Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Kadın ve Şiddet !!!

Yanıt
Konu Notu: 13 oy, 3,54 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 15-02-2008, 11:59   #31
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Britanya'da Her Yıl 17 Bin Kadın Namus Bahanesiyle Şiddet GörüyorHükümet zorla evlendirmeler ve namus bahanesiyle kadına uygulanan şiddete karşı harekete geçiyor. Mağdur kadın sayısı bilinenden 35 kat fazla olabilir.



Britanya'da her yıl 17 bin kadar kadın "namus" bahanesiyle şiddete maruz kalıyor.

Polis Şefleri Derneği'nin (ACPO) yaptığı açıklamaya göre, zorla evlendirmelerle ilgili resmi veriler de buzdağının sadece görünen kısmı.

Derneğe göre zorla evlendirilen, "namus bahanesiyle" kaçırılan, cinsel ve fiziksel şiddete maruz kalan ve öldürülen kadınların sayısı resmi rakamlardan 35 kat fazla.

Dışişleri ve İçişleri hareketlendi
Kız çocukların yurtdışında zorla evlendirildiğine dair bilgiler üzerine Dışişleri Bakanlığı Pakistan, Hindistan ve Bangladeş'teki elçiliklerinden bu vakaların belirlenmesi için daha fazla çaba gösterilmesini istedi.

İçişleri Bakanlığı da "namus bahanesiyle" uygulanan şiddete karşı polisin ve ilgili diğer kurumların yetkinliğini artırmak; böylece mağdur kadınların öne çıkması ve gerekli desteği almasını sağlamak üzere çalışma başlattı.

Bu yıl çıkarılması planlanan bir yasayla da zorla evliliklere karşı mahkemelerin daha etkin olması sağlanacak.

Kadınlar öne çıkamıyor
Aile İçi Şiddet Çalışma Grubu'ndan yargıç Marilyn Mornington, daha fazla şiddete maruz kalma korkusu ve yetkililerin sorunu tüm boyutlarıyla anlayamaması yüzünden birçok kadının şiddete karşı sesini çıkaramadığını söyledi.

Milletvekillerine bir sunum yapan Mornington "Okuldan alınan kız çocuklarını takip etmeliyiz. Havaalanlarında görevliler bu amaçla yurtdışına çıkarılan kız çocuklarını tespit edebilecek şekilde eğitilmeli" dedi.

Psikolojik sorunlara yol açıyor
Hükümete bağlı Zorla Evlendirmeler Bürosu'na (FMU) geçen yıl 400 vaka geldi. Verilere göre vakaların yüzde 15'inde oğlan çocuklar da mağdur durumda.

Aile içi şiddet vakalarının yarısında kadınlar kocaları, bir erkek yakınları ya da kiralık katillerce öldürülüyor. Şiddet Asya kökenli kadınları daha fazla etkiliyor. 16-24 yaş arasındaki Bangladeş, Hindistan ve Pakistan kökenli kadınlar arasında intihar oranı aynı yaş grubundaki diğer kadınlardan üç kat daha fazla.

Geçen hafta Toplumsal Uyum Merkezi'nin yayınladığı bir rapora göre şiddet gören kadınlar ailelerini terk edemedikleri için şiddet görmeye ve bunun sonunda da depresyon, anksiyete ve benzer psikolojik sorunlar yaşıyor.

Toplumsal Suçlar: Britanya'da Namus Cinayetleri kitabının yazarlarından James Brandon da şöyle diyor:

"Hükümet bu sorunu hala yeterince ciddiye almıyor. Bu gerçekleşene kadar kadına yönelik şiddete bahane edilen namus fikri nesilden nesle geçecek. Dini liderler, yerel yöneticiler ve hükümet işbirliğiyle bu insan hakları ihlaline son vermek için çalışmalı." (EÜ/TK)
BİA Haber Merkezi

14 Şubat 2008, Perşembe


http://www.bianet.org/kadin/kategori...siddet-goruyor
Old 23-02-2008, 20:20   #32
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Eşe Şiddet Meşru Görülüyor

Kadına Yönelik Şiddet Araştırması: Eşe Şiddet Meşru Görülüyor

Arı Hareketi ve KAGİDER'in projesi kapsmaında düzenlenen araştırmaya göre üç kadından ikisi bir akrabasından şiddet görmüş. Eşine şiddet gösteren erkeğe müdahale edeceğini söyleyenlerin oranı yüzde 54.


“Eşitlik İçin Nesiller Arası Köprüler Projesi” kapsamında yapılan bir araştırmaya göre kadının eşinden şiddet görmesi meşru, kadın ve erkeklerin şiddet tanımı farklı.

Araştırmayı ARI Hareketi ve Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) gerçekleştirdi.

İstanbul, Ankara, İzmir, Isparta, Eskişehir ve Kocaeli'de, 16-25 yaş grubunda, kadın ve erkek 654 kişi araştırmaya katıldı.

Araştımanın bulguları kısaca şöyle:

Erkekler, kadınların “evlendikleri” zaman “kadın olduklarını" (yüzde 32,7), kadınlar ise erkeklerin “askere gittiği” zaman “erkek olduklarını" düşünüyor (yüzde 26,3).

Katılımcıların yüzde 71,3’üne göre evin temizliği ve bakımından, yüzde 63,8’ine göre yemek pişirmekten ve hazırlamaktan kadınlar sorumlu. Yüzde 77,2 evdeki tamirat ve onarımlardan erkeklerin sorumlu olduğunu belirtiyor.
Komşular ve aile ilişkileri (yüzde 63) ile çocukların

eğitiminden (yüzde 69,3) kadın ve erkeğin ortak sorumlu olduğu düşünülüyor.

Erkekler ve kadınlar tarafından en olumlu bulunan atasözü “Yuvayı dişi kuş yapar”. “Oğlanı her karı doğurmaz, er karı doğurur” atasözünü “doğru” bulan erkek oranı yüzde 21,1 iken, kadın oranı yüzde 4,3. “Kadının saçı uzun olur, aklı kısa” atasözü erkeklerin yüzde 19,9’u tarafından doğru olarak tanımlanırken, kadınların yüzde 2,1’i de bu atasözünü doğru buluyor.

Erkeklerin yüzde 70,9’u, kadınların yüzde 58,7’si “herhangi birinden kötü söz işittiğini” söylüyor. Erkeklerin yüzde 48,6’sı, kadınların yüzde 28,7’si “herhangi birinden fiziksel şiddet gördüğünü” belirtiyor.

Kadınlara dönük şiddetin kaynağına bakıldığında ilk sırada aile var. Kadınların yüzde 34,4’ü babasından/ağabeyinden, yüzde 32,8’i anne/diğer aile büyüklerinden şiddet gördüğünü söylüyor.


Katılımcıların yüzde 85,6’sı toplu taşıma aracında tacize uğrayan bir kadının polise başvurması gerektiğini söylüyor. Kocasından fiziksel şiddet gören bir kadının polise başvurması gerektiğini düşünenlerin oranı yüzde 66,2. İstemediği halde kocası tarafından cinsel ilişkiye uğrayan bir kadının bu durumu gizlemesi gerektiğini söyleyenlerin oranı yüzde 18,5.

Erkek ve kadının şiddet tanımı farklı

Kadınların yüzde 96,3’ü “sokakta kız kardeşini bir erkekle gören ağabeyin kız kardeşini dövmesi”ni şiddet olarak tanımlarken, bu görüşte olan erkek oranı yüzde 75,5.
“Erkek çocuk doğurmamış bir kadının aşağılanması”nın şiddet olduğunu söyleyen kadın oranı yüzde 93,6 iken, erkek oranı yüzde 78,3.

“Politika, ekonomi matematik gibi konularda kadına sürekli anlamadığının, aklının ermediğinin aptal olduğunun söylenmesi”nin şiddet olduğunu söyleyen kadın oranı yüzde 85 iken, erkek oranı yüzde 66,4.

"Kadını kocası dövebilir"
Erkekler ve kadınlar, kadının kocasından şiddet görmesini, yabancı bir erkekten şiddet görmesine oranla “daha meşru”. Kadının kocasından şiddet görmesi durumunda müdahale edeceğini söyleyen kadın oranı yüzde 54,4 iken, erkek oranı 48,3.

Sokakta yürüyen bir kadının yanında yürüyen bir adamdan şiddet gördüğünü gördüğü zaman müdahale edeceğini söyleyen kadın oranı 62 iken, erkek oranı yüzde 73,3. (EÜ/TK)

BİA Haber Merkezi

18 Şubat 2008, Pazartesi

http://www.bianet.org/kadin/kategori...esru-goruluyor
Old 07-11-2009, 21:55   #33
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Kadına yönelik şiddet tavan yaptı


Adalet Bakanlığı verileri, kadına yönelik şiddetin tavan yaptığını gösteriyor. Bakanlık verilerine göre 2002 yılında 66 olan kadın cinayeti, 2007 yılında bini aşarken, 2009 yılının ilk 7 ayında 953'e ulaştı. Yine bakanlığın verilerine göre kadına yönelik şiddet ve cinayetten 7 yıl boyunca yargılanan 15 bini aşkın sanıktan sadece 5 bini cezalandırıldı.

Kadın hakları konusunda hükümet yetkililerinin 'evrensel gelişmelere göre adım attık, yasalar çıkardık' söylemlerine rağmen, veriler kadın cinayetlerinin arttığını gösteriyor. DTP Van Milletvekili Fatma Kurtulan'ın 'kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddete ilişkin' verdiği soru önergesinin Adalet Bakanı Sadullah Ergin tarafından yanıtlanması ile çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Aile içi şiddete ilişkin, '2002 yılından beri kaç kadın cinayeti yaşandığı, bunların kaçının töre cinayeti olduğu, bu cinayetlerden dolayı kaç kişinin yargılandığı ve cezalandırıldığı' sorularına yasalarda yapılan değişiklerle cevap veren bakanlık, özellikle 5237 sayılı TCK'nin ilgili maddelerini işaret etti.

Kadın cinayetleriyle ilgili davaların TCK 81, 82, 86, 87. maddelerine dikkat çeken Bakan Ergin cevabında, son yıllarda özellikle batıda kadın haklarına ilişkin yaşanan gelişmeleri vurgulayarak, bu gelişmelere paralel olarak kadın hakları konusunda Türkiye'de 1980 yılından beri ciddi mesafeler alındığını ileri sürdü. Anayasa'nın 41. maddesinin değiştirildiğini, 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunu'nun yürürlüğe konulduğunu ifade eden Bakan Ergin, bu yasal değişikliklerde kadınların korunmasına ilişkin hükümlerin etkin hale getirildiğini savundu.

Devletin faaliyetleri anlatıldı

Soru önergesine verilen cevapta, yapılan değişikliklerle uluslar arası sözleşme hükümlerinin de iç hukukta karşılık bulunduğu savunulurken, 28 Haziran 2005 tarihinde Meclis'te konuya ilişkin araştırma komisyonu kurulduğu, 2006 yılında kadına yönelik şiddeti önlemek için kurum ve kuruluşlara Başbakanlıktan bir genelge gönderildiği belirtildi. Bu genelgenin bütün devlet kurumlarını yükümlülük altına aldığı ifade edilen cevapta, konuya ilişkin SHÇEK ve KSGM'in faaliyetleri konusunda bilgi verilerek, KSGM'nin kadına yönelik şiddeti azaltmak için kısa, orta ve uzun vadeli üç aşamalı bir plan hazırladığı belirtildi.

'Hakimler ayrımcılık konusunda 206 kez eğitildi'

Adalet Bakanlığı tarafından DTP'li Kurtulan'a verilen cevap yazısında, 2004 yılının Nisan ve Temmuz ayı arasında Adalet Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı'nca görev yapan 8 bin 467 hâkim ve savcının AİHS'nin 'işkence yasağı, ayrımcılık yasağı' gibi maddeleri ile AİHM kararları ve CEDAW hükümleri konusunda eğitime tabi tutuldukları ifade edildi. Hakim ve savcıların toplam 206 insan hakları eğitimine alındıklarını kaydeden Bakanlık, yine 2004-2005 tarihleri arasında 8 bin 500 hâkim ve savcının TCK değişiklikleri konusunda eğitimden geçirildiğini belirtti. 2005-2008 yılları arasında Kadın İnsan Haklarına Saygı Gösterilmesi Projesi kapsamında üniversiteler, uluslararası kuruluşlar ve Adalet Bakanlığı tarafından hâkim ve savcılara yönelik eğitim çalışmaları yapıldığı ifade edildi. Bakanlık ayrıca 2004-2008 tarihleri arasında değişik STK'lar tarafından kadına yönelik şiddeti önlemek için düzenlenen projeler kapsamında aralarında aile mahkemelerinin de bulunduğu çok sayıda hâkim ve savcının eğitimden geçirildiğini söyledi.

2002 yılında 66 olan kadın cinayeti 2007 yılında bin 77'ye yükseldi

DTP'li Kurtulan'ın talebi üzerine kadın cinayetlerine ilişkin istatistikleri de açıklayan Bakanlık, TCK'de töre ve namus cinayetlerini içeren 82. maddesi kapsamında 2002 yılında 66 olan kadın cinayetinin 2009'un ilk 7 ayında 953'ye yükseldiğini kaydetti. TCK'nın 82. maddesi kapsamında 2003 yılında 5, 2004 yılında 35, 2005 yılında 119, 2006 yılında 381, 2007 yılında 725, 2008 yılında 618 kadın cinayeti işlendiği bilgisini verdi. Bakanlığın verilerine göre töre ve namus cinayetlerinin de aralarında bulunduğu değişik nedenlerle öldürülen kadın sayısı 2002 yılında toplamda 66 iken, bu sayı 2003'te 83'e, 2004'te 164'e, 2005 yılında 317'ye, 2006'da 663'e yükselirken, 2007 yılında bin 11 kadının öldürülmesiyle bu sayı tavan yaptı. Verilere göre 2008 yılında 806 kadın cinayete kurban giderken, bu sayı 2009 yılının ilk 7 ayında 953'e yükseldi.

15 bin sanığın ancak 3'te biri cezalandırıldı

Bakanlık verilerine göre, bu olaylar nedeniyle 7 yıl boyunca kadın cinayetleri üzerine toplam 12 bin 678 dava açılarak, 15 bin 564 sanık yargılandı. Bu davalardan bin 859 sanık beraat ederken, 5 bin 736 sanık mahkûm oldu. Açılan dava dosyalarından 11 bin 216 dosya karara bağlanırken, 6 bin 74 davanın devam ettiği bildirildi. Karara bağlanan dosyalardan 5 bin 483'ünün Yargıtay aşaması da tamamlanırken, mahkemelerin karara bağladığı 4 bin 592 dosya ise Yargıtay'da onamayı bekliyor.

Kenan KIRKAYA
ANKARA (DİHA)

http://www.gundem-online.net/haber.asp?haberid=81302
Old 01-12-2009, 10:17   #34
Av.Ferahfeza

 
Varsayılan

Gözaltında Cinsel Şiddet Görünür Oldu

Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu'nun dönem raporuna göre, gözaltında tecavüz başvuruları azaldı ama cinsel taciz sürüyor; hak arayan bazı mağdurelere soruşturma açıldı.


