Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Anket Sonucu: Kimden Tahsil Edilmeli
İcra Dairesi 3 75,00%
Tapu 1 25,00%
Alacaklı 2 50,00%
Gerçek Borçlu 1 25,00%
Birden Fazla Seçenek İşaretlenebilen Anket. Oy Verenler: 4. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 51)

Olay ! Arsayı Satmışlar

Yanıt
Old 18-01-2003, 00:59   #1
taskapan

 
Yeni Fikir Olay ! Arsayı Satmışlar

Sayın Meslektaşlarım: Şimdi sizlerin görüşlerine de sunacağım olay tamamen gerçektir.Bu konuda sizlerinde bilgi ve önerilerinizi almak istedim..Şimdiden teşekürler, Saygılar..
OLAY
Müvekkilin 1985 yılında (A) ilinde aldığı arsaya aradan uzun bir süre geçtikten sonra bakmak üzere 2000 yılında gidiyor.Ancak arsanın olduğu yere varınca hayretler içinde kalıyor.Zira arsa içinde 6 katlı 12 daireden oluşan tamamlanmak üzere olan bina ile karşılaşıyor.Bunun üzerine tapu dairesine varınca kayıtlarda (B) şehrinden yapılmış icra takibi neticesi talimat dosyas ile satışı yapılmış olduğunu ve bu arada bir kaç kez el değiştirmiş olduğunu görüyor.Bir meslektaşımızı görevlendiriyor.Ancak meslektaşımız hem dayanak dosyanın, hem talimat dosyasının kaybedilmiş olduğunu öğreniyor.Yaptığı bu araştırmada, alacaklı şahsı, takibi yapmış olan alacaklı vekilini tespit ediyor.Ayrıca satış işleminin 1990 yılı esas dosyasına talimat ile 1993 senesinde gerçekleştiğini ayrıca esas defterinde 1992 yılında takipsiz kaldığını ancak tapu kayıtlarında bu asıl dosyaya dayanılarak 1993 ylında talimat dosyası çıkarılmış olduğunu da öğreniyor...(Yani esas dosya takipsiz kaldıktan sonra o dosyadan daha sonra talimat çıkarılmış)
1-Avukatın, Alacaklının,Tapu idaresinin ve İcra Müdürlüğünün cezai mesuliyetini veya bunlar aleyhine açılabilecek davaları,
2-Müvekkilin kesin olarak borçlu olmadığı ve alacaklı ile hiçbir münasebetinin olamayacağı kesin olarak ispat edildiğine göre arsa değerinin hangi yolla daha erken elde edebileceğini..
3-olayda dolandırıcılık ihtimalinin zayıf ancak isim benzerliği ile hareket edildiğini düşünüyoruz.Bu arada isim benzerliği, ad-soyad ve baba adının benzemesi şeklinde olmuş olabilir.(Her iki dosyaya ulaşılamamıştır) Yorumlarınız için şimdiden teşekürler.Orjinal bir olay olduğunu düşünerek paylaşmak istedim.
Old 22-01-2003, 22:07   #2
taskapan

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım; konunun okunduğunu görüyorum ancak yorum göremiyorum.Olay çokmu karışık yada anlaşılmayan hususlar mı var.Her türlü soruyu sorabilirsiniz.Yada olayın çok boyutlu oluşu mu cevap açısından sorun oluşturuyor..Saygılar...
Old 27-01-2003, 14:10   #3
Ahmet Güngör

 
Varsayılan

Selam...

Sanirim hickimse kitap karistirmadan bu konuda gorus bildirmek istemedigi icin yanit gelmiyor.
Ben de kitap karistirmadan ilk aklima gelen dusunceleri soylemeye calisayim.

Eger takip alacaklisinin kusuru tesbit edilemez ise, sorumlu tutulamaz.
İcra muduru de bir muzekkere yazmis ve adi soyadi baba adi bildirmis. Bu bilgilere gore tasinmaz varsa haciz koyun diye tapuya talimat vermis. Cevap olumlu gelince de icra islemlerine devam etmis. Bu durumda icra mudurunun de sorumluluguna gidilemez.
Tapu muduru gerekli arastirmayi yapmakla yukumludur. Onlara gelen tebliglere gore de ad soyad ve baba adi tutuyorsa haciz serhi koyabilirsiniz deniyor. Bu durumda "O" da sorumlu degil gibi gorunuyor.
Hataya sebep olan, tapu mudurlerine daha ayrintili arastirma gorevi vermeyen, devlet oldugu icin devletin sorumluluguna gidilebilir.

