Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Havaalaninda Kaybolan Bavul İÇİn Ne Yapabİlİrİm? Manevi Tazminat konusunda karar

Yanıt
Old 09-07-2007, 17:26   #1
külekçi

 
Varsayılan Havaalaninda Kaybolan Bavul İÇİn Ne Yapabİlİrİm? Manevi Tazminat konusunda karar

SAYIN MESLEKTAŞLARIM,
Yurt dışından gelen bir müvekkilimin, Trabzon Havaalanına indiğinde uzun süre beklemesine rağmen bavulu banttan çıkmıyor.Bunun üzerine bavulları taşımakla sorumlu Türk Şirketi Bagaj Aksaklık Raporu düzenleyerek, 7 gün içinde haber vereceklerini söylüyor.7 gün doluyor,ancak bavul bulunamamış durumda.Havaalanındaki Türk Taşıma Şirketi kendi sorumluluklarının bu kadar olduğunu gerisini Havayolu Şirketi ile halletmemiz gerekeceğini söylüyor.Müvekkilim havayolu şirketinin kilo başına ödeyeceği 20 Euro'yu kabul etmiyor.Çünkü bavul inanılmaz boyutta büyük ve içinde kıymetli şeyler var.Hesaplandığında şirketin ödemeyi taahhüt ettiği ( bilete göre) meblağ 800 Euro olmasına rağmen müvekkil zararının 1900 Euro olduğunu söylüyor.Tazminat davası açmak istiyorum.Elimde Bagaj aksaklık raporu, uçağa binmeden önce fazla ağırlık için yapılan ödemenin belgesi ve birçok şahit var.Havayolları Şirketi yabancı bir şirket, olay Trabzon Havaalanında oluyor ve müvekkil yazları Giresun'da kalıyor.Bu davayı Giresun'da açabilir miyim? Manevi zarar da talep etmeli miyim? Sizce olumlu sonuç alabilir miyim? Çok teşekkürler...
Old 09-07-2007, 19:20   #2
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/90
Karar: 2003/5646
Karar Tarihi: 29.05.2003
ÖZET: Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve Varşova Konvansiyonu'nun La Haye ve 4 sayılı Montreal Protokolü ile değişik 22 nci maddesindeki sınırlı sorumluluk esasının taşıyıcının sorumlu olacağı üst sınırı belirlemekte olmasına, bu davada davacının gerçek zararının sınırlı sorumluluk ilkesine dayalı hesaplanan miktarın çok altında olması nedeniyle gerçek zarar miktarının hüküm altına alınması nedeniyle davacının gerçek zararının halefiyet yolu ile gerçekleştiği tazminat ödeme tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre mahkemece verilen hükmün onanması gerekir.
(6762 S. K. m. 768)
Dava: Taraflar aras
ında görülen davada İstanbul Asliye 9. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 08.07.2002 tarih ve 2000/1437-2002/745 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı T.H.Y.A.O. vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 27.05.2003 günde davalı T.H.Y.A.O. avukatı gelip, davacı ve diğer davalı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü :
Karar: Davacı vekili, müvekkiline havayolu ile taşıma rizikolarına karşı edilen emtianın, Fransa'dan İstanbul'a taşınması sırasında kaybolmasından davalı taşıyanların sorumlu olduğunu ileri sürerek, sigorta ettirene ödenen ( 1.890.000.000 )-liranın tazminatın davalılardan rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan THY vekili, taşıma senedinde sigorta ettirenin adının yer almamasından dolayı halefi olan davacının dava hakkı olmadığını, müvekkili sorumlu tutulsa bile bunun kg. başına 17 SDR ile sınırlı olduğunu savunmuştur.
Diğer davalı vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunmuştur.
Mahkemece, sunulan kanıtlara ve bilirkişi raporuna dayanılarak, alt taşıyan davalı THY'nin taşınan emtianın kaybolmasından sorumlu olduğu, sınırlı sorumluluk esasına göre hesaplanan tazminatın talepten fazla olduğu, üst taşıyanın acentesi durumundaki diğer davalıya husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle ( 1.890.000.000 )-lira ödeme tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalılardan T.H.Y.A.O vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve Varşova Konvansiyonu'nun La Haye ve 4 sayılı Montreal Protokolü ile değişik 22 nci maddesindeki sınırlı sorumluluk esasının taşıyıcının sorumlu olacağı üst sınırı belirlemekte olmasına, bu davada davacının gerçek zararının sınırlı sorumluluk ilkesine dayalı hesaplanan miktarın çok altında olması nedeniyle gerçek zarar miktarının hüküm altına alınması nedeniyle davacının gerçek zararının halefiyet yolu ile gerçekleştiği tazminat ödeme tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılardan THY vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle kararın ONANMASINA, davacı ve diğer davalı avukatı duruşmaya gelmediğinden duruşma vekillik ücretinin alınmasına mahal olmadığına, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 29.05.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve
İçtihat Programları
**************************************
Old 10-07-2007, 09:52   #3
külekçi

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi

E:2001/2983
K:2001/3333
T:19.04.2001

HAVAYOLU
İLE TAŞIMA SÖZLEŞMESİ
TAŞIYANIN SINIRLI-SINIRSIZ SORUMLULUĞU

Ta
şıyıcının, sınırsız bir şekilde sorumlu tutulabilmesi için, yük sahibi veya zarar gören, taşıyıcının "dikkatsizlikten daha öte tedbirsizliğe, ihtiyatsızlığa varan cesaretle, pervasızca" bir tutum ve davranışının varlığını kanıtlamalıdır. Taşıyıcının sorumluluğu Ftotokolun 22. maddesi çerçevesinde, sınırlı sorumluluk ilkelerine göre belirlenmeli ve elde edilecek sonuca uygun bir karar verilmelidir. [Uluslararası Hava Taşımacılığına İlişkin Bazı Kuralların Birleştirilmesi Hakkında Sözleşme
(12.10.1929 Tarihinde Varşova'da imzalanan ve 28.9.1955 Tarihli La Haye Protokolü ile değişik

(m. 16, 22,25)

A. M
üret i1e L... A... Hayayolları arasındaki davadan dolayı (Ankara Asliye Birinci Ticaret Mahkemesince verilen 2.3.2000 gün ve 1998/1093- 2000/60 sayılı kararı bozan Daire'nin 20.10.2000 gün ve 2000/5894 - 2000/8165 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi, isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, davalıya ait uçak ile New York'tan İstanbul'a seyahat eden müvekkilinin
bavulunun kaybolduğunu, davalının kısmi ödemesinin zararı karşılamadığını ileri sürerek, (6.546.46) USD veya TL karşılığı (2.029.390.200.-)TL nın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Varşova Konvansiyonu'nun 22. maddesi gereğince müvekkili sorumluluğunun 30 kg. dan 4.156 USD. ile sınırlı olduğunu savunarak, aşan talebin reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin verilen karar, Dairemizin
20.10.2000 tarihli kararında açıklanan nedenlerle faiz uygulaması yönünden davalı yararına bozulmuştur.
Davalı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, havayolu ile taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacının, davalıya ait uçak ile Esenboğa - Frankfurt - New York arasında gidiş dönüş seyahati yaptığı ve dönüş seyahati sırasında da
bavulun kaybolduğu hususları çekişmesiz olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının sınırsız sorumluluk ilkelerine göre sorumlu tutulup, tutulamayacağı üzerinde toplanmaktadır.
Ülkemizin de taraf olduğu 28.9.1955 tarihli La Haye Protokolü ile değişik 12.10.1929 tarihli Varşova'da imzalanan "Uluslararası Hava Taşımacılığına
İlişkin Bazı Kuralların Birleştirilmesi Hakkında Sözleşme" ile, uluslararası taşımaların havayolu ile yapılmasında uygulanacak şartlar ve taşıyıcının sorumluluğunun belirlenmesinde yeknesaklığı sağlamaya yönelik düzenlemeler yapılmıştır. Sözleşmenin 16. maddesi ile, taşıyıcının kabul ettiği eşyanın hasar ve kaybından sorumlu olduğu kabul edilmiş, 22. madde ile ise, taşıyıcının sorumluluğu sınırlandırılmıştır. Ancak, La Haye Protokolü ile değiştirilen 25. maddesinde de, "zararın taşıyıcının işçilerinin veya temsilcilerinin zarar vermek kastıyla veya zararın doğması ihtimali olduğunu bilerek dikkatsizlik ve dikkatsizlikten de öteye giderek ihtiyatsızlığa varan cesaretle, ispatlanırsa 22. maddede belirtilen sorumluluk limitlerinin uygulanmayacağı, ancak, bir işçi veya temsilcilerin böyle bir hareketi veya ihmali halinde onun kendi görevi çerçevesi içinde hareket ettiğinin de ispatı gerekir" hükmüne yer verilmiştir. Taşıyıcının sınırsız sorumluluğu için 25. maddedeki düzenlemenin özellikle
Protokol'ün Fransızca metninde yazılı olan "temerrairement" kelimesinin karşılığı olan "dikkatsizlikten daha öte tedbirsizliğe, ihtiyatsızlığa varan cesaretle, pervasızca" bir tutum ve davranışın kastedildiği, Dairemizce istikrarlı bir şekilde benimsenmiştir. Yani, taşıyıcının sınırsız bir şekilde sorumlu tutulabilmesi için, yük sahibi veya zarar gören, taşıyıcının bu şekildeki tutum ve davranışını kanıtlamalıdır.
Her olayın kendine mahsus özellikleri içinde değerlendirilmesinin zorunlu olduğu, gerektiğinde daha küçük hacim ve ağırlıktaki bagaj veya eşyanın ' hasar veya kaybolması halinde taşıyıcının sınırsız sorumlu tutulabileceği belirtildikten sonra, somut olaya dönülecek olunursa, 30 kg. ağırlığındaki bir
bavul, ortalama her yolcunun beraberinde taşıyabileceği ve taşıdığı neviden bagaj olup, bu nevi eşyaların, dünyanın bilinen tüm havayolu meydan ve ter-
minallerinde güvenlik nedeni ile belli kontrollerden geçirildiği, yürüyen bantlardan eşya sahiplerine teslim edildiği bilinmektedir. Bu uygulama içinde yine' bazı
bavulların karıştırıldığı ve başka yolcularca da alınmasının sık sık rastlanan bir durum olduğu görülmektedir. Bu hususların, taşıyıcının sorumluluğunu ortadan kaldırması veya özür olarak ileri sürülmesi elbette söylenemez. Ancak, bu şartlarda kaybolan bir bavul sebebi ile davalı taşıyıcının hangi surette kasda yakın bir davranışı veya pervasızca bir tutumunun bulunduğu iddia ve ispat edilmelidir. Oysa, davacı bu hususta somut bir delil getirememiş ve bu yöndeki iddiasını kanıtlayamamıştır. Dosyada mevcut ve davacının dayandığı Dairemiz kararında sözü edilen olayda, 4300 kg. ağırlıkta ve 462 koliden oluşan yükün 2/3'ünden fazlasının kaybolması söz konusu olup, gerek hacim ve gerekse ağırlık olarak bu meblağda bir yükün kaybedilmesinde ve taşıyıcının hiç bir açıklama getirememesi karşısında taşıyıcının sınırsız sorumlu tutulması benimsenmiş olup, somut olaya emsal teşkil etmesi mümkün değildir.
Aksi halde, her eşya veya
bavul kaybında aynı söz ve gerekçeler ile sınırlı sorumluluk ilkeleri aşılmış olacak ve sınırlı sorumluluk ilkeleri ile ilgili uluslararası düzenlemenin amacına uygun olmayan bir durum ortaya çıkacaktır.
Bu durumda mahkemece, davalı sorumluluğunun Protokol'ün 22. maddesi çerçevesinde sınırlı sorumluluk ilkelerine göre belirlenmesi ve elde edile-, çek sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bu nedenle kararın davalı yararına bozulması gerekirken, bu hususun gözden kaçırılması isabetsiz olmuş ve davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulüne, Dairemizin 20.10.2000 tarih ve 2000/5894 - 8165 sayılı kararının (1) numaralı bendinin kaldırılmasına, (2) nolu bendin başına da "kabul şekline göre de" ibarelerinin konmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 20.10.2000 tarih ve 2000/5894- 8165 sayılı kararındaki (1) nolu bendin kaldırılarak kararın davalı yararına (BOZULMASINA), (2) nolu bent başlangıcına da, "kabul şekline göre de" ibarelerinin yazılmasına, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 19.4.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

