Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yasin El Kadı Davası ile ilgili Danıştay kararı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 10-05-2010, 19:08   #1
Stj. Av. Oya

 
Önemli Yasin El Kadı Davası ile ilgili Danıştay kararı

Sayın meslektaşlarım,
Hatırlarsanız Suudi iş adamı Yasin El Kadı hakkında BM Güvenlik Konseyi'nin bir kararı vardı. Bu şahsın mali kaynak ve fonlarının dondurulması için. Ülkemizde de bu yönde alınan 2001 tarihli Bakanlar Kurulu kararı Danıştay 10. Dairesi tarafından iptal edilmişti. Bana bu Dan. 10. Dai. kararın metni gerekiyor. Metni bulamayıp esas ve karar nolarını bulmanız bile iyi olacaktır.
Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler..
Old 10-05-2010, 23:31   #2
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Hatırladığım kadarıyla Danıştay 10.Dairesinin söz konusu kararı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından bozulmuştu.

Bence bu Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararını aramanız daha iyi olur.
Old 10-05-2010, 23:38   #3
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Stj. Av. Oya
Bana bu Dan. 10. Dai. kararın metni gerekiyor.
Bozulan kararın metnini aşağıda sunuyorum.

Kaynak:

http://www.internethaber.com/el-kadi...ali-33192h.htm


Danıştay 10. Dairesi, Suudi işadamı Yasin El Kadı'nın tüm hak ve alacakları ile mal varlıklarının dondurulmasına ilişkin 22 Aralık 2001 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etti. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Yasin El Kadı'nın, ''Terör örgütleri, kişi ve kuruluşların Türkiye'de bulunan bankalar ve diğer mali kurumlar ile gerçek ve tüzel kişiler nezdindeki kiralık kasa mevcutları da dahil olmak üzere tüm hak ve alacakları ile mal varlıklarının dondurulması ve bu mal varlıklarıyla ilgili her türlü işlemin Maliye Bakanlığı'nın iznine bağlanması yönündeki 22 Aralık 2001 tarihli 2001/3483 sayılı Bakanlar Kurulu kararının kendisine ilişkin kısmının'' iptali istemiyle açtığı dava sonuçlandı.

Danıştay 10. Dairesi, 1'e karşı 4 üyenin oyuyla söz konusu Bakanlar Kurulu kararının Yasin El Kadı'ya ilişkin bölümünü iptal etti. Karar, taraflara tebliğe çıkarıldı. Davalı Başbakanlık, Dışişleri ve Maliye Bakanlıklarının, kararın kendilerine ulaşmasından itibaren 30 gün içinde temyiz hakları bulunuyor. Karar temyiz edilirse, dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na gidecek.

İPTAL GEREKÇESİ

Danıştay 10. Dairesi'nin iptal gerekçesinde, terör olaylarının giderek artması nedeniyle, terörizmle mücadele amacıyla Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından Afganistan'daki Taliban Yönetimi ve terör örgütü El Kaide üyelerinin faaliyetlerinin gündeme alındığı anımsatıldı. Güvenlik Konseyi kararı ile Taliban'a doğrudan veya dolaylı olarak mali kaynak aktarımının engellenmesi amacıyla BM Güvenlik Konseyi'ne bağlı bir Komite oluşturulduğu ifade edilen kararda, şöyle denildi:

''BM Güvenlik Konseyi kararının uygulanabilmesi, uygulanacak yaptırımların izlenmesi için Komiteden, terör faaliyetleriyle ilgili olan kişi ve grupların belirlenmesi istenilmiştir. 11 Eylül 2001 tarihinde New York'ta yaşanan terör saldırıları sonrasında, BM Güvenlik Konseyi uluslararası terörizmi önlemek amacıyla acilen toplanarak 28 Eylül 2001 tarihinde 1373 sayılı kararı almıştır. Bu kararda, BM Güvenlik Konseyi, bütün devletler tarafından, terörist eylemlerin ve terörizmin finansmanının önlenmesine ve cezalandırılmasına; terörist eylemleri işlemek için bilerek kasten mali kaynak temini ve toplanmasının suç haline getirilmesine; terörizme finansman sağlayan kişilerin mal varlıklarının ve ekonomik kaynaklarının vakit geçirilmeden dondurulmasına karar vermiştir.

