Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

teminat senedi yemin

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-04-2010, 13:42   #1
pathem

 
İnceleme teminat senedi yemin

İyi çalışmalar...Müvekkil şirket kuyu sondajı yapıyor ve davalıyla buna ilişkin hususlar sözleşmede kararlaştırılarak imzalanıyor. Müvekkil şirket edimlerini yerine getirerek işi tamamlıyor ancak kararlaştırılan bedelin tamamı ödenmediğinden alacak davası açıyor. Ancak asıl mesele şu ki; müvekkil şirket alınan avansa karşlılık davalıya teminat senedi veriyor ve açılan alacak davasında iş bu senedin iadesi de talep ediliyor. Dava açıldıktan hemen sonra iş bu senedi ciro alan üçüncü şahıs icra takibine girişiyor. Bu senedin teminat olarak verildiğine ilişkin ayrı bir belge düzenlenmediği gibi senette teminat senedi olduğuna ilişkin bir ibare yok. O senedin o sözleşmeye ilişkin teminat olarak verildiğine dair tek kanıt sözleşmede geçen "alınan avansa karşılık .... bedelli teminat senedi verilmiş olup işin bitiminde iadesi gerekir." ibaresi...Yani senedin sözleşmeye ilişkin olduğunu gösteren tek şey bedel. Borca itirazda üçüncü kişininin iyiniyetli olduğundan bahisle itiraz reddediliyor ve müvekkil borcu haksız bir şekilde ödüyor. Açılan ve teminat senedinin iadesi talep edilen davada ödenen meblağın iadesi talep edilerek davalı tarafa senedin başkaca bir hukuki ilişkiye dayandırılıp dayandırılmadığı soruluyor ve davalı yan borç vermiştim diyor, yemin teklif edliliyor ve yemin ediyor. Bu aşamada yapılacak bir şey kalmadığı kanısındayım ama teyit etmek istedim. Yorumlarınızı bekliyorum. Saygılar...Ayrıca yapılan iş kuyu sondajı ve su temin edilemediğinden bahisle menfaat sağlanamadığı gerekçesiyle savunma yapılıyor. Sözleşmede böyle bir taahhüt yok. Bu konuyla ilgili yargıtay kararı varmı?
Old 29-04-2010, 14:36   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Kambiyo senetleri ile ilgili bedelsizlik defi senet lehtarına karşı ileri sürülebilecek bir defidir. Senedi ciro yoluyla devralanlara karşı ileri sürülebilmesi için devralan hamilin senedi devralırken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması gerekir. Bu hususu ispat edemez iseniz cirantaya ödeme yapmak zorunda kalırsınız ki nitekim öyle de olmuş.
HUMK’un 290. maddesine göre, senede karşı defi olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemlerin yazılı belge ile ispatı gerekmektedir.

Somut olayda , davaya konu bononun teminat olarak verildiğini hususu sözleşmede yazılıdır. Siz senedin teminat senedi olduğunu ispat etmiş durumdasınız. Ayrıca işi bitirip teslim ettiğinizi de ispat etmiş iseniz senet bedelsiz kalmış olup, üçüncü kişiye ödenen miktarın davalıdan istirdatı gerekir.
Su çıkmasını garanti etmemiş iseniz bu iş bedeline hak kazanmanıza engel değildir.
KOLAY GELSİN
Old 29-04-2010, 14:40   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/8255
Karar: 2006/2476
Karar Tarihi: 13.03.2006

MENFİ TESPİT DAVASI - TAKİBİN HAKSIZ VE KÖTÜNİYETLİ OLMASI HALİNDE TAZMİNATA HÜKMEDİLMESİ GEREĞİ

ÖZET : Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa ve borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın da alacaklıdan tahsili için tazminata karar verilir.

(2004 S. K. m. 72/5)

Dava: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacılar vekili, müvekkilinin davalıya kira sözleşmesinin teminatı olarak bono verdiğini, kira sözleşmesinden kaynaklanan herhangi bir borç bulunmadığını belirterek müvekkillerinin borçlu olmadığının tespiti ile % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, davalının akde aykırılık nedeniyle teminat senedini takibe koymasını haklı gösterecek bir sebep bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının borçlu olmadığının tespitine, % 40 tazminata karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,

