|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
21-07-2012, 10:31 | #1 |
|
Dekontun delil niteliği
Bir otomotiv firmasının satış müdürü ile yapılan görüşmeler neticesi 2 adet araba almaya karar veren müvekkil satış müdürünün hesabına banka havalesi yoluyla 130.000TL para gönderiyor.
Dekont açıklama kısmında bir açıklama yok. Paranın gönderildiği hesap satış müdürünün şahsi hesabı, otomotiv firmasının hesabı değil. ANCAK; hesaplar incelendiğinde kesin olarak ortaya çıkacak, bu şahsi hesabın, otomotiv firması hesabı olarak kullanıldığı... Zira bu bu hesaba yatan paralar sürekli firmaya aktarılıyor. Firma bu şekilde çalışıyor. Ortada herhangi bir alım satım sözleşmesi yok arabalarla ilgili. Para yatmasına rağmen arabalar ve para teslim edilmiyor. Bu dekonta dayanarak otomotiv firmasına da " İşverenin kusursuz sorumluluğu, sebepsiz zenginleşme, haksız fiil vs... " hükümlerine dayanarak alacak davası açabilir miyim, yoksa böyle açıklama olmayan bir dekont varsa satış müdürüne dahi dava açamam mı? Yani açsam bile kazanamam mı? Dekontun hukuki niteliğini açıklama yoksa ve varsa biliyorum ancak 130.000 TL nin heba olmaması için yapabileceğim bir şey varsa tecrübeli meslektaşlarımdan öğrenmek istiyorum. Not: Hesaplar incelendiğinde kesin olarak satış müdürü hesabının, şirket hesabı olarak kullanıldığı anlaşılacak. Ve firmanın kimseyle araba alım satım sözleşmesi yapmadığı da.... |
21-07-2012, 10:56 | #2 |
|
Sayın meslektaşım aşağıdaki linki incelemenizi tavsiye ederim.Konuya doğrudan temas eden bir yargıtay kararı mevcuttur. Yargıtay açıklamasız dekontları mevcut bir borcun ödenmesi olarak kabul etmekte ve ispat yükünü davacıya bırakmaktadır.Saygılarımla.
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=36619 |
21-07-2012, 11:38 | #3 |
|
Teşekkürler, söz konusu linki incelemiştim.
Buna göre dekont bu şekliyle yazılı delil başlangıcı dahi değil. Tanık dinletemiyorum. Karşı taraf elbette tanık dinletmeye rıza göstermez. Yemin deliline ise başvurmayacağım. Sözleşme olmadığını ve para transferlerini ispatlamam ise yine sonucu değiştirmiyor diye düşünüyorum. Zira hesapta başkaca pek çok para var, paralar iç içe geçmiş, gönderilen paranın bizim paramız olduğunu doğrudan ispatlamak mümkün değil. Kaldı ki para transferine dair çıktılar da yazılı delil sayılmıyor...Ama yanılıyor olduğumu, bunun işe yarayacağını düşünmek istiyorum. Bu konuda desteğe ihtiyacım var. |
21-07-2012, 12:43 | #4 |
|
Sebepsiz zenginleşme değil de firmaya satış sözleşmesine göre alınan araçların teslimini talep eden bir dava açmanız, sözleşmenin inkar edilmesi halinde ise müdürün hesabına yatan para bakımından ispat yükü tersine çevirip bir sonuç almanız mümkün olabilir mi aceba?
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas : 2010/14-222 Karar : 2010/234 Tarih : 28.04.2010 *TAPU İPTALİ VE TESCİL OLMAZSA TAZMİNAT DAVASI *DAVA DİLEKÇESİNDE VEYA HAKİM HUZURUNDA İKRAR *HARİCEN SATIN ALMA NEDENİYLE TAPU İPTALİ VE TESCİL *BAĞLANTISIZ BİLEŞİK İKRAR *HAVALE *TANIK DİNLENMESİ GEREKEN HALLER (1086 s. HUMK m. 236, 293, 429) (818 s. BK m. 457) Özet : Somut olayda davacı vekili, çekişmeli 3 parsel sayılı taşınmazdaki binada bulunan davacının kardeşi davalının paydaşı olduğu dükkana ait payın, sözlü satım sözleşmesi ile davalının teklifi üzerine haricen müvekkili tarafından satın alınıp hisse bedelinin 38.500 YTL olarak davalıya kızı vasıtasıyla gönderildiğini, ancak davalının tapu kaydını devre yanaşmadığını ileri sürerek; tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, olmazsa müvekkilinin ödediği bedelin tahsilini istemiştir. Somut olaya bakıldığında; davalı,davacının kendisine parayı gönderdiğini ( maddi vakıayı ) ikrar etmiş; ancak, bu paranın davacı tarafından ileri sürülen payın harici satışı karşılığı değil de başka bir nedenle ( yani önceki pay satışından kaynaklanan başka bir hukuki ilişkiden dolayı ) gönderildiğini savunmuş olması Hukuk Genel Kurulu görüşmeleri sırasında bağlantısız bileşik ikrar olarak nitelendirilmiş olup, burada ikrarın bölünebileceği, davalının davacı tarafından ödenen parayı başka bir nedenle aldığı savunmasını kanıtlaması gerektiği kanaatine varılmıştır. |
21-07-2012, 13:59 | #5 |
|
Çok teşekkürler bunu da araştıracağım.
Bu konudaki tecrübesizliğimden yola çıkarak bir soru sormak istiyorum. Dava açarken hem sebepsiz zenginleşme hem sözleşme hem kusursuzluk sorumluluk gibi ilkelere aynı anda dayanamaz mıyım? Bunlar iç içe geçmiş olamaz mı? İlla birini seçmem mi gerek? Bir de bu davada müdür ve şirket, zorunlu dava arkadaşı mıdır? |
06-08-2012, 20:38 | #6 |
|
Havaleyi yapan kişi, davacı olacak şahıs şirketi sahibin, kız kardeşi. Bu durumda kız kardeş de, şirket sahibi ile birlikte; ticaret mahkemesinde açılan davada davacı sıfatını taşıyabilir mi?
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
senedin delil niteliği | avgubse | Meslektaşların Soruları | 6 | 28-04-2009 18:03 |
ATM Makbuzlarının Delil Niteliği | detay82 | Meslektaşların Soruları | 5 | 24-04-2009 14:57 |
cep telefonu mesajının delil niteliği | -betül- | Meslektaşların Soruları | 11 | 16-06-2008 23:46 |
Suç Tutanaklarının Delil Niteliği | Av.ECANSU | Meslektaşların Soruları | 0 | 24-10-2007 16:28 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |