Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Davanın genişletilmesi veya mahiyetinin değiştirilmesi yasağı

Yanıt
Old 10-02-2012, 13:46   #1
Avukat-taras

 
Varsayılan Davanın genişletilmesi veya mahiyetinin değiştirilmesi yasağı

Merhaba,
Daha önceden icra takibi yapılmış ve kesinleşmiş bir icra takibi var . Bu takip esnasında borçlu üzerindeki daireleri oğluna bir bedel almadan devir yapıyor.
Biz bunu tespit edince tasarrufu iptal davası açtık . Karşı tarafa tebligat 35.maddeye göre yapıldı . Fakat borçlu taraf davaya katılmadı . Borçlu hakkında geçici aciz vesikası alındı . Mahkeme daireler için bilirkişi atayarak değer tespitinde bulunuldu karar verme aşamasında iken borçlu taraf avukatı davaya katılarak
menfi tespit davası açtıklarını ve dosyayı celp etmek istediklerini bildirdiler. Ayrıca bu davayı bekletici mesele yapılması için dilekçe verdiler.
Bu durumda mahkeme de menfi tespit davasının içeriğinin anlaşılması için bir sonraki tarihe attı ve 2 hafta içerisinde de dosyanın bir kopyasını istedi.
Ben celse esnasında bu olayın bekletici mesele yapılmasına muvafakat etmediğimi bildirdim.
Bundan sonra nasıl bir yol izlemem gerektiğine dair değerli meslektaşlarımın fikir ve düşüncelerini merak ediyorum.
Saygılarımla
Old 10-02-2012, 22:45   #2
Av.Bülent Özkan

 
Varsayılan

HMK’nın 165. Maddesi aynen şöyle;

1)Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.

(2) Bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması başka bir davanın veya idari makamın çözümüne bağlı ise mahkeme, ilgili tarafa görevli mahkemeye veya idari makama başvurması için uygun bir süre verir. Bu süre içinde görevli mahkemeye veya idari makama başvurulmadığı takdirde, ilgili taraf bu husustaki iddiasından vazgeçmiş sayılarak esas dava hakkında karar verilir.

Madde gerekçesi ise aynen şu şekilde:
Bir davanın görülmesi sırasında ortaya çıkan ve bu davanın incelenebilmesi veya sonuçlandırılabilmesi için, mahkemenin görevi dışında kalması sebebiyle, görevli yargılama makamınca çözümlenmesine kadar beklenilmesi gereken sorunlara, bekletici sorun denir.

1086 sayılı Kanunda bekletici soruna ilişkin bir hüküm yer almamakta iken, bu maddede iki tür bekletici sorun düzenlenmiştir.

Birinci hâl, bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya veya idarî makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukukî ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkeme görülmekte olan davanın sonuçlanmasına ya da idarî makamın kararına kadar yargılamayı bekletir. Burada beklenen sorun, bir mahkemede açılmış ve görülmekte olan bir dava ya da idarî makamın kararıdır.

İkinci hâl ise yine bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması başka bir davanın veya makamın çözümüne bağlı, fakat o dava henüz açılmamış ya da idarî makama başvurulmamış ise hâkim ilgili tarafa, dava açması ya da idarî makama başvurması için süre verecektir. Bu süre içinde başvurulmazsa, tarafın bu husustaki iddiasından vazgeçtiği varsayılarak esas hakkında bir karar verilecektir. Buna karşılık süresi içinde dava açılır ya da idarî makama başvurulursa, bu davanın sonuçlanmasına ya da idarî makamın kararına kadar asıl dava ertelenecektir.

Ancak her iki hâlde de bekletici soruna karar veren mahkemenin, zaman zaman duruşma yaparak diğer davanın veya idarî makamın kararının akıbetini araştırması, zaman kaybını önlemek bakımından önemlidir.

Olayınıza gelince;
İcra İflas Kanununa göre açılış olan tasarrufun iptali davasının ilk şartı ortada kesinleşmiş bir icra takibi bulunmasıdır. Daha geniş anlatımla icra takibinde kesinleşmiş (en azından şeklen geçerli) bir alacak var olmalıdır. İcra prosedürü anlamında kesinleşmiş bir alacak-borç yok ise takip alacaklısı tasarrufun iptali davası açamaz.

İcra Takibine yönelik menfi tespit davası icra takibine konu edilen borcun mevcut olmadığına yöneliktir. Bu dava kabul edilir ise artık ortada ne bir icra takibi ne de bir borç kalacaktır. Dolayısı ile OTOMATİKMAN TASARRUFUN İPTALİ DAVASININ DAYANAĞI OLAN İCRA TAKİBİ ORTADAN KALKACAKTIR. Bu nedenle menfi tespit davası HMK 165/1’deki bekletici meseleye tipik örnektir.

