|
Hukuk Soruları Hukukçu olmayan üyelerimizin hukukla ilgili sorularına ayrılmış iletişim alanı. Lütfen Dikkat : THS bir hukuki danışmanlık sitesi değildir ve bu foruma da "hukuki danışma" niteliği taşıyan sorular yöneltilemez. Alanda soru sormadan önce lütfen Hukuk Soruları Alanı Kural ve İlkelerimizi okuyunuz. |
27-03-2009, 01:01 | #1 |
|
Mutlak Butlan mı Nispi Butlan mı?
Değerli hukukçular medeni hukuk dersinde tam olarak anlayamadığım bir husus bu:
Türk Medeni Kanunu'nda evlenme yaşının, çok önemli bir sebep bulunduğunda hakim tarafından 16'ya kadar düşürülme yetkisi olduğundan söz edilmiştir. Yani 16 yaşından küçükler ne olursa olsun evlenemezler. Peki, her nasılsa 15 yaşında evlenmiş olan sınırlı ehliyetsizin gerçekleştirdiği evlilik nasıl hükümsüz olacaktır. Bunun cevabı TMK m.153/I'e göre nispi butlandır. Tabi ki yasal temsilcilerin nispi butlan davası açabilmeleri için bu evliliğe izin vermemiş olmaları veya aynı maddenin ikinci fıkrasında sayılan olaylardan birinin gerçekleşmemiş olması gerekir. Bu olaylardan biri olan kadının gebe kalması durumunun gerçekleştiğini varsayarsak, evlenmenin iptali kararı verilemeyecektir. Acaba mutlak butlan davası açılabilir mi? Kanunda mutlak butlan sebepleri TMK 145'te sınırlı sayıda düzenlenmiştir. 16 yaşın altında kişilerin evlenmesi durumunda mutlak butlan kararı verilir diye bir hüküm yoktur. Yukarıda varsaydığımız durum söz konusu olduğunda TMK 124/I, 125 ve 145/II hükümlerini yorumlayarak bu olaya uygulayabileceğimizi düşünüyorum. Yani kanunkoyucunun, evlenmenin en erken yaşının 16 olduğunu kabul etmekle, bu yaşın altındakilerin, evliliğin hukuki sorumluluğunu kavramak yönünden temyiz kudretine sahip olmadığını vurgulamak istediğini göz önüne alıyorum ki bu durumda evliliğin mutlak butlanına karar verilmesi gerekecektir. Bu yorum sizce ne kadar doğrudur. Siz değerli hukukçuların bu konuda beni aydınlatması dileğiyle, şimdiden çok teşekkür ederim. |
15-04-2009, 13:21 | #2 |
|
Bu olayda, evliliğin mutlak butlanına karar verilmesi mümkün değildir. Çünkü sizin de söylediğiniz gibi, mutlak butlan sebepleri MK 145'te sınırlı sayıda düzenlenmiştir ve MK 145, eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun bulunmasından bahsetmektedir, ancak yaş faktörü, yani 15 yaşında olmak,bence mutlaka ayırt etme gücünü ortadan kaldıran bir sebep olarak düşünülemez, o yüzden mutlak butlan kararı değil, MK 153 hükmü kıyasen uygulanmalıdır, yani nisbi butlanına karar verilebilir. Ancak doktrindeki bir başka görüşe göre, evlenme ehliyetsizliği kanunda ne mutlak ne de nisbi butlan halleri arasında sayılmadığı için, bu halde evlenme geçerli olacaktır.
|
26-06-2009, 22:07 | #3 |
|
arkadaşım , 15 yaşında olması evlilğinin ne mutlak ne de nispi butlan sebebi değildir. 15 yaşında olan bir kişinin ayırt etme yeteneği varsa ve evlilik gerçekleştiğinde tarafaların velilerinin yoksa vasi lerinin icazeti ile evlilik devam edecektir. Bu evlilik davalık olmadığı sürece yani tarafalardan herhangi birinin ailesi veya vasisinin icazeti olmadığı için iptali davası açmadığı sürece evlilik geçereli olacaktır.
saygılarımla... |
02-07-2009, 09:56 | #4 |
|
Yargıtayın 2008 yılında böyle bir konuyla ilgili kararı olmuştu. İlk derece mahkemesi kız 15 yaşında iken yapılan evliliği geçerli saymış ancak Yargıtay bu kararı bozmuştur. Yargıtay, Aile Mahkemesi’nin evlenme izni verdiği ve ailelerin de rıza gösterdiği evliliğin Medeni Kanun gereğince geçersiz olduğuna karar vermiştir. 15 yaşını doldurmuş olan kişiler, mahkemece ergin kılınmış olsalar dahi evlenemezler.