Ayrica, hatirladigim kadariyla, "yolsuz tescil" nedeniyle iyi niyetli 3. kisilerin korunabilmesi icin hatanın "tescil" sırasında yapılması gerekiyor. Yani, tapu islemlerinde bir hata olmasi gerekiyor. Olayimizda ise, hata, tapu islemlerinden kaynaklanmiyor. İcra takibinden kaynaklaniyor. Bu nedenle 3. kisilerin iyi niyetinin de korunmadigi, tapu iptal ve tescil davasi acilabilecegi dusunulebilir.
Old 27-01-2003, 22:18   #4
taskapan

 
Varsayılan

Değerlendirmeniz için teşekürler. hiç değilse neden yanıt gelmediği konusuda aydınlanmış oldu.
Olayda dolandırıcılık ihtimalini yine göz ardı edersek, takip alacaklısı hakkında sebepsiz zenginleşme davası açılabileceğini düşünüyorum.(Gerçek borçluya ulaşamıyoruz)Avukatın sorumluluğu açısında Av.yasası m.134 ihlali var diye düğşünüyorum.Fikirleriniz için teşekürler, yeni yorumlarınızı bekliyorum SAYGILAR.
Old 27-01-2003, 22:32   #5
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Merhaba,

Öncelikle icra dosyasında /muhtemelen defter kayıtlarına göre/ alacaklı gözüken kişiye karşı hangi davayı açarsanız açın, bulunamayan dosya nedeniyle borcunuzun olmadığını ispat noktasında başarısız olabileceksiniz. Alacaklı yapılan icra takibinde dayanak senet bulunduğunu iddia ederse, bunun aksini ispat etmeniz neredeyse imkansız olacaktır. talimat alınması olayına gelince dosya yenilenmiş olabilir..

Müvekkil adına borcunuzun olmadığını nasıl ispatlayabilirsiniz? Bana göre, kaybedilen dosya nedeniyle ispat edemezsiniz..

Saygılarımla..
Old 29-01-2003, 01:02   #6
taskapan

 
Varsayılan

Sayın Tikici, değerlendirme ve yorumunuz için teşekür ederim.
Dosyanın kaybolmasından dolayı İcra müdürlüğünün sorumluluğu vardır.Ayrıca dosyanın yenilendiğine (Takibin) dair esas defterinde kayıt yok.(Takipsiz şerhi var)Birde alacaklı daha sonra yine bir takip açmış, arsanın satışından kalan para icra veznesinde iken o kısımada hacız koyarak tahsil etmiş.Bu dosyalar kayıp değil.Bu dosyada alacaklının iş alanı ile asıl borçlunun iş alanları aynı. Yani biri mobilya üreticisi biri satıcı zira iş yeri adıda verilmiş.Müvekkil ise çok uzun yıllardır yurt dışında.Burdan müvekkilin borçlu olmadığı ispatlanabilir diye düşünüyorum.Ayrıca bu takipte tebligatın m.35 e göre yapıldığı anlaşılıyor.
Birde bu açıdan değerlendirirseniz sevinirim
Değerli görüş ve önerileriniz için şimdiden teşekürler..
Old 29-01-2003, 17:15   #7
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın taskapan,

Sanırım ilk aktardığınız olayda veri eksikliği var. Çünkü son yazınızda, asıl alacaklı ve asıl borçludan bahsettikten sonra, ikisinin de iş alanın aynı olduğunu yazmışsınız.

Malı satılan müvekkiliniz yurt dışındaydı.. iş alanı aynıdır derken neyi kastediyorsunuz?

Benim anladığım şu:

Müvekkilinizin bir taşınmazı var, kendisi yurt dışında yaşıyor. Türkiye'de birisi sahte bir alacak belgesine (Bono,adi senet vs?? yada belgesiz) dayanarak müvekkiliniz aleyhine icra takibi yapılıyor (İlamsız takip, kambiyo takibi ? ) usulsüz tebligatla hatta 35' e göre tebligat yaptırılıyor.. takip kesinleştikten sonra taşınmazın satışı isteniyor.. Bu arada dosya işlemden kaldırıldığı halde, yenilenmeden talimat yazısı yazdırılıyor.. neticede mal satılıp, iki ayrı takip ile tamamı tahsil ediliyor..

--- Müvekkiliniz ile sözde alacaklının aynı iş alanında faaliyette (mobilya satıcılığı) olduğunu nasıl tespit ettiniz? Müvekkiliniz yurt dışında değil miydi? Yurt dışında aynı işi mi yapıyor?

Bu nokta anlaşılamıyor..

Old 29-01-2003, 19:31   #8
acekin

 
Varsayılan

Sayın Taskapan;

Anlattığınız olayda hukuken anlaşılması güç hususlar var!
Talimat dosyası gayrimenkulü satış aşamasına getirdikten sonra bilgileri esas dosyasına aktarır ve esas dosyası satış konusunda yeni talimat yazar. Talimat dosyasının esas dosyasının ilk talimatıyla hareket ettiğini ve satışı gerçekleştirdiğini farzetsek bile, satış parasını mutlaka esas dosyasına gönderecek. Esas dosyası takipsizlik sebebi ile düşen bir dosyaya gelen parayı alacaklıya nasıl ödeyecek? Çünkü esas dosyasına ödeme dosya takipsizlik sebebi ile işlemden kaldırıldıktan sonra intikal edecektir.

Bu olayla ilgili biraz beyin cimnastiği yaparsak; Gayrimenkullerde satış isteme süresi 2 yıldır. Memurlar her sene sonunda devir işlemi yaparlar. Devir işlemi sırasında en son işlem tarihinden 1 yıl geçtiği görülüyor ve dosyanız işlemden kaldırılarak esas kaydına da aynı yönde kayıt düşülüyor. Daha sonra alacaklı vekili dosyayı inceliyor ve dosyanın gayrimenkul haczi sebebi ile hala derdest olduğunu ispatlıyor. bu durumda dosya tekrar işleme alınıyor ancak esas kaydının düzeltilmesi unutuluyor. Daha sonrada dosya kayboluyor. Bunun haricinde bir durumda dosyadan ödeme yapılması bana pek mümkün görünmüyor.

Bu durumda ne yapılabilir sorunuza cevap vermek o kadar kolay değil.

Son yazdıklarınızdan anladığım; Gerçek borçlu ile alacaklının birbirlerini yakından tanıdıklarını, bunu da esas kaydında borçlunun isminin yanında iş yerinin isminin de yazılı olmasından anladığınızı bildirmektesiniz. Ancak bu bilginin açmayı düşündüğünüz davaya etkisi ne olur cevap vermek gerçekten zor. Bana göre olanlarda en büyük sorumluluk gerçek borçlu olan şahsa aittir. Netice itibarı ile O'nun borcu bir başkasının gayrimenkulü satılarak ödenmiştir. Bu kimseye rücu edilebileceğini düşünüyorum. Çünkü gerçek borçlu borcunu ödememiştir. Ancak dava açmadan önce zamanaşımı süresini de araştırarak hareket etmekte fayda görmekteyim.

Saygılarımla.
Old 29-01-2003, 19:57   #9
taskapan

 
Varsayılan

Teşekürler Sayın Tikici,
Anlatım eksikliği olduğu doğru. Aynı iş alanını şu şekilde açıklayayım.
Yapılan ikinci takipte (ilk takip dosyası kayıptı) asıl borçlunun mobilya mağazası işlettiği anlaşılıyor.Alacaklı şirketinde mobilya üreten bir firma olduğu biliniyor.Yani müvekkil yurt dışında ve alacaklı şirketle hiçbir münasebetinin olması mümkün değil.(Burdan hareketle sadece isim benzerliğine dayalı bir takip olduğu sonucu ortaya çıkıyor, eğer dolandırıcılık yoksa)
Açıklama istediğiniz kısım varsa yazarsanız sevinirim.Tekrar teşekkürler.
Old 30-01-2003, 14:47   #10
taskapan

 
Varsayılan

Değerli yorumlarınız için teşekkürler Sayın Acekin;
Yorumunuzu netleştirmek bakımında bir kaç noktayı açıklamak isterim.Satış ve tahsilattan sonra bir miktar para bu kaybolan dosya hesabında mevcutken yeni bir takip açılmış (Aynı alacaklı Aynı vekil)kalan kısımda bu şekilde tahsil edilmiş.Burdaki tebligatta 35 e göre yapılmış.Bu dosya mevcut.Zaten bilgilerede bu dosyadan ulaşabildik.Esas defterine kayıt düşülmesi unutulmuş olsa dahi, (zira talimat dosyasından sonrada bu dosyadan para tahsil edildiğine göre dosyanın işlemde olması gerekirdi bu da ayrı bir muamma)dosyanın kaybedilmiş olma olasılığını güçlendirmezmi?zaman aşımı yönünden arsanın satışının öğrenildiği zaman 2002.Bu durumda zaman aşımı sorunu yok gibi.Ayrıca icra müdürlüğünün sorumluluğu ile avukatın sorumluluğunuda değerlendirirseniz memnun olurum.(Av.Yasası m.134) Şimdiden teşekkürler....
Old 30-01-2003, 15:23   #11
acekin