12 yıldır faaliyetine devam eden Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu avukatları Eren Keskin ve Fatma Karakaş, Türk Ceza Kanunu'ndaki değişikliklerle cinsel taciz suçu tanımlanmasına, tecavüz suçunun kapsamının genişletilmesine ve bekâret kontrolünün koşullara bağlanmasına karşın, yerleşik anlayışta bir değişiklik olmadığını dile getirdi.

Büronun hazırladığı dönem raporuna göre, bu yıl büroya başvuran 15 kadın, yaşadığı cinsel işkence nedeniyle hak takipçisi olmaya karar verdi. Söz konusu kadınların çok çeşitli siyasi görüşlerden ya da adli bir nedenle gözaltına alındıktan sonra büroya başvurmaya karar verdi. Başvuruculardan sekizi korktukları için hukuki işlem istemedi, davaları arşive kaldırıldı. Beş mağdureye ise cezaevindeki kötü muameleyi şikayet ettikleri gerekçesiyle soruşturma açıldı.

Tecavüz azaldı ancak cinsel tacizler sürüyor

Raporda, gözaltında taciz ve tecavüz vakalarıyla ilgili şu bilgiler yer alıyor:

* Büroya iki yıldır tecavüz başvurusu gelmedi; devlet güçlerinin kadınlara, travestilere ve transeksüellere cinsel taciz uygulamaları ise sıklıkla sürüyor.

* Kadınlar, karakollarda, ev baskınlarında, sokak gösterilerinde polislerin ya da askerlerin cinsel işkencelerine maruz kalıyor.

* Travesti ve transseksüeller yolda yürürken dahi polislerin cinsel tacize varan yaklaşımlarına maruz kalıyor.

* İşkencenin belgelenmesinde sadece adli tıp raporlarını delil kabul ediliyor; rehabilitasyon merkezlerinin, hastanelerin ya da bağımsız hekimlerin raporları yeterli delil sayılmıyor.

Cinsel işkencenin tartışılan bir konu haline gelmesi ve bu konuda hak arama bilincinin giderek gelişiyor olmasının umut verici olduğu yazan raporda, "Cinsel işkencenin bir devlet politikası olduğunu yıllardır dile getiriyoruz. Suçlu olanın sadece işkenceyi uygulayanlar değil. Onları yeterince sorgulamayıp, haklarında dava açmayan savcılar, dava açılsa bile beraat kararı veren mahkemeler, cinsel işkenceyi belgelemeyen adli tıp hekimleri sistematiğin parçaları olarak, karşımıza çıkıyor" denildi.(YC)

İstanbul - BİA Haber Merkezi
Old 01-12-2009, 10:18   #35
Av.Ferahfeza

 
Varsayılan

Kadına Yönelik Şiddet Hız Kesmiyor

Kadına yönelik şiddetin şiddeti artıyor. Şiddet mağdurları sekiz yaşında da oluyor altmış sekiz yaşında da, failler ise çok yakındaki erkeklerden oluşuyor.

Kadına yönelik şiddet söz ve eylemle Türkiye gün*deminde uzun zamandır. Bağımsız kadın örgütlerinin otuz yılı bulan mücadelesi, devletin meslek profesy*onelleri olarak adlandırdığımız; sosyal hizmet uz*manı, sağlık çalışanı, polis ve diğer personeline yönelik eğitim çalışmaları, kurumlararası ilişkilerin düzenlenmesine ilişkin girişimler bu mücadeleye eşlik ediyor. Kadına yönelik şiddetle mücadele için henüz yeterli ve kalıcı bütçeler ayrılmamış ve çalış*malar sadece ilgili Avrupa Birliği fonları aracılığıyla sürdürülüyor olsa da önemli sayılabilecek gelişmeler bunlar.

