Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yeni Tüketici Kanunu, Kapıdan Satışlar

Yanıt
Old 09-07-2003, 16:33   #1
Marmara24

 
Varsayılan Yeni Tüketici Kanunu, Kapıdan Satışlar

Yeni Tüketici kanunu ile ilgili bir kaç sorum var. Cevaplanması halinde en az benim kadar, kapıdan bir satış sözleşmesi sonucu mağdur durumda olan bir üyemize de faydalı olacaktır.

Şimdiden teşekkürler.

1) Kapıdan satışları düzenleyen maddeye göre(değişik hali) sözleşmenin üzerine tarihin, alıcının el yazısı ile yazılmış olması gerekli. Tarihin alıcı tarafından yazılmamış olması sözleşmenin geçerliliğini etkiler mi yoksa cayma süresinin aşılıp aşılmadığı hususunda ispat yükünü satıcıya yüklemekten gayrı bir etkisi yok mudur?

2) Sözleşmeden dönülmesi halinde belli bir meblağın ödenmesini öngören bir hükmün sözleşmede yer alması halinde bu hüküm, TKHK'nın 9. maddesine( ...hiçbir cezai ve hukuki sorumluluk üstlenmeksizin ...7 gün içerisinde malı iade hakkının var olduğu..." hükmüne aykırılık teşkil etmekle birlikte sözleşmenin geçerliliğini ne şekilde etkiler? Söz konusu sözleşme hükmüne dayanılarak sözleşmenin bu şart baskısı altında süresinde cayma bildiriminde bulunulmadığını iddia edebilir miyiz?

3)Alıcının cayma hakkı olduğuna dair TKHK'nın 9. maddesinin sözleşmede 16 punto ile yazılı olmamış olması sözleşmenin geçerliliğini ne şekilde etkiler?
Old 14-07-2003, 10:24   #2
NT.ŞÜKRAN

 
Varsayılan

1-4077 sayılı yasanın 4822 sayılı yasa ile değişik 9/3.fıkrasında ifadesini bulan; Tüketici, sahip olduğu haklarının da yazılı bulunduğu sözleşmeyi imzalar ve kendi el yazısı ile tarihini yazar. Satıcı veya sağlayıcı, bu bilgilerin sözleşmede yer almasını sağlamak ve taraflar arasında akdedilen sözleşmenin bir nüshasını tüketiciye vermekle yükümlüdür.Bu madde hükümlerine göre düzenlenmiş bir sözleşmenin ve malın tüketiciye teslim edildiğini ispat satıcıya veya sağlayıcıya aittir. Aksi takdirde, tüketici cayma hakkını kullanmak için yedi günlük süre ile bağlı değildir, hükmüne ve HAKSIZ ŞARTLAR başlıklı 9. madde hükmüne göre sözleşme tarihinin tüketici tarafından el yazısı ile yazılmamış olması sözleşmenin geçerliliğini etkilemez.Ancak bu eksiklik nedeni ile tüketici cayma hakkını kullanabilmek için 7 günlük süre ile bağlı değildir.
2-Sözleşmeden dönülmesi halinde belli bir meblağın ödenmesini öngören bir hükmün sözleşmede yer alması halinde bu hüküm, TKHK'nın 6. mad. hükmüne göre haksız şarttır ve tüketici için bağlayıcı değildir.
3-Tüketicinin cayma hakkı olduğuna dair ibarenin sözleşmede 16 punto ile yazılı olmamış olması halinde sözleşmenin diğer şartları yine geçerlidir.Ancak tüketici cayma hakkını kullanabilmek için 7 günlük süre ile bağlı değildir.
Old 15-07-2003, 18:19   #4
Marmara24

 
Varsayılan

Kapıdan satış sözleşmesinde yer alan, cayma hakkının kullanılması durumunda cezai şart ödeneceğini öngören, haksız şart TKHK'nunu gereği geçersiz sayılacaksa da süreyi bu maddenin tehdidi altında kaçıran tüketici haksız şart sebebiyle iradesinin sakatlandığını bu sebeple cayma hakkını kullanmasının 7 günlük süreye tabi olmaması gerektiğini savunabilecek midir?

Kanunun haksız şarta bağladığı geçersizlik sonucu nazara alındığında yukarıda belirtilen hususun ileri sürülmesi zor görünse de bu savunmayı ileri sürebilmenin kanunun konuluş amacına uygun olduğunu düşünüyorum, ancak bu iddiayı nasıl hukuki bir temele oturtacağımı henüz bulmuş değilim.

Görüşlerinize pek tabi ki açığım.
Old 07-08-2003, 13:05   #5
NT.ŞÜKRAN

 
Varsayılan

Tüketicinin korunması hakkındaki kanunda değişiklik yapılmasına dair 4822 sayılı kanunun 6. maddesi Avrupa Birliği direktifleri gözönünde tutularak düzenlenmiştir.Kanun sözleşme şartlarının ayrı ayrı ve karşılıklı tartışılmış ve kabul edilmiş olmasını aramaktadır.Yani sözleşme bütünüyle tüketicinin serbest iradesinin ürünü olmalıdır.Bu şekilde mesleğini profesyonelce yapan satıcıya karşı güçsüz durumda olan tüketicinin aleyhine doğabilecek onu zarara sokabilecek dengesizliklerin giderilmesi,doğruluk ve dürüstlük kurallarına aykırı şartlara karşı korunması amaçlanmıştır.
Standart bir sözleşmeye cayma hakkının kullanılması halinde cezai şart ödeneceği şeklinde konulan şartla satıcının amaçladığının; tüketicinin İRADESİNİ SAKATLAYARAK ayıplı mal veya hizmet nedeniyle sözleşmeden dönme veya 7 gün içinde malı reddetme hakkını ortadan kaldırmak veya sınırlamak olacağı gayet açıktır.
Sizin de ifade ettiğiniz gibi bilinç düzeyi düşük tüketici ceza ödeme korkusu içinde bildirim hakkını kullanmayacak,kullanamadığından gösterecek delili olmayacak, yasal yollara başvuramayacaktır.
Bana göre bu halde yasanın 9.maddesinin lafzına ve ruhuna uygun olarak düzenlenmiş ve tüketiciye verilmiş bir sözleşmenin varlığından söz etmek güçtür.Dolayısıyle tüketici 7 günlük cayma süresi ile bağlı değildir.Olaya tüketici açısından 2 olasılıkla bakalım :
1- Cayma halinde cezai şart ödeneceğine dair bir şarta havi sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 7 gün içinde cayma hakkını kullanan tüketici hukuki ve cezai sorumluluk üstlenerek,bir yükümlülük altına girerek bu cayma hakkını kullanmış olmayacak mıdır?
2-Cayma halinde cezai şart ödeneceğine dair bir şarta havi sözleşmenin kendisini bağlamadığını öğrenen tüketici 7günlük süreden sonra cayma bildiriminde bulunması ve konunun mahkemeye intikali üzerine satıcının; yasal olarak cezai şart batıldır ancak sözleşmenin diğer hükümleri geçerlidir bu yüzden tüketici 7 günlük süre içinde cayma bildiriminde bulunmalıydı savunması Medeni Kanunun 2. maddesi düşünüldüğünde haklı görülmesi mümkün mü? M.K. 2. maddesine göre hakkın kötüye kullanılması korunamaz.13 haziran 2003 tarihinde yürürlüğe giren Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkındaki Yönetmeliğin 6. maddesine göre yorum tüketici lehine yapılmalıdır.
Ben bir Noter olarak böyle haksız bir şartı olan sözleşmeye imza koyan 7 günlük süreden sonra cayma bildiriminde bulunmak isteyen tüketicinin ihtarname çekme talebini geri çevirmem. Yukarıda belirttiğim yasal gerekçeleri kullanarak işlemimi ifa ederim.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinde ve ilgili yönetmeliklerde yer alan tüketici haklarının korunması için yapılması gereken işlemlerin; ki bunlar daha çok ihtarname niteliğindedir,yasada herhangi bir şekil şartına bağlı kalmaksızın dendiğinden Noterlikten yapılması zorunlu değildir.Ancak cayma kararının satıcıya bildirildiğinin ispatı tüketiciye ait olması ve Noterlik Kanunu gereği noter işlemlerinin kesin delil olma özelliği nedeni ile her türlü bildirimlerin noterlerden yapılmasının tüketici için güvence olduğunu hatırlatmak isterim
Old 07-08-2003, 17:28   #6
Marmara24

 
Varsayılan

Çok değerli bilgileriniz için teşekkürler Sayın Şükran. AB Adalet Divanının söz konusu direktiflere ilişkin bir kararından yola çıkarak maddenin belirttiğiniz şekilde yorumlanabileceğini düşünmüştüm. Ancak bu soruyu şifahen yönelttiğim bazı meslektaşlarım kanunu bilmemenin mazeret sayılamayacağı savı ile söz konusu sözleşme hükmü sonucunda cayma bildiriminde bulunamayan ve süreyi kaçıran alıcının sözleşmeden dönemeyeceklerini belirtmişlerdi. Kanımca bu, kanunun konuluş amacına aykırı. Hükmün sadece geçersiz sayılmasının tüketicinin korunmasına hizmet etmeyeceği açık.

Kanunu bilmemenin mazaret sayılmaması güçlü bir sav gibi dursa da bu ilkenin bu tür durumlardan ziyade kanunun aksine davranışı açık bir yaptırımla cezalandırdığı durumlar için geçerli olduğunu düşünüyorum.