ti


(Kaynak:YKD Y
ıl:2002 Ay:1 Sayfa:58)
Olayımızda kaybolan bavul normal boyutta olmadığından ve bunu belgelerle de kanıtlayabileceğimizden,taşıyanın sınırsız sorumlu olduğunu düşünüyorum.Tatil içinTürkiye'ye gelen müvekkilin 10 gündür tatili heba olmuş, yeni kıyafetler almak zorunda kalmıştır.Oluşan bu zararları isteyip istememek konusunda ve davayı nerede açacağım konusunda hala kararsızım yardımlarınızı bekliyorum..Kolaylıklar diliyorum..
Old 10-07-2007, 11:05   #4
ayselari

 
Mahçup

Sayın meslektaşım; müvekkiliniz nihai tüketicidir,yani havayolu şirketi ile müvekkiliniz arasında hizmet sözleşmesi kurulmuş fakat bu sözleşmeye aykırı davranılmıştır.
Hem maddi hem manevi zararlarınızı isteme hakkınız var.Ben size tüketici mahkemesinde dava açmanızı öneririm.Maddi ve manevi tazminatı bu mahkemeden de isteyebiliyorsunuz biliyorsunuz.
Müvekkilinizin yazları Giresun'da olması durumunda ise eğer müvekkiliniz başka bir Türk şehrinde oturuyor ve sadece yazları Giresun'a geliyorsa, bu durum geçici ikametgah olur ki yetki itrazında bulunulursa müvekkilinize karşı vekalet ücreti ödetilmesi gereğini ortaya çıkarır ve sonuçta sizi üzer.
Yok eğer asıl ikametgahı yurt dışında ise o zaman bence Giresun'da açmanızda sakınca yoktur. Eğer bilette karınca gibi yazılmış maddelerde " ... mahkemeleri yetkilidir." gibi bir ibare yoksa. Bu halde yetki sözleşmesi yapmış oluyor ki yazıdaki mahkeme neresi ise orada açmalısınız.. Saygılar..
Old 07-12-2007, 12:56   #5
ali ekmekçi

 
Varsayılan kayıp bavul manevi tazminat

değerli meslektaşlarım,Müvekkilim ve eşi yurt dışı seyahatten dönüyor bir uçak firmasıyla.İstanbula iniyorlar ve bavulları kayıp olduğundan firma veremiyor.Bavulların içeriğini ispat edemiyoruz sadece kaç kilo oldukları belli oysai çocuklarına ve tırunlarına aldıkları bir çok hediyelik eşya var bavullarda.Şirkete karşı maddi ve manevi tazminat davası açtık davalı şirket varşova konvansiyonu madde 25 gereğince kasıtlı davranışı olmadığı için manevi tazminattan sorumlu olmayacaklarını beyan ediyor.Aksi yönde bir Yargıtay kararı ve bilgiye ihtiyacım var şimdiden çok teşekkürler ederim.
Old 23-12-2007, 21:19   #6
ali ekmekçi

 
Varsayılan

sevgili meslektaşlar bu konuda biraz daha araştırma ve tartışma gerekli bilhassa manevi tazminat yönünden böyle olaylar için örnek yargıtay kararı olan meslektaşımız varsa çok sevinirim
Old 24-12-2007, 12:16   #7
korayoz

 
Varsayılan

maddi tazminat davasından bir sonuç almanız imkansız gibi. zaten ilgili protokolde sorumluluğun miktarı ayrıca havayolu şirketine bildirilmedikçe sınırlandırmak için konulmuş hükümler içeriyor. kişi başı 400 dolar sanırım sorumluluğun azami miktarı. ancak manevi tazminat davasından sonuç alabilirsiniz. yetkili mahkemeye gelince burada davalının ikametgahı veya haksız fiilin işlendiği yer olan trabzon mahkemeleri yetkilidir.
Old 24-12-2007, 18:08   #8
av.önem

 
Varsayılan

Bu konuda bulabildiğim tek karar bu.

T.C.
YARGITAY
Onbirinci Hukuk Dairesi
E: 2001/5985
K: 2001/8861
T:12.11.2001

· ULUSLARARASI EŞYA, TAŞIMA SÖZLEŞMESİ
· HAC SEYAHATİNİN ÖZELLİĞİ
· MADDİ - MANEVİ TAZMİNAT
ÖZET: l- Hac seyahati dönüşü sırasında bagajı kaybolan davacı, getirdiği hediyeleri yakın akraba ve tanıdıklarına armağan edememiştir. Seyahatin özelliği dikkate alındığında, davalı taşıyıcının, akde aykırı davranışı sonucu davacının, koşullan oluşan BK.nun 49. maddesine göre, manevi tazminata hak kazandığının kabulü gerekir.
2- Kaybolan bagaj nedeniyle tazminat miktarının belirlenmesi için, taşımanın uluslararası olması itibariyle, Var-şova/Lahey Protokolünü değiştiren 4 sayılı Montreal Protokolünün 22/2-a maddesi hükmü nazara alınarak uzman bilirkişi raporu ile bulunacak rakam, aynı maddenin 5. fıkrasında belirtilen usulde milli paraya çevrilmelidir.
(818 s. BK. m. 49)
(743 s. M K. m. 24)
(2920 s. TSHK. m. 128)
(Varşova/Lahey Protokolünü değiştiren 4 sayılı Montreal Protokolü: m. 22/2-a, 22/5)

Taraflar arasında görülen davada (Bakırköy Asliye İkinci Hukuk Mahkemesi)'nce verilen 9.4.2001 tarih ve 1999/630 - 2001/224 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı O... Air Taşımacılık A.Ş. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra ;şm gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Hac'a gidiş dönüş konusunda davalı P... Tour'un organizasyonu sonrasında diğer davalıya ait uçak ve müvekkilinin 1999 yılında Suudi Arabistan'a gidip döndüğünü, ancak dönüşte muhtelif eşyaların bulunduğu bagajın müvekkiline iade edilmediğini, yakın dost ve arkadaşlarına vermek için getirdiği eşyaların kaybolmasından dolayı davacının manevi huzursuzluk yaşadığını ileri sürerek, şimdilik 250.000.000.-TL maddi, 350.000.000.-TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı P... Tour Turizm Ltd. Şti. temsilcisi, mali durumu iyi olmayan davacının dönüş ücreti ile yemek-içmek ücretinin kendilerince karışlandığını, kendilerinin kurusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı hava yolu şirketi vekili, Sivil Havacılık Kanunu'nun 128. maddesi uyarınca 7 gün içinde ihbarda bulunmayan ve müvekkiline ait yolcu listesinde adı bulunmayan davacının dava hakkı olmadığını, manevi tazminat istenemeyeceğini, maddi tazminat açısından da sınırlı sorumluluk ilkesinin geçerli olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının Hac dönüşünde davalı şirkete ait uçağa bagaj olarak teslim ettiği bir kısım eşyalarının, varış yerinde davacıya teslim edilmediği, davacının 250.000.000.-TL maddi zararı bulunduğu, manevi tazminat açısından ise MK.nun 24 ve BK.nun 49. maddesinde öngörülen şartların oluşmadığı gerekçesiyle, davalı P... Tour Ltd.Şti. hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine, 250.000.000.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte diğer davalıdan tahsiline, manevi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı ve davalı O... Air Taşımacılık A.Ş. vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve seyahati düzenleyen davalı P... Tour Turizm Ltd.Şti.nin taşımayı kendi edimi olarak değil, bu edimin gerçekleşmesini aracı sıfatı ile üstlenmiş olup, davalı P... Tour Turizm Ltd.Şti.nin taşıyıcı sıfatı bulunmamasına, taşımayı diğer davalı O... Air Taşımacılık A.Ş.nin yerine getirilmiş olmasına göre, mümeyyiz davalı vekilinin (3) numaralı bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı, davalı O... Air Taşımacılık A.Ş. tarafından taşınırken kaybolan bagaj nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararın tazminini istemiştir. Davacının bagajı, Hac seyahatinden dönüşü sırasında kaybolmuştur. Seyahatin özelliği dikkate alındığında, bagaj kaybı nedeniyle davacı, getirdiği hediyeleri yakın akraba ve tanıdıklarına armağan edememiş olup, davalı taşıyıcının akde aykırı davranışı sonucu davacının koşulları oluşan BK.nun 49. maddesine göre manevi tazminata hak kazandığının kabulü gerekir. Bu itibarla mahkemece, davacı lehine makul miktarda manevi tazminata hükme-dilmesi gerekirken, davacının bu isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan, mahkemece, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince, davanın kabul ve ret oranları dikkate alınarak, davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu konuda olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi de doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
3- Davalı O... Air Taşımacılık A.Ş. vekilinin temyizine gelince; davalı taşıyıcının sorumlu olduğu tazminat miktarının, taşımanın uluslararası niteliği dikkate alınarak Türkiye'nin de taraf olduğu uluslararası anlaşma hükümleri çerçevesinde belirlenmelidir. Bu konudaki düzenlemeyi teşkil eden Varşo-va/Lahey Protokolü'nü değiştiren 4 sayılı Montreal Protokolü'nün 22. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde "Kayıtlı bagaj ve yük taşımasında, paket taşıyıcıya verilirken gönderici, varış yerinde teslim anındaki menfaatine ilişkin özel bir bildirimde bulunmadıkça ve gerekiyorsa ek meblağ ödenmedikçe, taşıyıcının sorumluluğu kilogram başına 250 Frankla sınırlandırılmıştır. Özel bildirimde bulunulması halinde, taşıyıcı bildirilen meblağın göndericinin varış yerinde teslim anındaki gerçek mefaatinden büyük olduğunu ispat etmedikçe, bildirimi yapılan kadar ödeme yapmakla sorumludur." hükmü yer almaktadır. Kaybolan bagaj nedeniyle tazminat miktarı anılan hükme göre belirlendikten sonra, bulunan bu rakamın, aynı maddenin 5. fıkrasında belirtildiği usulde milli paraya çevrilmesi gerekmektedir. Mahkemece, anılan protokol hükümleri gereğince, davacının isteyebileceği tazminat miktarının uzman bilirkişi raporu ile belirlendikten sonra karar verilmesi gerekirken, muhasebeci bilirkişiden alınan ve yeterli olmayan rapora göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan, mahkemece, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince, davanın kabul ve ret oranları dikkate alınarak, davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu konuda olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi de doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle mümeyyiz davalı yararına bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ve mümeyyiz davalı vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı O... Air Taşımacılık A.Ş. yararına (BOZULMASINA), ödedikleri temyiz peşin haçların istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 12.11.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 24-12-2007, 20:08   #9
Hukukçu55

 
Varsayılan

Davacının ikametgahının yurt dışında olması hava yolu şirketinin yabancı olması ve sözleşmenin yabancı ülkede yapılması, böylelikle olayda yabancılık unsurunun bulunması möhuk hükümlerinin uygulanmasını gerektirir mi? şayet bilette ihtilaf halinde uygulanacak hukuk belirtilmemişse?
Old 24-12-2007, 20:43   #10
av.sally

 
Varsayılan

BElki yardımcı olabilir ümidiyle yolluyorum.

İHTARNARME


İhtar Eden : H.S

Vekili : Av. R.E.

Muhatap : Türk Hava Yolları A.O.

İhtarın Konusu : Müvekkilimin; yolculuk esnasında kaybolan bagajın İçerisinde bulunan eşyaların bedeli olan 1.600 USD , 1000 EURO ve 5.500.000.000.TL.'nin ödenmesi ihtarıdır.

Olaylar :

1- Müvekkilim, 09.01.2003 tarihinde firmanıza ait uçakla İstanbul'dan Gaziantep'e seyahat etmiştir. Bu seyahat sırasında müvekkilimin teslim ettiği bagaj , kaybolmuştur.

2- Müvekkilim, doldurmuş olduğu Kayıp/Eksik Bagaj Formuyla, bagajında bulunan eşyaları tek tek bedelleri ile birlikte şirketinize bildirmiştir.

3- Bir örneğini ihtarnamemize ek olarak gönderdiğimiz bu belgeden anlaşılacağı üzere bagajın kaybolması nedeniyle müvekkilimin, 1.600 USD, 100 EURO ve toplam 5.500.000.000.TL. zararı bulunmaktadır.

4- Ayrıca müvekkilim, eşyalarının özellikle de ilaçlarının kaybolması nedeniyle büyük sıkıntı çekerek moral bozukluğu yaşamıştır. Bu durum müvekkilime manevi zarar talep etme hakkı da vermektedir. (Yargıtay Hukuk genel Kurulu 12.12.2001 gün ve 2001/11-1161 E., 2001/1152 K. Sayılı kararı)

5- Müvekkilime ait bagajın kaybolmasında tek kusurlu şirketiniz olmasına rağmen, Sigorta Müdürlüğünüzce gönderilen 14.03.2003 gün ve 1091 sayılı yazıyla zararın sadece 639.618.400.TL.'lık kısmının karşılanacağı bildirilmektedir.

6- Müvekkilimin gerçek zararını karşılamaktan uzak olan bu rakamı kabul etmiyor, müvekkilimin Kayıp/Eksik Bagaj Talep Formu ile bildirdiği zararlarının karşılanmasını istiyor, aksi takdirde bu maddi zararlarıyla birlikte uğramış olduğu manevi zararların da giderimi için yasal yollara başvurmak zorunda kalacağımızı ihtar ediyoruz.
………………… () NOTERLİĞİ’NE

Üç örnekten oluşan bu ihtarnamenin bir örneğinin ekiyle birlikte muhataba tebliğiyle,tebliğ açıklamalı bir örneğinin tarafıma verilmesini saygıyla dilerim.


İhtar Eden Vekili
Av.
Eki :
1- Onanmış vekaletneme örneği
2- Kayıp/Eksik Bagaj Talep Formu
Old 26-12-2007, 13:45   #11
Av.Nilay TOPRAK

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2001/11-1161
Karar: 2001/1152
Karar Tarihi: 12.12.2001
ÖZET: Davacıların gezi boyunca giymeyi planladıkları giysi ve kullanmayı planladıkları eşyaların kaybından davalının sorumlu olduğu, mahkeme huzurundaki açık kabulü ile de bellidir. Manevi tazminatın unsurları açısından bakıldığında ise, davacıların dinlenme, gezi, kültürel etkinlik amacıyla gidilen yabancı bir ülkede daha ilk günden üzerlerindeki giysilerle kalmalarının onları ne denli moral çöküntüsüne uğratacağında kuşku bulunmamalıdır. Dahası geziden amaçladıkları faaliyetlere bakıldığında opera, bale gibi gösterilen özel kıyafetler gerektirdiği de düşünüldüğünde bu çöküntünün giderek elem ve ızdıraba dönüşmesi hayatın olağan akışına uygundur. Bu bakımdan davacıların zararı mal varlığına ilişkin zarar olmaktan çıkmış, artık işisel yararların haledar olması olarak kendisini göstermiştir.
Hemen ifade etmek gerekir ki, kişisel yararın haleldar olması ile mal varlığına ilişkin zarar kavramları arasındaki ince sınırın gözden kaçırılmaması gerekir. Bu sınırın belirlenmesi yasal sınırlar ölçüsünde olmalıdır. Burada manevi tazminatı gerektiren nokta eşyaların kaybından doğan üzüntünün ötesinde bu eşyaların kullanılmaması nedeniyle bir daha tekrarlanmayacak ve kişisel öneme sahip anların kaybıdır. Bunun insanın ruh dünyasında yaratacağı sarsıntıdır.


(743 S. K. m. 24) (818 S.K. m. 49, 98) (HGK. 11.4.2001 T. 2001/15-331 E. 2001/340 K.) (HGK. 13.6.2001 T. 2001/15-498 E. 2001/508 K.)
Dava: Taraflar aras
ındaki "maddi ve manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 3. Ticaret Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 29.12.1999 gün ve 1174-1394 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 1.5.2000 gün ve 2691-3732 sayılı ilamı ile, (... Davacılar vekili, yaşam standartları çok yüksek olan müvekkillerinin dava dışı P. firması ile kararlaştırdıkları anlaşma uyarınca yapacakları dört günlük Prag tatili için davalı hava yolları ile Prag'a hareket ettiklerini; ancak bavulları bu yolculukta kaybolduğu için kıyafet gerektiren etkinliklere katılmadıklarını ve mutsuz bir tatil geçirdiklerini ileri sürerek, toplam 1.520 $ maddi ve 7.750.000.000 TL. manevi tazminatın faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, manevi tazminat isteme koşullarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre, maddi tazminatın yargılama aşamasında ödendiği, manevi tazminat koşullarının ise oluşmadığı gerekçesiyle, maddi tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Davacılar özellikle giyim eşyalarının kaybolması nedeniyle gittikleri ülkede üzüntü ve sıkıntı çektiklerini ileri sürmüşler, davalı taraf ise isteğin maddi zarara ilişkin bölümünü dava aşamasında ödeyerek, davacıların tur boyunca giymeyi planladıkları kıyafetlerin kaybındaki sorumluluğunu kabul etmiştir. Bu durumda mahkemece BK.'nun 49'ncu maddesindeki koşulların oluştuğu göz önünde tutularak davacılar yararına münasip bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmediğinden kararın bu nedenle davacılar yararına bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacılar vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü:
Karar: Dava, hava taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, yaşam standartları çok yüksek olan, seyahati çok sevip, büyük önem veren müvekkillerinin programı kültürel ağırlıklı Prag seyahati için dava dışı P. firması ile anlaşıp, bu anlaşma uyarınca davalı hava yolu şirketi ile Prag'a hareket ettiklerini, ancak 5 günlük bu gezi için yanlarına aldıkları, içinde özel eşyaları ve giysileri bulunan bavullarının daha seyahatin başında kaybolması ve bulunamaması nedeniyle programlanan hiçbir kültürel etkinliğe katılamadıklarını, aylar öncesinden planladıkları, düşledikleri tatilin böylece kabusa dönüşüp, sıkıntıyla, üzüntü elem ve psikolojik bozuklukla geçtiğini; 1.520 ABD Doları maddi, toplam 7.750.000.000 TL. manevi tazminatın faiziyle davalıdan alınmasına, hüküm özetinin tirajı yüksek üç günlük gazetede yayımlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, maddi tazminat talebini kabul ederek ödemede bulunmuş, ancak manevi tazminat isteme koşullarının bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, maddi tazminat yargılama aşamasında ödendiğinden buna ilişkin davanın konusuz kalması nedeniyle hüküm kurulmasına yer olmadığını, manevi tazminatın da yasal koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiş, davacılar vekilinin temyizi üzerine özel dairece karar manevi tazminat noktasından bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Direnme kararı davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, manevi tazminat noktasındadır. Çözüme giderken öncelikle davacının manevi tazminat isteminin dayandırıldığı olguların tespit ve irdelenmesinde yarar vardır.
Davacı tarafın dava ve aşamalardaki tüm dilekçelerinde manevi tazminat isteminin dayanağı salt eşyanın kaybı değil, kaybedilen ve telafisi, tekrarı mümkün olmayan anların kaybı olarak ifade edilmiştir.
Taraflar arasındaki ilişki temelinde hava taşıma sözleşmesidir. Bu sözleşme kapsamında yolcunun gideceği yere ulaştırılması yanında yolcu beraberindeki eşyaların salimen taşınması da yer almaktadır. Bu husus uluslararası kurallarla belirlenmiş ve maddi tazminat açısından özel düzenlemelere gidilmiştir. Manevi tazminat açısından ise işin çözümü Milli Kanun olan Borçlar kanununun ilgili hükümlerine kalmaktadır.
İlkin belirtmek gerekir ki, Borçlar Kanunu'nun 98. maddesinin 2. fıkrasında "haksız fiilerden mütevellit mesuliyete müteallik hükümler kıyasen akde muhalif hareketlere de tatbik olunur" hükmü yer almakta, bu hükümle sözleşmeye aykırı davranışlar nedeniyle de manevi tazminata hükmedilebileceği kabul edilmektedir. Bu olgu kanuna ve Yargıtay'ın uygulanagelmekte olan yerleşik içtihadına ve öğretide de bu doğrultuda oluşan baskın görüşlere uygun bulunmaktadır.
Ancak, salt sözleşmeye aykırılığın varlığı manevi tazminat isteminin kabulü için yeterli olmayıp, aykırılığın niteliğinden veya özel hal ve şartlar nedeniyle aynı zamanda davacının kişilik haklarının Medeni Kanunun 24. maddesi anlamında zedelenmesi ve bu nedenle bir yönüyle de Borçlar Kanunu'nun 41. maddesi anlamında haksız eylem niteliğini taşıması gerekir.
Günümüz koşulları kişilik haklarına saldırı ve bu hakların zedelenmesi kavramının çok yönlü düşünülmesi gereğini ortaya koymaktadır. Zira iletişim, ulaşım, teknoloji alanındaki gelişmeler ve günlük yaşamdaki öncelikler kişilik haklarını daha da önemli hale getirmiş, bir bakıma koruma kalkanını da oldukça daraltmıştır. Buna bağlı olarak kişilik haklarının korunması da giderek daha fazla önem kazanmaya başlamıştır. Manevi tazminatın sınırlarının daha genişletilmesi yönündeki hukuksal yaklaşımların da bunun sonucu olarak ortaya çıktığı görülmektedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, davacıların gezi boyunca giymeyi planladıkları giysi ve kullanmayı planladıkları eşyaların kaybından davalının sorumlu olduğu, mahkeme huzurundaki açık kabulü ile de bellidir. Manevi tazminatın unsurları açısından bakıldığında ise, davacıların dinlenme, gezi, kültürel etkinlik amacıyla gidilen yabancı bir ülkede daha ilk günden üzerlerindeki giysilerle kalmalarının onları ne denli moral çöküntüsüne uğratacağında kuşku bulunmamalıdır. Dahası geziden amaçladıkları faaliyetlere bakıldığında opera, bale gibi gösterilen özel kıyafetler gerektirdiği de düşünüldüğünde bu çöküntünün giderek elem ve ızdıraba dönüşmesi hayatın olağan akışına uygundur. Bu bakımdan davacıların zararı mal varlığına ilişkin zarar olmaktan çıkmış, artık işisel yararların haledar olması olarak kendisini göstermiştir.
Hemen ifade etmek gerekir ki, kişisel yararın haleldar olması ile mal varlığına ilişkin zarar kavramları arasındaki ince sınırın gözden kaçırılmaması gerekir. Bu sınırın belirlenmesi yasal sınırlar ölçüsünde olmalıdır.
Burada manevi tazminatı gerektiren nokta eşyaların kaybından doğan üzüntünün ötesinde bu eşyaların kullanılmaması nedeniyle bir daha tekrarlanmayacak ve kişisel öneme sahip anların kaybıdır. Bunun insanın ruh dünyasında yaratacağı sarsıntıdır.
Manevi tazminata yönelik bu yaklaşım Hukuk Genel Kurulu'nun 11.4.2001 gün ve 2001/15-331 Esas, 340 Karar sayılı; 13.6.2001 gün ve 2001/15-498 Esas, 2001/508 sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Açıklanan gerekçelerle özel daire bozma ilamına uyulması gerekirken talebin salt eşya kaybından doğan üzüntüyle sınırlı düşünülmesi ve bunun kişisel yararların haleldar olması kavramına girmediği gerekçesiyle eski kararda direnilmesi doğru görülmemiştir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma ilamında ve yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 12.12.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 23-02-2009, 14:01   #12
usopen

 
Varsayılan

Yukarıdaki Yargıtay kararlarının ortak özelliği yurt dışı taşımacılığının olması. Benimse İstanbul Ankara arasında yapmış olduğum seyahat sonucu bavulum kayboldu. Bu durumda Varşova Konvansiyonu yerine Türk Ticaret Kanunu madde 781, 785, 786 nın uygulanması gerekmez mi?? Siz değerli meslektaşlarımın kıymetli yorumlarını merak ediyorum.
Old 15-11-2011, 14:53   #13
eser_29

 
Varsayılan

Ankara-İstanbul aktarmalı olarak S.Arabistan'a seyahat eden THY yolcusunun bagajı kaybolmuştur. Bununla ilgili açılacak manevi tazminat davasında görevli mahkeme TİCARET MAHKEMESİ anladığım kadarı ile. Peki yetkili mahkeme neresi ? Yolcunun ikameti ANKARA, THY'nin Tic.Sic. adresi İSTANBUl, bagaj. S.Arabistan'da kayboluyor.
Old 15-09-2013, 09:37   #14
Av.Eren Evren

 
Varsayılan Bagajın Kaybolması

Bagajınızın kaybolması halinde havayolu şirketlerinin sorumluluğunu Gezi Blogum olan http://gezelimgorelimbilelim.com/2013/01/kayip-ve-hasarli-bagaj-islemleri.html adresinde yayımladığım yazıda anlattım.

Son durumu merak edenler siteye giriş yapıp yazıyı okuyabilir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
manevi tazminat iözkurt Meslektaşların Soruları 2 18-09-2007 10:03
Manevi tazminat avangardea Meslektaşların Soruları 15 06-07-2007 14:09
Zamanaşımı Nedeniyle Davanın Düşürülmesİ - Kaybolan Tazminat Hakları Av. Başak SANCAR Ceza Hukuku Çalışma Grubu 0 01-12-2006 00:46
Manevi Tazminat Mahmut Hukuk Soruları Arşivi 3 27-02-2002 20:33


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07572699 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.