Haksız azil ve ücreti vekalet.

Sayın meslektaşlarım hepinize saygılarımı sunuyorum;

Evveliyatı olan ortaklığın giderilmesi konulu davayı ve asliye hukuk mahkemesinde devam eden tazminat konulu davayı bir başka meslektaşımız takip ederken müvekkil tarafından o ilgili meslektaşımız azledilmiş olup davaları bizim takip etmemizi talep etmiştir.04.Nisan 2006 yılından itibaren her bir dava için ayrı ayrı ücreti vekalet sözleşmesi imzalayıp anlaşmaya varılarak davaları takibe başladık. Ancak 2007 yılı içerisinde müvekkil bizden habersiz bir başka meslektaşa aynı davaları takip için vekalet vermiş o meslektaşımızda bizimle beraber davaları takip etmiştir.Bunun üzerine hemen her gün büromuza gelen insan artık gelmez olmuştur. Masraf taleplerimiz sonuçsuz kalmıştır. Bunun üzerine müvekkile 2007 yılı içinde muhtelif zamanlarda dava ve duruşmalarla ilgili bilgi vermek amaçlı ve bir başka meslektaşımıza vekalet verip aynı davayı takip ettirmesi hususunun sözleşmeye ve avukatlık yasasına aykırı olduğunu bildirmek için nezaketli bir üslup kullanarak ihtarlar çektik.Ancak müvekkil çokta kale almadı.Çünkü;çektiği cevabi ihtarda “bir başka avukata dava yetkisi için vekalet vermemi hazmedemedin,kusurunu örtbas etmek için beni sürekli taciz ediyorsun ”gibi anlamsız garip cümleler kullandı.Aynı ihtarla “tazminat davası için evime geldin benden 5000 TL tanıklar huzuru ile aldın” gibi bir iddiada bulunmuştur.Bir başka ihtarında da aynı dosya için 6000 TL elden aldığımı iddia etmektedir.Oy saki bıze böyle bir para ödenmedi.Ancak her şeye rağmen müvekkilin hak kaybına uğramaması için davaları takip etmeye devam ettik,gerekli ara kararı masraflarını karşıladık..Müvekkil hiçbir surette bizi azletmemiştir.Ayrıca dava takip yetkilerini bizden almamıştır.Bu arada davaların son aşamasına geldik.En son 31.05.2011 de ortaklığın giderilmesi davasında verilen ara kararı ve yapılması gereken işlemler hakkında yeni bir ihtar çektik.Bunun üzerine kısa süre sonra iş hanı görevlimize benim adıma teslim edilen adi bir posta geldi.Zarf üzerinde göndericinin adı adresi yok.Zarfı açtım.İçinde imzalı mektup çıktı.Altında müvekkilin adı ve soyadı yazılı bir de imza var.İçeriğinde 2006 yılından beri takip ettiğim izale-i şüyuu davasını takip etmem için bana açık yetki vermediğini kendisinin haberi ve bilgisi olmadan bu davaya girdiğimi sürekli ihtar çekerek taciz ettiğimi bu vesile ile haklı olarak beni azlettiğini yazmış.Saygı sınırını aşacak bir üslup kullanmış.Aynı evrakı adi posta yolu ile mahkeme dosyasına göndermiş.Hakimle görüştüm.Noter evrakı olmadığı için bu imzanın müvekkile ait olduğunu bilemem temmuzdaki duruşmaya mutlaka katılmam gerektiğini söyledi.Bu bağlamda;

1-Müvekkilin iki ayrı yazıda bir 5000Tl bir başka ihtarında 6000 TL aldın ama inkar ediyorsun tanıklarım var demesi hüküm ifade eder mi,müvekkilin haklı olduğunu kanıtlar mı.??
2-Evveliyatı olan bir yargılama dosyası yargıtaydan bozularak geldiğinde yeni esas alacağına göre müvekkilin yıllar sonra bu dosyayı takip yetkisi vermedim haberimde yok demesi suiniyetli olduğunu göstermez mi ve ücret ödememek için bizi devre dışı bırakmak amaçlı bir davranış ne derece geçerli olur.??

3-Avukatlık yasasına 5043 sayılı yasa ile 2004 yılında eklenen hükümler aleyhimize olur mu.?? Tüm değerli meslektaşların fikirlerine ihtiyacım var şimdiden teşekkür eder saygılar sunarım..

1- Tanıkla ispat sınırı 2006 senesi için 439-Tl idi. Dolayısıyla 5.000-TL lik ve 6.000-TL lik ödemelerin yapıldığı hususunun tanıkla ispatı mümkün değildir.

2- Sözleşmede sınırlanmamış ise temsil görevi dava neticelenene kadar devam eder. Anladığım kadarı ile azil veya davadan çekilme noktasında karşılıklı anlaşma da bulunmuyor. Yargıtaydan bozularak gelmesi ve yeni esas alması eldeki davayı yeni bir dava yapmayacağı için görevinizin sürdüğü, yani avukatlık ücretini hak ettiğinizi düşünüyorum.

3-Aşağıdaki madde ücret sözleşmesinin bulunmadığı durumlarda uygulanır. Siz imzalatmıssınız. Bu nedenle aleyhinize veya lehinize uygulanamayacağını düşünüyorum. Saygılar, iyi çalışmalar

MADDE 5 - Avukatlık Kanununun 164 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının üçüncü ve dördüncü cümleleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.

Bir meslekdaşımız dava masraflarını ve yol masraflarının ödenmediğini dilekçe ile dosyaya yazıp bu nedenle istifanızı sunduğunuzda vekalet ücreti hakettiğimizi söyledi ama tam olarak bilemiyorum?