16 yaşından küçük olarak yapılan evlilikler geçersizdir, kesin hükümsüzdür. |
05-07-2009, 14:50 | #5 |
|
Kanımca örfi olarak halk arasında alışılagelmiş olan islam hukukundaki kadın ve erkeğin evlenmesi için büluğ çağına erişmenin yeterli olduğu esası olağanüstü evlenme yaşını düzenleyen maddede ihmal edilmemeli ve 16 yaş sınırı olmaksızın mk 124. md. şöyle düzenlenmeliydi:
Madde 124.- Erkek veya kadın onyedi yaşını doldurmadıkça evlenemez. Ancak, hâkim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple ayırdetme gücüne sahip olduğu tıbbi açıdan kanıtlanmış ve hür iradesiyle, hiçbir dışsal zorlama olmaksızın evliliği istediği hususunda kâni olduğu erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana , baba , vasi ve çocuğun diğer yakınları dinlenir. Böyle bir düzenlemenin toplumumuzdaki yaygın uygulamalardan doğan uyuşmazlıklar açısından yapıcı bir çözüm olabileceği acizane fikrimdir.Bu sayede 16 yaşından küçük olanların yaptığı evlilikler de sezginseler ve bir baskıya maruz değilseler ayakta tutulabilecektir. Kanımca evliliği geçersiz saymakla ayakta tutmanın getirileri ve götürüleri iyi değerlendirilmeli ve bu hususta toplumun yapısı, kültürel özellikleri kesinlikle göz önünde tutulmalıdır.. Saygılarımla... |
05-07-2009, 16:30 | #6 |
|
Çocukların 17 yaşından önce evlendirilmeleri geleneklere dayandığında çocukların özgür iradeleriyle değil, hep psikolojik baskı veya daha yaşamsal önemdeki baskılarla evlendirildiklerini göz ardı mı edeceğiz ve bu şekilde çocukların en temel haklarını ailelerinin ve sonra da yargıcın insafına mı terk edeceğiz? Bu görüş çocuk hakları yönünden kesinlikle kabul edilemez. Örf âdet gerekçesiyle töre saikiyle öldürmeyi hafifletici neden sayıp tecavüze uğrayanı da tecavüzcüsüyle evlendirelim öyleyse!
|
18-07-2009, 14:47 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Töre saikiyle öldürmeyi hafifletici neden sayma ve tecavüze uğrayanı da tecavüzcüsüyle evlendirme gibi çirkin bir sonucu benim mesajımdan nasıl çıkardıgınızı inanın anlayamadım.Nasıl böyle bir sonuca vardığınızı gerekçesiyle bildirirseniz müteşekkir olacağım.Saygılarımla.... |
19-07-2009, 10:31 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
Ülke gerçeklerine dayanarak 16 yaşından küçük yaşta evlenmelere de izin verilmesi gerektiğini söylüyorsunuz ya ben de söz ettiğiniz ülke gerçeklerini acı örneklerle somutlaştırmak istedim. Ülkemizin gerçekleri küçük yaştaki bireylerin kendi özgür iradeleriyle değil, aile, aşiret, töre baskılarıyla evlendiğini gösteriyor. Hatta küçüklerin özgür (!) iradeleriyle intihar ettiklerini gösteriyor. O kadar özgürler ki kendilerine eğitim hakkı bile tanınmıyor. O kadar özgürler ki yaşlarına ve fiziksel durumlarına uygun olmayan işlerde çalıştırılıyor. O kadar özgürler ki tecavüze uğradıklarında özgür (!) iradeleriyle tecavüzcüleriyle evlendiriliyor veya intihar ettiriliyor. Ülkemizin gerçeklerinde küçük bireylerin gerçekten özgür iradeleriyle evlendiklerine ben tanık olmadım. Bir çocuk 16 yaşından küçükse bir aile kurmayı değil, oyun oynamayı, okula gitmeyi, meslek edinmeyi düşünür. Bu da çocuğun gerçeğidir. |
29-07-2009, 09:56 | #9 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Meseleye TMK 124. madde ilk fıkrasıyla başlamak istiyorum. 124 der ki;
Borçlar Kanunu 19. madde de der ki;
Türk Medeni Kanununda sayılan butlan sebeplerinin sınırlı olduğu kanaatinde değilim. Söz konusu 124. madde emredici ve kamu düzenindendir. Bu nedenle bu maddeye muhalefet evlenmenin mutlak butlanına yol açacaktır. 153. madde de düzenlenen yasal temsilcinin dava hakkı yasal temsilcinin izniyle evlenebilme ehliyetine sahip olan tarafların yasal temsilcilerinin iznini almamaları halinde söz konusudur. Aksi takdirde yasal temsilcinin izin hakkına sahip olmadığı 15 yaşındaki bir çocuğun evlenmesinde bu hükmün uygulanma şansı yoktur çünkü yasal temsilcinin izin hakkı yoktur. Yani TMK 153 ancak 17 yaşında olan ve 16 yaşında olan çocuklar açısından yasal temsilcinin izin hakkına sahip olduğu hallerde uygulanabilir. Ben çok zorlama bir düşünceyle şunu da söyleyebilirim. Evlenmenin asli unsurları bir kadın bir erkek ve evlendirme memuruna yapılacak bir irade beyanıdır. Buradaki bir kadın ile bir erkek mefhumundan anlaşılması gereken "kanunen evlenme yaş şartını sağlamış" bir kadın ile bir erkektir. Aksi takdirde 3 yaşındaki bir çocuğun "her nasıl olduysa evlenmesi" halinin mutlak butlanla batıl olduğunu ileri sürmekten "adaletin utanç" duyacağını düşünüyorum. Bu nedenle yaptırımın mutlak butlan değil "yokluk" olması gerektiğini düşünüyorum. |
14-10-2009, 23:53 | #10 |
|
bütün meslektaşlarımın düşüncelerine saygı duymakla beraber burada şahsi düşüncem ne mutlak ne de nisbi butlan olmasıdır. Burada açıkça yasanın söylediğinin aksi olduğu için kesin hükümsüzlük dür diye düşünüyorum.
