banka kredilerinde kefillerin sorumluluğu

Merhabalar,

Bir konuda yardımınızı rica ediyorum.

Banka kredisi borçlusu ile kefilini hakkında aynı dosya üzerinden ilamsız icra takibi başlatılıyor. Kefil süresinde TKHK 10. maddesine dayanarak asıl borçluya kendisinden önce başvurulması gerektiği itirazı ile 18.06.2009 tarihinde borca ve faize itiraz ediyor.(aynı gerekçe ile süresinde ihtarnameye de itiraz etmiş) Asıl borçlu hakkında takip devam ediyor bir çok icra işlemi ile ve menkul haczi yapılıyor. Asıl borçlu hakkında aciz vesikası alınamıyor. Bu arada İİK md. 67'eki bir yıllık sürede geçiriliyor. Bu durumda kefile karşı takip imkanı için İtirazın iptali davası açma imkanımız ortadan kalkıyor mu? Kefil için Asliye hukuk mahkemekerinde normal alacak davası açmak daha mı doğru olacaktır?

Konu hakkında Yargıtay kararı da bulamadım.

İlginiz için şimdiden teşekküürler...

takip talebine itiraz edilen alacaklı itirazın tebliği tarihinden itibaren 1 yıl içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağını ispat sureti ile itirazın iptalini dava edebilir.siz de anladığım kadarı ile bu haklarınızı kaçırmışsınız.ancak:yazılı itirazın iptali süresini kaçıranalacaklınınumumi hükümler dairesinde alacağını alma hakkı saklıdıur.

Sayın meslektaşım,

Benzer bir dava benim müvekkilimle ilgili oldu.
Bireysel kredi kullanıyor bir arkadaşı ve müvekkilde kefil oluyor.
Buradaki önemli kıstas şu; Adi kefillik mi var yoksa müşteselsil kefillik mi?

Adi kefillik olduğunu düşünmüyorum, zira bankalar bu konuda bayağı yol katettikleri için muhtemelen müvekkiliniz müteselsil kefildir. İşte o zaman işiniz zor.

Zira müteselsil kefil olan kimseye karşı, temerrüt halinde dilerseler asıl borçluyla birlikte dilerseler sadece kefile karşı takibe gidilebilir. Buna engel yok.

İtiraz edilmesi inkar tazminatını da doğurabilir.

Dava, icra takibinden sonra, yasal süresinde yapılmış ise, banka itirazın iptali davası açabilir.

Adi kefillik durumdan, asıl borçludan tahsilat mümkün değil ise kefilin sınırlı sorumluluğu doğacaktır.

Av. Kadir Polat arkadaşıma katılıyorum. Bankalar bu tür kredi sözleşmelerinde kefalet türünü "müşterek ve müteselsil kefalet" olarak belirlemektedirler. Müşterek ve müteselsil kefalet varsa, kefilin kanundan kaynaklanan itirazları işe yaramıyor ve önce asıl borçluya müracaat itirazı kabul olmuyor. Bu takdirde banka ister asıl borçludan istersen kefilden alacağını isteyebiliyor.