Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

garimenkul rehni

Yanıt
Old 04-11-2009, 22:18   #1
law in law

 
Varsayılan garimenkul rehni

Bir konuda bilgi sahibi olmayınca soruyu sormakta zorlaşıyor.
Şirket ortaklarından biri hissesini 3. şahsa devrediyor. a8bu devir nerde nasıl yapılmış ,yasaya uygun mu fikrim yok şimdilik araştırmaya da gerek görmedim ) Devir bedeli ödenmezse borçlu adına kayıtlı olan gayrimenkul alacaklıya devredilecek. Bunun yanında birkaç da senet düzenlenmiş. Borç ödenmedi alacağın tahsili için sözleşmenin ifası istenebilir mi? Sözleşme adi yazılı şekilde yapılmış.imzalara itiraz yok. Gayrimenkulün alacaklı adına tescili bu sözleşme ile istenebilir mi? Yetkili mahkeme gayrimenkulün bulundu yer mahkemesi mi yoksa borçlunun ikametgahında dava açılsa hatalı bir işlem yapılmış olur mu?
Taşınmaz kaydı üzerinde ipotek ,rehin vs yok. Sadece iki tarafın edimlerini yerine getirip getirmediği ispatlanacak gibi geliyor.
Yorumlarınızı bekliyorum. Teşekkürler
Old 04-11-2009, 22:38   #2
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

Sayın law in law,
Soru bu hali ile rehne ilişkin değil; edimin ifasına ilişkindir. Burada iki borç ilişkisi sözkonusudur; birincisi şirket hissesini devir, diğeri ise şirket hissesine karşılık taşınmaz mülkiyetinin devri. Bu durumda karşımıza iki ihtimal çıkıyor;
1) Eğer şirket hissesini devredenle devralan arasındaki "devir bedeli ödenmezse taşınmazın mülkiyeti devredilecektir." şeklinde anlaşma, ipotek niyeti ile(temel saik) yapılmış ise tereddütsüz geçersizdir diyebiliriz. Zira ipotek şekil şartına tabidir. Ne var ki; bu ihtimal beyanınıza göre başta da dediğim gibi zor görünüyor.
2) Taraflar arasındaki anlaşma "ifa uğruna edim" veya "ifa yerine edim" konusunda alacaklı ile borçlu arasında yapılan bir kabul mahiyetinde düşünülebilir. Bu durumda taşınmaz mülkiyetinin devri bir ifa olduğuna göre şekil şartına da tabi değildir. Böylece şirket hissesinin devri bedeli yerine veya uğruna taşınmazın alacaklı adına usulü dairesinde tescili talep edilebilir. Burada dikkat edilmesi gereken bu anlaşmanın içeriğinden edimin ifa uğruna mı yoksa ifa yerine mi olduğudur. Zira eğer taşınmazın mülkiyetinin devri borcu ifa uğruna edim ise alacaklınız taşınmazı sözleşme bedeline çevirir ve alacağını alır. Eğer ifa yerine ise bu durumda devir bedeli yerine(bedele karşılık) taşınmazın mülkiyetine sahip olur.
Tabi bu arada devir sözleşmesinin geçerliliği de önem arzetmektedir.
Saygılar...
Old 04-11-2009, 23:55   #3
İzzet Hamle

 
Varsayılan

Sorudan anladığımız kadarıyla, devir bedeli belirlenmiş ve bu bedel ödenmez ise gayrimenkulün devrinin yapılacağı kararlaştırılmış. Kanımca bu bir cezai şart olup sorudan, bunun seçimlik mi yoksa ifaya ek bir cezai şart mı olduğu anlaşılamıyor. Bir gayrimenkulün mülkiyetinin devri sonucunu doğuran anlaşmanın geçerli olabilmesi için tapuda, veya vaat şeklinde ise noterde gerçekleştirilmesi şarttır. Ancak bunun tek istisnası, karşı tarafın edimini yerine getirmesinden sonra, bu edimi kabul edip, sözleşmenin noterde yapılmadığını ileriye sürmek hakkın kötüye kullanılmasını teşkil edeceğinden gayrimenkulün devri için dava açmanın ve tescil talep etmenin mümkün olmasıdır. Şayet sözleşmede hisselerin devri karşılığı olarak gayrimenkulün devredileceği yazmış olsaydı o zaman bu değerlendirme yapılabilirdi. Ayrıca burada ikinci bir noktaya da dikkat etmek gerekecektir. Şayet sözleşmede belirlenen devir bedeli ile gayrimenkulün değeri arasında fahiş bir fark varsa, bu takdirde bedel ödenmez ise gayrimenkul devredileceği sözünden “ifaya yerine cezai şart” anlaşıldığından, fahiş cezai şartın tenkisi durumuyla karşı karşıya kalacağız demektir. “Ceza koşulu öyle bir sözleşmedir ki, bununla borçlu borcunu yerine getirmez veya gereği gibi ödeme yapmazsa, alacaklıya karşı bir edimde bulunmayı yükümlenir.” Bununla birlikte Borçlar Kanunu m. 163/III maddesine göre hakim fahiş gördüğü cezai şartı indirmekle mükellef olup gerek doktrin gerekse Yargıtay’a göre bu madde kamu düzeninden olup indirim talebi bulunmasa bile hakim bu madde uyarınca bu incelemeyi yapmak durumundadır. Cezai şartın ifa yerine mi, ifaya ek olarak mı yoksa her ikisi için mi kararlaştırıldığı, bu indirimin ne kadar olması gerektiği hususunda önemli bir rol oynayacaktır. Bu hususta hakim objektif unsurları dikkate alacak olmakla birlikte Yargıtay bu konuda oldukça ayrıntılı kriterler de getirmiştir. Law in law daha ayrıntılı bilgi verebilirse bu takdirde konuyu tekrar değerlendirebiliriz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Marka Rehni uhaskan Meslektaşların Soruları 1 25-09-2009 23:35
limited şirketlerde pay rehni yunusemre_85 Meslektaşların Soruları 6 13-08-2009 11:59
menkul rehni incitanesi Meslektaşların Soruları 12 29-02-2008 12:54
Hasta rehni dark Hasta Hakları Çalışma Grubu 2 26-06-2007 21:42
gemi rehni av.mgul Meslektaşların Soruları 1 24-03-2007 02:11


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04631591 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.