Davacının da aralarında bulunduğu terörizmi finanse eden kişi ve kuruluşlara ilişkin liste, belirtilen Komite tarafından yayımlanmış; bu liste değişik zamanlarda güncelleştirilmiştir. BM Güvenlik Konseyi'nce oluşturulan Komitece yayımlanan listenin intikali üzerine Maliye Bakanlığı'nın 17 Ekim 2001 tarih ve 2001/44 sayılı onayı ile teröre kaynak sağlayan kişi ve organizasyonlar hakkında inceleme ve araştırma yapmakla görevlendirilen Maliye Bakanlığı Müfettişi tarafından 9 Kasım 2001 tarih ve 37/37 sayılı yazı ile, davacı Yasin El Kadı'nın, kara para aklama faaliyeti içinde olduğu konusunda ciddi emarelere rastlanıldığı belirtilerek her türlü mal, hak ve alacaklarına 4208 sayılı Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Dair Kanun'un 9. maddesi uyarınca tedbir konulmasının uygun olacağı sonucuna ulaşıldığı Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı'na (MASAK) bildirilmiştir. Anılan Kurul Başkanlığı da, ekinde herhangi bir belgeye yer verilmeyen 'Maliye Bakanlığı makamının 17 Ekim 2001 tarih ve 2001/44 sayılı onayı ile teröre kaynak sağlayan kişi ve organizasyonlar hakkında inceleme ve araştırma yapmakla görevlendirilen Maliye Bakanlığı Müfettişi, 9 Kasım 2001 tarih ve 37/37 sayılı yazı ile Yasin El Kadı hakkında 4208 sayılı Kanunun 9. maddesi gereği işlem yapılmasını talep etmektedir.' ifadesini taşıyan 'tedbir' konulu 9 Kasım 2001 tarih ve 4069 sayılı yazı ile davacı hakkında 4208 sayılı Kanunun 9'uncu maddesi uyarınca işlem yapılmasını İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından istemiştir.''
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI'NIN YAZISI

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 19 Kasım 2001 tarihli yazısı üzerine davacının, ''Türkiye'deki mal varlığına ve banka hesaplarına tedbir konulması'' konusunu inceleyen İstanbul 4. Sulh Ceza Mahkemesi'nin aynı günlü kararıyla ''Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulunun yazıları ile adı geçen Yasin El Kadı'nın Türkiye'deki mal varlığı ve banka hesapları üzerinde tedbir konulması talep edilmiş ise de, tedbir talebine ekli herhangi bir delil ve belge eklenmediğinden talebinin reddine'' karar verdiği anımsatılan kararda, şöyle denildi:

''İstanbul Sulh Ceza Mahkemesi kararında tedbir istemine herhangi bir delil ve belge eklenmediği ifade edilmesine rağmen, davalı idarelerce davacı hakkındaki bilgi ve belgelerin mahkemeye intikalinin sağlanmadığı, mahkeme kararı yerine Bakanlar Kurulu kararı alınmasının uygun olacağı sonucuna ulaşıldığı dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut Dışişleri Bakanlığı'nın 21 Kasım 2001 tarih ve 11162 sayılı 'Terörizmin Finansmanının Önlenmesi' konulu yazısında, (İlgili kuruluşlarımızın katılımlarıyla yapılan toplantılarda, BM Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilen ve üye ülkelere uyulması mecburi yaptırımlar getiren 1373 sayılı karar uyarınca MASAK ve MİT tarafından sağlanan bilgilere istinaden Yasin El Kadı'nın banka hesapları ve malvarlığına tedbir konulması kararlaştırılmıştır.

Ancak, MASAK tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığı öğrenilmiştir... Terörle mücadelede ön almış olan ülkemizin bugüne kadar izlediği politikaların inanırlılığı ve tutarlılığı bakımından yukarıda söz konusu edilen Yasin El Kadı'nın mali kaynaklarının dondurulmasını... teminen bir Bakanlar Kurulu Kararnamesinin çıkarılmasının uygun olacağı...) belirtilmiş; bu yazı doğrultusunda dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı alınmıştır.''

KONSEY KARARLARININ UYGULANMA BİÇİMİ

Anayasanın 90. maddesinin ''Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi'ne başvurulamaz'' hükmünü içerdiğine işaret edilen kararda, ''Ancak, BM Andlaşmasının 25. maddesinde yer alan Güvenlik Konseyi kararlarının üye ülkelerce uygulanacağı şeklindeki hükmün, Konsey kararlarının uygulanma biçimini düzenlemeyip, bu konuyu iç hukuka bırakmış olması karşısında, Güvenlik Konseyi kararlarının iç hukukumuz çerçevesinde Anayasa ve yasal düzenlemeler doğrultusunda uygulanacağı açıktır'' denildi. Kararda, 1373 sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararında, ''üye devletlerden, öncelikle iç hukuklarında, terörist eylemlerde kullanılmak üzere kasten mali kaynak temini ve toplanmasını suç haline getirmeleri; bir an önce de 9 Aralık 1999 tarihli Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşme de dahil olmak üzere, terörizme ilişkin uluslararası sözleşme ve protokoller taraf olunmasının istenildiği'' ifade edildi.

Dava konusu Bakanlar Kurulu kararından önce BM'ye üye devletlerce kabul edilen ve Türkiye adına imzalanan ''Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşme''nin 10 Ocak 2002 tarihinde TBMM'de kabul edilerek 17 Ocak 2002 tarihli Resmi Gazete'de 4738 sayılı Kanun olarak yayımlanıp yürürlüğe girdiği de kaydedildi.

ANAYASA'DA MÜLKİYET HAKKI

Anayasa'nın temel hak ve özgürlükler arasında yer alan mülkiyet hakkını düzenlediği, yabancılar için, milletlerarası hukuka uygun olarak yasayla sınırlanabileceği kabul edildiği dolayısıyla da yabancıların mülkiyet hakkı için de güvence tanındığı anlatılan kararda, sınırlamaların, Anayasanın sözüne, ruhuna, demokratik toplum düzenine ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olmadan ancak yasayla yapılabileceğinin öngörüldüğü ifade edildi. Anayasa'nın, hukuk devleti ilkesinin doğal sonucu olarak, hiçbir kimse veya organın kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisini kullanamayacağını kurala bağladığı vurgulanan kararda, şu tespitler yapıldı: ''BM Andlaşmasının 25. maddesi, Güvenlik Konseyi kararlarının idarece doğrudan uygulanacağı şeklinde bir düzenleme içermediği gibi; konuyla ilgili 4208 sayılı Kanun ve 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu, mülkiyet hakkına müdahale için hakim kararını zorunlu kılmaktadır. Bu durumda, davalı idarelerin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nce terör örgütlerini finanse eden kişiler listesine alınan davacı hakkındaki iddiaların ciddiyetini dikkate alıp, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden elde edilen tüm bilgi ve belgeleri eksiksiz bir biçimde adli mercilere intikal ettirmeleri zorunlu olduğu halde, İstanbul 4. Sulh Ceza Mahkemesi'nin, 19 Kasım 2001 tarih ve 2001/466 sayılı kararında 'tedbir talebine ekli herhangi bir delil ve belge eklenmediğini' belirterek tedbir istemini reddetmesinden sonra, kaynağını Anayasadan almayan bir yetki kullanılmak suretiyle hakim kararı olmaksızın davacının hak ve alacakları ile mal varlığının dondurulmasına karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, BM Güvenlik Konseyi'nden elde edilen, davacının terör örgütü finansörü olduğu iddiasını içeren ciddi nitelikteki bilgi ve belgeler ile yine davacıyla ilgili temin edilecek tüm bilgi ve belgelerin davalı idareler tarafından eksiksiz bir biçimde adli mercilere intikal ettirilmesi, söz konusu bilgi ve belgelerin adli mercilerce değerlendirilmesine olanak sağlanması gerekirken, hakim kararı olmadan, yasayla tanınan bir yetkiye dayanılmaksızın Bakanlar Kurulu'nca alınan 22 Kasım 2001 tarih ve 2001/3483 sayılı kararın davacının Türkiye'deki tüm hak ve alacakları ile mal varlıklarının dondurulmasına ilişkin bölümünün iptaline oyçokluğuyla karar verildi.'' İptal kararına katılmayan bir üye, BM Güvenlik Konseyi'nce alınan tedbir kararlarının uygulanması için Türkiye'de ayrıca bir hakim kararına gerek olmadığını savunarak, Bakanlar Kurulu'nun bu konuda yetkili olduğunu kaydetti.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
boşanma davası sürerken tedbir nafakası ve manevi tazminat davası açılırmı? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 2 25-10-2009 21:33
düzeltme davası mı, terkin davası mı yoksa idari yargıda iptla davası mı? Av. Gülşah Soylu Meslektaşların Soruları 1 21-07-2008 09:43
Kadı Mahkemesi tanığı korumasız Seyda Hukuk Haberleri 0 17-11-2006 14:38
El Kadı kararına durdurma istemi Av.Selim Balku Hukuk Haberleri 0 05-09-2006 23:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03404307 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.