Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Konumuz : Hukukçular Biz bizi konuşuruz! Konusu "hukukçular" olan ve diğer alanların konusu içine girmeyen sohbetlerimiz için.

Anket Sonucu: Meslek Hayatınız Süresince Tehdit Edildiğiniz Oldu mu?
Hayır , hiç tehdit edilmedim. 215 35,02%
Evet, bir defa tehdit edildim. 138 22,48%
Evet, birçok defa tehdit edildim 261 42,51%
Oy Verenler: 614. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 194)

Meslek Hayatınız Süresince Tehdit Edildiğiniz Oldu mu?

Yanıt
Old 22-08-2007, 10:03   #1
Av.EErdem

 
Varsayılan Meslek Hayatınız Süresince Tehdit Edildiğiniz Oldu mu?

Son günlerde meslektaşlarımla konuşmalarımda sıkça gündeme gelen bir konu hakkında sizlerin de fikirlerini öğrenmek istedim. Mesleğimizin en can sıkıcı taraflarından biridir bu. Bazen tehdit edenin tarzı gülünç, inandırıcılıktan uzak hatta eğlenceli olabilir. Can sıkıcı olan; o kişinin bilinçaltındaki , bir hukukçuyu rahatça tehdit edebileceğini, korkutabileceğini düşünme eğilimidir aslında.
Mesleğe uzun yıllarını vermiş kişilerin yanında kısa sayılacak yedi yıllık meslek hayatımda bir kaç defa tehdit edildim. Tehditler bazen çok üstü kapalı , bazen de olabildiğince açık yapıldı. Mekan bazen bürom, bazen haciz mahalli, bazen adliye koridorlarıydı. İşin en acı tarafı da ne biliyor musunuz? Beni tehdit edenlerin çoğunluğu, dava bittiği halde daha önce anlaştığımız vekalet ücreti bakiyesini ödemekten kaçınan kendi müvekkillerim ve onların yakınlarıydı. Fahiş ücret istediğim sanılmasın, dava başında anlaşılan, müvekkilin kabul ettiği makul bir ücret bu sözünü ettiğim.
Bunun dışında haciz mahallindeki tehditleri tehditten bile saymıyorum. Hacze gidilen kişi ve yakınlarının canı yanıyor ve can havliyle canımı yakarsan canını yakarım psikolojisine bürünüyorlar. Enteresan olanlar da var tabi. Örneğin; hacze gidip borçlunun tehdit yağmuru altında güç bela kendisini yazılı taahhüt vermeye ikna edip haciz yapmadan döndüğüm, daha sonra taahhüt ihlal edildiğinde yeniden hacze gittiğim bir dosyada çok karmaşık duygular yaşamıştım. İşin komiği daha önce hakaret ve tehditler yağdıran borçlu kuzuya dönmüş bir halde benden kartvizitimi isteyerek, bundan sonraki icra işlerini takip etmemi istediğini söylemesi oldu. Gerekçesi de; daha önce tehdit etmiş ama korkaklık göstermeyip ikinci defa hacize gelebilmişim ve bu cesaretim onun gözünde beni yüceltmiş. Bu olay kendimi kedinin oynadığı fare gibi hissetmeme sebep olduğu için meslek hayatımın unutulmazlarından biridir.Mesleki etik gereği reddettiğim bu teklif, insanların kavun karpuz seçer gibi avukat seçme eğilimleri , vurayım bakayım tok ses çıkıyormu şeklindeki yaklaşımlarını düşündürmesiyle hala canımı yakar.

Sizler de başınızdan geçen enteresan olayları paylaşırsanız çok sevinirim.
Old 22-08-2007, 12:01   #2
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

Yıllar önce genç bir kadın yanında iki kızı ile büroma gelip, eşinden boşanmak istediğini , eşinin uyuşturucu kullandığını, çok tehlikeli bir insan olduğunu, kendisine ve çocuklara şiddet uyguladığını, çocuklarını alıp evden ayrıldığını , eşinin her yerde kendisini aradığını ,yerini bilmesi halinde kendisini ve çocuklarını öldüreceğini belirtip; bana verdiği irtibat telefonu ve adresini hiçkimseyle paylaşmamam konusunda ricada bulundu.Bu kadının yaşam hikayesi bana çok hüzünlü ve acı geldi , kendisine yardım etmek istedim , ekonomik durumunun da kötü olduğunu anladığımdan , sadece masrafları ödemek kaydı ile davayı kabul ettim .

Tebligatı alan davalı hemen büroma gelerek bu davaya girmememi veya eşinin adresini kendisine vermemi istedi. Her iki teklifini de kabul etmediğimi beyan ettim. Birkaç gün sonra geldiğinde taleplerini yineleyip; ev adresimi, kızımın okulunu vs. bildiğini ve zarar vereceğini beyan etti . Cevabını verip gönderdim.

Aynı gün posta ile gönderilmiş , gazeteden kesilmiş cinayet ve ölüm haberlerine ilişkin gazete küpürlerinin kesilerek dosya kağıdına yapıştırılması ile oluşturulan tehdit, hakaret, küfür içeren , Av. Hülya Özdemir ismi yazılmış gazete ölüm - başsağlığı ilanları , kanlı silah , çıplak kadın resimleri ve davalının el yazısı ile yazılmış ağır hakaret ve küfürlerin de bulunduğu birkaç sayfalık yazı aldım.

Savcılığa müracaat ettim ve aynı gün sanık tutuklandı. Birkaç celse tutuklu kaldı, bilahare bir meslektaşımın - yoğun gayretleri ile - kefaletle tahliye edildi, yargılama sonunda ceza aldı , aftan yararlandı.

