Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Bonodaki Malen Kaydına Rağmen Malın Teslim Edilmediğinin Tic. sicilde Tescil Ve İlanı

Yanıt
Old 22-01-2003, 11:21   #1
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan Bonodaki Malen Kaydına Rağmen Malın Teslim Edilmediğinin Tic. sicilde Tescil Ve İlanı

Bilindiği üzere, Ticaret sicil nizamnamesinin 24. madde ve devamında vakıların da tescil ve ilanı tanzim edilmiş, kurallara bağlanmıştır.

Bir ticaret şirketi (x), ticari iştigali icabı başka bir (y) şirkete 'bedeli malen' alınmıştır ibaresi bulunan Bono'yu teslim etmiştir. Bono' da unsurlar tamdır. Lehdar (y) şirketi ise bu Bono'yu bir başka (z)ticaret şirketine usulüne uygun ciro ile devretmiştir.

Hal böyle iken, lehdar (y) şirketi malı teslim etmemiştir.

(x) şirketinin avukatı şunu önermiştir:

''Hemen karar defterinize durumu açıklayan bir metin yazıp, vakıanın Ticaret sicilde tescil ve ilanı ile dava açılması yönünde karar ittihaz edin. Bu karara lehdar şirkete verilen bono detayı, sipariş yazısı ve karşı tarafın teslime ilişkin taahhüt yazısını, malın teslim edilmediğine ilişkin noter ihtarınızı ekleyin'' demiştir.

Şirket bu öneriye uyarak, kararı tescil ve ilan etmiştir.


Soru:

Bu durumda;

1- Kararın tesçil ve ilanı Ticaretle uğraşan hamil (z) şirketinin iyiniyet iddiasını ortadan kaldırır mı? (TK.599/2)

2- Ticaret Sicili Nizamnamesinin 24. vd. hükümleri incelendiğinde buna engel bir durum yoktur. Her ne kadar Yargıtay TD. 5.5.1961, E.60/3070 K.61/1461 sayılı ilamında Günlük gazetedeki ilanı bu anlamda yeterli görmemiş ise de, ilanın Ticaret sicil de yayınlanması durumu değiştirir mi?

Saygılarımla.
Old 22-01-2003, 11:42   #2
avfehmi

 
Varsayılan

Benzer bir sorun bende de oluştu.LTD Ştiye ortak olmayan (x)şahıs,LTD Şti ortaklarından (y)şahıs aleyhine LTD Şti'ye sermaye koydum diyerek malen kayıtlı bono ile icra takibine geçti.Mahkeme başka bir delil yokken mal alış verişi olduğundan menfi tespit davasını rededdi.Fakat,TTK göre anasözleşmede mal olarak ancak gayrimenkul sermaye olarak konabilir ve bu sermayenin değer tespitinin yapılmış olması gerekir.
Sizin olayınızda ise ,ticaret şirketleri mal giriş çıkışını defterlerinde belirtmek zorundadırlar.Eğer karşı tarafın defterinde de mal çıkışı yoksa ve karşı şirkette herhangi bir teslim tutanağı yoksa malın teslim edilmediğinin kabulü gerekir.
Old 22-01-2003, 11:44   #3
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Merhaba sayın fehmi bey,

Elbette ki bahsettiğiniz husus bono lehdarına karşı ileri sürülebilir. Benim vurgulamak istediğim husus lehdara değil, iyiniyet iddiasına sığınabilecek hamile yöneliktir. Yani TK.599/2 kapsamında iyiniyeti kaldırır mı? şeklindedir.

Selamlar.
Old 22-01-2003, 17:02   #4
avfehmi

 
Varsayılan

Hamil,ticari bir şirkettir ve basiretli davranmakla yükümlüdür.Basiretli davranma yükümlülüğü ile hamilin tescil ve ilandan haberdar olması gerekir.Ayrıca,aynı alanda faaliyette bulunan ve birbirleriyle sürekli temas halinde olan ticari şirketlerin iyiniyet iddiasının dinlenmemesi gerekir düşüncesindeyim.
Av.Fehmi TÜRKEŞ
Old 22-01-2003, 22:43   #5
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

bence iyiniyet iddiasinda bulunacak olan hamil, her kosulda -kotuniyetli olsa bile- bonoyu tic.sicilde ilandan onceki bir tarihte devraldigini ileri surebileceginden tic.sicilde ilan da pratikte bir yarar saglamaz kanimca..
Old 22-01-2003, 23:08   #6
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın Av. Sehper,

Önemli katkınız için size teşekkür ederim. Olaya çok anlamlı bir yorum kattınız.

Selamlar..
Old 28-01-2003, 16:27   #7
aturkinan

 
Varsayılan YANIT

Keşideci Tacir olduğuna göre;Bonoyu teslim etmeden önce,ya malı
almalı veya satıcıdan,malı teslim edeceği taahhüdünü havi bir makbuz almalı idi. Bana göre ,her zaman tek taraflı yapılması mümkün olan,karar ve ilan'ın ;satıcıya karşı dahi hukuki değeri
yoktur. 3.kişi Hamile karşı ise,hiçbir değeri olamaz.Üstelik,
hamil'in Tacir olmadığı hallerin olabileceği de göz önüne alınır ise...
Old 28-01-2003, 17:29   #8
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Keşideci Tacir olduğuna göre;Bonoyu teslim etmeden önce,ya malı teslim almalı yada makbuzlu taahhüt almalıdır..


Bu yönde bir sıkıntı zaten yok. Malın bonoyu vermeden teslim alınması her zaman ticarette olmayabiliyor. Dolayısıyla bu ihtimal, kural değildir.

Alıntı:
Bana göre ,her zaman tek taraflı yapılması mümkün olan,karar ve ilan'ın ;satıcıya karşı dahi hukuki değeri yoktur.. 3.kişi hamili bağlamaz..



Vakıaların tescili tabidir ki tek taraflı tescil edilecektir. Ticaret sicilin aleniyet fonksiyonu icabı ticaretle uğraşan kişileri bağlayıcı yanı dikkate alınmalıdır.. bunun hamil için hamil lehine olumlu etkisi yoktur..


Alıntı:
hamil'in Tacir olmadığı hallerin olabileceği de göz önüne alınır ise...


Olayda hamilin de tacir olduğu açıkça yazılmıştır.

Selamlar.
Old 29-01-2003, 00:17   #9
üye1098

 
Varsayılan

"Basiretli davranma yükümlülüğü ile hamilin tescil ve ilandan haberdar olması gerekir.Ayrıca,aynı alanda faaliyette bulunan ve birbirleriyle sürekli temas halinde olan ticari şirketlerin iyiniyet iddiasının dinlenmemesi " düşüncesi kendi kapsamı içinde isabetli olabilir, ancak "aslolan iyiniyettir" genel kuralı ile "basiretli tacir" özel kuralı arasında yargılamayla ortaya çıkacak gerçek durumu da irdelemek gerekir kanısındayım.Üçüncü kişi tacir hamil aynı alanda faaliyet gösterse bile keşideci veya lehtar şirketin bütün mal hareketlerini bilmesi yükümlülüğü yoktur. burada hamilin -aynı alanda veya değil- lehdara bu bono karşılığında ne verdiğini yasal delillerle isbatlaması iyiniyet iddiasını isbat imkanı verilmelidir. yani hamilin kötüniyetini mutlak kabul etmek hem kambiyo hukukuna hemd e tacirlerin sorumluluğuna aykırıdır. isbat hukuku açısından ticaret sicil gazetesinde ilan taciri bağlar . ancak hamilin bonoyu aldığı ve esas ilişkiyi irsaliye fatura dekont vs. ile ilandan önce olduğunu isbatlarsa hamilin iyiniyetli olduğunu kabul etmek gerekir. aksini isbat keşideci tacire her türlü delille isbatlama imkanı tanınmalıdır.yani sorun yargılamaya muhtaçtır.
Old 02-03-2003, 14:02   #10
uye994

 
Varsayılan

Sevgili meslektaşlar, bu konu bence defilerle ilgili bir konudur sicille pek de ilgisi yoktur. Ticaret Kanununun sistemine göre defiler üç gruba ayrılır: Senet metninden anlaşılan defiler, senedin hükümsüzlüğüne ilişkin defiler ve şahsi defiler. İlk ikisi herkese karşı ileri sürülebilirken, üçüncüsü sadece şahsi ilişkinin tarafları arasında ileri sürülebilir. Buradaki iddia bedelsizlik, bir başka deyişle ödemezlik defidir. Bu da kanun ve Yargıtaya göre şahsi bir defidir. Bedeli malen alınmıştır kaydının senet metninde yer alması sonucu değiştirmez. Yani bu iddianın üçüncü kişiye karşı ileri sürülebilmesi olanaklı değildir. Bunun istisnası, kanuna göre üçüncü kişinin "bilerek borçlu zararına hareket etmesidir". Bu durumda senet borçlusunun yapması gereken şey, üçüncü kişinin definin bu etkisini bertaraf etmek için senedi devraldığını yani kötü niyetli olduğunu ispat etmesidir.
Sicile gelince, ne Ticaret Kanununda ne de TSN de şu şu hususlar sicile tescil edilir şeklinde organize bir madde yoktur. Kanun sicile tescil edilecek hususları değişik yerlerde dağınık olarak saymıştır. Bu durumun önemi şudur: Sicilin müspet fonksiyonu yani sicilde kayıtlı hususların üçüncü kişilerin iyi niyetini ortadan kaldırması sadece sicile kayıt edilmesi "zorunlu" olan hususlarda uygulama alanı bulur. Bu noktada, Olaydaki durumun bir defa sicile tescil edilmemesi gerekir. Her nasılsa tescil edilmiş olsa bile sicilin müspet fonksiyonu burada uygulama alanı bulmaz. Dolayısıyla, bu durumun olayın çözümüne bir katkısı olmaz.
Peki adam ne yapacak? Basiretli bir tacir olarak, verdiği senedi "geri" alacak. Geri alamıyorsa bunun riskine kendi katlanacak. Senedi ödeyecek ve sonra lehdara rücu edecek. Bunun yanında üçüncü kişi kendisine başvurduğunda menfi tespit davası açarak lehdarı da bu dava içine dahil edebilir. Durum bundan ibaret yani..
Old 12-03-2005, 22:21   #11
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Verilen cevapları esas alırsak ben galiba derdimi ifade edememişim.Umarım derdimi anlayan birisi çıkar.
Old 13-03-2005, 14:06   #12
nfb

 
Varsayılan

Bonodaki "malen" kaydı, bononun kanunen zorunlu unsurlarından değil, ihtiyari unsurlarındandır ve keşideci ile lehdar arasındaki ilişkiyi belirler, şahsi defi imkanı doğurur.

x şirketinin Tüzüğün 24. maddesi uyarınca tescil ettirdiği vakıa, tescil tarihinden sonra 3. şahısları bağlayacaktır.

z şirketinin bu bonoyu vakıanın tescil ve ilan tarihinden sonra edindiği, bononun z şirketince bankaya tahsil için verilmesi, z ile y şirketleri arasındaki fatura,irsaliye, alım satım veya hizmet akdi vs. gibi yazılı belge ve defter kayıtlarıyla belirlenebilir. Zira ciro tarihinin bu tür belgelerden önce olması ticari hayatın olağan akışına aykırı olacağı tabiidir. Genellikle ciroda tarih bulunmaması karşısında cironun ancak örneğin bankaya ibraz tarihinde gerçekleştiğinin kabulü gerekir. (HUMK 299.m de yardımcı olabilir)

z şirketine yapılan cironun bu suretle vakıanın ilan tarihinden sonra yapıldığının kanıtlanması halinde TTK 38 ve 39. m uyarınca artık z şirketinin iyiniyetli hamil olduğundan söz edilemeyeceği kanaatindeyim.
Old 15-03-2005, 22:09   #13
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Selamlar,

Kanımca problemin üç boyutu bulunmaktadır.

1. "Malen" kaydı bulunan bonodaki bedelsizlik (malın teslim edilmediği) iddiası
2. Hamile karşı ileri sürülecek olan "kötüniyet" iddiası
3. Ticaret Sicilindeki ilanın hukuki etkisi

1. Öncelikle senedi sonradan devralan hamile karşı "kötüniyet iddiasında" bulunabilmek için senedin "bedelsiz" olduğunun kanıtlanmış olması gerekir. (Hamile karşı açılan menfi tespit davasında öncelikle senedin karşılıksız olduğunun ispatı ,daha sonra senedin bile bile başkasının zararına devralandığı hususları incelenmelidir. 11 HD, 13.05.1982 ,1781/2264)

Bedelsizlik iddiası şahsi defidir.Hamil senedi devralırken kasten borçlunun zararına hareket etmedikçe ona karşı lehtarla borçlu arasındaki ilişkiden doğan defiler ileri sürülemez. (11 HD, 7.10.1982 - 4034/3688)

2. Burada vadeden sonra ciro(şahsi definin 3.kişiye ileri sürülebilmesi) veya karşı tarafça senetteki malen ifadesinin talil edilmesi veya karşı tarafça tanık dinletilmesine müsaade edilmesi gibi durumları ayrık tutarsak iddianın senet borçlusunca senede karşı yazılı belge kuralınca ispatlanması gerekmektedir.3. kişi hamilin senede devralırken kötüniyetli olduğu ve senedi bile bile borçlunun zararına devralındığı hususları ise tanık dahil her türlü delille ispat olunabilir.