Ancak bir yandan da şiddet haberleri, deyim yerindeyse yağmur gibi yağmaya devam ediyor. Üstelik bunlar yaşanan şiddetin sadece basına yan*sıyan kısmı. Biliyorsunuz, geçtiğimiz yıl yapılan "Türkiye'de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştır*ması"nın çarpıcı sonuçlarından biri de, eşleri veya birlikte yaşadıkları kişilerden şiddet gören kadınların sadece yüzde sekizinin resmi kurum veya sivil toplum kuruluşlarına başvurdukları yönündeydi.(1) Söz konusu araştırmada fiziksel veya cinsel şiddet gören kadın oranının yüzde kırk iki olduğu düşünüldüğünde, tekrarlandığını ve dozunun gitgide arttığını bildiğimiz şiddetin, kadın cinayetleri olarak gündeme düşmesi şaşırtıcı olmaz.

Son bir yılın rakamları ürkütücü bir tabloyu işaret ediyor. Her ay onlarca taciz, tecavüz, kadın cinayeti, ensest vakası düşüyor gazete sayfalarına. Şiddet mağdurları sekiz yaşında da oluyor altmış sekiz yaşında da, failler ise çok yakındaki erkeklerden oluşuyor.

"Ziyarete geldikleri Ordu'da birlikte yaşadığı Gündüz G.'nin şiddetine maruz kalan ve hamile olan Burcu Kılıç (25) yaşamını yitirdi. Kılıç'la bir*likte ölen bebeği de operasyonla alındı. Gündüz G.'nin sorgusu sürüyor."

"Bursa'nın Kestel ilçesinde, Ahmet Yılmaz (53), git*tiği evde ziyaret ettiği kadının felçli annesine tecavüz etti."

"Tekirdağ'da gece yarısı evlerine yakın bakkala gönderilen 8 yaşındaki kız çocuğunu otomobille kaçıran 2 kişi, çocuğa tecavüz ettikten sonra evinin yakınına bıraktı. Soruşturmayı sürdüren polis, kızın ifadesiyle robot resimleri çizilen ve kardeş olduk*ları belirlenen 2 zanlıyı yakaladı."

"Batman'da, P.V.(13), üç kişinin kendisine tecavüz ettiği şikayetiyle savcılığa başvurdu. Tecavüz şüphelileri henüz yakalanamazken, P. V. koruma al*tına alındı."

"Fethiye'de A.K. (45), kızı A.K. 'ye (13) tecavüz ettiği iddiasıyla gözaltına alındı. A.K. 'nln tecavüzü yakın*larına anlatması üzerine yakınları babayı jandar*maya şikâyet etti. Gözaltına alınan A.K. tutuklanarak cezaevine kondu. A.K. ise Muğla Çocuk Esirgeme Kurumu'na gönderildi."

"Lüleburgaz'da ağaçlık alanda iki sevgilinin öldürülmesi üzerine Lüleburgaz Jandarma Komu*tanlığı özel ekip kurdu. Başı kesilerek öldürülen Ümit Öztürk (22) ile başında sigara söndürülüp sonra yakılan Özlem Işık'ın (18) telefon görüşmelerinden hareket eden jandarma, 4 kişiyi yakaladı. Gözaltına alınanlardan birinin de Işık'ın eski sevgilisi olduğu Heri sürüldü. " (2)

Şiddet araştırmaları yapılsa da karşılaştırma yap*maya yetecek nitelikte veri bulmak mümkün değil. Karakola başvuran kadın ve çocuklar için "Aile İçi Şiddet Olayları Kayıt Formu" tutulması, belki bundan sonrası için karşılaştırmalar yapılmasına imkân verir.(3)

Kadınların bu kadar yoğunlukla yaşadığı şiddet olaylarının çoğu için bir anlık öfkeyle işlenmiş suçlar demek mümkün değil. Gitgide daha çok planlanmış, ayrıntıları üzerinde düşünülmüş vahşet olarak nite*lendirilebilecek şiddet haberleri ile karşılaşıyoruz. Zonguldak'ın Çaycuma ilçesinde ayrıldığı eşini ve ailesinin altı ferdini pusu kurarak öldüren ve sonra kahveye giderek çay içtiği belirtilen Şafak Koksal olayı ya da bundan daha örgütlü ve planlı bir cinayet serisi olarak Mardin Bilge Köyü katliamını, aslında otuz yıldır süren bir savaşın yarattığı şiddetin yansı*maları olarak okumak mümkün görünüyor.

Kadına yönelik şiddetin artış oranına ilişkin ayrın*tılı çalışmalar, kapsamlı bir analiz yok elimizde. Ancak şiddet ve savaşın sadece silahların konuşması veya susmasıyla ilgili olmadığı, militarizmin topluma nasıl nüfus ettiği ve erkek şiddetinin nasıl arttığını gösteriyor bu olaylar.

Kadına yönelik şiddetin yoğunluğunu kay*betmediği bir diğer alanı ise devlet kaynaklı cinsel şiddet oluşturuyor. Mevcut uygulamaları dikkate aldığımızda bu tür şiddet olaylarının dile getirilmesi çok sınırlı, dile getirilip takipçisi olunsa bile suçlu*ların cezalandırılması neredeyse imkânsız. En son yaşadıklarımızdan biri de Ankara'da Genç-Sen eylemi sonrası gözaltına alınan kadınların gözaltında taciz edilmeleri oldu. Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunulan bu tacizin yanı sıra cezaev*lerinde de tacizler sürüyor ve sevk sırasında taciz edilmek istemeyen ya da jandarma eşliğinde muayene olmak istemeyen birçok kadın doktora görünme hakkını kullanamıyor. Çocuklar, ne yazık ki devlet kaynaklı şiddet olaylarından da muaf olamıyor. En son Diyarbakır'ın Lice ilçesinde hayvan*larını otlatan Ceylan Önkol'un (14), uzaktan ateşle*nen bir silah sonucu hayatını kaybettiğini biliyoruz, soruşturma hala sürüyor.

Bu karamsar tabloda hiç mi iyi bir şeyler yok diye düşünmeden edemiyor insan. Olumlu bir gelişmeden söz ederek bitirmek istiyorum. Çok yakın bir za*manda 14 yıl öncesinde gerçekleşmiş bir tecavüz vakasında fail yirmi yıl hapis cezası aldı.(4)

Bir de kadınların dur durak bilmeyen mücadelesi var, umut taşımayı mümkün kılan. Kadınlar ve kadın hareketi bir bütün değil kuşkusuz ancak kadına yönelik şiddetle mücadelemiz sürüyor, sürecek. (GÜ/İP)

Ankara - Eğitim-Sen Kadın Dergisi 30 Kasım 2009, Pazartesi
Old 27-01-2010, 13:14   #36
nostaljielif

 
Varsayılan

kendi kannatim kadına yönelik şiddet bir çok etken tarafından beslenmektedir ve nesilden nesile kalan otorite kuralı halina gelmiştir bir çok toplumda.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
asker borçluya karsı icra takıbı ve vekaletname vermesındekı usül... Av.Ayse E. Meslektaşların Soruları 1 20-06-2007 23:13
şirkete karsı mbb davası.... Av.Ayse E. Meslektaşların Soruları 8 28-03-2007 16:59
cirantaya ve lehtara karsı takıpte protesto gereklımı... Av.Ayse E. Meslektaşların Soruları 2 17-03-2007 00:25
Okuldakİ Şiddetin Durdurulmasına Yönelİk Önlemler. avien Çocuk Hakları Çalışma Grubu 6 25-11-2006 23:57
Çocuklara Yönelik Şiddetin Onlenmesi Konusunda Başbakanlık Genelgesi: Av.Habibe YILMAZ KAYAR Çocuk Hakları Çalışma Grubu 1 05-07-2006 18:01


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04586196 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.