Birkaç yıl sonra elinde çiçeklerle, düzgün giyimli bir adam geldi büroma. Meğer bizim sanık olay sonrasında yurt dışında yaşayan ablasının yanına gitmiş, orada bir düzen kurmuş ve Türkiye'ye geldiğinde de benden özür dilemek için ziyarete gelmiş. Tabii ki yaşadığım bunca üzüntüden sonra görüşmeyi de, çiçekleri de reddettim.

Bu arada davalının tehditleri nedeniyle boşanma davasında hiçkimse tanıklık yapmak istemediğinden , davamız reddedilmişti.
Old 23-08-2007, 10:12   #3
Av.Nermin

 
Varsayılan

CMK tarafından gasp ve adam öldürme suçlarından tutuklu bir sanık için müdafi olarak görevlendirilmiştim. Duruşma çıkışında maktülün akrabaları sen bu katilin avukatlığını nasıl yaparsın diye üzerime yürüdüler, üstelik başka bir dosyadan müvekkilim ve babasına da ben yanlarındayım diye katilin akrabaları sanarak saldırdılar tehdit ettiler. Polisler geldi yaka paça adamları dışarı çıkardılar. Müvekkilin amcası komsermiş, birkaç polisle geldi müvekkili ve babasını evlerine götürdü. Biz Allah ile başbaşa kaldık ).
İkinci olayda bir haciz esnasında gerçekleşti. Borçlu kapıyı bi hayli geç açtı. Açtığında da nedenini anladık tabi. Adam akşamdan kalma, ayakta zor duruyor. Neyse konuştuk durumu anlattık. Adam atıp tutmaya başladı, kaybedecek bişisi kalmamış, zaten bu borç yüzünden eşi çocuklarını alarak evi terketmiş vs.. İşi belinden beylik tabancasını çıkarıp masanın üzerine fırlatmaya kadar götürdü. Bu arada adam polisti. Ben bi adım geri çekildim. Allah'tan hacze gittiğim memurda akşamcıydıda adamın dilinden anlıyordu.
Üçüncü olayımızda bir menkul satışında yaşandı. Adamın ev eşyalarını haczetmiş, yediemin olarak kendisine bırakmıştık. Borcunu ödemeyince satış istedik. Gittiğimiz de adam bütün ailesi ile kapının önüne barikat kurmuştu. Bu evden eşya çıkaracak adam daha doğmamış, biz onun kim olduğunu biliyormuymuşuz, o karadenizliymiş, asarmış kesermiş vs... Adamın bilmediği benimde karadenizli olduğumdu. Satışa çıkardığı bir arsası vardı üç gün sonra sattı, parayı getirdi )
Old 23-08-2007, 11:27   #4
Av.Nur

 
Mesaj

Evet, doğrusu düşünmüşümdür, neden insanlar avukatları taraf gibi görürler. Dava yahut hukuksal sorun kendi aralarında ve avukat sadece hukuksal yönü ile ilgili. Fakat avukatı da dava ortağı yahut hasım kabul eden çok.

Ben de meslek hayatım süresince bazı tehditler aldım, sadece bir defasında sağ elim incindi-incitildi ve bir süre zorlandım. Ne kadar ucuz atlatmışım!

Bir müvekkilin alacağı için hacze gitmem gereken şirketten telefon geldi ve değer tesbiti için gidilecek bina ile ilgili olarak burası büyüktür çıkamazsın denildi. Gittim, gerekli işlemi yapıp çıktık. Bunu neden kendisinin değil de vekilinin bildirdiğini kendisinin de söyleyebileceğini gerçekten büyük ve güzel bir bina olduğunu şirket sahibine söyledim. Daha sonraki işlemlerimizde ise başka bir vekil ile çalışmaya başladığını gördüm.

Bir başka olayda ise bir tankere gitmem ve haciz işlemi yapılması gerekiyordu. Yine telefonla, yüksek olduğu düşebileceğim bildirilmişti. Bunu kimin yaptığını gerçekten anlamadım ve sormadım, kimseye de işlem sırasında bundan bahsetmedim. Doğrusu herkese tavsiye ederim, bir tankerden denizi seyretmek harika. Ayrıca çıkış ve inişte yardımcı olan meslektaşa teşekkürler her zaman borcumdur.

Bir diğerinde ise, iş bir boşanma davası idi ve müvekkilimin eşi adliyede karşıma geçerek, şayet boşanma gerçekleşir ise beni vuracağını söylemişti. Ben de ona davanın kendi aralarında olduğunu, bitecek veya devam edecek evliliğin de kendilerininki olduğunu, benim sadece bu dosyada görevli bir avukat olarak işlerimi yaptığımı ifade ettim. Boşandılar ve sanırım bu fikrinden vazgeçti!

Devam sayın meslektaşlarım, avukat tarafların dava ortağı, dava arkadaşı, hasmı vb. değil, avukattır.
Old 23-08-2007, 15:02   #5
SINIRSIZ

 
Varsayılan

bende bir ev tahliyesinde çok sıkıntı yaşamıştım.Son 4 yıldır kira bedelini ödemeyen 17 yıllık bir kiracıydı muhatabımız. Kiracıyı en az 50 kez aramıştım. her seferinde müddet istedi. Ev bulamadım ev bulayım, ev buldum kirası yüksek 1 ay daha, 10 gün daha.. böyle günler günler haftalar hatta aylar geçti..3 kez de icra dairesinden döndüm. eşyaları topluyoruz 10 gün sonra anahtarı biz vereceğiz namus sözü, şeref sözü.. vs. vs.. gibi bitmek tükenmek bilmeyen yalanlar ..en sonunda pekte güneşli olmayan bir ilkbahar gününde yeter artık dedim. ve eve gittik.raflarda biblolar dahi duruyordu. sanki ben hiç aramamışım sanki onlar kirayı hep ödüyorlar gibi yalancı bir şaşkınlıkla karşıladılar bizi.. lafta şok oldular. . çok ısrar ettiler yine gün istediler, mümkün değil dedim. çok kararlıydım tahliye etmeden dönmeyecektim.Evin babası olan kiracı da zaten tüm konuşmalarımızı, aramalarımı inkar ediyordu.O yüzden eminim bugünü de unutacaklardı ve ben anlamıştım er ya da geç ben bu tahliyeyi yapmak zorunda kalacaktım. bari o gün başlamışken bitirecektim. eşyaları toplayıp, taşıyacak işçiler, polisler, memur her şey hazırdı. 20 yaşlarındaki kiracının oğlu birden çıldırdı. eşyalar toplanırken ben memure hanımla mutfağın camının önünde oturuyorduk. arkadan salondan geldi ve sandalye ile arkamızdaki camı kırarak kafamıza indirdi. benim bir çok yerim çizildi.. kanadı.. Fakat Allaha şükür ciddi bir yaralanma olmadı. babasının sorumsuzluğu annesinin rezilliği ile sonuçlanamazmış, böyle yağmurlu bir günde eşyaları kapıya koymak insanlık değilmiş. 17 yıldır bu mahalledelermiş.insanların yüzlerine nasıl bakacaklarmış. vs. vs.. Memure hanım ne yazıkki hemen sattı beni. 'benim yapabilecek bir şeyim yok. bana kalsa ben size mühlet veririm ama benim elimde değil avukatı ! ikna edin.' yüksek sesle bana da ' Sizde biraz vicdanlı olun, bir de kadın olacaksınız' dedi... resmen hedefiniz ben değilim onu vurun dedi yani.. velhasıl ömrümün sonuna kadar rahat edemeyeceğim, karşıma mutlaka çıkacağı ve elleri ile beni boğacağı söylemlerini dinleyerek evi tahliye ettik. yolda 360 derece çark eden memure hanım bunlar hep böyleler işte kirayı ödemezler ödemezler, tahliyeye gelincede yapmadıklarını bırakmazlar..iyi yaptınız bugün olmasa bir dahaki sefer yine aynı şeyleri yaşayacaktık, uslanmaz bunlar dedi. Orda öyle demiyordunuz ama dediğimde ise sustu..Utanmadan Çok yorulduk, çok tehlike atlattık bugün avukat hanım diyerek güya çaktırmadan para istediğinde 'sadece ben yoruldum. iyi günler' deyip ayrıldım.. o gün her şeyden nefret etmiştim.en çok ta yaşamaktan, böyle bir ülkede yaşamaktan, böyle bir işi yapmaktan..rüşvetten...

Tabi bu ülkeyi de bu mesleği de terketmedim. fakat asla ev tahliyesine gitmedim bir daha.
Old 23-08-2007, 15:46   #6
Y.Kurban

 
Varsayılan

Mesken tahliyesinde canı yanmayan pek yok gibi.
Hayatımda umarım bir daha mesken tahliyesi yapmam. Tahliye gecesi uykumda ceninlerle boğuşuyordum. Çünkü tahliye esnasında meskende kalanlardan birinin hamile olduğunu öğrenmiştim. Ev boşaltılırken hamile kadın fenalaşmıştı. Henüz 4 aylıkmış. Daha önce birinden duymuştum; 'hamileliğin ilk ayları riskliymiş'. Ne kadar doğru bilmiyorum.
Sonraki günlerde de, cenin rüyalarıma girmişti. Ağır bir psikolojik yaptırımdı bu. Tahliye ertesi büroya geldiğimde, 65 yaşındaki meslektaşım ömründe hiç mesken tahliyesi yapmadığını itiraf etmişti bana. Bunu daha önce söylememesinin gerekçesi olarak 'maalesef avukatlık eskisi gibi değil, ayakta kalmak için bunları da bilmen ve yapman gerekiyor. Şimdiki avukatlık bu' demişti. Doğru olmayabilir belki.
Ama avukatlık bu olmasa gerek!
Old 23-08-2007, 16:06   #7
Viyola

 
Varsayılan

Bir haciz vakası da benden.
Mesleğimin ilk yıllarıydı.Sigortalı avukat olarak icra işinin yoğun olduğu bir büroda çalışıyordum.Hacizlere de genellikle ben gidiyordum.Yine bir haciz var.Borçlu dosya borcunu asille anlaşarak kapatmış.Ancak vekalet ücreti ödenmemiş,borçlu gurur meselesi yapmış bunu.Vekalet ücreti için telefonla arandığında " ben vekalet ücreti falan ödemem,sıkıysa gelin alın" gibi dayıvari cevaplar veriyor.Tabi ben bunları hacizden sonra öğreniyorum.Neyse, biz hacze gittik adamın evine.Evde 13-14 yaşlarında bir çocuk,borçlunun oğlu.Çocuk bilgisayarda oyun oynuyor.Biz icra memuru arkadaşla bilgisayarı gözümüze kestirdik.Çocuğa da usulünce anlatıp bilgisayarı arabaya koyduk.Çocuk bu arada babasını aradı ağlamaklı bir şekilde.Adam telefona beni istedi,başladı sövüp süpürmeye.Ömrümde ilk defa bu tarz küfürlerle karşılaşınca telefonu adamın suratına kapattım.Tabi ben telefonu kapatınca adamın kafasında şimşekler çakmış.Biz bilgisayarı aldık ve dönüyoruz.Trafik ışıklarında durduk.Birden arabanın biri aynı filmlerdeki gibi çarpraz bir şekilde bizim arabanın önünü kesti.Arabanın içinden iri yarı adamlar bağırarak indiler.Ben arka koltukta oturuyorum.Adamlardan biri-borçlunun ta kendisi-"sen misin benim evinden mal kaldıran..."diyerek kapıya doğru yöneldi.Kapıyı açıp beni dövecek,niyeti bu.Ben kapıyı tutuyorum açmasın diye,adam kapıyı zorluyor.Bu esnada memur arkadaş ve şoför adamı sakinleştirmeye çalışıyor.Zor bela adamı sakinleştirdiler,adam o arada dosya borcunu da kapattı.Ben zaten sinirimden ne yapacağımı bilmiyorum.Bu arada olay yerine bir de polis ekibi geldi.Borçlu sakinleşti sonra hatta gelip benden özür bile diledi.İcra memuru arkadaş "avukat hanım şikayetçi olun,ben şahidim" dese de o adamla bir kez daha karşılaşmamak için şikayetçi olmamıştım.
Old 23-08-2007, 17:36   #8
üye18721

 
Varsayılan

Bir olaylı haciz hikayesi daha; -gerçi hemen her haciz; özellikle- muhafaza- yapılanlar olaylı geçer. Borçlunun evine hacze gittik.Gidilen mahal İstanbul'un olaylarıyla ünlü bir semti.Kimse oraya hacze gitmek istemiyor. El mecbur gittik.Tabi yanımıza jandarma alarak. İlk gidişimizde güç bela eski bir fırın bir çek yat takımını muhafaza altına aldık. Tabi bunlar borcu karşılamaktan çok uzak. İkinci gidişimde -burası bir aile apartmanı; büyük bir aile; baba, çocukları bir apartmanda altlı üstlü dairelerde yaşıyorlar. Borçlu olan babanın evine gittik. Çocukları burada babam yaşamıyor diyorlar. O sırada da apartmanda borçlunun torunlarından birinin sünnet töreni var. Ben de 2. defa hacze gitmişim ve alacaklı da çok yoksul bir kadın; muhafaza masraflarını dahi çalıştığım bürodaki avukat arkadaşım bu bayan adına hatırına katlanıyor. Bir daha bu kadar masraf yapıp-borcu karşılamaya yetecek kadar- muhafaza yapmadan gitmeme imkan yok. Diğer yandan evdeki kadınlar;" Ne olur avukat hanım sünnetimiz var haciz yapma" diyorlar; haliyle insan etkileniyor. Borcu da ödemiyorlar. "Eğer borcu ödemezseniz babanızın evinden mal kaldıracağım" deyince oğullarından biri"babam burada oturmuyor; onun evine götüreyim sizi oradan mal kaldırın" dedi, biz de memur bey, ben, jandarma inandık, ve adamın arabasının peşine takılıp yola koyulduk. Bir de ne görelim metruk bir inşaat!... Bizi ikinci kata çıkartıp işte babam burada yaşıyor dediler. Dediğim gibi terkedilmiş viran bir inşaat!. Orada yüksek tansiyonla tanıştım!... Ensemden yukarı doğru yükselen bir basınç hissi hissettim ve müthiş bir baş dönmesiyle olduğum yere yıkıldım; baygınlık geçirdim. Bu olaydan sonra hiç muhafaza yapmak zorunda kalmadım. Kararlı davrandım ve neticeye vardım.Genç arkadaşlara önerim; haciz hiç hoş bir iş değil; ama diğer yandan mağdur edilmiş alacaklı olan bir müvekkiliniz var; ve bu durumda mesleğinizi ifa etmek zorundasınız. O nedenle hem alacaklının menfaatini koruyarak hem de borçluya çok fazla yüklenmeden mesleğinizi icra etmeniz gerekiyor. Bazi hassas noktaların da gözden kaçırılmaması kanaatindeyim. Diyelim ki evde tv seyreden, bilgisayar oynayan bir çocuğun bu gereçlerine el konulmadan önce diğer eşyaların muhafaza altına alınması gibi. Çünkü biraz empati yaparsak o çocuğun yaşayacağı travmayı anlayabiliriz...diye düşünüyorum ve ben bunu hep göz önünde tuttum. Tabi bu benim kişisel düşüncem ve yoruma kalmış bir husus...
Old 30-08-2007, 18:12   #9
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Tam anlamıyla bu tarz bir anım olmadı. Ancak yazmak istememin asıl amacı da zaten bu değil.

Ben gerçekten bu sayfada böyle içten, etik ve ahlak anlayışını buram buram hissettiren sizlerin varlığına,burada paylaştıklarınıza ve konuyu açan arkadaşıma fazlasıyla teşekkür etmek istiyorum..

Zira inanın bazen "Bu ülkede olmayan bir kavramın mesleği (HUKUKçuluk) olur mu ya?" diye isyan ederim. Müsebbibi borçlular, müvekkiller olmaz çoğu zaman, bilakis bu mesleği icra edenler olur. Ha, belirteyim hemen; şahsıma yapılan bir yanlış değildir beni karamsarlığa iten; sadece şahit olduğum icraat-etik-ahlak bozukluklarıdır.