|
15-10-2009, 13:18 | #11 |
|
Kanun Yararına Bozma
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinden:
Esas No : 2009/7461 Karar No : 2009/15299 İncelenen Kararın Mahkemesi : İzmir 11. Aile Mahkemesi Tarihi : 02.09.2008 Numarası : Esas No: 2008/689 Karar No: 2008/630 Davacı : Zehra Yorenç'e Velayeten Nurcan Yorenç Davalı : Hasımsız Dava Türü : Evlenmeye İzin Temyiz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 124/2. maddesi ile "Ancak, hakim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple onaltı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir." hükmü getirilmiştir. Evlenmesine izin verilmesi istenilen 13.07.1993 doğumlu Zehra Yorenç'in dava tarihinde onaltı yaşını doldurmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, yasal şartın oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken Türk Medeni Kanununun 124/2. maddesi hükmüne aykırı olarak evlenmeye izin verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi. 9.9.2009 |
24-10-2009, 15:08 | #12 |
|
böyle bir evlilik TMK'ya göre geçersizdir arkadaşım... 17 yaşın altındakiler evlenemez. ancak çok mühim bi olay karşısında hakim 16 yaşında evliliğe müsade edebilir. yeni TMK(2001) ya göre 15 yaşında evlilik mümkün değildir. eski TMK'da durum daha farklıydı tabi..
|
24-11-2014, 13:32 | #13 |
|
Ancak bu görüşler neticesinde mk m153-2 yi nasıl yorumlayacağız?
(TMK m153-2: Bu suretle evlenen kimse sonradan onsekiz yaĢını doldurmak suretiyle ergin olur, kısıtlı olmaktan çıkar veya karı gebe kalırsa evlenmenin iptaline karar verilemez.) |
05-12-2014, 12:05 | #14 |
|
Butlan sebepleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun m. 27/1 hükmünde şöyle sayılmıştır:
“Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür”. Somut olayda olduğu gibi geçersizlik hukuki işlemin tamamını ilgilendiriyor , içeriğini bütünüyle geçersiz kılıyorsa tam butlan söz konusu olacaktır. 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun m.27/1 hükmünde sayılan haller tam butlana yol açmakta olup, bu tür hukuki işlemler bütünüyle geçersizdir. Batıl işlem iflah olmaz kuralı vardır. Bu nedenle batıl bir sözleşmenin düzeltilmesi imkânı bulunmamaktadır, taraflar batıl sözleşmeyi geçerli kılmak için ikinci bir sözleşme yapamazlar. Bu durumun tek istisnası butlanın ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması kabuledilmesidir, aksi halde aradan uzun zaman geçse de hükümsüz sözleşme kendiliğinden geçerli hale gelmeyecektir. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
evlilikte butlan | iklim | Meslektaşların Soruları | 3 | 08-04-2008 11:44 |
aile hukukundaki butlan ile borclar hukukundaki butlan arasindaki farklar | brkmnks | Hukuk Soruları Arşivi | 0 | 09-01-2007 01:06 |
Film gibi butlan davası, miras ve tazminat | Av. Ali Aksoy | Meslektaşların Soruları | 8 | 28-11-2006 23:19 |
Nispi Butlana dayalı Evliliğin İptali | ZERYA | Meslektaşların Soruları | 3 | 30-10-2006 10:50 |
Nispi Karar Harcı | o.balci | Meslektaşların Soruları | 4 | 20-02-2004 10:53 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |