Koruma Kurulu'nun kararlarına karşı imar izni alınabilinmesi için ne yapılabilinir.

Selamlar.Bir müvekkilimin babasına ait bahçeli ve kendilerinin eskiden inşa ettikleri tek katlı evleri var ve orayı yıkıp yerine 3 katlı apartman yapmak istiyorlar.Ancak işbu ev tarihi eser vasfında sayılması sebebiyle imar izni yok. Ancak işin esasında burası tarihi eser değil gibi duruyo. Yani hangi yapıların tarihi eser statüsünde olduklarını tam bilmiyorum ama 19.yüzyıl içinde yapılmış olunması gerekiyor diye bir madde okumuştum. Bu ev müvekkilin bizzat dedesi tarafından inşa edilmiş olup öyle bildiğimiz o ahşap 2 katlı eski istanbul evleri veya bizans döneminden kalma gibi bir özelliği de yok her nedense burası 3,nolu koruma kurulu tarafından tarihi eser statüsüne sokulmuş.Şimdi işbu karara karşı ne yapılabilinir.Teşekkürler.

Konu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununda düzenlenmektedir. Bu kanuna dayanılarak çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinde,

Alıntı: İKİNCİ BÖLÜM : Esas Hükümler Tespitlerde Değerlendirme Kıstasları Madde 4 - Taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarından korunması gereklilerin tespitinde aşağıdaki hususlar göz önünde bulundurulur: a) Korunması gerekli tabiat varlıkları ile, 19 uncu yüzyıl sonuna kadar yapılmış taşınmazlardan olması, b) 19 uncu yüzyıl sonundan sonra yapılmış olmasına rağmen önem ve özellikleri bakımından korunmasına gerek görülmesi, . . .

şeklindeki düzenlemede bahsettiğiniz 19. yüzyıl kıstası bulunmaktadır. Ayrıca aşağıdaki karar bir fikir verebilir.

Alıntı: T.C. DANIŞTAY 6.Dairesi Esas: 2001/6023 Karar: 2002/5756 Karar Tarihi: 03.12.2002 ÖZET: Yapının harabeye dönüştüğü; bununla birlikte, bu fiili durumun tescilin dayanağını ortadan kaldırdığından söz edilemeyeceği, yapıdaki mevcut yıpranmanın... açısından anıtsal bir nitelik taşıdığı yolundaki somut tespiti değiştirmeyeceği; diğer taraftan, yapının eski haline getirilmesinin oldukça kapsamlı bir fon tahsisi gerektirmekle birlikte bunun imkansız olmadığı, aksine düşüncenin tarihi değerlerin yaşatılması açısından benzer durumdaki tüm varlıkların zaman içinde yıpranmaları ve tahrip olmaları nedeniyle koruma kapsamından çıkartılmaları gibi bir sonuç doğuracağı; dolayısıyla bu anlayışın hukuken kabul edilemeyeceği sonucuna varıldığından, henüz onarım projesi çıkartılması olanağı ortadan kalkmamış olan bu yapıdaki eski eser tescilinin devamına yönelik koruma kurulu kararında mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş (2863 S. K. m. 6, 7) İstemin Özeti : ... İdare Mahkemesinin... Günlü, ... Sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır. Danıştay Tetkik Hakimi Leyla Kodakoğlu'nun Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. Danıştay Savcısı Aynur Şahinok'un Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü: Karar : Dava, ..., ... pafta, ... ada, ... parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki eski eser tescilinin kaldırılması istemiyle davacı tarafından yapılan başvurunun reddedilmesine ilişkin... Günlü, ... Sayılı... Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun dosyada bulunan bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmesinden, uyuşmazlık konusu yapının orijinalinde yöresel mimariyi temsil eden bir özellik taşıdığı, bölgenin tarihi ve doğal mirasının tanıtımı ve yaşatılması için iyi bir örnek oluşturduğu, bu nedenle... gününde yapılan eski eser tescilinin mevzuata uygun olduğu; ne var ki, bugün için bir çok bölgede var olan aksaklığın dava konusu kültür varlığı taşınmaz için de geçerli hale geldiği, yani başta kamunun maddi olanaksızlıkları olmak üzere, bu tür taşınmazların tescil sonrası bakım ve gözetimine gereken önemin verilmemesi; mülkiyet hakkının kısıtlandığını düşünen taşınmaz malikinin bakım ve onarımdan kaçınması, bu tür tarihi değerlerin korunmasının kültürümüze olan katkısının ve koruma bilincinin vatandaşlarda oluşmaması gibi nedenlerle bakımsızlıktan yıkılmaya meyilli duruma geldiği ve en kısa zamanda aslına uygun onarım projesinin hazırlanmasının gerekli olduğu, ancak, maliklerinden istenilen proje çalışmasının hazırlanmadığı ve davalı idarece de yapının korunması için herhangi bir çalışma yapılmadığı; bu haliyle mevcut durumun maddi olanaksızlar nedeniyle girişimde bulunmayan idare ile taşınmazını ticari amaçla kullanmak için onarımda isteksiz davranan malikin hareketsizliği biçiminde özetlenebileceği, doğal olarak bu halin devamı sonucunda yapının harabeye dönüştüğü; bununla birlikte, bu fiili durumun tescilin dayanağını ortadan kaldırdığından söz edilemeyeceği, yapıdaki mevcut yıpranmanın... açısından anıtsal bir nitelik taşıdığı yolundaki somut tespiti değiştirmeyeceği; diğer taraftan, yapının eski haline getirilmesinin oldukça kapsamlı bir fon tahsisi gerektirmekle birlikte bunun imkansız olmadığı, aksine düşüncenin tarihi değerlerin yaşatılması açısından benzer durumdaki tüm varlıkların zaman içinde yıpranmaları ve tahrip olmaları nedeniyle koruma kapsamından çıkartılmaları gibi bir sonuç doğuracağı; dolayısıyla bu anlayışın hukuken kabul edilemeyeceği sonucuna varıldığından, henüz onarım projesi çıkartılması olanağı ortadan kalkmamış olan bu yapıdaki eski eser tescilinin devamına yönelik koruma kurulu kararında mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Sonuç: Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu... İdare Mahkemesinin... Günlü, ... Sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının ONANMASINA, 03.12.2002 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları **************************************