 
Varsayılan

Sayın Taskapan;

Benim belirttiğim ihtimal ilk dosyadan yapılan satış ve tahsilatla ilgidir. Yani ilk dosya düşmediği halde esas defterine yanlışlıkla düşme kaydı düşülmüş olabilir. Yani satış işlemleri normal seyrinde gitmiş olabilir. Bunuda öğrenmenin yolu tapu kayıtlarındaki yazışmaları kontrol etmektir. Tapu kaydından ilk haciz tarihini öğrenebilirseniz. Esas dosyasının işlemden kalkıp kalkmadığını da buradaki süreleri hesaplayarak bulabilirsiniz. Bunun neticesine göre hukuki ve cezai sorumluluk yoluna gidilebilir kanaatindeyim.

Tapuya ilk haciz yazısı gittiğinde borçlunun baba adı da belirtilmiş mi? Aksi takdirde tapunun dolayısı ile devletin sorumluluğuna da gidilebilir diye düşünmekteyim.

İlk dosyadan artan para üzerine haciz konmak için ikinci bir takip yapılması normaldir. Tebligatın 35.'e göre yapılması ise yine ilk dosyadaki takibin şartlarının uygun yapılıp yapılması ile ilgilidir. İlk dosya ise ortada yok!

Avukatın sorumluğuluğuna gelince ilk dosyayı bulmadan avukata bir suç izafa etmenin pek mümkün olmayacağı kanaatindeyim. Sorumluluğuna gidilebilse bile tapu kayıtlarından haczin dolayısı ile dosyanın düşüp düşmediğini öğrenmenize bağlıdır.Aksi durumda delil olmadan faraziyelerle suçlama yapılması yoluna gidilmiş olurki, bu durumda netice alınabileceğini pek mümkün görmüyorum.

Zamanaşımına gelince, bir öğrenmeden itibaren başlayan zamanaşımı süresi var bir de, belirli sürelerin geçmesi ile oluşan zamanaşımı süresi vardır. Bu sebeple zamanaşımını iyi hesap etmekte yarar görüyorum.

Saygılarımla.
Old 31-01-2003, 23:50   #12
taskapan

 
Varsayılan

Sayın Güngör, Sayın Tikici, Sayın Acekin;
Çok değerli yorum ve katkılarınızdan dolayı ayrı ayrı teşekürlerimi sunuyorum.
Şu bir gerçekki yeterli araştırma yapılmadan borç ilişkisi ile hiç bir ilgisi olmayan bir kişinin taşınmazı yanlışlıklar zincirine kurban gitmiştir.Tabiki yargılamalar neticesi umarım ki zararını telafi eder. Bizzat bende bir icra takibi neticesinde bir taşınmaza haciz koymuştum, satış istemine hazır hale gelmiş bir takipti.Ancak gerçek borçlunun o kişi olmadığını öğrendim.Biraz daha araştırma yaptığımda sadece isim benzerliği olduğu ortaya çıktı.Eğer istese idim satış yapar ve alacağı tahsil ederdim. Ne yazıkki benim olayımda meslektaşlarım aynı hassasiyeti göstermemişler.Üzücü bir durum.Belki bir dizi davalar neticesi bu aydınlanacak ama vicdani rahatlığı her zaman gözetmek gerektiğine inanıyorum.Bu düşüncemi de sizlerle paylaşmak istedim.
Tekrar katkılarınızdan ötürü Saygılar,Teşekürler...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Aynı Olay Farklı İki Karar Kavaz Meslektaşların Soruları 18 12-05-2008 16:35
ceza hukuku ile ilgili ilginç bir soru(GERÇEK OLAY!!) oceans17 Hukuk Soruları Arşivi 13 07-10-2006 11:53
Olay Yerinden Elde Edilen Eşyalar aerisek Hukuk Sohbetleri 0 26-05-2005 12:45
3 İlginç Olay Batu Han Site Lokali 3 26-03-2003 17:39
Üzücü Ve İlginç Bir Olay bora100 Hukuk Soruları Arşivi 2 08-02-2003 22:41


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05897093 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.