Kesin Hüküm - İlamin İcraya Konulmaması

Merhaba, soru basit olabilir ama şu an için ben bir cevap bulamadım

Bir alacak davası neticesinde, dava alacaklı lehine sonuçlanıyor. Anılan karar kesinleşiyor. Alacaklı kesinleşen bu kararı 10 yıllık süre içersinde icraya koymuyor.

Burada alacaklı, kararın kesinleşmesinden itibaren 10 yılllık süre geçtikten sonra yeniden alacak davası açamaz mı? Yoksa; alacağın var olduğu bir daha önce bir mahkeme kararıyla elde edildiğinden ve ilam 10 yıllık süre içersinde icraya konulmadığından, eski karar yeni dava için kesin hüküm mü oluşturur ?

Sayın meslektaşım. Anlattığımız olayda ortada bir kesin hüküm var ama artık bu hükmün icra kabiliyeti yok. Müvekkilinizin artık alacağını alamayacağını düşünüyorum.

Daha önceki karar bir menfi tespit davası veya tapu iptali ve tescil davası olsa, bu kararın aynı hususla ilgili kesin hüküm oluşturacağı tartışmasız. Ancak ortada bir alacak davası var, dava alacaklı lehine sonuçlanıyor ancak icraya konulmuyor. 10 yıl geçtikten sonra da icraya konulamıyor. Dolayısıyla ortada icraya konulabilecek bir karar yok.

Alıntı: Yazan alperyildirim Daha önceki karar bir menfi tespit davası veya tapu iptali ve tescil davası olsa, bu kararın aynı hususla ilgili kesin hüküm oluşturacağı tartışmasız. Ancak ortada bir alacak davası var, dava alacaklı lehine sonuçlanıyor ancak icraya konulmuyor. 10 yıl geçtikten sonra da icraya konulamıyor. Dolayısıyla ortada icraya konulabilecek bir karar yok.

Tarafları ve konusu aynı değil mi?

Alıntı: Yazan alperyildirim Merhaba, soru basit olabilir ama şu an için ben bir cevap bulamadım Bir alacak davası neticesinde, dava alacaklı lehine sonuçlanıyor. Anılan karar kesinleşiyor. Alacaklı kesinleşen bu kararı 10 yıllık süre içersinde icraya koymuyor. Burada alacaklı, kararın kesinleşmesinden itibaren 10 yılllık süre geçtikten sonra yeniden alacak davası açamaz mı? Yoksa; alacağın var olduğu bir daha önce bir mahkeme kararıyla elde edildiğinden ve ilam 10 yıllık süre içersinde icraya konulmadığından, eski karar yeni dava için kesin hüküm mü oluşturur ?

Yeni dava HMK.114/i "kesin hüküm" engeline takılır.

İlk davada alınan hüküm icraya konulmamış ve bu alacağın şu an itibariyle icraya konu edilebilme imkanı yoktur. Ancak ortada hala bir alacak vardır.

Örneğin menfi tespit davalarında davacı lehine verilen kesinleşmiş hükümler, daha sonra aynı alacak iddiasına ilişkin yeni bir dava açılmasına engel oluşturacaktır. Çünkü menfi tespit davasında borçlunun borçlu olmadığı kesin olarak ispatlanmış ve artık alacaklı iddia etmiş olduğu alacakla ilgili olarak sonsuza kadar takip ve dava hakkını yitirmiştir.

Ancak mevcut durumda, alacak talebimiz mahkeme kararıyla hüküm altına alınmış ancak bu alacak icraya konulmayarak tahsil edilmemiştir. Acaba burada; mahkeme kararıyla hüküm altına alınan fakat icraya konulmayan ve bu arada da zamanaşımına uğrayan bir alacak tamamen ortadan kalktı diyebilir miyiz?
Burada alacak ortadan kalmıyor sadece alacağa konu ilam zamanaşımına uğradığı için o alacakla ilgili ilamlı icra hakkı ortadan kalkıyor değil mi?
Sırf ilam zamanaşımına uğradığı diye alacaklıya senin alacağın ortadan kalktı dememiz hakkaniyete aykırı geliyor.

Alacak davasına konu ilamın 10 yıllık süre içersinde icraya konu edilmemesi artık o alacağın tamamen ortadan kalktığı anlamına mı gelir?

Bildiğim kadarı ile zamanaşımına uğramış borç eksik borç niteliğini taşıyor. Yani borçlu ister öder, ister ödemez
Ben de değerli üstatlarım ile aynı fikirdeyim yeni dava açamazsınız. Kesin hüküm nedeniyle davanız reddedilir.
İcra takibine koyabilirsiniz ancak zamanaşımı itirazı ile alacağınızı tahsil edemezsiniz.

Alıntı: Burada alacaklı, kararın kesinleşmesinden itibaren 10 yılllık süre geçtikten sonra yeniden alacak davası açamaz mı?

Bu mümkün olsaydı, zamanaşımıyla ilgili hükmün anlamı ne olurdu? Anlamsız olurdu...

Alıntı: zamanaşımına uğrayan bir alacak tamamen ortadan kalktı diyebilir miyiz?

Ortadan kalkan borç değil de borçlunun borç baskısıyla yaşamasıdır. Ancak; borçlu zamanaşımı gibi kavramlardan habersizse, borcu öderse alacağı tahsil edebilirsiniz. Ödedikten sonra zamanaşımı definde de bulunamaz.

[quote=Zeytinn]Bu mümkün olsaydı, zamanaşımıyla ilgili hükmün anlamı ne olurdu? Anlamsız olurdu...quote]

ilamın zamanaşımına uğraması sadece o mahkeme kararının ilamlı icraya konu edilmesinin mümkün olmaması anlamına gelemez mi ? Ben burada bir alacağın 10 yıllık zamanaşımından bahsetmiyorum. Sadece ilamın takibe konulmasındaki 10 yıllık sürenin geçmesinden bahsediyorum. Tabiki alacağın varlığına ilişkin genel zamanşımı dolmuş ise pek tabidir ki o alacak ile ilgili tekrardan bir dava başlatamayız. Ben mi fazla zorlayıcı yorum yapıyorum

Alıntı: Yazan alperyildirim Ben mi fazla zorlayıcı yorum yapıyorum

Alıntı: Yazan alperyildirim ilamın zamanaşımına uğraması sadece o mahkeme kararının ilamlı icraya konu edilmesinin mümkün olmaması anlamına gelemez mi ? Ben burada bir alacağın 10 yıllık zamanaşımından bahsetmiyorum. Sadece ilamın takibe konulmasındaki 10 yıllık sürenin geçmesinden bahsediyorum. Tabiki alacağın varlığına ilişkin genel zamanşımı dolmuş ise pek tabidir ki o alacak ile ilgili tekrardan bir dava başlatamayız. Ben mi fazla zorlayıcı yorum yapıyorum

Zamanaşımı-ilam bağlantısı:

IV- MÜRURUZAMANIN KAT'I

1- KAT'I SEBEPLERİ

BK m.133: "Aşağıdaki hallerde müruru zaman katedilmiş olur:

...2 - Alacaklı dâva veya defi zımnında mahkemeye veya hakeme müracaatla veya icrai takibat yahut iflâs masasına müdahale ile hakkını talep eylediği halde."

3- YENİ MÜDDETİN MEBDEİ

a) İKRAR VE HÜKÜM HALİNDE

BK m.135: "Müruru zaman katedilmiş olunca katıdan itibaren yeni bir müddet cereyan etmeğe başlar.

Borç bir senette ikrar edilmiş veya bir hüküm ile sabit olunmuş ise yeni müddet daima on senedir."

Dava açılmış, zamanaşımı kat'edilmiş, karar verilmiş ve karar kesinleşmiş ve kesinleşmeden itibaren 10 senelik yeni müddet başlamış, 10 sene bitince zamanaşımı süresi dolmuş

Saygılar...