Konuyu kısa bir süre saptırdığım için özür dilerim ancak bana "Hayır ya; var işte HUKUKÇU, var işte vicdanını kenara koymadan asaletle iş yapanlar" dedirttiğiniz için teşekkür etmeden yapamadım...

Azınlık da olsak, olmasak da; Allah bu yapıdakileri bozmasın...
Old 03-09-2007, 16:03   #10
Elif Defne

 
Varsayılan

Başımdan geçen ciddi bir tehdit olayını,mesleğimizin ilginç bir yönünü de yansıttığı için sizlerle paylaşmak istedim.
Yıllar önce (en az 15 yıl) şirket statüsünde büyük bir tatil sitesinin vekilliğini yapıyordum.Şirket yönetimi kimi işletmecilerden memnun değildi ve tahliye edilmelerini istiyordu.Ben de yasal işlemlere başladım,icra ile infaz işlemlerine geçmeden önce son kez şirket müdürü ile birlikte mecurların son durumunu görmek üzere mecurların başına gittik.Bir mecurun işletmecisi biraz ileri geri konuşmaya başladı,yanımdaki şirket müdürü tamamen pasif konuma geçip borçlu ile beni karşı karşıya bıraktı.Sonrasında da borçlu kendi Avukatının bürosunda beni konuşmaya çağırdı.Avukat olduğu için hiç çekinmeden gittim.Biz konuşmaya başlayınca,borçlunun Avukatı bürodan çıktı (bu durumu sonradan değerlendirdiğimde Avukatın da olacaklardan haberi vardı diye düşünmeme neden oldu).Yanlız kalınca;borçlu aynen şöyle dedi "Bak kardeşim,ben filanca yerden geldim,bizim orada nüfusa kayıtlı olmayan bir sürü akrabam var,onlardan biri gelir senin işini görür ve döner kimse de izini bulamaz,ayağını denk al" .Bu sözler tabii ki bende şok etkisi yaptı,hayatımın en huzursuz bir haftasını yaşadım.Askerde bile silahtan uzak durmama karşın biri bayıltıcı biri de gerçek olmak üzere (büro ve evde) iki adet silah aldım müvekkillerden.Durumu Başsavcıya da anlattım,silah bulundurma sebebini.Sağolsun Başsavcı konu ile ilgilendi,şahsı odasına çağırmış ve fena halde fırçalamış.Sonrasında ortak arkadaşlar araya girdi ve bir tatsızlık çıkmadı.Ancak esas ilginç olayı sonrasında yaşadım.Beni bu şekilde tehdit eden kişi sanırım bir sene sonra kalp krızinden vefat etti ve eşi bizim büroya gelerek üç çocuklarının olduğunu ve üçünün de nüfusa kayıtlı olmadığını artık okulda sorun çıkmaya başladığını,yardımcı olmamızı istedi.Biz de bayanın vekilliğini yaparak çocukların sorununu çözdük.Bu olay yaşamım boyunca unutamayacağım ve içinden bir çok ders çıkarılabilecek nitelikte bir olay olarak sürekli hafızamda yer etmiştir.
Tüm meslektaşlarıma böyle tatsız olaylar yaşamamaları dileğiyle saygılar sunarım.
Old 17-09-2007, 21:41   #11
üye17410

 
Varsayılan gülmek ve düşünmek.???

Hangi mesleği yaparsanız yapın, mutlaka bir tehtidle karsılarız. Örneğin bir fabriakada çalısıyorsunuz diyelim, ustabasının yada sefin sürekli işten cıkarma tehtidinini işe basladıgınız andan itibaren göğüslemek zorundasınız. zaten ağzınızla kusta tutsanız göze batmıssanız, tehtidin sonu gelmez. icra memuru olarak görev yaptıgımdan dolayı sürekli karsılasmaktayım. avukatla icra memuru bildiğiniz üzere sürekli tehtid edilmektedir Bizim görevimiz sırasındada da borçlu icra memurunu yada alacaklı vekilini zorla gasbeden vicdansız kalbi olamyan yaratıklar gibi görürler. işin gülünç yanı burası.
Adam kendi kusur ve kabahatine bakmaz alacaklı vekilini yahut, icra memurunu hasım görür. Bu durumdada tehditler kaçınılmazdır.
işin düşündürücü yanına gelincede haciz sırasında haciz için sıra bekleyen avukatların gözü önünde cereyan eden tehtidleri görüp tutanağa yazılan beyanların altına tanık olarak imza atmamaları.
Old 19-09-2007, 11:19   #12
Hammerfall

 
Varsayılan

Benim de anne ve oğulun beraber borçlu oldukları bir dosyamdan muhafaza yaparken anne ne kadar asabi ise oğlunun da o kadar durgun olduğu dikkatimi çekmişti. Ertesi sabah eşinden ayrı yaşayan baba büroma gelerek oğlunun intihara teşebbüs ettiğini eğer ölürse beni de yaşatmayacağını söyledi. Aradan iki gün geçtikten ve benim korkudan değil ancak vicdan azabından uykularım kaçtıktan sonra borçlu oğul gelerek borcunun hepsini ödeyeceğini söyledi. Anlattığına göre bir kutu ilaç içmiş ve geceyi hastanede geçirmiş. Tabi ki çok rahatladım ancak o iki günü hala unutamadım bu nedenle muhafaza işlemini çok nadiren uyguluyorum. Evet işim biraz geç çözülüyor ama o azabı yaşamaktan iyidir diye düşünüyorum.
Old 19-09-2007, 20:56   #13
OLCAYK

 
Varsayılan

Bende bugün yaşadığım birşeyi anlatmak istiyorum. Borçlu şirketin (X) mali durumu aslında iyi. Bu şirket müvekkilime ciro yoluyla gelen senetlerin kiminde keşideci kiminde ciranta. Müvekkilim bazı senetlerde X e tebligat göndermememi istedi, o senetleri zaten tahsil ettik. Sonrasında devam edenlerde ödeme emri tebliğ ettiklerimizden sonuç alamayınca x şirketine de göndermemi istedi.Bende gönderdim, ama tebligatlar usulüne uygun yapılmasına rağmen sonuç alamadım, tek yolumuz hacizdi. Hacze gittim, şirket yetkilisinin abisinden bir hafta sonrasına taahhüt aldım, bu arada bu dosyada cirantalar. Taahhüt yerine getirilmedi,bugündü. Şahsı aradım, ödeme yapmadınız diye. Bana verdiği cevap "beni katil mi edeceksiniz oldu", benim verdiğim cevapta 'isterseniz olursunuz, çokta zor birşey olduğunu sanmıyorum ' oldu. Bu tepkiyi gayri ihtiyari verdim ama o an çıktı ağzımdan. Sayın tehditkar vatandaşımız sustu, telefonu kapattım, gerilmiştim doğal olarak. Sonra çok düşündüm ne gereği vardı, diye, ama dönüşü hiçte olumsuz olmadı. Ve ben bugün avukatlığın ne kadar zor bir meslek olduğunu tekrar tekrar anladım.Bu böyle gitmez ama
Old 22-09-2007, 08:58   #14
Av. BNK

 
Varsayılan

2002 yılında bir boşanma davasına bakıyordum. Müvekkilimin eşi banyo yapmasınlar diye evin suyunu kesmiş, televizyon seyretmesinler diye elektiriği kesmiş, üzerine kayıtlı ev ve arabayı alabilmek için sahte senet düzenlemiş.

Bu yüzden de müvekkilim evi terk etmek zorunda kaldı. Sahte senet ile ilgili icra takibinin görüldüğü icra dairesinin içinde adam beni tehdit etti. Adliye karakoluna şikâyet ettim. İfadesi alındı. Sonra da serbest kaldı.

İki gün sonra da eşinin kaldığı evi pompalı tüfekle bastı. Silah ateş almayınca bıçak çekmiş. Önce karısını ağır şekilde yaraladı daha sonra öz oğlu ile boğuşmaya başlamış. Kendi öz oğlunu bıçaklayarak öldürdü. Aynı kavgada kendiside başından aldığı darbeyle bitkisel hayata girdi. Üç gün sonra hastane de öldü.

Bu adam adliye çıkışında aynı saldırıyı bana da gerçekleştirebilirdi. Müvekkilimin evi terk öncesinde yaptıkları zaten psikiyatrik vaka olduğunu gösteriyordu.

Daha öncede bu sitede yazdığım bir şey var. Hangi forumda olduğunu unuttum. Evlilik öncesi kan testi yapılarak tarafların bulaşıcı hastalığı olup olmadığı araştırılıyor ama psikolojik açıdan evliliğe hazır olup olmadıkları araştırılmıyor. Bu adam 20 yıl boyunca müvekkilime bıçakla saldırı dahil her türlü kötülüğü yapmış. Bu tip insanların evlenmesine izin verilmemeli.

Yukarıda yazılanları okuyunca gördüm ki biz avukatların en az kolluk kadar silah kullanma yetkisi bulunmalı. Ya da başka bir hukuki güvence sağlanmalı.
Old 25-09-2007, 13:48   #15
metus_82

 
Mesaj Merhaba

Meslek hayatımın başlarındayım henüz, belkide bu sebeplerden dolayı hiç tehdit edilmedim.Ama bu ömrüm boyunca hiç başıma gelmeyeceği anlamına da gelmez...Zaten birşeylere başlarken bişeyleri gözönüne alıyorsun bu da bizim mesleğimizin dikenlerinden olsa gerek
Old 25-09-2007, 14:45   #16
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Dün 2 kere,geçen hafta 1 kere,ondan önceki ay 1 kere ondan önceki zamanlar pek çok keretehdit edildim.

Sanırım bunun sonu da gelmeyecek.
Old 25-09-2007, 20:02   #17
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Elif Defne
Başımdan geçen ciddi bir tehdit olayını,mesleğimizin ilginç bir yönünü de yansıttığı için sizlerle paylaşmak istedim.
Yıllar önce (en az 15 yıl) şirket statüsünde büyük bir tatil sitesinin vekilliğini yapıyordum.Şirket yönetimi kimi işletmecilerden memnun değildi ve tahliye edilmelerini istiyordu.Ben de yasal işlemlere başladım,icra ile infaz işlemlerine geçmeden önce son kez şirket müdürü ile birlikte mecurların son durumunu görmek üzere mecurların başına gittik.Bir mecurun işletmecisi biraz ileri geri konuşmaya başladı,yanımdaki şirket müdürü tamamen pasif konuma geçip borçlu ile beni karşı karşıya bıraktı.Sonrasında da borçlu kendi Avukatının bürosunda beni konuşmaya çağırdı.Avukat olduğu için hiç çekinmeden gittim.Biz konuşmaya başlayınca,borçlunun Avukatı bürodan çıktı (bu durumu sonradan değerlendirdiğimde Avukatın da olacaklardan haberi vardı diye düşünmeme neden oldu).Yanlız kalınca;borçlu aynen şöyle dedi "Bak kardeşim,ben filanca yerden geldim,bizim orada nüfusa kayıtlı olmayan bir sürü akrabam var,onlardan biri gelir senin işini görür ve döner kimse de izini bulamaz,ayağını denk al" .Bu sözler tabii ki bende şok etkisi yaptı,hayatımın en huzursuz bir haftasını yaşadım.Askerde bile silahtan uzak durmama karşın biri bayıltıcı biri de gerçek olmak üzere (büro ve evde) iki adet silah aldım müvekkillerden.Durumu Başsavcıya da anlattım,silah bulundurma sebebini.Sağolsun Başsavcı konu ile ilgilendi,şahsı odasına çağırmış ve fena halde fırçalamış.Sonrasında ortak arkadaşlar araya girdi ve bir tatsızlık çıkmadı.Ancak esas ilginç olayı sonrasında yaşadım.Beni bu şekilde tehdit eden kişi sanırım bir sene sonra kalp krızinden vefat etti ve eşi bizim büroya gelerek üç çocuklarının olduğunu ve üçünün de nüfusa kayıtlı olmadığını artık okulda sorun çıkmaya başladığını,yardımcı olmamızı istedi.Biz de bayanın vekilliğini yaparak çocukların sorununu çözdük.Bu olay yaşamım boyunca unutamayacağım ve içinden bir çok ders çıkarılabilecek nitelikte bir olay olarak sürekli hafızamda yer etmiştir.
Tüm meslektaşlarıma böyle tatsız olaylar yaşamamaları dileğiyle saygılar sunarım.

Çok özür dilerim sayın Elif Defne. Nikiniz bayan ismi, olayda askerde bile böyle olay yaşamadım demişsiniz. Şaşırdım, üye sayfanıza baktım gerçek isminiz de AYTEN TUNA' imiş. ) Yanlış anlamazsanız sormak istiyorum: Kullandığınız isimler size ait olamayacağına göre, kime aittir?
Old 26-09-2007, 02:04   #18
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Meslek Hayatınız Süresince Tehdit Edildiğiniz Oldu mu?

Duygu sen de biraz sakin ol

Bu arada Dikici'yi de ya site polisi yapalım ya da dövelim

ne kadar dikkatli.

sevgiler
Old 26-09-2007, 14:55   #19
Elif Defne

 
Varsayılan

Sayın Dikici,
Dikkatli bir okuyucu olduğunuz için tebrik ederim.Kusura bakılacak bir durum olduğunu sanmıyorum.Siteye daha önce Defne-Elif ismi ile üyeydim gerçek ismim de Cavit Tuna olarak üye kimliğinde yazılıydı.İletişimde bir sorun yaşadığımdan ve bu sorunu gideremediğimizden bu kez Elif-Defne olarak ve yine Avukat olan eşim Ayten Tuna ismi ile yeniden üye oldum.Yazışmaları da bu isimler üzerinden yapıyorum.Sanıyorum aydınlatabilmişimdir.Cavit Tuna
Old 26-09-2007, 22:42   #20
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Dün 2 kere,geçen hafta 1 kere,ondan önceki ay 1 kere ondan önceki zamanlar pek çok keretehdit edildim.

Sanırım bunun sonu da gelmeyecek

neden bu kadar çok tehdit alıyorsunuz?
Old 26-09-2007, 23:11   #21
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Eh, yer Trabzon, iş de ağırlıklı olarak icra olursa...
Old 27-09-2007, 18:08   #22
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Elif Defne
Sayın Dikici,
Dikkatli bir okuyucu olduğunuz için tebrik ederim.Kusura bakılacak bir durum olduğunu sanmıyorum.Siteye daha önce Defne-Elif ismi ile üyeydim gerçek ismim de Cavit Tuna olarak üye kimliğinde yazılıydı.İletişimde bir sorun yaşadığımdan ve bu sorunu gideremediğimizden bu kez Elif-Defne olarak ve yine Avukat olan eşim Ayten Tuna ismi ile yeniden üye oldum.Yazışmaları da bu isimler üzerinden yapıyorum.Sanıyorum aydınlatabilmişimdir.Cavit Tuna

Teşekkür ederim.
Old 28-09-2007, 08:44   #23
Av.EErdem

 
Varsayılan

Ağır bir konu olmasına rağmen, geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımın başından geçen, bizleri çok güldüren bir tehdit olayını paylaşmak istiyorum.
Arkadaşım bir ceza davasında sanık vekili. Müvekkiliyle anlaştığı vekalet ücretinin bir kısmını peşin almış, geri kalanını da takip eden 2 ay içinde almak üzere de anlaşma yapmış.
Dosyadaki tüm deliller, sanık yakınlarının tanık beyanları ve hatta sanığın olayı anlatırken neredeyse olayı ikrar etmesi sonucunda ceza alması ihtimali kuvvetlenmiş.
Müvekkiline durumu izah eden arkadaşıma bağırıp çağırmaya başlayan müvekkili şöyle demiş;
''Bak Avukat Efendi, beni kurtardın kurtardın, yoksa benden beş kuruş alamazsın. Zaten beni hapise tıkarlarsa o alacağı ebediyen unut! İcraya koyarım diyorsan araba hanımın üzerine, zaten her ihtimale karşı anlaşmalı olarak boşanıyoruz, ev eşyalarına da dokunamazsın, hapishanede de başarısız avukatın teki diye reklamını da yaparım, aç kalırsın.''
Çirkin ama, alışılmışın dışında olduğu için biz buna çok güldük. Zaten sonradan müvekkili, depresyona girdim, affet beni diye arkadaşımdan özür dilemiş.
Old 02-10-2007, 12:19   #24
SINIRSIZ

