Eşine vasi olan kadının nafaka davası açması

Öncelikle herkese iyi çalışmalar.
Çok araştırmama rağmen herhangi bir bilgiye rastlayamadığım bir konu hakkında danışmak istedim.
Müvekkil eş, kocasına hastalığından dolayı mahkeme kararı ile vasi olarak atanmıştır. Müvekkil, kısıtlı eşine karşı nafaka davası açmak istiyor. Bu konuda bir engel var mı? Kadın, vasisi olduğu eşine nafaka davası açabilir mi? Konuyla ilgili örnek Yargıtay kararı bulmamız mümkün müdür?

Alıntı: Yazan LetGo Öncelikle herkese iyi çalışmalar. Çok araştırmama rağmen herhangi bir bilgiye rastlayamadığım bir konu hakkında danışmak istedim. Müvekkil eş, kocasına hastalığından dolayı mahkeme kararı ile vasi olarak atanmıştır. Müvekkil, kısıtlı eşine karşı nafaka davası açmak istiyor. Bu konuda bir engel var mı? Kadın, vasisi olduğu eşine nafaka davası açabilir mi?

Çıkar çatışması ortaya çıkacağından, öncelikle vasilik görevinden çekilmeli ve kısıtlya başka bir vasi atanmalıdır.

Alıntı: Yazan LetGo Öncelikle herkese iyi çalışmalar. Çok araştırmama rağmen herhangi bir bilgiye rastlayamadığım bir konu hakkında danışmak istedim. Müvekkil eş, kocasına hastalığından dolayı mahkeme kararı ile vasi olarak atanmıştır. Müvekkil, kısıtlı eşine karşı nafaka davası açmak istiyor. Bu konuda bir engel var mı? Kadın, vasisi olduğu eşine nafaka davası açabilir mi?

Bence açabilir,
eş olarak mahkemeye gidip bir dilekçe ile nafaka davası açar. Karşı taraf(koca) vesayet altında olduğu için, muhatap olarak'ta karşısında kocanın vasisini yani kendisini bulacaktır! Böylece vasi eş hem davacı hem de davalı(veya davalının temsilcisi) olmuş olur. Ve Sayın Aladağın belirttiği çıkar çatışmasına yol açar.

Not: Bence çıkar çatışmasına rağmen vasilikten çekilmesine gerek yoktur. Mahkemenin nafaka davası açılabilmesi için vesayet altındaki kişiye sırf nafaka konusu için bir kayyım tayin etmesi yeterlidir.

Sayın Gemici;
Aşağıda yapmış olduğunuz açıklamaya ilişkin bir Yargıtay kararı buldum.
Yargıtay
2. Hukuk Dairesi

Esas : 2007/13558
Karar : 2008/14178
Tarih : 27.10.2008

* KAYYIM ATAMASI
* VESAYET MAKAMI
* DENETİM MAKAMI


Özet: 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 426. maddesine göre bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa, vesayet makamı tarafından ilgilinin isteği üzerine veya resen temsil kayyımı atanır.

(4721 s. MK. m. 426, 463)

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine YARGITAY Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ.

Davacı Cemile İnci Önür vekili tarafından hasımsız olarak açılan davada, davacının vasisi olduğu 1/7/1995 doğumlu Berk Timuçin Özvardar'ı evlat edinmesine karar verilmesinin istendiği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin KESİNLEŞTİĞİ ANLAŞILMAKTADIR.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 426 ncı maddesine göre bir işte yasal temsilcinin menfaatiyle küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa, vesayet makamı tarafından ilgilinin isteği üzerine veya resen temsil kayyımı atanır.

Evlat edinmek isteyen vasiyle evlat edinilmek istenen küçük arasında menfaat çatışması meydana geldiğinden mahkemece, küçük Berk Timuçin'in kayyımla temsilin sağlanması, gösterildiği takdirde onun da delillerinin toplanması, bütün delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın hasımsız olarak görülmesi ve eksik incelemeyle hüküm kurulması usul ve yasaya AYKIRI BULUNMUŞTUR.

Yine, aynı Kanunun 463 üncü maddesinde vesayet makamının izninden sonra denetim makamının da izninin gerekli olduğu haller düzenlenmiş olup, vesayet altındaki kişinin evlat edinmesi ve evlat edinilmesi hali de bunlar ARASINDA SAYILMAKTADIR. Mahkemece vesayet ve denetim makamlarından izin alınmaksızın, küçüğün evlat edinilmesine karar verilmesi de usul ve YASAYA AYKIRIDIR.

SONUÇ: YARGITAY Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6 ncı maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulüyle hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ. 27/10/2008

Kaynak:Corpus

Sanırım davayı açıp kısıtlı eşe kayyım tayini yoluna başvurabiliriz.
Bulmuş olduğum kararı yardımcı olması amacıyla eklemek istedim.
İyi çalışmalar.

Alıntı: Yazan Gemici Bence açabilir, eş olarak mahkemeye gidip bir dilekçe ile nafaka davası açar. Karşı taraf(koca) vesayet altında olduğu için, muhatap olarak'ta karşısında kocanın vasisini yani kendisini bulacaktır! Böylece vasi eş hem davacı hem de davalı(veya davalının temsilcisi) olmuş olur. Ve Sayın Aladağın belirttiği çıkar çatışmasına yol açar. Not: Bence çıkar çatışmasına rağmen vasilikten çekilmesine gerek yoktur. Mahkemenin nafaka davası açılabilmesi için vesayet altındaki kişiye sırf nafaka konusu için bir kayyım tayin etmesi yeterlidir.

Nafakanın sürekliliği ve vasinin de kısıtlının malvarlığını yönettiği gözönüne alınırsa, bu dava için kayyım tayini ile yetinilemeyeceğini düşünüyorum. Bu nedenle görüşünüze katılmıyorum.

Kısıtlı kendini yasalar önünde vasisi yoluyla temsil eder. Nafaka davası açıldığında davanın tarafını temsilen karşısında kendisini bulacaktır. Böyle bir durumda kaldığımda ben yerinizde olsam müvekkilim adına vesayet makamından bu konuda bir karar vermesini talep ederim. Kısıtlının malvarlığını yönetmekle mükellef olduğundan daimi çıkar çatışması olacaktır.

Sanırım süreklilik göz önüne alındığında kayyım atanması yeterli olmuyor. Yanıtlarınız için çok teşekkür ederim.

Soru sahibine ve tüm katılımcılara teşekkür ederim.

Son durum nedir ?

Saygı ve sevgi ile