor. Ancak daha önce çalıştığı şirkete ait ssk'dan çıkış veriliyor ve yeni çalışmaya başlayacağı şirkete de giriş yapiliyor. Ayrıca yeni şirket ile yeni sözleşme imzalatmak istiyorlar. müvekkil hakları zayi olmamasını (kıdem) ve başka şehirde çalışmak istememektedir. yeni sözleşmeyi de imzalamamıştır. Ancak yeni işyerinde işe fiilen devam etmektedir. bu değişiklik esaslı bir değişik midir? Yoksa işverenin bu tutumu aslında bir haksız fesih midir? işçi müvekkil sözleşmeyi bu yüzden haklı fesihde bulunabilir mi? işverenin aynı ve fakat şirketlerin farklı olmasının sonuçları ne olur? İş yerinin başka şehirde olmasının da etkisi ile nasıl bir yol izlenebilir ?

kıdem ve ihbar tazminatını alabilmek ve yeni iş sözleşmesini eski işyerindeki haklarını tamamen aldıktan sonra imzalamak adına işverene bir ihtar çekmeyi düşünmekteyim. konu ile ilgili değerli görüşlerinizi ve önerilerinizi rica ediyorum.

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2006/9-51

K. 2006/27

T. 1.3.2006

• ALACAK DAVASI ( İş Sözleşmesinin Devredilmesi - Bu Belge İş Şartlarında Esaslı Bir Değişikliği İfade Etmekte Olup Davacı İşçinin Kıdem Tazminatı Hakkı Kazandığının Kabulü Gereği )

• KIDEM TAZMİNATI ( İş Sözleşmesinin Devredilmesi - Bu Belge İş Şartlarında Esaslı Bir Değişikliği İfade Etmekte Olup Davacı İşçinin Kıdem Tazminatı Hakkı Kazandığının Kabulü Gereği )

• İŞ SÖZLEŞMESİNİN DEVRİ ( İş Şartlarında Esaslı Bir Değişikliği İfade Etmekte Olup Davacı İşçinin Kıdem Tazminatı Hakkı Kazandığının Kabulü Gereği )

• İŞ ŞARTLARINDA ESASLI DEĞİŞİKLİK ( İş Sözleşmesinin Devredilmesi Halinde - Davacı İşçinin Kıdem Tazminatı Hakkı Kazandığı )

1475/m.14, 16

818/m.163, 179

ÖZET : Somut olayda bir işyeri devri değil, iş sözleşmesinin devri sözkonusu olup, tek başına bu belge, [iğretide de benimsendiği gibi 1475 sayılı İş kanunun 16/II-e maddesinde yer alan iş şartlarında esaslı bir değişikliği ifade etmekte olup, davacı işçinin kıdem tazminatı hakkı iş sözleşmesinin devri bağlamında ele alınarak, kıdem tazminatına hak kazandığının kabulü gerekmektedir.
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; I. 1. İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen 22/4/2004 gün ve 2002/593-2004/207 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 22.3.2005 gün ve 15131-9393 sayılı ilamı ile, ( ...Davacı işçi davalılardan T. A.Ş. işçisi olarak işe alınmış ve işe başladığı tarihte yapılan bir ödünç iş sözleşmesi ile diğer davalı Y. B. İşlem A.Ş. nezdinde çalışmaya başlamıştır. Bu şekilde kadrosu T. A.Ş.de kalmak üzere 11 ay çalıştıktan sonra ödünç iş ilişkisi karşılıklı olarak sonlandırılmış, davalılardan Y. B. İşlem A.Ş.nin gerçek işçisi olarak çalışmaya başlamış ve bu davalı şirket adına işe giriş bildirgesi verilmiştir. Davacı işçi aynı yerde çalışmasını sürdürdüğü bir sırada 1.7.2001 tarihinden itibaren dava dışı Y. B. Pazarlama A.ş. işyerine transfer edileceğine dair bir belge düzenlenmiş ve davacı işçi bu bildirimi kabul etmediğini belirterek, iş sözleşmesini 1475 sayılı İş Kanununun 16. maddesi uyarınca feshettiğini açıklamıştır.
Davacı işçi açmış olduğu bu davada kıdem tazminatı talebinde bulunmuştur. Mahkemece, 1475 sayılı İş Kanununda ödünç iş ilişkisi düzenlenmemişse de, Yargıtay tarafından bu uygulamanın kabul edildiği ve işçi adına yapılan bu değişikliğin iş koşullarında esaslı değişiklik mahiyetinde olmadığı gerekçesiyle isteğin reddine karar verilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, davacının Y. B. İşlem A.Ş. işçisi olarak çalışırken dava dışı Y. B. Pazarlama A.Ş.ne transferi ile ilgili yapılmak istenen işlem, ödünç iş ilişkisi niteliğinde değildir. Gerçekten, davacının işyeri değiştirilmeksizin ve aynı işi yapması koşulu ile dava dışı diğer şirket işçisi olarak çalıştırılmak istendiği hususu tartışma dışıdır.Bu durumda dosyada mevcut olan "ödünç iş ilişkisi sözleşmesi" başlıklı belgeye rağmen davacının aynı yerde çalışması söz konusu olduğuna göre ödünç iş ilişkisinden söz edilmesine olanak bulunamamaktadır. Davacı tanıkları beyanlarına göre işyerindeki diğer işçilerin de aynı işleme tabi tutulduğu anlaşılmakla 1475 sayılı İş Kanunu 14/2 maddesi anlamında işyerinin el değiştirmesi söz konusudur.
Kural olarak işyerinin devri işçiye haklı fesih imkanı vermemektedir. Ancak, devir ile birlikte getirilen yeni uygulamaların iş koşullarının esaslı değişikliği niteliğinde olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Somut olayda davacı işçiden imzalaması istenilen "ödünç iş ilişkisi sözleşmesi" başlıklı sözleşmenin 4. maddesinde fazla çalışma ücretinin aylık sabit ücretin içinde olduğu belirtilmiştir. Her ne kadar davacının muvafakat ettiği ilk ödünç iş sözleşmesinde aynı kural yer almakta ise de, bu ilişkinin işçinin ödünç alanın gerçek işçisi olması suretiyle 1.5.1999 tarihinde sonlanması üzerine söz konusu hükmün geçerliliği ortadan kalkmış durumdadır. Bu durumda fazla çalışma ücretinin aylık sabit ücretin içinde yer aldığına dair yeni sözleşme hükmü iş koşullarının işverence işçi aleyhine tek taraflı olarak ağırlaştırılması niteliğindedir. Böyle olunca davacı işçinin iş sözleşmesini feshinin 1475 sayılı İş Kanunu 16/2 e maddesine uygun olarak yapıldığının kabulü gerekir. Mahkemece kıdem tazminatı isteğinin kabulü gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir... )
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, kıdem tazminatı istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece, işveren değişikliğinin çalışma koşullarında farklılık yaratmadığı, bu nedenle de davacı işçinin fesih hakkı doğmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire; yukarıda metni yazılı gerekçe ile hükmün bozulmasına karar vermiş, yerel mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
1475 sayılı Kanunun kıdem tazminatını düzenleyen 14. maddesi; işçi tarafından bu ( 1475 sayılı )Kanunun 16. maddesi uyarınca hizmet akdinin feshedilmiş olması durumunda kıdem tazminatına hak kazanılacağı hükme bağlamıştır.
16. maddenin II/e bendinde ise; ( sözleşmelere bu fıkradaki haller hakkında başka türlü kayıt konmamak şartiyle )iş şartları esaslı bir tarzda değişir, başkalaşır veya uygulanmazsa, işçinin bildirimsiz fesih hakkının bulunduğu öngörülmektedir.
Davaya konu somut olayda, davacı işçi, davalı T. T. B. ve M. Sanayi Anonim Şirketinde işe başlamış, yapılan bir ödünç iş sözleşmesi ( sonrasında gerçek işçisi olarak )ile diğer davalı Y. B. İ. Anonim Şirketi nezdinde çalışmaya başlamıştır. Bu işyerinde çalışmasını sürdürmekte iken 1.7.2001 tarihi itibariyle dava dışı Y. B. P. Anonim Şirketine transfer edileceğine ilişkin bir belge düzenlenmiş, davacı işçi bu belgeyi imzalamayarak, 1475 sayılı İş kanunun 16 maddesi gereğince iş sözleşmesini feshetmiştir. Somut olay, 1475 sayılı İş Kanunun yürürlük döneminde gerçekleşmiştir.
İş akdinin haklı nedenle feshedilmesi olgusundan önce, işyeri devri ve iş sözleşmesinin devri kavramları üzerinde durulmasında yarar bulunmaktadır.
İşyeri devri, 4857 sayılı İş Kanununda kapsamlı bir şekilde düzenlenmekte ise de mülga 1475 sayılı İş Kanununda bağımsız olarak yer verilmemiş, sadece 14. maddede, kıdem tazminatına esas sürenin hesabında kavram olarak yer almıştır. İşyeri devrine ilişkin sorunlar, 1475 sayılı Kanun döneminde Borçlar Kanunu kapsamında ele alınmaktadır.
Borçlar Kanunun "Bir mamelekin veya bir işletmenin devralınması" kenar başlığı altında yer alan 179. maddesinde; "Bir mameleki veya bir işletmeyi aktif ve payları ile birlikte devralan kimse, bunu alacaklılara ihbar veya gazetelerde ilan ettiği tarihten itibaren onlara karşı mamelekin veya işletmenin borçlarından mesul olur; Şu kadarki iki yıl müddetle evvelki borçlu dahi yenisiyle birlikte müteselsilen mesul kalır; bu müddet muaccel borçlar için ihbar veya ilan tarihinden ve daha sonra muaccel olacak borçlar içinde muacceliyet tarihinden itibaren işlemeye başlar" ifadesi yer almaktadır.
Malvarlığının devri, o malvarlığının içinde bulunan her bölümün devri için yasaca aranan biçimlere uyularak yapılır. Alacakların temliki, Borçlar Kanunun 163. madde uyarınca yazılı olarak yapılması gereklidir. Borçlar Kanunun 179. maddesi uyarınca devredenin, devir sözleşmesine göre borcunu ifası ve devrin alacaklılara ihbarı veya gazetelerde ilanı ile işyerinin devir tamamlanmış olup, iş Hukuku yönünden de devreden işveren sıfatını kaybetmiş, devralan ise kazanmış olur. ( Güzel, Ali: İşverenin Değişmesi - İşyerinin Devri ve Hizmet Akitlerine Etkisi, İstanbul 1987, s 26 )
1475 sayılı iş Kanununun 14. maddesi ile, salt işyerinin devri ya da el değiştirmesi özel bir neden söz konusu değilse işçiye fesih hakkı vermemektedir.
İşçi işveren arasındaki iş ilişkisinin devri, işveren tarafının değişmesi, bir başka anlatımla iş akdinin devrinde, ortada bir üçlü ilişki vardır. işçinin de bu devre rızası gerekir. Tarafların, özellikle sözleşmede kalan taraf olarak işçinin çıkarları göz önünde tutulduğunda, sadece devreden ve devralan işverenin ifade beyanıyla iş sözleşmesinin devri mümkün değildir. 1475 sayılı İş Kanununun 16/II-e maddesi de aynı esası doğrulanmaktadır ( Ekonomi/ Eyrenci, s 1219 ).
İş sözleşmesinin devrinde işyerinin değiştirilmesi koşulu bulunmamaktadır. ( Ekonomi/Eyrenci: s. 1203 ). Öte yandan işçinin rızasının bulunması koşulu da yargısal kararlarla vurgulanmaktadır.
Ödünç iş ilişkisi ise 1475 sayılı iş Kanunu döneminde Yasada düzenlenmemesine karşın, içtihat yoluyla uygulama olanağı bulmuş, 4857 sayılı İş Kanunun 7. maddesinde ise "Geçici İş İlişkisi" kenar başlığı altında yer almıştır. Bu ilişkide de işçinin yazılı rızası aranmaktadır. Devreden işveren devir sırasında işçinin yazılı rızasını alarak, holding bünyesi içinde veya aynı şirketler topluluğuna bağlı başka bir işyerinde veya yapmakta olduğu işe benzer işlerde çalıştırması koşuluyla başka bir işverene iş görme edimini yerine getirmek üzere geçici olarak devrettiğinde geçici iş ilişkisi kurulmakta, bir süre sınırlaması getirilmektedir. İş sözleşmenin devri ve ödünç iş ilişkisi birbirine yakın kavramlar olmasına rağmen birebir örtüşmemektedir.
"Transfer Belgesi" başlığı altında davacıya hitaben yazılan yazıda; "Muvafakatiniz alınarak Y. AŞ'den Y. .Topluluğuna dahil Y. B. Pazarlama AŞ'ne geçirtilme konusunda her iki şirket İdare Meclisi tarafından karar verilmiş olup, 1 Temmuz 2001 tarihinden itibaren hizmet akdinizin işveren tarafında Y. B. Paz. AŞ'de yer alacak ve iş ilişkiniz bu şirket ile devam edecektir " ifadeleri yer almaktadır. Bu belge, iş sözleşmesinin devri niteliğinde bulunmaktadır. Davacı işçi söz konusu belgeye "Bu tebligatı kabul etmiyorum, iş Kanunun 16. maddesi gereğince iş akdimi feshediyorum" şerhini düşmüştür. Somut olayda bir işyeri devri değil, iş sözleşmesinin devri söz konusu olup, tek başına bu belge, öğretide de benimsendiği gibi 1475 sayılı iş kanunun 16/II-e maddesinde yer alan iş şartlarında esaslı bir değişikliği ifade etmekte olup, davacı işçinin kıdem tazminatı hakkı iş sözleşmesinin devri bağlamında ele alınarak, kıdem tazminatına hak kazandığının kabulü gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan maddi ve yasal olgular dikkate alınarak yapılacak değerlendirme ile karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeler ile önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 1.3.2006 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
yarx
Old 17-01-2008, 11:36   #4
Av.AE

