Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

yargıtay kararı 5237 SY TCK 136.maddesi ile igili yargıtay kararı ?

Yanıt
Old 30-03-2010, 11:11   #1
zlm

 
Varsayılan yargıtay kararı 5237 SY TCK 136.maddesi ile igili yargıtay kararı ?

5237 SY TCK 136. maddesi ile ilgili yargıtay kararınız varsa paylaşabilirmisiniz ?
Teşekkürler.
Old 30-03-2010, 12:08   #2
Protesto

 
Varsayılan Yargıtay Kararı

T.C.YARGITAY

11. CEZA DAİRESİ

E. 2006/6653

K. 2006/9374

T. 22.11.2006
Alıntı:
• BİLİŞİM SUÇU ( Sanığın Şikayetçilere Ait İnternet Bankacılığı Şifre Bilgilerini Ele Geçirip Bu Şifreleri Kullanarak Onların Hesaplarından Kendi Hesaplarına ya da Sahte İsimlerle Açtırdıkları Hesaplara Para Aktarmaları Eylemleri )

• DOLANDIRICILIK ( Unsur Olan Hile ve Desisenin Gerçek Kişiye Yönelmesi ve Hataya Düşürülerek Kendi veya Bir Başkasının Mal Varlığı Aleyhine Sanık veya Bir Başkasının Lehine Bir İşlemde Bulunmaya Yöneltilmesi ve Haksız Bir Menfaat Sağlaması Gerektiği )

• GERÇEK KİŞİYE YÖNELİK HİLE VE DESİSE BULUNMAMASI ( Sanığın Şikayetçilere Ait İnternet Bankacılığı Şifre Bilgilerini Ele Geçirip Bu Şifreleri Kullanarak Onların Hesaplarından Kendi Hesaplarına ya da Sahte İsimlerle Açtırdıkları Hesaplara Para Aktarmaları Eylemlerinin Bilişim Suçunu Oluşturduğu )

• LEHE OLAN HÜKÜMLERİN BELİRLENMESİ ( Dolandırıcılık ve Bilişim Suçları Hakkında )

765/m 503,525

5237/m 136,157


ÖZET : Dolandırıcılık suçunda unsur olan hile ve desisenin, gerçek kişiye yönelmesi ve hataya düşürülerek kendi veya bir başkasının mal varlığı aleyhine, sanık veya bir başkasının lehine bir işlemde bulunmaya yöneltilmesi ve bu işlem sonucunda sanığın kendine veya başkalarının yararına haksız bir menfaat sağlaması gerekir. Sanığın diğer sanıklarla fikir ve eylem birliği içerisinde, yaptıkları bilgisayar programı sayesinde şikayetçilere ait internet bankacılığı şifre bilgilerini ele geçirip, bu şifreleri kullanarak onların hesaplarından kendi hesaplarına ya da sahte isimlerle açtırdıkları hesaplara para aktarmaları eylemlerinde gerçek kişiye yönelik bir hile ve desise bulunmadığından yüklenen bu eylemlerin bir bütün halinde suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 Sayılı TCK'nın 525/b-2 maddesinde öngörülen bilişim suçlarını oluşturduğu gözetilmeden dolandırıcılık suçlarını oluşturduğunun kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması, yasaya aykırıdır.
DAVA : Sahtecilik ve Dolandırıcılık suçlarından sanıkların yapılan yargılamaları sonunda: Mahkumiyetlerine dair İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 14.07.2005 gün ve 2003/453 Esas, 2005/234 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar müdafileri ile C. Savcısı tarafından istenilmiş, sanık Temel yönünden duruşmalı inceleme isteğinde bulunulmuş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığının bozma isteyen 09.10.2006 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle sanık Temel müdafisinin duruşmalı inceleme isteminin hükmolunan cezaların süresine göre koşulları bulunmadığından 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 318. maddesi gereğince reddine karar verilip incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : A-Sanık Y.'un 18.08.2006 tarihli dilekçesiyle vaki temyiz isteminden vazgeçtiği anlaşılmakla, onun yönünden dosyanın incelenmeksizin mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE,
B-Sanık Temel hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarına gelince:
I-Sanık hakkında sahtecilik suçundan kurulan hükmün incelenmesinde:
S. adına düzenlenmiş, üzerinde sanığın fotoğrafı bulunan suça konu sahte nüfus cüzdanının iğfal kabiliyetinin bulunduğuna dair Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarları Daire Başkanlığının 16.12.2003 tarihli ekspertiz raporu yeterli görüldüğünden ve yüklenen sahtecilik suçuyla ilgili 765 Sayılı TCK.nu hükümlerinin, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 Sayılı Yasa hükümlerine göre açıkça sanık lehine olduğu anlaşıldığından tebliğnamedeki bu hususlara yönelik bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebep bulunmadığı takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafisinin suçun yasal unsurlarının oluşmadığına ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
II-Sanık hakkında dolandırıcılık suçlarından kurulan mahkümiyet hükümlerinin incelenmesinde:
1-Sanık hakkında şikayetçiler O... ve Y...'a yönelik eylemlerinden dolayı mahkemeye açılmış bir dava bulunmadığı gibi, adı geçenlere yönelik eylemleri nedeniyle Üsküdar 2.Ağır Ceza Mahkemesine açıldığı anlaşılan davanın birleştirildiğine dair bir karar da olmadığı gözetilmeden, bu şikayetçilere yönelik suçlardan da sanığın mahkümiyetine hükmolunması,
2-Dolandırıcılık suçunda unsur olan hile ve desisenin, gerçek kişiye yönelmesi ve hataya düşürülerek kendi veya bir başkasının mal varlığı aleyhine, sanık veya bir başkasının lehine bir işlemde bulunmaya yöneltilmesi ve bu işlem sonucunda sanığın kendine veya başkalarının yararına haksız bir menfaat sağlaması gerekir. Oluşa uygun olarak sübutu kabul edilen, sanık Temel'in diğer sanıklarla fikir ve eylem birliği içerisinde, yaptıkları bilgisayar programı sayesinde şikayetçiler Yusuf, Emin, Mehmet ve Hülya'ya ait internet bankacılığı şifre bilgilerini ele geçirip, bu şifreleri kullanarak onların hesaplarından kendi hesaplarına ya da sahte isimlerle açtırdıkları hesaplara para aktarmaları eylemlerinde gerçek kişiye yönelik bir hile ve desise bulunmadığından yüklenen bu eylemlerin bir bütün halinde suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 Sayılı TCK. nun 525/b-2 maddesinde öngörülen bilişim suçlarını oluşturduğu gözetilmeden dolandırıcılık suçlarını oluşturduğunun kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Kabule göre de;
5252 Sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/3.maddesi uyarınca suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK. İle 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Kanunun ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe olan hükmün belirlenmesi gerektiği gözetilmeden denetime olanak vermeyecek şekilde hüküm kurulması, SONUÇ : Yasaya aykırı, sanık müdafisi ile C. Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321 nci maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
yargıtay kararı miss_lawyer Meslektaşların Soruları 2 28-01-2010 16:49
Yargıtay Kararı Av.Mehmet_Ali Meslektaşların Soruları 1 04-08-2009 14:04
Yargıtay Kararı Av. Zeynep KILIÇ KAYA Meslektaşların Soruları 4 31-03-2009 18:13
yargıtay kararı Yargıtay 5.HD' nin 2004/2721 e. 2004/4423 k. sayılı ve 09.04.2004 tar angel82 Meslektaşların Soruları 1 21-03-2009 17:25
yargıtay kararı selhan Meslektaşların Soruları 1 08-09-2008 13:22


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04448390 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.