Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Microsoft ile Alcatel-Lucent arasındaki MP3 davası

Yanıt
Old 26-02-2007, 10:54   #1
Hekimbaşı

 
Varsayılan Microsoft ile Alcatel-Lucent arasındaki MP3 davası

23 Şubat The New York Times' dan Saul Hansel'in makalesinden bir özet:

"
1. Yaklaşık 20 yıl kadar önce Bell Labs tarafından alınmış MP3 altyapısına ilişkin patentlerin Windows Media Player' da izinsiz kullanılmasıyla ilgili, San Diego Federal Bölge Mahkemesi' ndeki jürili duruşmada MS, Alcatel-Lucent' a 1.52 milyar $ ödemeye mahkum edildi ve temyize gidecek
2. Bell Labs, patent başvurularından sonra Fransa' daki Thomson & Bell Labs adlı şirketi kanalıyla Fraunhofer adlı bir Alman araştırma entitüsü beraberinde MP3 ü geliştirmek üzere çalışmış, sonra Lucent' a ve son olarak da Alcatel' e geçmiş, ama MP3 ü çalışır ürün haline Fraunhofer getirmiş
3. Apple gibi birçok firma MP3 ü Fraunhofer' dan satın alarak kullanmış, MS de bunlar arasında
4. Alcatel-Lucent aslında davayı Dell ve Gateway diye 2 bilgisayar üreticisi için açmış; MS ise onların işletim sistemi sağlayıcısı olarak müdahil olmuş ve suçlamayı üstlenmiş; bunu müşterilerini her konuda kendilerine güvenebileceklerine inandırmak için yapmış
5. MS, cezayı çok orantısız bulduğunu, çünkü söz konusu iki patent dahil, konuyla ilgili bütün patentler için Fraunhofer' a 16 milyon $ ödediklerini söyledi, ayrıca tutarın 2003 yılından bu yana satılan 10.000 den fazla özelliğe sahip işletim sistemlerinde kullanılan 2 patentin sağladıkları tek özellik oluşundan hareketle değil, tüm bilgisayarların değeri üzerinden % 0.5 olarak hesaplanışına itiraz etti
6. Alcatel-Lucent ise söz konusu iki patent olmadan sonradan Fraunhofer tarafından alınmış diğer patentlerin bir işe yaramayacağından bahisle, şirketlerinin fikri mülkiyetlerine sonuna kadar sahip çıkmak durumunda olduklarını, şirketlerin mal varlıklarının en önemli kısmını bunların oluşturduğunu söyledi
7. Jüri, Alcatel-Lucent' in bir tanesi hariç tüm savlarını kabul etti, kabul etmediği tek sav, kullanımın bilerek, kötü niyetle yapıldığı idi; bunu da kabul etse, MS in cezası 3 katına çıkacaktı
8. Bundan önceki en büyük patent davasında Polaroid, Kodak' tan 909 milyon $ almış ve anında fotoğraflama teknolojisini kullanan makinelerini 1990 yılında pazardan çektirmişti
"
Yazıda başka şeyler de ele alınmış, ancak davayla doğrudan ilgili kısım bu kadar.

Buradaki konu; ürün haline getirilmiş bir teknolojinin tümü için kullanım izni alındığında, onun içinde yer alan, tek başına hiç başka işe yaramayan ve son lisansörün sınırsız kullanım hakkına sahip olduğu alt patentleri de kapsayıp kapsamadığı.

Bell Labs MP3 ile ilgili bir geliştirme yapmamış, patentleri alırken bu kullanım amacına hiç değinmemiş ve sonradan da MP3 ile ilgili kendi başına bir çalışmada bulunarak bir ürün çıkartmamış. 20 yıl önce almış olduğu patentin kullanılmış olabileceğini düşünmesi beklenirken, herkesin MP3 lisanslarını Fraunhofer' dan aldığını da gördüğü, bildiği halde, bir süre girişimde bulunmamış. Girişimini, MS' in ona karşı çeşitli iletişim patentlerini izinsiz kullandığı gerekçesiyle davalar açmasından sonra yapmış.

Aslında görünüşe göre MS tuzağa düşmüş. Ama birçokları bu kararın temyizden dönmemesi halinde geriye dönük patent avcılığına kapı açılmış olacağını düşünüyor. Şöyle bir soru soruluyor: 'Bu durumda, aklına gelen düşünceyi bir peçeteye yazan herkesle mahkemede hesaplaşmamız mı gerekecek? Bir ürün için lisans alırken, içinde ürüne dönüşmemiş olsa da yer almış olan her fikir sahibinin peşine mi düşmemiz gerekiyor? O zaman hiçkimseden lisans alamaz hale gelmez miyiz?'

Bu kararı, yazılım ve süreç patentleri verilmesine karşı bir sav olarak kullanmaya hazırlananlar var. Ama bundan en büyük zararı MS göreceği için, MS in desteği olmaksızın bu süreçte değiiklik yapılması beklenmiyor.

GÖRÜŞÜM
Bir patentin 3 yıl içinde kullanılması şartı var. Bell' in de patentlerini Fraunhofer kanalıyla bir yerlerde kullanıldığını göstermiş olması gerekiyor, yoksa hakkı düşerdi. Bu kullanımın ille de tek başına ticari ürün halinde olması gerekmiyor, bir başkasına lisanslanması kullanımın kanıtı zaten. Kullanan Fraunhofer, lisanslayan Bell. Henüz tutanaklar yayınlanmadığı için tam olarak bilinemez; ancak, sanırım Fraunhofer' ın MP3 ü bir ürün olarak ortaya çıkartması bu 3 yıl içinde değil. Dolayısıyla kullanım şartının yerine getirildiğinin izlenebilmesi için neler yapılabileceğini iyi düşünmek gerekiyor. Bu işi patent ofisi yapabilir mi, onu da düşünmek gerek.

Tartışılması gereken konulardan biri, kullanım koşulunun yerine getirilmesi açısından lisanslamanın yeterli sayılıp sayılmayacağı. Ama saymadığımız durumda, patentlerin büyük çoğunluğu düşmek durumunda kalır, bu da patentlememenin daha avantajlı görüleceği bir ortam yaratır; çünkü patentlemezseniz gizli tutmak daha kolaydır. Patentlemekten kaçınılması, bilginin paylaşımı ve teknolojinin gelişimine engel olacaktır. O halde, kullanım koşulunun süresini uzatmayı düşünmek daha mı akılcı olur acaba?

Ayrıca, bir ürünün içerisinde yüzlerce, binlerce patent kullanılmış olabilir; bunların hepsinin son lisans kullanıcısı tarafından bilinmesi mümkün olabilir mi? Son lisansör, ürünün kapsadığı lisanslar için de lisans vermiş olmuyor mu?

Yazılım ve süreç patentlerine karşı çıkanların gerekçelerinden birini kabul edip kendi başına ürün haline gelmeyecek şeylere patent verilmesin dersek, buluş hakkını hiçe saymış olmaz mıyız? (Bu sorun TC ve AB için şu anda yok, çünkü zaten verilmiyor)

Günlük fikir cimnastiğinize katkıda bulunmak istedim.

Saygılarımla,
Old 26-02-2007, 13:51   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Konuyu buraya taşıdığınız teşekkür ederiz. Ancak, yazılanları okuduğumuzda bir yerlerde eksiklik var diye düşünmek zorunda kalıyoruz. Net olarak anlaşılamamış olsa bile tahmin yürütüyorum:


Acaba şöyle midir? : MP3 yazılımını bulan ve patentini alan kişi ya da şirket MP3 cihazını üreten çeşitli markalara lisans vermiş olmalıdır ki MP3 cihazları satılmaktadır. Bu durum patentin kullanıldığına açık delildir ve kullanmama diye bir şey söz konusu olmamalıdır.

Media player bildiğim kadarıyla sadece MP3 formatında değil, çok değişik formatlardaki müzik yazılımlarının da dinelenebildiği bir programdır. Media player mp3 yazılımlarını da bilgisayar ortamında çalabilen bir yazılım olmakla, bir yazılımın işlenerek bir başka bağımsız yazılım kanalıyla kullanılması şeklinde değerlendirilebilir. Bu anlamda pek tabidir ki mp3 yazılımını işleyebilmek için lisans alması gerekir diye düşünüyorum. Ancak bilgisayar yazılım programları hakkında teknik bilgim olmadığından yanılıyor olabilirim.