2- İİK.nun 72/5 nci maddesi gereğince dava borçlu lehine hükme bağlanır ve borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın da alacaklıdan tahsili için tazminata karar verilir. Somut olayın özelliğine göre, davalının icra takibinde haksız olmakla birlikte kötüniyetli sayılamayacağı gözetilmeden, tazminatla sorumlu tutulmasında isabet görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda ( 1 ) no.lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) no.lu bentte açıklanan nedenle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 13.03.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)



Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 29-04-2010, 14:40   #4
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/12377
Karar: 2005/14458
Karar Tarihi: 03.10.2005

MENFİ TESPİT DAVASI - TEMİNAT SENETLERİNİN MUVAZZALI OLARAK DEVRİ - İCRA TAKİPLERİNİN BASKISI ALTINDA DÜZENLENEN PROTOKOLÜN DAVACIYI BAĞLAMAYACAĞI - SENETLERİN TEMİNAT SENEDİ OLARAK DÜZENLENDİĞİ

ÖZET: Mahkemece hükme esas alınan belgenin icra baskısı sonucu düzenlenmesi sonucu davacıyı bağlamayacağının ve senetlerin teminat senedi olarak düzenlendiğinin kabulü zorunludur. Davacı sözleşmedeki edimlerini de yerine getirdiğine göre teminat senetlerinin de herhangi bir hükmü bulunmamaktadır.


(2004 S. K. m. 72)

Dava: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat Ergin Özçakmak gelmiş, diğer taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: Davacı, inşa ettiği binadaki 5 adet daire ile iki adet dükkanı davalıya satıp parasını peşin aldığını, binanın tamamlanması karşılığında teminat olarak davalıya tarihsiz ve her biri 30.000.000.000 TL bedelli iki adet senet verdiğini, binanın tamamlanmasından sonra davalının muvafakati ile tüm binayı dava dışı kuruluşa sattığını, davalı adına satılan dairelerin parasını davalıya ödediğini, iki adet dükkanın da devrini davalıya verdiğini, ancak davalının teminat senetlerini kaybolduğu gerekçesiyle iade etmediğini, protokolle bu senetlerin hükümsüz sayıldığını ancak davalının üç yıl sonra teminat senetlerini dava dışı Rezzan Çepni vasıtasıyla icraya koydurduğunu, haciz konulan taşınmazların satışa çıkarıldığını, bu baskılar altında davalıya bir daire, bir dükkan ve 5.000.000.000 TL bedelli çek vererek fesih ve takibin ibrası konusunda anlaştıklarını ve bu nedenle Rezzan Çepni ile 27.12.2002 tarihli protokol düzenlendiğini, ancak Rezzan'ın icra takibine devam ettiğini, gerçekte hiçbir borcu bulunmadığı halde icra baskısı sonucu davalıya daire ve çek verdiğini ileri sürerek 2002/8227 sayılı icra takibine konu senetler nedeniyle ve icra baskısı altında verilen bu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini, fazlası saklı kalmak üzere davalıya verilen dairenin bedeli ve açılan icra takibi nedeniyle yapılan masraf olmak üzere 31.000.000.000 TL'nin istirdadını istemiştir.

Davalı, 27.12.2002 tarihli protokolle uyuşmazlığın sonuçlandığını, protokolün icra baskısı sonucu düzenlenmediğini, belirterek davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 27.12.2002 tarihli protokolle sona erdirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dosya içinde bulunan bilgi ve belgelerden davacının inşa ettiği binadaki 5 adet daire ve iki adet işyerini devalıya 30.10.1999 tarihli belge ile sattığı ve bedelini peşin aldığı, dairelerin bulunduğu binanın akabinde davalının da muvafakati ile dava dışı kuruluşa satıldığı ve davalıya ait dairelerin satış bedelinin davalıya ödendiğini ve davacının satışa konu iki adet işyerini de davalıya devrettiği anlaşılmakta olup bu husus ihtilafsızdır. Öte yandan davacının yaptığı daire ve işyerlerine karşılık davalıya iki adet toplam 60.000.000.000 TL bedelli senet verdiği ve senetlerin teminat senedi niteliğinde bulunduğu 16.12.1999 tarihli davacı ve davalı vekilince imzalanan protokolle anlaşılmaktadır. Ne var ki bu senetlerin muvazaalı olarak Rezzan Çepni'ye devredildiği 10.06.2002 tarihli Rezzan Çepni tarafından imzalanan belge ile belirlenmiştir. Davalı, aralarındaki anlaşmazlığın 27.12.2002 tarihli protokolle çözümlendiğini savunmuş ve bu husus mahkemece de kabul edilmiş ise de, hemen belirtmek gerekir ki Rezzan Çepni tarafından 10.06.2002 ve 13.06.2002 tarihlerinde yapılan teminat bonosu niteliği taşıyan senetler dayanak oluşturan icra takibinin devamı esnasında ve icra takiplerinin baskısı altında düzenlenen protokolün davacıyı bağladığının kabulü mümkün değildir. Öte yandan bizzat davalı tarafından 27.12.2002 tarihli protokol sonrasında düzenlenen 07.01.2003 tarihli belgede de icra takiplerine konu olan senetlerin Rezzan Çepni'ye danışıklı olarak ciro edildiği de kabul edilmiştir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, mahkemece hükme esas alınan 27.12.2002 tarihli belgenin icra baskısı sonucu düzenlenmesi sonucu davacıyı bağlamayacağının ve senetlerin teminat senedi olarak düzenlendiğinin kabulü zorunludur. Davacı 30.10.1999 tarihli sözleşmedeki edimlerini de yerine getirdiğine göre teminat senetlerinin de herhangi bir hükmü bulunmamaktadır. Bu itibarla davacının teminat senetleri dayanak yapılarak aleyhine yapılan icra takibi sonucu yaptığı ödemeleri davalıdan isteme hakkı bulunmaktadır. Ne var ki davacının dava dilekçesindeki talepleri yeterince açık değildir. Mahkemece değinilen bu yönler gözetilerek davacıya dava dilekçesindeki talepleri açıklattırılmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 400 YTL. duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 03.10.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 30-04-2010, 12:34   #5
pathem

 
Varsayılan

Yanıtınız için teşekkür ederim sayın meslektaşım ama duruşma dışında bu konuyu hakimle görüştüğümde senedin teminat senedi olarak nitelendirilmesi için teminat senedi olduğuna ilişkin ayrıca belge bulunması, müvekkilin basiretli tacir gibi davranması gerektiğini söyledi ve bu sebeple karşı tarafa yemin teklif ettim. Karşı taraf icraya konulan senedin müvekkile dava dışında verdiği borca karşılık olduğunu söyledi ve yemin etti. Bu sebeple yolların tıkandığı kanısındayım. Doğrumu düşünüyorum?
Old 30-04-2010, 16:28   #6
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/1114
Karar: 2005/4958
Karar Tarihi: 28.03.2005

YEMİN TEKLİFİ - İSPATLANMIŞ HUSULARDA YEMİN TEKLİF EDİLEMEMESİ

ÖZET : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle ispatlanmış hususlarda yemin teklif edilemeyeceğinden, yöneltilen yeminin yerine getirilmesi sonuç doğurmaz.

(1086 S. K. m. 353, 354)

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle ispatlanmış hususlarda yemin teklif edilemeyeceğinden, yöneltilen yeminin yerine getirilmesi sonuç doğurmadığından, davacının aşağıdaki bentler kapsamı dışındaki temyiz itirazları yersizdir.

2-Davalının 27.3.2001 tarihli tespitteki beyanı ve evde yapılan eşyaların tespiti sonucunda, aşağıda sayılan;

"Yatak, yorgan, döşek 1 takım, battaniye 3 adet, kırlent 6 adet, küstüm yastık 6 adet, fiskos 1 adet, halı 3 adet, karyola örtüsü 1 adet, pardesü 1 adet, elektrik süpürgesi 1 adet, çerçeveli ayna 1 adet, el işlemesi 5 takım, paspas 2 adet, oyasız yemeni 26 adet, oya 25 adet, büyük yastık 1 adet, emsan tencere 5 adet, çelik tencere 1 adet, yorgan 1 adet, nakışlı terlik 1 çift, yastık takımı nakışlı 20 adet, çiçek saksılı 4 adet, duvar saati 1 adet, tepsi çinko, alüminyum 2 adet, ceviz sandık 1 adet"

Eşyaların davacıya ait olup bu eşyalar yönünden davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde davanın reddi usul ve yasaya uygun değildir.

3-Ziynetler yönünden temyize gelince; davacı tanığı Belgüzar'ın beyanı ve davalının tespitteki beyanı dikkate alınarak 7 tane çeyrek altın, 6 adet Cumhuriyet altını ve 2 adet bilezik yönünden davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Hükmün 1. bentte gösterilen nedenlerle ONANMASINA, 2.ve 3. bentte yazılı gerekçelerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.03.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)



Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 30-04-2010, 19:39   #7
M. Emre Bulut

 
Varsayılan

Meslektaşım anladığım kadarıyla Mahkemece "takip konusu bono" ile sözleşmedeki "teminat bonosu" arasında hukuki ilişki kurulamamış. Bu hukuki bağı sizin kurmanız gerkiyor. Şu durumda karşı taraf borca istinadendir demekle ve yemin etmekle sizin "o bono teminattır" iddianızı bertaraf etmişler. Ancak karşı tarafın sözleşmede kendilerine verilen teminat bonosunu Mahkemeye sunması konusunda ısrarcı olabilirsiniz. Bono vadeleri sözleşmede belli değil ise de karşı tarafta müvekkilinizin imzasını içerir bir bono bulunması gerekmektedir, sözleşme bu yönde.. Size iade etmişlerse de bunu ispatlamalıdırlar. Bu talebiniz Mahkemece olumlu karşılanır ve araştırmasına girilirse sonuç elde edilebilir diye düşünüyorum.

Saygılarımla,
Old 03-05-2010, 10:37   #8
pathem

 
Varsayılan

Evet Emre bey tespitiniz çok doğru. Sözleşmede bahsi geçen bono ile takibe konu bono arasında ilişki kurulamadı, biz aksini iddia etsekte karşı tarafın yeminiyle Mahkemeyi inandıramadığımız kanısındayım. Ancak yemini yalnızca takip konusu bononun teminat bonosu olmadığı yönünde, yani dediğiniz gibi öyle olsa dahi sözleşmede " alınan avansa karşılık ...bedelli teminat senedi verilecektir" ifadesinden dolayı senedin iadesini talep ediyoruz ama karşı taraf sözleşme doğrultusunda senet verilmediğini iddia ediyor. Bu sözleşmeye aykırılıkmıdır, iddiamı nasıl ispatlayabilirim?
Old 03-05-2010, 20:50   #9
M. Emre Bulut

 
Varsayılan

Sözleşme lafzından teminat senedinin imza anında teslim edildiği anlaşılıyor ise kanaatimce siz iddianızı ispat etmiş konuma geçmişsiniz. Davalı taraf teminat senedini almadığını veya iade ettiğini ispatlamalı. Bu durumda ispat külfeti davalıya geçer. Yemin bilindiği üzere takdiri delildir. Siz sözleşme ile bononun teslim edildiğini ispatlamış iseniz davanız olumlu neticelenecektir.

Ama üstteki yazınızda geçen " alınan avansa karşılık ...bedelli teminat senedi verilecektir" ibaresi senedin teslim edildiğine delalet teşkil etmez diye düşünüyorum. Davalı tarafın dayandığı şey de bu olsa gerek ve ne yazık ki bu iddianızı da yazılı delille ispatlamanız gerekmekte diye düşüüyorum.

İyi çalışmalar diliyorum.
Old 04-05-2010, 13:57   #10
pathem

 
Varsayılan

Evet sayın meslektaşım. Senedin verildiğine ilişkin kanıtımız yok, yalnızca sözleşmede geçen...bedelli senet verilecektir ibaresi ve sözleşme tarafları arasında düzenlenmiş ancak sonrasında 3. şahsa ciro edilmiş aynı bedelli ve sözleşme dışında borç karşılığı verildiği iddia edilen senet...Sizinde ifade ettiğniz gibi iddiamızı kanıtlamamız güç...İlginize teşekkür ederim. Saygılar.
Old 04-05-2010, 14:37   #11
pathem

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım az önce müvekkilim iş bu dosya için karşı tarafla (evine haciz geleceğinden bahisle acil paraya ihtiyacı olduğundan)anlaştığını ve vekalet ücreti vs. talep edilmeyeceğine ilişkin belge imzaladığını söyledi.(ödemeyi bana kendi yapacakmış) Bu durumda ne yapabilirim, vekalet ücretimi yine de talep edeceğim ama masraflar vs. yönünden direnmelimiyim?Bu durumda vekalet ücretim nasıl belirlenecek?Feragat harcı söz konusu olacakmı?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
teminat senedi tahsindemirtas Meslektaşların Soruları 1 04-08-2009 13:30
teminat senedi,senette teminat ibarasinin yazılı olmaması av.aybeg Meslektaşların Soruları 7 24-02-2009 21:57
teminat senedi pathem Meslektaşların Soruları 6 25-11-2008 18:05
Teminat senedi üye21665 Meslektaşların Soruları 1 24-11-2008 14:53
teminat senedi atrocity Meslektaşların Soruları 7 17-01-2008 12:07


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03812408 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.