Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Çalınan Araç Bedelinin Kasko Şirketince Ödenmemesi

Yanıt
Old 10-10-2007, 00:37   #1
sailor1981

 
Varsayılan Çalınan Araç Bedelinin Kasko Şirketince Ödenmemesi

Sorum şu...
Müvekkile ait araç bır arkadaşının evının önünden çalınmış.Kasko şirketi olayın uydarma olması iddiasıyla kasko sözleşmesini iptal etmiş ve ödeme yapmamış.Bunun üzerine dava açtık davalı sigorta şirketi vekili "istihbarat uzmanı" adlı bir şahsın sunduğu raporu delil olarak sunmuş ve bu raporu düzenleyen şahsı da şahit olarak göstermiştir.
Raporda olay yerinden bir kaç kişiye sorulan komik sorular ve cevapları mevcut hatta müvekkılın akrabalarını bulup onlara da olayla alakalı sorular sorulmuş ve raporun sonununda olayın senaryo olduğundan bahsedilmiş....
Sorum şu bu şahsın şahitliği sizce bu davaya esas olabılırmı ?
Dolaylı tanık anlatımları mahkemece kabul görürmü?
Mahkemenın bu istihbarat raporunu kabul edip davayı reddetmesı mumkun mu? Bu şahıs netıcede davalı şirket çalışanı..
Old 10-10-2007, 01:01   #2
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Kara Taşıtları KSigortası Genel Şartları'nın sigortanın kapsamını ve konusunu belirleyen A-1 maddesine göre kazalar, üçüncü kişilerin kötü niyetli davranışları, aracın yanması ve aracın çalınması veya çalınmasına teşebbüsten doğan zararlar bu sigortanın konusunu oluşturmaktadır.
Old 10-10-2007, 10:57   #3
miss_lawyer

 
Varsayılan

Sayın Sailor, müvekkilimiz çalınmadan sonra hemen karakola bildirmiş mi?
Old 10-10-2007, 11:01   #4
Av.Y.Selim ÜSTÜN

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım. Her ne kadar sigorta şirketi bu tür bir tavıra girsede
1- Şirket çalışanının davada verdiği ifade zayıf bir takdiri delildir. Herşeyden önce tarafsızlığı yoktur. Hatta(tanık olarak dinlense bile )yemin altında dinlenemeyeceği kanaatindeyim.
2- Sigorta şirketinin dayandığı konu müvekkilinizin sigorta şirketini dolandırmaya çalıştığı savıdır. Böyle bir durumda sigorta şirketinin yapması gereken bunu Ceza yargılaması konusu haline getirmek ve hukuk mahkemesinden cumhuriyet savcılığı evraklarının veya ceza davası açıldıysa ceza davasının neticesini bekletici mesele yapmasını istemektir.Aksinin düşünülmesi halinde; (ki ne yazıkki çok nadir olmakla beraber aksi durumlar olmaktadır.)

"hukuk mahkemesi cezai mesuliyet arzeden bi konuda yargılama yapacak ve kesin hüküm oluşturacaktır. Bu kesin hükümde tespit edilen maddi vakıalara dayanılarak (Muhtemelen mahkeme yargılama sonunda suç duyurusunda bulunacaktır)ta müvekkilinize ceza verilecektir." Bu ise anayasa ve ceza hukukunun en önemli ilkelerinden olan tabii hakim ilkesine aykırı bir uygulamadır.Ne yazık ki benzer bir uygulama farklı bir konuda bir müvekkilime karşı söz konusu oldu.