Sizin açınızdan daha da vahim olan menfi tespit davasından çıkan hükümlerin kesinleşmeden infaz edilemiyor olması. Zira bekletici mesele yapılır ise tasarrufun iptali davasına bakan mahkeme menfi tespit hükmü KESİNLEŞENE dek beklemek zorunda kalacaktır.
Bu nedenlerle eğer olayınızdaki menfi tespit davası icra takibinize yönelik ise Mahkemenin bu davayı bekletici mesele yapması doğru olacaktır.
Old 11-02-2012, 14:53   #3
Avukat-taras

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Bülent Özkan
HMK’nın 165. Maddesi aynen şöyle;

1)Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.

(2) Bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması başka bir davanın veya idari makamın çözümüne bağlı ise mahkeme, ilgili tarafa görevli mahkemeye veya idari makama başvurması için uygun bir süre verir. Bu süre içinde görevli mahkemeye veya idari makama başvurulmadığı takdirde, ilgili taraf bu husustaki iddiasından vazgeçmiş sayılarak esas dava hakkında karar verilir.

Madde gerekçesi ise aynen şu şekilde:
Bir davanın görülmesi sırasında ortaya çıkan ve bu davanın incelenebilmesi veya sonuçlandırılabilmesi için, mahkemenin görevi dışında kalması sebebiyle, görevli yargılama makamınca çözümlenmesine kadar beklenilmesi gereken sorunlara, bekletici sorun denir.

1086 sayılı Kanunda bekletici soruna ilişkin bir hüküm yer almamakta iken, bu maddede iki tür bekletici sorun düzenlenmiştir.

Birinci hâl, bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya veya idarî makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukukî ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkeme görülmekte olan davanın sonuçlanmasına ya da idarî makamın kararına kadar yargılamayı bekletir. Burada beklenen sorun, bir mahkemede açılmış ve görülmekte olan bir dava ya da idarî makamın kararıdır.

İkinci hâl ise yine bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması başka bir davanın veya makamın çözümüne bağlı, fakat o dava henüz açılmamış ya da idarî makama başvurulmamış ise hâkim ilgili tarafa, dava açması ya da idarî makama başvurması için süre verecektir. Bu süre içinde başvurulmazsa, tarafın bu husustaki iddiasından vazgeçtiği varsayılarak esas hakkında bir karar verilecektir. Buna karşılık süresi içinde dava açılır ya da idarî makama başvurulursa, bu davanın sonuçlanmasına ya da idarî makamın kararına kadar asıl dava ertelenecektir.

Ancak her iki hâlde de bekletici soruna karar veren mahkemenin, zaman zaman duruşma yaparak diğer davanın veya idarî makamın kararının akıbetini araştırması, zaman kaybını önlemek bakımından önemlidir.

Olayınıza gelince;
İcra İflas Kanununa göre açılış olan tasarrufun iptali davasının ilk şartı ortada kesinleşmiş bir icra takibi bulunmasıdır. Daha geniş anlatımla icra takibinde kesinleşmiş (en azından şeklen geçerli) bir alacak var olmalıdır. İcra prosedürü anlamında kesinleşmiş bir alacak-borç yok ise takip alacaklısı tasarrufun iptali davası açamaz.

İcra Takibine yönelik menfi tespit davası icra takibine konu edilen borcun mevcut olmadığına yöneliktir. Bu dava kabul edilir ise artık ortada ne bir icra takibi ne de bir borç kalacaktır. Dolayısı ile OTOMATİKMAN TASARRUFUN İPTALİ DAVASININ DAYANAĞI OLAN İCRA TAKİBİ ORTADAN KALKACAKTIR. Bu nedenle menfi tespit davası HMK 165/1’deki bekletici meseleye tipik örnektir.

Sizin açınızdan daha da vahim olan menfi tespit davasından çıkan hükümlerin kesinleşmeden infaz edilemiyor olması. Zira bekletici mesele yapılır ise tasarrufun iptali davasına bakan mahkeme menfi tespit hükmü KESİNLEŞENE dek beklemek zorunda kalacaktır.
Bu nedenlerle eğer olayınızdaki menfi tespit davası icra takibinize yönelik ise Mahkemenin bu davayı bekletici mesele yapması doğru olacaktır.

Sayın Bülent bey ,
Öncelikle vermiş olduğunuz cevap için teşekkür ederim.
Dün davanın son celsesi görüldü. Karşı taraf menfi tespit davasını icra takibine yönelik olarak açmış. Biz bekletici mesele yapılmaması ve kötü niyetli olarak açıldığını ifade ettik .
Mahkeme hakimide bizim görüşlerimize katılarak, borçlunun oğluna yaptığı tapu devirlerinin iptaline karar verdi.

Üst mahkeme de karşımıza ne çıkacak göreceğiz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Velayetin değiştirilmesi davasında iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı juristbtl Meslektaşların Soruları 4 05-04-2012 12:46
Davanın Genişletilmesi Yasağı emran Meslektaşların Soruları 4 11-05-2011 09:35
İddanın Değiştirilmesi ve Genişletilmesi Yasağı emran Meslektaşların Soruları 4 02-10-2010 00:25
Davanın genişletilmesi yasağı me_as Meslektaşların Soruları 8 05-12-2007 11:20


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05157590 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.