Hukuk Çöllere Düştü

HUKUK ÇÖLLERE DÜŞTÜ

İnsanlık tarih boyunca ilerledi. Ama bu ilerleme zaman zaman durdu. Hatta bazan geriledi Neyse ki bu gerilemeler, bazan uzun sürse de, geçici oldu.

Süreci yaşanlar, akvaryumdaki balık gibi, ilerlemeyi ve gerilemeyi anlamakta gecikmekte. Ancak yıllar sonra, geri dönüp bakıldığında ne kadar gerilendiği görülmekte. Gerilemeyi anında anlayanlara “muhalif” denir ve onlara iyi gözle bakılmaz. Huzur kaçırdıkları düşünülür ki, bu düşünce doğrudur. İnsanlarda ilerleyerek huzuru arama yerine, oturduğu yerde huzurun kendisine sunulmasını bekleme eğilimi var. Bu eğilim, ilerlemenin yokuşudur. Durduk yerde ilerleme olmuyor

Masallarda, çevremizde, evlerde, işyerlerinde, her yerde insanlar ikiye ayrılır: Güçlüler ve Güçsüzler.

Güçlüler, adlarından da anlaşılabileceği gibi, dilediklerini yapabilecek durumdadır. Güçlüler kötülük de yapabilirler. Genellikle de yaparlar.

İnsanlık ilerledikçe güçlülerin kaba gücü vicdanları rahatsız etti. Güçsüzler bir araya gelme fırsatı bulup da güçlendikleri zamanlarda kaba gücü sınırlayan kurallar koydular. Böylelikle hukuk güçsüzlerin tek sığınağı haline geldi. “Saçı bitmedik yetimin hakkı” deyimi ile güçsüzlüğün en uç noktası ifade edilerek hukukun önemi vurgulanır oldu. Hukukun amacı kaba kuvvete karşı güçsüzleri korumaktır. İnsanlık ne kadar ileri ise, koruma o kadar güçlü olur.

İnsanlığın gerilediği dönemlerde, daha önce konulan hukuk kuralları, bir kılıfa sokularak, rafa kaldırılıyor. Hukuk rafa kaldırılınca masaya konanlar güçlülerin kuralları oluyor. Bu aşamada masada kural bulunduğuna bakıp, yanılgıya düşmemek gerekir. Kural olması hukuk olması anlamına gelmez. Kurallar güçsüzler tarafından konulmalıdır. Güçlülerin koyduğu kuralların güçsüzleri koruduğu görülmemiştir. Koruyucu olmayan kurallar çuvalına “hukuk” denmez.

Uluslararası hukuk şu sıralarda “çöllere düşmüş”tür. Pusulasını kaybetmiş, yönünü kaybetmiştir. Her adım atıldığında, uluslararası hukuk insanlığın hedefine göre gerilemektedir.

Ulusların kendi kaderlerini belirleme hakkı, toprak bütünlüğünün güvence altında olması, Birleşmiş Milletler kararları olmaksızın silahlı güç kullanılmaması gibi hukuk kuralları insanlığın gelişme yolunda attığı adımlardır. Bu kurallar Hitler ordularının kaz adımlarından alınan dersler sonucu ortaya çıkmıştır. Son günlerde televizyonlarda gördüğümüz bukalemun kılıklı insanların adımları kaz adımlarına benziyor. Hem de geri geri atılan kaz adımları....
Bunlara ayak uydurmaya kalkmamalı.

Tarihi unutmayın; tarih unutmaz...