Aile Konutu şerhi Veya Tedbir Konusunda Karışık Bir Mesele

Arkadaşlar öncelikle selamlar,

Müvekkilim ve eşi 2004 yılında bi siteden kredi ile ev almışlar. Ancak, yapılan sözleşmede alıcı olarak müvekkilin eşi geçmiş. İlgili sözleşme gereğince, tapuda henüz satıcı firma malik olarak gözüküyor ve ödemeler bittikten sonra tapuda devir işlemi yapılacakmış (Bu durumdan yeni haberdar oldum). Konu ile bilgimiz olmadan önce, müvekkil aile konutu şerhi için tapuya gitti ve fakat tapu eşi adına kayıtlı olmadığı için işlem yapamadı. Şimdi asıl mesele, biz boşanma davası açsak bu dairenin davalı eş tarafından 3. kişilere devrini nasıl engelleyebiliriz sizce?? site ile yaptığım bir görüşmeye göre, sözleşmede taraf olan kişi, kredi borcunu bitirmeden sözleşmeyi devrederse otomatikman sözleşme borcu bittikten sonra tapu yeni alıcı üzerine çıkıyormuş ki tahminim davalı olacak eş de bu yolu kullanacaktır.

HUMK 101 ve devamı hükümlerine göre İhtiyati tedbir koydurabilirsiniz. İnşaat bitip de evin tapusu davalı eşin adına geçirilince de aile konutu şerhi düşülebilir.

işin kötü tarafı, inşaat yok ki üstad. Evi aldıklarında zaten bitik halde imiş. Taraflar da aldıklarından beri evde oturuyolarmış zaten

Ben de ilk başta, ipotekli heralde diye düşünmüştüm. Oysa, inşaat bitik ve tapu var ama, satım sözleşmesi yapmışlar sadece site ile

Oldukça karışık bir durum

Ben aile mahkemesine başvuruda bulunarak buranın aile konutu olduğunu (Birlikte yaşanan ev olduğunu) TESPİT ettirebileceğinizi düşünüyorum.

Mülkiyet 3. kişiye ait olduğundan satış vb. engellenemez gibi gözükse de aile konutu düzenlemesine göre eş kira akdinin tarafı olabildiğine göre şirkete yapacağınız bir tebligatla diğer eşten başkasına devrini engelleyebilirsiniz. Yani sözleşmenin tarafı olursunuz gibime geliyor.

Saygılar

Mantık olarak bana da uygun geldi, teşekkür ederim herkese

Sayın Kalkan
Aramıza hoş geldiniz.

Önce elimizdekileri tespit edelim:
1)Evlilik (Sözleşme) = Mal rejimi ?
2)Kredi sözleşmesi (Tarafları,konusu,koşulları?),
3)Taşınmaz alım-satım sözleşmesi(Tapuda değil!
koşulları?),)
İstenilen:
1)Aile konutu şerhi konulması
2)Boşanma davası açılması
3)Taşınmazın 3.kişilere devrinin önlenmesi

Kahve molası...

Anladığım kadarıyla ortada Mülkiyeti muhafaza kaydıyla bir satım sözleşmesi var.Bu durumda satıcı, satılan malın bedeli kendisine ödeninceye kadar mülkiyetin devrinden kaçınma hakkına sahiptir ve ödeme şartı gerçekleşene kadarda malın malikidir. Bu yüzden, sözkonusu taşınmaz kaydına aile konutu şerhi konulmaması işlemi bana doğru gibi geliyor..

Anlaşılan o ki evin tapusu eşin üzerine geçirilinceye kadar evle ilgili bir şey yapabilmek mümkün değil. Ancak ödenmiş para için eşinin başka bir mal varlığı varsa bu mal varlığının üzerine gidilebilir. Netice de katkı payı davası açabilme hakkınız da var. Yani evi gözden çıkartabilirsiniz.

Alıntı: Anlaşılan o ki evin tapusu eşin üzerine geçirilinceye kadar evle ilgili bir şey yapabilmek mümkün değil.

Neden ?

Hepinize sevgiler

Alım satım işini tapuda değil site yönetimi ile yapmışlar hünüz tapu eşin üzerine geçirilmediği için tapu kayıtlarına ne aile şerhi düşülebiliyor ne de tedbir konabiliyor. Eğer boşanmak isteyen eş evi değilde eve ödediği parayı kurtarmak istiyorsa eşinin diğer mal varlığına karşı katkı payı davası açabilir. Bu eve ödediği parayı ispatlayarak eşinin başka malvarlığı üzerinden paranın tahsilini sağlamaya çalışabilir.

Anlatılanlar göstermektedir ki site yönetimine para ödenmekte ancak karşılığında sadece tapu işlemleri için geçerliliği olmayan bir belge alınmış. Kaldıki sözleşmenin tarafı da diğer eş. Dolayısıyla ev üzerinde her iki eşin de ayni bir hakkı bulunmuyor.

Boşanmak isteyen eşin sözleşmeye hem aile hem de borçlar hukuku açısından müdahil olabilmei de mümkün değil.

Yukarıdaki sorularım saklı kalmak üzere…

Alıntı: tapu eşin üzerine geçirilmediği için tapu kayıtlarına ne aile şerhi düşülebiliyor ne de tedbir konabiliyor.

Bilindiği gibi tedbir; önemli bir zararın meydana gelmesini önlemek amacıyla ve bununla sınırlı olmak üzere talep edilir ve verilir.
Öte yandan, ihtiyati tedbir kararlarının mahiyetini ve kapsamını belirleyecek olan, tedbir kararını verecek olan mahkemedir (HUMK.m. 101, 109).
Somut olayda, taşınmazın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi eşlerin ortak yararıdır.
Alım-Satım sözleşmesinde taraf olmayan eş açısından ise, (iç ilişkide)edinime katkısı oranında malik olabilmesi olasılığı mevcuttur.
O halde doyurucu ve kanıtlarla desteklenen bir dilekçeyle i.tedbir kararı alınabilmesinin mümkün olduğu ve böyle bir tedbir kararının da 3.kişilere hiçbir zararı olmayacağı görüşündeyim.
Hepinize sevgiler

Sayın Hulusi Metin söylediğiniz halde dahi tapu kaydına tedbir koyamazsınız. Çünkü tapu kaydı eşin üzerine değil.Ayni bir hak kazanmış değil. Paranın tamamının ödenmemesi durumunda sitenin aldığı parayı iade ederek satıştan cayma hakkı bulunmaktadır. (Taksitle almışlar)Evin eşlerin olup olmayacağı taksitlerin ödenip borcun bitirilmesi ile belli olacak. İleride mülkiyetin eşlerin üzerine geçip geçmeyeceği belirsiz bir durum için şuan başkasına ait olan bir tapu kaydına tedbir konulamaz.

Ancak katkı payı davası açılarak ödenmiş olan parada hak iddia edilebilir.

Merhaba aile konutu ile alakalı bir sorum olacak yardımcı olursanız sevinirim.
Eşi 2002 yılında vefaat etmiş bir kadın aynı zamanda eşinin ikinci karısı ancak yaklaşık 20 yıllık bir evlilikleri olmuş.Kadının eşinden hiç çocuğu yok .Ölen eşin birinci eşinden 3 çocuğu var . 20 yıl boyunca eşi ile aynı konutta birlikte ikamet etmişler.Şimdi ölen eşin birinci eşinden olan çocukları evi satmak ve miras paylaşımı yapmak istiyorlar.Kadın evin aile konutu olduğu konusunda bir tespit davası açmak istiyor ve miras payına mahsuben şahsına özgülenmesini , mülkiyetinin ona bıraklımasını ya da ölünceye kadar intifa hakkı tesisi talebi var. Kanun değişikliğinden sonra yargıtayda bu konuda çok fazla karar bulunmamakta ve dava da görevle ilgili bir problem var gibi. Aile konutu olduğunun tespiti davası Aile Mahkemesinde açıldıktan sonra Sulh Hukuk Mahkemesinden mülkiyet , özgülenme veya intifaya ait yeni bir dava mı açılacak yoksa hepsine tek bir mahkeme karar verebilecek mi verebilecekse görevli mahkeme hangisidir.

Evin aile konutu olması çocukların miras hakkını ve buna dayanarak miras paylaşımı istemelerini engellemez.

Aile konutu olarak tespitini yaptırmanız da intifa hakkı kazanmasına ya da özgülenmesine neden olmaz. Çünkü aile konutu dolması muris hayattayken geçerli olan bir hukuki durum. Murisin ölümünden sonra evlilik birliği sona ermiştir.

Eğer çocuklarla aralarında miras taksim sözleşmesi yaparlar ve onlar evin müvekkilinize özgülenmesine ya da intifa hakkı tesisine izin verirlerse bu mümkün olabilir.

Murisin başka mal varlığı var mı yok mu buna bakın. Eğer varsa diğer mirasçılarla müvekkilinizin amacına ulaşmasını sağlayacak bir denkleştirme yoluna gidilebilir mi bunu araştırın. Çünkü evde çocuklarında hissesi olduğu için Kat Mülkiyeti Kanunu 7/II'ye göre ortaklığın giderilmesini isteyebilirler. Bağımsız bölümlerde ortaklığın giderilmesi de ancak satış yoluyla olur.

Öncelikle teşekkür ederim Bülent Bey
Çocukların miras hakkını ortadan kaldırmak gibi bir amaç yok olayda.Ev dışında başka mallarda var ve bütün miras payına karşılık olarak özgülenme istiyoruz.Çünkü sağ kalan eşin başka bir gayrimenkulu yok ve eşinden kalan aylık ile hayatını devam ettirmekte.Miras payını alarak aile konutunun satılması durumunda mağdur olacak.Bu sebeple Aile konutunun kendisine özgülenmesini istemesi en doğru yol olacak gibi geliyor .
Türk Medeni Kanunu :Madde 652
Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.
Bu hüküm çerçevesinde olayı değerlendiriyorum.Çocuklar konutun sağ kalan eşe özgülenmesi konusunda rıza göstermiyorlar .Yani müvekkil ancak dava marifeti ile bu korumayı sağlayabilir.Ev dışında başka mallar da var ve miras paylaşımı halinde Eş bütün payına karşılık olarak sadece oturma hakkıyla yetinebilir.Ölümü halinde mülkiyet yine miras bırakanın çocuklarına kalacak bu durumda .
Sulh Hukuk Mahkemesinde aile konutunun eşe özgülenmesine ilişkin dava açılması yeterli gibi geliyor bana .Aile konutunun tespiti içinse eşlerin 20 yıldır birlikte oturdukları evin bağlı bulunduğu muhtarlıktan alınan ikametgah yeterli olabilir mi tespit davası açılması gerekmeyedebilir mi ? Tereddüdüm en çok bu hususta . Çocuklar paylaşıma ilişkin bir dava açtıklarında da .Bu dava paylaşıma ilişkin davada bekletici mesele olur .Ve karara bağlandıktan sonra özgülenme mümkün olmazsa paylaşım da gayrimenkulun satışı sağlanır düşüncesindeyim.Ama daha önce de dediğim gibi söz konusu olaya uygun çok fazla eser ve karara ulaşamadığımız için bazı tereddütlerimiz var. Bu sebeple meslektaşlarımızın tecrübelerinden ve bilgilerinden faydalanmakta bir yarar görüyorum