Sizden ricamız tabi ki mümkünse, olayı anlayabileceğimiz detaylarla buraya aktarmanızdır. Çünkü görüldüğü kadarıyla okuduklarımız değerlendirme yapabilmek için çok yetersiz veri içeriyor.

Saygılarımızla.
Old 26-02-2007, 16:31   #3
Hekimbaşı

 
Varsayılan

Sn.Dikici,

MP3 tek bir buluşa dayanmamaktadır. Bir dizi, birbirini kullanım amacı açısından tamamlayan buluşa dayanmaktadır (Bu, işe katışan buluşların başka amaçla veya başka ürün içerisinde kullanılmalarına engel oluşturmaz). Son, kullanılabilir olan, hepimizin MP3 diye bildiğimiz ürünü ise Fraunhofer ortaya çıkartmıştır. MP3 ün kullanılmış olması, içinde barındırdığı buluşların kullanımını kanıtlar; ancak davadaki konu, daha önce elde edilmiş ve Fraunhofer' ın ürün haline getirmesinden önceki patentlere ilişkindir. Onların kanıtı, Fraunhofer' ın onların lisanslarını almış olmasından ibarettir.

MP3 ü bulan yoktur, bu kullanım olanağını yaratan bir şirket (Fraunhofer) ve onu mümkün kılan çeşitli buluşlar (bir kısmı Bell e ait) vardır. Bell, Fraunhofer' a lisans vermiş, o MP3 ü olanaklı kılmış, MS de MP3 ü ondan satın almıştır.

MP3 veya onu kullanan cihazlar, bu arada bilgisayarlar (herşeyi kullanabilir, yapabilir olma nitelikleriyle) bu teknolojiyi 'bir bütün olarak' kullanmaktadırlar. İçerdikleri yetenekleri birbirinden ayrı olarak (en azından şu aşamada) düşünmek mümkün değildir. En açık anlamıyla, şöyle denebilir: 8, 12, 16, 24, 32 ... 64 bitlik digitalizasyon sonucu elde edilmiş verileri kaydetmek ve onları her türlü analog sistemde ses haline çevirerek çalmak olanağı MP3 ile mümkün olmuştur.

Bir örnek verirsem, daha kolaylaşacak: örneğin, elinizdeki cihazın yazılımı sadece 12 bit digitalizasyon sonucu elde edilmiş verileri sese dönüştürebiliyor, 16 veya 32 bit digitalizasyondan gelen verileri çalamıyorsa, MP3 teknolojisi onda kesinlikle yoktur. Öte yandan, bunu yapabilse bile, 8 bit verilerini çalamıyorsa, aynı kapıya çıkar.

MP3, ses verisini öyle ayırdeder ve sınıflar ki, veriyi elde eden girdi aygıtları ne hassasiyette olursa olsun, kaydedildiği duyarlılıkta yeniden sese dönüştürebilir. Buna ilave olarak, onları öyle işleyip saklar ve geri çağırır ki, hacim olarak en az yer tutarlar. Bununla da yetinmez, herhangibir duyarlılıkta kaydedilmiş verileri kaydedildiği veya onun altındaki herhangibir duyarlılıktaymış gibi çalabilir.

Belki de en son özellik, en çarpıcısıdır. Bu özellik şöyle bir avantaj sağlar: sesi nasıl kaydederseniz kaydedin, çalarken bunu dert etmek zorunda kalmazsınız.

Umarım yeterli olmuştur.

Saygılarımla,
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Eşler arasındaki mal davasına - katkı payı tazminat davası - harç Avukat Kamer Akgül Meslektaşların Soruları 14 04-10-2010 14:46
Tck 188 ile 191 arasındaki fark cesur_yürek Meslektaşların Soruları 9 04-11-2009 22:19
Kişisel Bilgileriniz ve Microsoft academy25 Teknoloji ve Bilgisayar 5 01-02-2007 11:31
Microsoft merakla beklenilen yeni işletim sistemini tanıttı. nigartp Teknoloji ve Bilgisayar 1 06-12-2006 19:11
öğrencilerle baro arasındaki bağ ne olabilir ibrahimkovanci Hukuk Lisans Eğitimi 5 02-09-2006 16:49


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04321003 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.