3. Ticaret Sicili Nizamnamesi 27/1 ' e göre kanunlarda veya tüzükte tescil edileceği belirtilen hususlar dışında tescil yapılamaz .Eğer belirtilen hususlar dışında bir kayıt hataen tescil edilmişse bu durumda tescilin olumsuz veya olumlu etkisi ileri sürülemez.Ayrıca, TSN 28'e göre memurun tescil edilecek keyfiyetin gerçeğe uygun olup olmadığını incelemekle yükümlü olduğundan olaydaki hususun esasen sicile tescili mümkün olmayacak olsa bile hukuki hükmü olmayacaktır diye düşünmekteyim.

Kolay gelsin
Old 18-04-2005, 00:18   #14
Av.Özcan

 
Varsayılan

Merhabalar...

Anlatılanları değerlendirdikten sonra şu değerlendirmeyi yapmak istiyorum:

1- Bono üzerinde olmazsa olmaz unsurlardan biri olmayan "bedel" kaydı yani "malen" ya da "nakden" kaydının konulması sadece borçlu ile lehdar arasında "kesin hüküm" teşkil eder.

2- Bu kaydın konulmamış olması bononun geçerliliğini etkilemez.

3- Malen kaydının konulmuş olması, bononun ciro sureti ile 3. şahıslara devredilmediği durumlarda yani lehdar ile borçlu arasında kaldığı durumlarda her zaman için alt ilişkiye dayanarak aksi ispat edilebilir(mücerretlik ilkesinin istisnasıdır).

4- Bononun malen kaydını taşısa bile 3. şahıslara ciro edilmesi 3. şahısı bağlamaz,bu bono onun için vadesinde kayıtsız şartsız ödenecek para borcu anlamına gelir.

5- Ticaret sicilinde bahse konu ilanın yapılmış olması kanaatimce 3. şahsı bağlamaz. kaldı ki bu tür bir durumun Ticaret Sicil GAzetesinde ilanı mümkün görünmemekle birlikte hernasılsa ilan edilmiş olsa bile hüküm doğurmaz.

6- Basiretli tacir gibi davranma yükümü keşideci şirket için de geçerlidir. Parası ödenmeden mal teslim edilmişse ya da tam tersi bir uygulama olmuşsa bunu kayıt altına alması gerekir.

7- Üçüncü şahsa karşı aradaki ilişkiyi bildiği veya bilmesi gerektiği şeklindeki iddianın ispatı çok zor olduğundan, ticarette güven ilişkisinin asıl unsur olmasından yola çıkarak keşidecinin bonoya konu borcu ödemek durumunda kalacağı açık görünmektedir.

8- Keşidecinin yapacağı iş,ödemek zorunda kaldığı ancak karşılığında mal almadığı bonoya istinaden lehdara karşı tazmin sorumluluğunu gündeme getirmesi ayrıca, lehdarın bunu bilerek ve kasten yapması durumunda cezai sorumluluğunun ortaya çıkabileceği hususları ...

bilgilerinize sunulur...

Saygularımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Senette malen Kaydının yazılmış olması Brusk Meslektaşların Soruları 58 30-07-2021 16:02
kira sözleşmesi-malen kayıtlı senet *sinequanon* Meslektaşların Soruları 6 14-09-2012 09:27
Erteli Mahkumiyetin Sabıka Kaydına İşlenmesi Av.M.Aydın Bilen Meslektaşların Soruları 19 21-07-2006 14:56
Bono-Malen kaydı-Tacir-İspat Yükü Av. Bülent Sabri Akpunar Ticaret Hukuku Çalışma Grubu 0 10-07-2006 12:55
Tapu Kaydına İşlenmeyen Katlar BERKAN Hukuk Soruları Arşivi 1 20-04-2002 16:45


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06330109 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.