 
Varsayılan Başka Şehre Nakil ile ilgili Yargıtay Kararı

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 1993/11110

K. 1994/351

T. 21.1.1994

• İŞ KOŞULLARINDA ESASLI DEĞİŞİKLİK ( Sözleşmede Aksine Kayıt Bulunmamak Şartıyla İşçinin İş Akdini Feshedebilmesi )

• HİZMET AKDİNİN FESHİ ( İş Şartlarının Esaslı Şekilde Değişmesi-Başka Bir Şehre Nakil )

• KIDEM TAZMİNATI ( Başka Bir Şehre Atandığı İçin Akdi Fesheden İşçinin İsteyip İsteyemeyeceği )

1475/m.16

ÖZET : İş koşullarında esaslı değişiklik olması durumunda işçi, iş sözleşmesini feshedebilir.
Ancak, işveren tis ve personel yönetmeliği`ndeki hükümlere dayanarak iş koşullarını değiştirebilir, işçiyi başka bir işyerine nakledebilir. DAVA : Davacı, kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı bankaya ait Ankara`daki işyerinde çalışmakta iken, 6.08.1992 tarihinde İstanbul Bölge Müdürlüğü emrine atanması nedeniyle iş aktini İş Kanunu`nun 16/II-e maddesi uyarınca feshetmiştir. Anılan hükme göre, iş şartlarının esaslı bir şekilde değiştirilmesi halinde işçi iş aktini feshedebilir. Ancak sözleşmede aksine bir kaydın bulunmaması gereklidir. İşyerinde uygulanan TİS.`nin 20 nci maddesi ile Personel Yönetmeliğinin 43 üncü maddesi uyarınca işveren lüzum ve ihtiyaca göre, şehirlerarası nakil yetkisine sahiptir. Söz konusu hükümler, nakil ve atamalarda kendi isteği ile gitmek isteyenlerle ailevi durumu uygun olanlara öncelik tanımakta olup, işverenin nakil yetkisini sınırlayıcı bir düzenleme içermemektedir. İş Kanunu`nun 16/II-e maddesine göre, bu tür düzenlemeler geçerli ve bağlayıcıdır. Bu düzenlemeler karşısında davacının iş koşullarının başkalaşması ve değiştirilmesinden söz ederek, kıdem tazminatı isteğinde bulunması mümkün değildir. Buna rağmen, mahkemenin TİS.`ni ve Personel Yönetmeliği hükümlerini yanlış yorumlayarak isteği hüküm altına alması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.1.1994 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY
Dosyadaki yazılara ve kararın dayandığı gerekçeye göre, usul ve yasaya uygun olan yerel mahkeme kararının onanması gerekir. Bu nedenle çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.
Üye
E. Serim
Old 17-01-2008, 11:41   #5
Av.AE

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/24500

K. 2005/20470

T. 7.6.2005

• İŞÇİNİN BAŞKA KENTTE GÖREVLENDİRİLMESİ ( Sözleşmede Öngörülmesine Göre Nakil Ve Atama İşleminin İşçi Tarafından Kabul Edilmesi Gereği - İşçi Tarafından İş Sözleşmesinin Feshinin Haklı Bir Nedene Dayanmadığı )

• BAŞKA YERE NAKİL VE ATAMA ( Sözleşmede Öngörülmesine Göre Nakil Ve Atama İşleminin İşçi Tarafından Kabul Edilmesi Gereği - İşçi Tarafından İş Sözleşmesinin Feshinin Haklı Bir Nedene Dayanmadığı )

• KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI ( İşçinin Başka Şehirlerde Bulunan İş Yerlerinde De Görevlendirileceği Öngörüldüğüne Göre Sözleşmeyi Fesheden İşçinin Talebinin Reddi Gereği )

• İŞ SÖZLEŞMESİNİN İŞÇİ TARAFINDAN HAKSIZ FESHİ ( İşçinin Başka Şehirlerde Bulunan İş Yerlerinde De Görevlendirileceği Öngörüldüğüne Göre Sözleşmeyi Fesheden İşçinin İhbar Kıdem Tazminatının Reddi Gereği )

4857/m. 17,18

1475/m. 14

ÖZET : Hizmet sözleşmesinde, işçinin başka şehirlerde bulunan iş yerlerinde de görevlendirileceği öngörüldüğüne göre, bu kural doğrultusunda gerçekleştirilen nakil ve atama işleminin işçi tarafından kabul edilmesi gerekir. Böyle olunca davacı işçi tarafından iş sözleşmesinin feshinin haklı bir nedene dayanmadığı kabul edilmelidir.
DAVA : Taraflar arasındaki "İhbar ve Kıdem Tazminatı, İzin Ücreti ne Ücret Alacağının Ödetilmesi" davasının yapılan yargılaması sonunda.; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 7.6.2005 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Av. S. K. geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki, bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı işçi iş sözleşmesini iş şartlarında esaslı değişiklik sebebiyle feshetmek zorunda kaldığını ileri sürerek kıdem tazminatı isteğinde bulunmuş, mahkemece isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçi 8.3.1984 tarihinde işyerinde çalışmaya başlamış ve taraflar arasında 27.8.1999 tarihinde imzalanan iş sözleşmesinde, işçinin başka şehirlerde olan İşyerlerinde de görevlendirebileceği açıklanmış ve çalışanın bu nakil ve atamayı koşulsuz olarak kabul ettiği belirtilmiştir.
Davacı işverence iş sözleşmesinde öngörülen yetki çerçevesinde 10.5.2002 tarihi itibarıyla mevcut unvan ve ücreti ile Diyarbakır temsilciliğine atandığı açıklanmıştır. Davacı işçi söz konusu atama işlemini kabul etmeyerek iş sözleşmesini feshetmiştir.
Somut olayda davacı işçi iş sözleşmesi kapsamında yapılan bu atama işlemini kabul etmek durumundadır. İşverence işçinin mağdur edilmek için bu yola gidildiği hususu da davacı işçi tarafından ileri sürülüp yöntemince kanıtlanmış değildir. Böyle olunca davacı isçinin iş sözleşmesinin feshinin haklı bir nedene dayanmadığı kabul edilmelidir. Bu durumda kıdem tazminatına hak kazanılması da olanaksızdır. Mahkemece anılan isteğin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde talebin kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, Davalı yararına takdir edilen 400.00 YTL. duruşma avukatlık parasının karsı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 7.6.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
yarx
Old 17-01-2008, 11:45   #6
Av.AE

 
Varsayılan

Umarım kararlar, işinize yarar...

Saygılarımla,
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kıdem Tazminatı Av.Hatice Sarıbardak Meslektaşların Soruları 3 17-10-2007 19:01
kıdem tazminatı Buğrahan karakoyunlu Meslektaşların Soruları 4 10-01-2007 17:07
Kıdem tazminatı cerav Hukuk Soruları Arşivi 4 10-05-2006 09:41
Kıdem Tazminatı tarlak Hukuk Soruları Arşivi 3 30-06-2005 18:04
Kıdem Tazminatı Ve İşveren Değişikliği bankacı Hukuk Soruları Arşivi 1 27-02-2002 20:16


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04725194 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.