Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ücretli öğretmenin hizmet tespiti

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-03-2010, 12:48   #1
istanbul 69

 
Varsayılan ücretli öğretmenin hizmet tespiti

müvekkilim 1988-1999 yılları arasında ücretli ing.öğretmenliği yapmıştır. İşe girişte kendisinden sigorta blgileri alınmış ve sigortalı yapıldığı söylenmiş. Nitekim okldan alınan ücret vs. dökümanlarda er ay sigortalı diye de oklun yazılı tuatanakları var. Ancak sigortanın yapılmadığını ve 10 yıllık çalışmasının sigortada kayıtlı olmadığını 1.04.2009 tarihinde öğrenmiş. Hizmet tepiti davası çin süre geçmiş. Ancak, okulca kendisine sigorta yapıldığı bildirildiğinden ve okul kayıtlarında sigortalı tabiri de kullanıldığından, dava açabilir miyiz? Süre ve öğrenim tarihi açısından bir çok meslektaşımızla yaptığmız tartışmada kararsız kaldık. Aydınlatacak arkadaşlarımıza şimdiden teşekkür ediyoruz.
Old 04-03-2010, 13:55   #2
avukatselvi

 
Varsayılan

Hak düşürücü süre, bildirimsiz kalan çalışmalar yönünden öngörülmüştür.

İşverence Kuruma verilecek belgelerden herhangi birinin verilmiş olması (işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu vd.)veya kurumca fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tesbiti halinde hak düşürücü süreden söz edilemez.
Yasa hak düşürücü sürenin başlangıcını öğrenmeye özgülemediğinden, öğrenmenin hangi tarihte olduğunun da bu anlamda bi önemi bulunmamaktadır. Hizmetin geçtiği yıldan itibaren dava açma süresi işlemeye başlamaktadır.
Old 04-03-2010, 20:58   #3
istanbul 69

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukatselvi
Hak düşürücü süre, bildirimsiz kalan çalışmalar yönünden öngörülmüştür.

İşverence Kuruma verilecek belgelerden herhangi birinin verilmiş olması (işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu vd.)veya kurumca fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tesbiti halinde hak düşürücü süreden söz edilemez.
Yasa hak düşürücü sürenin başlangıcını öğrenmeye özgülemediğinden, öğrenmenin hangi tarihte olduğunun da bu anlamda bi önemi bulunmamaktadır. Hizmetin geçtiği yıldan itibaren dava açma süresi işlemeye başlamaktadır.


Sayın Avukat Selvi,
İlginiz ve cevabınız için teşekkür ederim. Her ne kadar ,kuruma bildirge verilmemişse de, ( İşe giriş bildirgesinin verilmediğini öğrenmiş SSK. dan) müvekkilin elinde , bu müvekkil ücretlerinden gelir vergisi kesildiğine ilişkin ders ücret bordroları bordrolar var ve bu bordroların bir çoğunda sigortalı diye yazılmış. Bu durumda hak düşürücü süre işlemiyor demektir sanırım.
Old 04-03-2010, 22:51   #4
avukat.derviş.yıldızoğlu

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/1658
K. 2003/2359
T. 20.3.2003
• HİZMET TESPİTİ DAVASI ( İşe Giriş Belgesi Verilmeyen Sigortalıların Çalıştıkları Hizmetlerinin Geçtiği Yılın Sonundan Başlayarak Beş Yıl İçinde Dava Açabilmeleri )
• İŞE GİRİŞ BİLDİRGESİ ( Bildirgesi Verilmeyen Sigortalıların Çalıştıkları Hizmetlerinin Geçtiği Yılın Sonundan Başlayarak Beş Yıl İçinde Dava Açabilmeleri )
• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( İşe Giriş Belgesi Verilmeyen Sigortalıların Çalıştıkları Hizmetlerinin Geçtiği Yılın Sonundan Başlayarak Beş Yıl İçinde Dava Açabilmeleri )
• BORDRO VE İŞE GİRİŞ BİLDİRGESİ ( Davacı Çalışmalarının İşyerinde Kesintili Geçtiğinin Karinesi Olması )
506/m.79
ÖZET : Yönetmelikle tesbit edilen belgeler işveren tarafından verilmeyen sigortalılar çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açabilirler. Davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez.

DAVA : Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde Şubat 1993-Aralık 1993 tarihleri arasında geçen ve Kurum'a eksik bildirilen çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.

Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Demet Kurtuluş tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:

KARAR : Dava, davalıya ait işyerinde 15.7.1994-30.12.1996 tarihleri arasında hizmet aktine dayalı olarak geçen Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen sigortalı hizmetlerinin tesbiti istemine ilişkindir. Bu yönü ile davanın yasal dayanağı belirgin olarak 506 sayılı Yasanın 79/8. maddesidir. Anılan maddede yönetmelikle tesbit edilen belgeler işveren tarafından verilmeyen sigortalılar çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açacakları hükmü öngörülmüştür. Madde de belirtildiği üzere yönetmelikle tesbit edilen belgelerin ( işe giriş bildirgesi ) verilmesi durumunda 5 yıllık hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği açık- seçiktir. Somut olayda davacı ile ilgili olarak 1.12.1992 tarihinde işe giriş bildirgesinin verildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceği ortadadır. Bu durumda davanın esasına girilerek sonuca ulaşmak gerekir.

Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır.

Yapılacak iş, davacının tesbitini istediği sürelerle ilgili olarak bildirge ve bordrolardan davacının imzası olanlar saptanarak imzasını içeren bordrolarda geçmiş sürelerin dışındaki sürelerle ilgili olarak istemin reddine, imzalı olmayan bordrolardaki süreler yönündende işverenin bordrolarda kayıtlı tanıklar saptanarak, bu tanıkların bilgilerine başvurmak, işyerine ilişkin Kurum şubesinde bulunan işyeri dosyası ile, davacıya ait işyerindeki şahsi dosyalarını celbetmek, muhtasar vergi beyannamelerini incelemek, bordrolu komşu işyeri çalışanlarının bilgilerine başvurmak, özellikle tüm deliller toplandıktan sonra delilleri takdir edip ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davacının yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 20.3.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 04-03-2010, 23:42   #5
istanbul 69

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukat.derviş.yıldızoğlu
T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/1658
K. 2003/2359
T. 20.3.2003
• HİZMET TESPİTİ DAVASI ( İşe Giriş Belgesi Verilmeyen Sigortalıların Çalıştıkları Hizmetlerinin Geçtiği Yılın Sonundan Başlayarak Beş Yıl İçinde Dava Açabilmeleri )
• İŞE GİRİŞ BİLDİRGESİ ( Bildirgesi Verilmeyen Sigortalıların Çalıştıkları Hizmetlerinin Geçtiği Yılın Sonundan Başlayarak Beş Yıl İçinde Dava Açabilmeleri )
• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( İşe Giriş Belgesi Verilmeyen Sigortalıların Çalıştıkları Hizmetlerinin Geçtiği Yılın Sonundan Başlayarak Beş Yıl İçinde Dava Açabilmeleri )
• BORDRO VE İŞE GİRİŞ BİLDİRGESİ ( Davacı Çalışmalarının İşyerinde Kesintili Geçtiğinin Karinesi Olması )
506/m.79
ÖZET : Yönetmelikle tesbit edilen belgeler işveren tarafından verilmeyen sigortalılar çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açabilirler. Davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez.

DAVA : Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde Şubat 1993-Aralık 1993 tarihleri arasında geçen ve Kurum'a eksik bildirilen çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.

Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Demet Kurtuluş tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:

KARAR : Dava, davalıya ait işyerinde 15.7.1994-30.12.1996 tarihleri arasında hizmet aktine dayalı olarak geçen Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen sigortalı hizmetlerinin tesbiti istemine ilişkindir. Bu yönü ile davanın yasal dayanağı belirgin olarak 506 sayılı Yasanın 79/8. maddesidir. Anılan maddede yönetmelikle tesbit edilen belgeler işveren tarafından verilmeyen sigortalılar çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açacakları hükmü öngörülmüştür. Madde de belirtildiği üzere yönetmelikle tesbit edilen belgelerin ( işe giriş bildirgesi ) verilmesi durumunda 5 yıllık hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği açık- seçiktir. Somut olayda davacı ile ilgili olarak 1.12.1992 tarihinde işe giriş bildirgesinin verildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceği ortadadır. Bu durumda davanın esasına girilerek sonuca ulaşmak gerekir.

Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır.

Yapılacak iş, davacının tesbitini istediği sürelerle ilgili olarak bildirge ve bordrolardan davacının imzası olanlar saptanarak imzasını içeren bordrolarda geçmiş sürelerin dışındaki sürelerle ilgili olarak istemin reddine, imzalı olmayan bordrolardaki süreler yönündende işverenin bordrolarda kayıtlı tanıklar saptanarak, bu tanıkların bilgilerine başvurmak, işyerine ilişkin Kurum şubesinde bulunan işyeri dosyası ile, davacıya ait işyerindeki şahsi dosyalarını celbetmek, muhtasar vergi beyannamelerini incelemek, bordrolu komşu işyeri çalışanlarının bilgilerine başvurmak, özellikle tüm deliller toplandıktan sonra delilleri takdir edip ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davacının yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 20.3.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Sayın Yıldızoğlu,
İlginize çok teşekkür ediyorum. Çok üzel bir karar. Ancak takıldığım bir yer var. Sigortaya giriş bildirgesi verilmemiş. Yani ssk. da hiç bir kayıt yok. Bu durumda 5 yıllık süreyi geçirmiş sayılmıyor muyuz yoksa okulun maaş bordrolorı tahakkuku ve vergi kesintilerine ilişkin belgelerin elimizde olması 5 yllık süreyi ortadan kaldırmaya yeter mi ? Bu olayda beni düşündüren şey süre. Ayrıca, işten çıkış tarihimiz 1996. Ancak ücretli öğretmenlikten 1996 da çıkıp bir başka okulda kadrolu olarak 1996 da başlamış Yani 12.12.1996 da ücretli öğretmenlik bitiyor ancak sınavı kazanıp bu kez 2 gün sonra 14.12.1996 da bir başka okulda ilkokul öğretmenliğne devam ediyor ve halen çalışıyor. Bu durumda işten çıkmak kavramı oluşmuş mudur süre açısından. Tekrar teşekkürler.
Old 05-03-2010, 19:03   #6
avukat.derviş.yıldızoğlu

 
Varsayılan

İşe giriş bildirgesi verilmediği ve üzerinden de 5 yıl geçtiği için hizmet tespiti davası yönünden hak düşürücü sürenin geçirildiği dolayısıyla açılamayacağı düşüncesindeyim.
Yine, ücretli öğretmenlik ve kadrolu öğretmenlik, gerek statü ve gerekse özlük hakları olarak birbirinden farklı olmakla, kadrolu öğretmenliğe geçişin görevin devamı anlamına gelmeyeceği, ücretli öğretmenlikten çıkış tarihinin, işten çıkma tarihi olduğu sonucu çıkmaktadır.
Old 05-03-2010, 20:50   #7
istanbul 69

 
Neşeli

Alıntı:
Yazan avukatselvi
Hak düşürücü süre, bildirimsiz kalan çalışmalar yönünden öngörülmüştür.

İşverence Kuruma verilecek belgelerden herhangi birinin verilmiş olması (işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu vd.)veya kurumca fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tesbiti halinde hak düşürücü süreden söz edilemez.
Yasa hak düşürücü sürenin başlangıcını öğrenmeye özgülemediğinden, öğrenmenin hangi tarihte olduğunun da bu anlamda bi önemi bulunmamaktadır. Hizmetin geçtiği yıldan itibaren dava açma süresi işlemeye başlamaktadır.

Sayın Selvi,

Geçen gün verdiğiniz cevapta ''işverence Kuruma verilecek belgelerden herhangi birinin verilmiş olması (işe giriş belgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu.....) halinde hak dşürücü süreden bahsedilmez demiştiniz. Elimizde sadece okullar saymanlığına verilen ek ders ücretleri bordroları var. Bu bordrolarda müvekkil, okul idaresince sigortalı olarak yazılmış. Bu durumda (ama işe giriş bildirgesi verilmemiş) 5 senelik süre geçerli mi ? Diğer arkadaşlar süre aşımınız var diyor. Ancak sizin verdiğiniz cevap bana daha cazip geldiği için bu konuda biraz daha detaylı bilgi vermeniz mümkün mü? Zira, müvekkilin 8 senesi heba oluyor, acıyorum. İyi günler
Old 05-03-2010, 21:54   #8
istanbul 69

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukat.derviş.yıldızoğlu
İşe giriş bildirgesi verilmediği ve üzerinden de 5 yıl geçtiği için hizmet tespiti davası yönünden hak düşürücü sürenin geçirildiği dolayısıyla açılamayacağı düşüncesindeyim.
Yine, ücretli öğretmenlik ve kadrolu öğretmenlik, gerek statü ve gerekse özlük hakları olarak birbirinden farklı olmakla, kadrolu öğretmenliğe geçişin görevin devamı anlamına gelmeyeceği, ücretli öğretmenlikten çıkış tarihinin, işten çıkma tarihi olduğu sonucu çıkmaktadır.

Sayın Yıldızoğlu,

Burada içime sinmeyen bir şeyler var. Bu kadının 8 yılı okul idaresinin seni sigorta ettirdik diye bigilendirmesine ve bu 8 yıl boyunca okullar saymanlıına verdiği öğretmen listesinde ücretli ve '' sigortalı'' olarak kayıtlarda bildirmesine ve müvekkilin de bunu gördüğü için sigortalı olduğunu sanmasına yani kısaca yanıltılmasına rağmen 5 yıllık sürenin burda uygulanması müvekkil açısından özellikle hak olgusu açısından oldukça can sıkıcı. Bir çıkış yolu olmalı bu mağduruyeti engellemek için, ama ne? Bulamıyorum. Müvekkili ''eh ne yapalım süre bu'' şeklinde ikna etmek bana da zor geliyor en azından. Müvekkilin verdiği cevap ''hukuk da bu mu yani?'' oldu
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
hizmet tespiti Av.Mehmet_Ali Meslektaşların Soruları 2 24-01-2009 11:24
Bağ-Kur hizmet tespiti Av. İsa kargın Meslektaşların Soruları 2 08-01-2009 12:47
hizmet tespiti Av. İsa kargın Meslektaşların Soruları 12 14-11-2008 20:37
hizmet tespiti Av.Yüksel Eren Meslektaşların Soruları 16 20-04-2007 11:13
SSK hizmet tespiti Av.Ufuk Meslektaşların Soruları 6 07-02-2007 14:12


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04153609 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.