İçişleri Bakanlığı mahkum oldu

İçişleri Bakanlığı mahkum oldu

İçişleri Bakanlığı, yıllar önce işlenen bir cinayette ihbarları değerlendirmediği ve katilleri bulmadığı gerekçesiyle mahkum oldu.

NTV
Güncelleme: 07:57 ET 14 Şubat 2007 ÇarşambaİSTANBUL

Danıştay, Türk Tabipler Birliği üyesi Doktor Sevinç Özgüner’in 1980 yılında öldürülmesinde İçişleri Bakanlığı’nı kusurlu bulan yerel mahkemenin kararını bozdu. Ancak, İstanbul 2. İdare Mahkemesi, önceki kararında direniyor ve faillerin 20 yıllık zaman aşımı içinde yakalanamamasının devlete ve hukuka duyduğu güveni sarsacağına dikkat çekiyor.

Dr. Sevinç Özgüner Mecidiyeköy’deki evinde eşinin gözleri önünde öldürüldü. Aradan geçen 20 yılda katiller yakalanamadı. Özgüner’in kızı Alev Özgüner, Bölge İdare Mahkemesi’ne açtığı davayı kazandı.

Özgüner’in avukatı Ömer Kavili, dava dilekçesinde zaman aşımı dolduğundan artık katiller yakalansa dahi cezalandırılamayacağına dikkat çekiyor.

İstanbul 2. İdare Mahkemesi, cinayetten 2 gün önce İstanbul Valiliği’ne yapılan başvurunun değerlendirilmediği ve katillerin yakalanmadığı gerekçesiyle İçişleri Bakanlığı’nı 3 bin YTL manevi tazminat ödemeye mahkum etti. Ancak bu karar Danıştay tarafından bozuldu.

Dosyanın yeniden gönderildiği İdare Mahkemesi önceki kararında direndi:
“Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir. Devletin temel görevlerinden biri en temel kişilik hakkı olan yaşam hakkını korumaktır. 20 yılık zaman aşımı süresince failller yakalanamamıştır. Bu tarihten sonra yakalansalar dahi yargılanamayacaklar ve ceza verilemeyecektir. Burada İçişleri Bakanlığı’nın hizmet kusurunu açık olduğu görülmektedir. Bu sonuç vatandaşın ve toplumun, devlete ve hukuka duyduğu güveni sarsacak ve manevi zarara yol açacak niteliktedir.”

Avukat Ömer Kavili, bu kararın da temyiz edilmesi halinde dosyanın kesin karar için Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kuruluna gideceğini belirtiyor. Kararın onanmasının ise yakınlarını faili meçhul cinayetlere kurban veren binlerce kişiye emsal teşkil edeceğine dikkat çekiyor

kaynak:
http://www.ntvmsnbc.com/news/399998.asp

Demokrasi adına ümit verici bir karar.Ömer bey,müvekiliniz Alev Özgün'e ve size bu demokrasi ve hukuk mücadelesinde başarılar dilerim.

Av.Gökhan Karakaş.

Alıntı: Yazan Av.Gökhan Karakaş Demokrasi adına ümit verici bir karar. ...bu demokrasi ve hukuk mücadelesinde başarılar dilerim. Av.Gökhan Karakaş.

Sayın meslektaşım Av.Gökhan Karakaş,

Dileklerinize katılıyorum.

Bu güzel ve anlamlı iletinize teşekkür eder, saygılar sunarım.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu

eni kıskanıyorum

Alıntı: Yazan muzaffererdogan eni kıskanıyorum

Sayın meslektaşım "muzaffererdogan",

Bu güzel övgünüze teşekkür ediyorum.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu

ya saka gıbı bır ulkede yasyoruz.adalete guvensızlık bas gostermeye baslıyor.ısın kotusu ılerde hukukcu olacak olan benım bıle guvenım azalmaya baslıyor.adalete ve bunu saglayacak olan bagımsız mahkemelere bır duzen gelmelı yoksa kaos ortamı cok uzagımızda degıl
saygılar

Sevgili Kavili bu mücadeleyi tek başına mı yapıyor?
Kim için ve ne için yapıyor? Kavili bir ajan dö la provokatör müdür? Peki ya ben,biz,siz? İskenderun İcra Daireleri, adli sicil bürosu, denetimli serbestlik bürosu adliyeden 3-4 km uzakta eski karayolları binasında hizmet veriyor.
Karayolları İskenderun Şefinin oğlunun, karayollarına ait depolarında saklanan bisikleti faili meçhula kurban gidiyor.
Buna ziyadesiyle öfkelenen şefimiz, adliyeye tahsis edilen binaya araç ile girişi, kapıya astığı kilit ile engelliyor.
Dün, artık yaşı kemale ermiş, meslekte 25 yılını aşmış avukat aracıyla bu binaya girmek isterken karayolları bekçisi tarafından durdurulmak istendiğinde, adeta kapıya aracıyla burun atarak zorla kapıyı açtırıyor ve bas bas bağırmaya başlıyor.

"BİR KARAYOLLARI ŞEFİ İSKENDERUN ADLİYESİNİ TESLİM ALAMAZ"

Aynı bağırtıyı hızını alamayıp icra dairesinde de tekrarlıyor.

Meğer bu hal 15 gündür sürüp gidermiş.

Ve Başsavcılıktan bu 15 gündür tık yok.

Şimdi yapılacak iş, bu hafta yapılacak girirşimlerden bir sonuç alınamazsa o kapıyı arabasının tamponuyla yerle bir etmek artık.

Suç mu? Vız gelir tırıs gider.

Sayın Kavili,

Yıllar önce katil zanlısı zamanaşımı süresi içinde bulunamayan, bulunsa da artık zamanaşımı nedeniyle sanık hakkında cezai takibat yapılamayacak olan bir suçtan zarar gören (yanılmıyorsam ölenin eşi ya da kızı idi), aynı mahiyette bir dava açmış, kaybetmiş, TC deki yargı yollarını tüketmiş ve bilahare AİHM deki başvurusunda bu nedenle tazminata hak kazanmıştı.

Epey yol almışız bu arada demek.

Tebrik ederim.

Saygılarımla...

geçtiğimiz günlerde gölcük depremi nedeniyle başlatılan yargılamaların bir kısmının zamanaşımına uğradığı bir kısmının da zamanaşımına uğramaması için yargıtayca onandığı haberleri yer aldı basında. sizin verdiğiniz hukuk mücadelesinde, idare mahkemesinin kararını takdirle karşılıyorum, sanıkları bulamayan içişleri bakanlığını kusurlu bulup,tazminata mahkum ettiği için. peki ya yargılama aşaması zamanında tamamlanmadığı için zamanaşımına uğrayan davalarda, mahkemeler, hakimler, adalet bakanlığı ne kadar sorumlu tutuluyor, ya da tutulacak?