Tekrar teşekkür ederim.
Hoşçakalın.
Old 08-08-2003, 15:44   #7
NT.ŞÜKRAN

 
Varsayılan

Bende ilk anda karşı tez olarak kanunu bilmemenin mazeret sayılmayacağı ilkesini düşündüm.Ancak kanunun haksız şartlar başlıklı madde hükmüyle M.K. 2. maddesi hükmüne atıfta bulunulmuş.Eski yasada böyle bir hüküm olmadığından avukat arkadaşlarımın mahkemelerin M.K. 2 MADDE HÜKMÜNE GÖRE TÜKETİCİ hakkının korunmasına dair karar vermediklerini öğrenmiştim.Ama şimdi açık hüküm var ve yönetmeliğe göre yorum tüketici lehine yapılmalı.Avrupa Birliği direktiflerini de gözardı edemeyiz.Belirttiğiniz olayda ticari ahlaka ve hukuka aykırılık var.Ben daha ileri giderek bazı somut olaylarda haksız şartın sözleşme bütünlüğü içindeki önemi ve tüketici iradesi denetlendiğinde mahkemelerin sözleşmenin mutlak butlanla batıl olmasından dolayı geçersizliğine dahi karar verebileceğini düşünüyorum.Fikrimi destekleyen karara sahip olan meslektaşım olursa ve bana ulaştırırsa sevineceğim.
İki hukukçunun bulunduğu yerden üç fikir çıkarmış.
saygılarımla...
Old 19-08-2003, 00:24   #8
hatice

 
Varsayılan

ben daha farklı yaklaşacağım sanırım:
sözleşmede var olduğunu düşündüğümüz cezai şarta rağmen, 9. maddedeki cayma hakkına ilişkin bildirim yapılmış ise artık tüketici fikrimce M.K.m.2 den ve tüketici lehine yorum ikesinden yararlanamamalıdır. Diğer yandan, Cayma hakkına ilişkin bildirim yapılmamışsa 7 günlük sınırlayıcı süreden zaten sözedemeyiz.
saygılarımla...
Old 19-08-2003, 07:42   #9
Marmara24

 
Varsayılan

Söz konusu durumda tüketici lehine yoruma başvurmamak( münferit bu olayda) hakkaniyete aykırı olacaktır. Satıcıların ya da üreticilerin, tüketicinin tecrübesizliğinden faydalanmasını engellemek amacını da güden kanunun ruhuna da aykırı olacağını düşünmekteyim. Esas olarak cezai şarta ilişkin hükmün satıcı tarafından sözleşmeye konuluş amacı aşikardır( Tüketicinin cayma hakkını kullanmasını engellemek). Böyle bir durumda şartı geçersiz saymak tüketiciye herhangi bir şey kazandırmayacak herhangi bir hakkını da korumuş olmayacaktır.
Old 16-05-2008, 17:40   #10
Yönetmen

 
Varsayılan

Cayma hakkını kullanmadan önce ihtarnameye çekmeye gerek var mı yoksa direk tüketici mahkemesinde dava mı açmak lazım
Old 11-08-2014, 12:46   #11
Av.Tuğba Elmas

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşlarım,
Müvekkil, bir mobilya satış mağazasına giderek dolap ve yatak alıyor. Karşılığında senet imzalıyor. Arada yazılı bir sözleşme yapılmamış ve alınan eşyaların teslimatı da yapılmamıştır. Ertesi gün pişman oluyor ve satıcıya sözleşmeden vazgeçtiğini beyan ediyor. Satıcı bu beyanı kabul etmeyerek ve senedi iade etmeyi reddediyor. Müvekkil (tüketici), 3. gün Tüketici Hakem Heyetine dava açıyor. Bu aşamadan sonra tarafıma başvurdular. Sorularım 1) Yazılı olmayan bir satış sözleşmesinden, tüketici 7 gün içinde cayma hakkını kullanabilir mi? 2) Cayma iradesi, ilk önce satıcıya sözlü olarak bildirilmiş ve sonrasında Tüketici Hakem Heyetine başvurulmuştur. Sözlü bildirimin ispatının zorluğu bakımından, 7 günlük süre içerisinde Tüketici Hakem Heyetine dava açılması geçerli bir vazgeçme iradesi olarak kabul edilir mi? Şimdiden çok teşekkürler....
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kapıdan Kapıya Tebligat Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hukuk Haberleri 1 14-09-2007 08:11
kredi kartları kanunu ve tüketici kredileri ozbeksoner Hukuk Soruları Arşivi 1 07-04-2006 07:37
Uygulamalı Ve Yorumlu 5271 Sayılı Yeni Ceza Muhakemesi Kanunu Çıktı. acekin Ticari Duyurular 0 01-02-2005 21:36
Yeni İş Kanunu o.balci Meslektaşların Soruları 5 07-10-2003 12:41
Yeni Avukatlik Kanunu Ceyhun Hukuk Soruları Arşivi 1 27-02-2002 03:49


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04231691 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.