Saygılarımla..
Old 10-10-2007, 21:01   #5
sailor1981

 
Varsayılan

sn.unknownwriter
öncelıkle cevap ıçın tesekkurler tabi diğer cvp veren arkadaşlarada teşekkür.
Aynı şeyi düşünmüşüz benim kanaatimde bu çalındığının aksinin ispatı ceza mahkemesinin işi bence de bu hukuk mahkemesinde tartışılamaz.
Diğer yandan madem benım müvekkılım aracını kendi çalmış bu bir suçtur ve sigorta madem bu suçu işlediğimizi tespit etmiş niye bunu savcılığa intikal ettirmiyo öyle ya bir suçtan haberdar olup bunu savcılığa bildirmemekte bir suç..
Bence dolaylı tanık anlatımı bu davay etkilememeli
Diğer bir sorum araç müvekkılın arkadaşının işyerınden çalınmış ve hemen zabıt tutulmuş.Müvekkılın arkadaşı aracı satın aldım fakat devrını alamamıştım demiş oysa ki aracın satılması afaki yani resmiyette bir satış yok davalı bu ifadeyede çelişkili deyip menfaat sahıbı değişti diğerek poliçe iptal olmuştur diyor..
Old 11-10-2007, 14:34   #6
OLCAYK

 
Varsayılan

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu' nun 1998/11-872 E., 1998/905 K. sayılı 16.12.1998 tarihli kararına göre; Kural olarak, Türk Ticaret Kanunu' nun 1182.maddesi uyarınca, sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikodan sorumludur. Sigortacının bu sorumluluktan kurtulabilmesi için gerçeğe uygun olarak bildirilmeyen rizikonun, gerçekte ne şekilde meyadan geldiğinin ve bu gerçekleşme tarzına nazaran Yasa ve Poliçe Genel Şartlarının öngördüğü teminat dışı hallerden birinin varlığı veya riziko başlıbaşına sigorta kapsamı dışında kalmıyor olsa bile, yapılan ihbar yanlışlığının doğrudan zarar sorumlulularına rücu hakkını etkisiz kılma sonucunu ortaya çıkardığını ispat etmesi gerekir.
Old 20-02-2008, 18:11   #7
OLCAYK

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1998/11-872
K. 1998/905
T. 16.12.1998
• TAZMİNAT ( Araç Kasko Sigortasında Rizikonun Teminat Dışı Kaldığının Kanıtlanması )
• KASKO SİGORTASI ( Araç Kasko Sigortasında Rizikonun Teminat Dışı Kaldığının Kanıtlanması )
• İSPAT KÜLFETİ ( Araç Kasko Sigortasında Rizikonun Teminat Dışı Kaldığının )
• SİGORTADA İHBAR EDİLENDEN FARKLI KAZANIN iSBAT KÜLFETİ
6762/m.128,1282,1292/3
743/m.2/1
ÖZET : TTK. 1282. maddesi uyarınca sigortacı; geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı Yasanın 1281. maddesi hükmüne göre rizikonun teminat dışında kaldığına ve ihbar edilenden farklı şekilde gerçekleştiğine ilişkin iddiasını somut deliller kanıtlamalıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( Ankara Beşinci Asliye Ticaret Mahkemesi )nce davanın reddine dair verilen 25.9.1997 gün ve 1994/1101 E-531 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onbirinci Hukuk Dairesinin 19.1.1998 gün ve 1997/9449-1998/57 sayılı ilamı ile; ( ... Davacı vekili, müvekkili şirkete ait ... AT 635 plaka sayılı kapalı saç kasalı kamyonun davalı şirkete banka sigortalı olduğunu, aracın 19.9.1994 tarihinde yoldan çıkarak devrilmesi sonucu hasara uğradığını, olaydan sonra düzenlenen kaza raporuna göre aracın yayaya çarpmamak için manevra yaptığı sırada devrildiğinin belirtildiği, araçta oluşan hasarın tesbit ettirildiğini talebe karşın hasar bedelinin ödenmediğini ileri sürerek,143.625.000 TL.nın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, kazanın belirtilen yer, tarih ve şekilde oluşmadığını, sigortacının rücu hakkının engellendiğinin meçhul olduğunu, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; hasarın beyan edildiği yer ve şekilde teminat dışı olarak meydana geldiğini kanıt yükü davalı tarafta olup, davalı yan bu hususta tanık ve bilirkişi kanıtına dayanmış, tanıkların savunma doğrultusunda beyanda bulundukları, tanık polis memuru Ali, olay yerine gittiğini ve rapor düzenlediğini, aracın sağ yan burun üzerine devrildiğini, ancak olay yerini gösteremeyeceğini beyan etmiş; mahallinde keşif yapılmak suretiyle alınan 2 ayrı raporda uzman bilirkişi kazanın belirtilen yerde meydana gelmesinin imkansız olduğunu, aracın ön tarafı ile başka araca veya yüksek imlalı yol seri yada malzeme yığını gibi bir yere çarpmak suretiyle meydana gelebileceğini, devrilme sonucu olamayacağını, kasada hiçbir hasar olmamasının bunun kanıtı olduğunu beyan etmişler, tesbit dosyasındaki bilirkişi raporunda da, aynı hususun belirtildiği; içerisinde kanal bulunan bir uçuruma yuvarlanan aracın belirtilen aksamından başka bir yerinde hasar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu; merkezi Ankara'da bulunan şirkete ait aracın 5.9.1994 tarihinde Beypazarı'nda sigortalanmasından 14 gün sonra hasarlanması, hasarın meydana getirdiği iddia olunan olay ile hasarın 2. bilirkişi raporu ile tesbit raporu içeriği ve üç tanığın beyanı karşısında; sigortanın rizikonun meydana gelmesinden sonra yapıldığı ve hasarın teminat dişi olduğu konularındaki kanıt yükü davalı yanda ise de, en azından hasarı doğuran olayın varlığını kanıtlamayı davacı yana yükleyeceği, bunun poliçe genel şartlarının 10. ve özellikle 10/4 maddeleri gereği olduğu, aksi halde sigorta şirketlerinin rücu imkanlarının ortadan kaldırılacağı, aynı zamanda teminat dışı hasarların tahsil edilme imkanı kazandıracağı, bunun sigorta şirketlerinin sonu olacağı, kazanın belirtilen yer ve şekilde olduğunun, davacı yanca kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Davalı şirkete kasko sigortalı olan davacıya ait araçtaki hasarın, poliçe yürürlük süresi içerisinde meydana geldiği taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Ancak, rizikoyu doğuran olayın davacı tarafından iddia edildiği gibi gerçekleşmediği, bir başka deyişle davacının hasarı doğuran trafik kazasını gerçeğe uygun biçimde davacı sigortacıya bildirmediği ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediği, yapılan keşif ve uzman bilirkişilerin tesbit ve belirtmeleri ile sabittir. Ne var ki, hasara yol açan olayın bildirilenden farklı şekilde gerçekleşmiş olması, tek başına rizikoyu sigorta güvencesinden yoksun kılma sonucunu doğurmamaktadır. Çünkü kural olarak, TTK.nun. 1182. maddesi hükmü uyarınca, sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra, oluşan rizikolardan sorumludur. Sigortacının bu sorumluluktan kurtulabilmesi için gerçeğe uygun olarak bildirilmeyen rizikonun, gerçekte ne şekilde meydana geldiğinin ve bu gerçekleşme tarzına nazaran Yasa ve Poliçe Genel şartlarının öngördüğü teminat dışı hallerinden birinin varlığını veya riziko başlıbaşına sigorta kapsamı dışında kalmıyor olsa bile, yapılan ihbar yanlışlığının doğrudan zarar sorumlularına rücu hakkını etkisiz kılma sonucunu ortaya çıkardığını isbat etmesi gerekir. Bu durum gerçekleştiği konusunda varsa davalı yanın kanıtları sorulup toplanmak, yapılacak inceleme ve değerlendirme sonucunda hasarın, Sigorta Poliçe Genel Şartlarında sayılan teminat dışı veya ihbar yanlışlığının salt sigortacının rücu hakkını önlemeye yönelik olup olmadığı hususları aydınlatılmak, savunmanın kanıtlanamaması halinde, saptanarak hasar bedelinin davalıdan tahsili yolunda hüküm kurulmak gerekirken, aksi düşüncelerle, davanın reddi doğru görülmemiştir ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz eden : Davacı vekili

KARAR : Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Davacı şirkete ait aracın 5.9.1994 ile 5.9.1995 dönemi için davalı sigorta şirketine kasko poliçesi ile sigorta yaptırıldığı ve davalı şirkete kasko sigortalı araçtaki hasarın ( rizikonun ) poliçe yürürlük süresi içerisinde meydana geldiği uyuşmazlık konusu değildir.

Mal sigortaları türünden olan kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamını belirleyen A/1 maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile üçüncü kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan TTK. 1282. maddesi uyarınca sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı Yasanın 1281. maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.

İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı Kasko Poliçesi Genel Şartlarının 1.5 maddesi ve TTK. 1292/3. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan rizikonun teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat külfeti yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat külfeti sigortalıya geçer.

Bu ilkeler doğrultusunda somut olaya baktığımızda, olayın 19.9.1994 tarihinde sigorta poliçesinin yürürlükte olduğu sırada meydana geldiği aksi kanıtlanmayan 19.9.1994 tarihli "Trafik Kaza Tesbit Tutanağı ve aracı olay yerinde bizzat görüp tutanak tanzim eden Trafik Polisi Ali'nin yeminli tanıklığı, 7.7.1997 tarihinde yerinde yapılan keşifte dinlenen uzman bilirkişilerin "kamyonun yolun sağından dışarı çıkarak hendek şevine çarpma sonucu araçtaki hasarın vuku bulduğu" şeklindeki görüşleri, sürücü Hasan'ın olay sırasında alkol almadığına dair 19.9.1994 saat 10.15'de alkometre cihazı ile yapılan muayenesine dair rapor ve dosyadaki diğer delillerle sabit olduğu gibi davacı sigortalının kasten ve iyiniyet kurallarına aykırı olarak rizikonun gerçekleşme şeklini iyiniyet kurallarına aykırı şekilde bildirdiği sabit olmamıştır. Bu durum karşısında riziko'nun ihbar edilenden farklı şekilde gerçekleştiğini ispat külfeti sigortacı'da bulunmaktadır. İspat külfeti somut olayda davalı sigortacıda olmakla, sigortacı rizikonun ihbar edilen yerden farklı şekilde oluştuğunu aracın sigorta teminat dışında ve başka yerde hasarlanıp olay yerine getirildiğini soyut iddialarla değil somut delillerle kanıtlamalıdır. Bu nedenlerle Hukuk Genel Kurulu'nca da yukarıda yazılı gerekçelerle benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine,16.12.1998 gününde, oybirliği ile karar verildi.
Old 20-02-2008, 18:15   #8
sailor1981

 
Varsayılan

çok saolun syn OLCAYK zahmet oldu ...bızım dava da dosya için bılırkışı ıncelemesı gunu verıldı...bakalım ne olacak dosyanın bılırkışıye bıle gıtmesı bence komik..aynı zamanda aracın bulunmaması nedenıyle savcılıkta yurutulen tahkıkatında akıbetı soruldu
Old 20-02-2008, 18:17   #9
sailor1981

 
Varsayılan

sanırım bılırkışı sıgorta genel şartları ve dosya dakı mevcut delıllerı ınceleyıp bır goruş bıldırecek....
Old 20-02-2008, 18:22   #10
OLCAYK

 
Varsayılan

Bilirkişiye gönderilme sebebi ödenecek tazminatın miktarının belirlenmesi için, olayın poliçe şartları kapsamında olup olmadığının tespiti için olabilir, ki uygulamada herşey bilirkişiye gönderiliyor zaten... Ayrıca kural olarak Kasko Sigortası genel şartlarına göre çalınan araç 30 gün içinde bulunmamışsa sigortacı tazminatı ödemekle mükelleftir, savcılığa da aracın bulunmuş olması ihtimalini araştırmak için sormuşlardır. Eğer savcılıktaki dosya müvekkiliniz ile ilgili ise, sigorta şirketine, ödemeyi bunun sonucuna kadar erteleme hakkı tanıyan şartlar da konuluyor poliçelere.
Old 20-02-2008, 18:37   #11
sailor1981

 
Varsayılan

Hakım ara kararda polıçe genel şartları, polis kayıtları ve dosyadakı tum kayıtlar yonunden dosyayı bılrıkışıye sevkettı...anlayamadıgım bılırkış ıncelmesı gunu verıldı sankı keşif varmış gıbı? gıtmek gerekecek mı? Yıne yukarıda belırttıgım hususları ınceleyecek olan bılırkış aracın çalındıgı günkü degerını hesaplayabılecegını sanmıyorum...onun ıçınde ayrı bılırkışıyemı dosya gıdecek..
Old 20-02-2008, 18:42   #12
OLCAYK

 
Varsayılan

O gün bir tutanakla dosya bilirkişiye teslim edilecek, davacı vekili olarak gitmeniz gerektiğini düşünüyorum. Zaten bilirkişi ücretide yatırmanız gerekiyor. Dosyada davalı sigorta şirketince hazırlanmış bir eksper raporu varsa orada aracın çalındığı tarihteki değeri yazar zaten. Eğer bu değere bir itirazınız var ise bu konuda da inceleme isteyebilirsiniz.
Old 20-02-2008, 19:03   #13
sailor1981

 
Varsayılan

aracın calınmadığı uydurma bır senaryo oldugunu yazan bır rapor var ama orada aracın degerınden bahsedılememış ben duruşmada ttk 1299 uyarınca aracın calındıgı gunku degerını istedım...hakım kararı yazdırırıken bahsetmedıı..tahmınım onun ıcınde bırdaha bılırkışı parası yatıracaz..sayın OLCAYK davalı şırketın ıstıhbarat uzmanı tarfından uydurma bırkaç kısı ıle olay hakkında yapılan bır sohbetle davalı taraf sızce olayın uydurma oldugunu ıspat etmış olurmu? karakol tutanaklarının aksı bu sekılde ıspat olunurmu?davalı taraf bı ıstıhbarat uzmano adlı kışının tanıklık etmesını talep ettı mahkeme bu talebı REDDETTI
Old 31-10-2008, 17:48   #14
mecituz

 
Varsayılan

Merhaba;
Müvekkilim bir araç kiralama şirketiyle 2-3 yıllık sözleşme yapıyor ve kiraladığı araçlardan biri müvekkilin çalışanının kusuru ile çalınıyor. Araç kiralama şirketi 2 yıl sonra, sigorta şirketinden çalınan arabanın parasını alamadığı için müvekkilime ihtarname gönderiyor ve çalınan arabanın parasını istiyor. İşleyecek zamanaşımı süresi sözleşme zamanaşımı mı? Bu konuda net bir yanıt olmasa bile incelemem gereken mevzuat konusunda yardımcı olacak meslektaşlardan cevap rica ediyorum. Teşekkür ederim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kamulaştırma bedelinin ödenmemesi mevzu hukuk Meslektaşların Soruları 11 06-05-2014 14:08
kiralık kasa bedelinin ödenmemesi niliş Meslektaşların Soruları 8 19-02-2009 15:51
Yeni malikin ihtarında belirttiği kira bedelinin ödenmemesi av.ayşe karaca Meslektaşların Soruları 7 21-08-2007 12:34
kira bedelinin ödenmemesi ve tahliye avnecati Meslektaşların Soruları 3 27-02-2007 18:59
Araç kasko sigortası muratgüler Hukuk Soruları Arşivi 11 03-10-2006 13:30


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04790711 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.