 
Varsayılan

Müvekkillerin korkutmaya yönelik eylem ve söylemlerini tartışmaya açsaydınız heralde sayfalar yetmezdi. Onlar borçlulardan, hakim ve savcılardan ya da karşı taraftan çok daha komik, çok daha kırıcı, çok daha dayanılmaz çok daha vahim olabiliyorlarlar..
avukatlığımın ilk yılıydı. hasbel kader bir büro açmıştım ve resmen bilgisayarımın önünde bir telefon çalsın, bir iş gelsin diye bekliyordum.. sonra bir arkadaşımın arkadaşının babasının avukat olduğunu ona benden bahsedildiğini ve beni yanına çağırdığını öğrendim..gelsin demiş yanıma, yeni bir avukat lazımdı bana zaten ( babacan bir avukattı, bana onca zor şey yaşattı ama 3 yıl boyunca hiç kırılmadan çalıştım onunla. Hiç bir lafına alınmadım, yadırgamadım, onu öyle kabul et cinsindendi işte... en son olaya kadar tabi..)neyse lazım olduğum konu aralarında menfaat çatışması olan bir grup sanığın birinin avukatlığı... temiz ve genç yüzlü avukat hanım sanıkların sevimli yüzü olacaktı.. inanmayabilirsiniz ama o davaya benim istenmemin tek sebebi buydu..mütalanın ne demek oluğunu dahi orda öğrenerek ağır ceza mahkemesinde duruşmalara katılmaya başladım.. paralar yağıyordu bana inanmazsınız. tahliye oldu vekalet ücreti.. akşam karakola çağırırlar, çıkarırız trink vekalet ücreti.. avukat abimin yardımı ve desteği ile tabi.. 'O kızın ücretini verin' diyordu, param anında cebimde.. neyse sonra ( 2 yıl kadar) bir gün bunlar beni çağırdılar. aynı davada birlikte çalıştığım iki avukat, ve 5 sanık. Ve birde bana polis olduğunu söyledikleri arkadaşları.. neymiş efendim. telefon kayıtlarımı çıkarmışlar.. zaten şüpheleniyorlarmış ama artık kesinmiş ben ajanmışım ve polise çalışıyormuşum, şimdilik beni azlediyorlarmış ama bu böyle kalmazmış.. gerçi itiraf edip pişmanım dersem beni affedeceklermiş! ama yoksa artık kesin bildikleri bir bilgi olduğu ve ben inkar ettiğim için hüküm verilmişmiş.. vs.. vs..ve benim o sevgili avukat abim beni kenara çekti.. bak herşey açıkça ortada. adamların elinde telefon kayıtların var.. sürekli konuştuğun polis numaraları var, itiraf et, azletsinler kurtul dedi.. yoksa başına iş açarlar.. hala saf saf 'ya diyorum şu kayıtları bana da göstersenize neymiş? hangi numaraymış?, hangi polismiş? bir tane polisin bile numarasını bilmem ben.. nerden çıktı bu saçmalık' diye çırpınıyorum..velhasıl beni onları tanıdığım güne lanet ettirecek kadar kendilerinden bıktırdılar.. ve 2,5 trilyonluk icra dosyasının bütün hamallığını yaptırıp, tabiri caizse kaz gelecek yerden tavuğu esirgemeyip 3-5 kuruş verdiler ve sonra azlettiler.. ve ben aman kurtuldum diye sevindim.. oysa belki örümde bir daha öyle bir dosyam olmayacak. Güvendiğim avukat abimin içinde olması sebebiyle kandığım,Tehditle yıldırıldığım ilk ve son olay bu oldu.. sonra daha çok tehdit dinledim ama artık büyüdüm galiba..
Old 07-10-2007, 17:08   #25
Kemal Yıldırım

 
Varsayılan

- ........ Bey sizden haber bekliyorum dedim. Sesiniz çıkmadı.
- Asıl borçlularla görüştünüz ya (Diğer iki borçluyu kastediyor)
- Ama sizde bu dosyanın borçlususunuz.
- Vermiyorum.
- ....... Bey bakın borcunuzu 1 hafta içinde ödemezseniz hacze gelmek zorunda kalacağım.
- Ne yaparsan yap.
- Peki ben size süre verdim ödemezseniz haftaya hacze geliyorum.
- Ne yapan, ne yapan, evi boşaltın ondan soona da canından olun.

Çat diye telefon kapanır. 05.10.2007 Saat 17:30 suları

Bayramdan sonra cenazeme beklerim sizleri de

Saygılar...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İhalenin Feshi Davası Süresince İşleyen Faiz Yazgan Meslektaşların Soruları 8 18-08-2008 16:58
telefonla tehdit mkaraca Meslektaşların Soruları 13 13-11-2007 22:33
Boşanma Davası Süresince Çocuğun Velayeti Nasıl Düzenlenir? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 4 10-07-2007 15:02
Telefonla Tehdit Av. Bülent Sabri Akpunar Meslektaşların Soruları 3 24-04-2004 12:34
Tehdit ALI EREN Hukuk Soruları Arşivi 2 27-02-2002 17:42


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07282996 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.