Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Arşivi THS Hukuk Soruları alanına 2000-2007 yılları arasında gönderilmiş eski soruların arşivlendiği forum alanımız. Bu alan yeni mesajlara ve yanıtlara kapalıdır ve sadece arşiv amaçlı olarak yayında tutulmaktadır.

Cenaze nakil aracı şoför Melih ve Kast-Taksir-Kusursuzluk Sorunu

 
Old 08-12-2006, 01:58   #1
mutlakadalet

 
Varsayılan Cenaze nakil aracı şoförü Melih ve Kast-Taksir-Kusursuzluk Sorunu

Değerli THS üyeleri, sizlere sormak istediğim sorulara temel teşkil edecek olayı yazıyorum:
Karlı ve çok soğuk bir günde cenaze nakil aracı şoförü Melih, şehir merkezinden aldığı cenazeyi köyde cenaze sahiplerine teslim ettikten sonra arabanın arkasında taşıdığı boş tabutla birlikte türkü söyleyerek şehir merkezine dönmektedir. Yolda köyüne gitmek isteyen Süleyman’ın arabaya binmek üzere kendisine işaret etmesi üzerine, Melih, şoför kabini dolu olduğu için Süleyman’a arkaya atlamasını söyler. Süleyman, aracın arkasına biner fakat çok üşüdüğü için orada bulunana boş tabutun içine girer ve kapağı üzerine kapatır. Bir süre sonra soğuktan bitkin düşmüş olan Süleyman tabutun içinde uyuya kalır. Bundan kısa bir süre sonra şoför Melih, araca binmek isteyen Niyazi ve Yaşar’ı da aracın arkasına alır. Araç normal bir hızla seyretmekte iken uyanan Süleyman, köyünü geçtikleri düşüncesiyle panikler ve aniden tabutun kapağını açar. Tabutun içindeki ölünün hortladığını sanarak çok korkan Niyazi ve Yaşar, panik içerisinde kendilerini arabadan aşağı atarlar. Her ikisi de geçirdikleri beyin kanaması sonucu ölürler.

Soru1: Şoför Melih'in olaydaki sorumluluğunda şartların eşitliği teorisinden hareket edebilir miyiz? Yani "şayet o kişiler arabaya alınmasaydı arabadan düşüp ölmeleri gibi bir durum da söz konusu olmayacaktı" diyebilir miyiz?
Soru2: Süleyman'ın kusurlu olup olmadığını incelerken; Süleyman'a: "Ben şimdi bu tabuta yatıyorum ama uyuyabilirim, daha sonra şoför başka birilerini daha arabaya alır. Sonra ben, uykumdan uyanırım, bu kişiler de beni hortladı zannederek arabadan atlarlar." şeklinde düşünme yükü getirebilir miyiz?
Her iki kişinin de ölüm sonuçlarından -ne kast ne taksir- hiçbir şekilde sorumlu olmadığını kabul edersek toplum vicdanını zedelemiş olur muyuz? Yoksa bu kişilerin cezalandırılmasında herhangi bir kamu yararı söz konusu değil midir?
Old 16-12-2006, 21:39   #2
Av.Can

 
Varsayılan

Bana göre ortada sadece trajikomik bir kaza söz konusu ne şoföre ne de Süleymana bir kusur yükleyebilriz.Şahısların kusurluluğunda en önemli unsur olan illiyet bağı somut olayda yoktur.Bu iki şahsı ölümden sorumlu tutmak çok zorlama bir yorum olacaktır.Hele Süleyman'dan "başkası binerde beni hortladı sanarda kaza olur" diye düşünmesini beklemek kusur çemberi müthiş genişletmek demektir ki kabul edilemez.Burada sadece şoförün Karayolları Trafik Kanunu'na göre bir sorumluluğu sözkonusudur.Arkası açık olan araca emniyet tedbiri almadan insan bnidirmekten dolayı bir sorumluluğu düşünülebilir.Yoksa bu kişilere ceza verilmediğinde toplum vicdanında hiçbir rahatsızlık oluşacağı kanısında değilim.
Old 19-12-2006, 18:17   #3
heyyou

 
Varsayılan

nedensellik bağı araştırılken şart teorisi + objektif isnadiyet kullanılmalıdır diye düşünmekteyim.Şart teorisi aşırı şekilde genişletirken objektif isnadiyet bu durumu sınırlar.Olayınıza da bu kavramlar uygulandığında objektif olarak herhangi bir kişiye sorumluluk yüklenememektedir kanısındayım
Old 19-12-2006, 21:30   #4
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Muhtemelen güzel ülkemde buna bnzer hadiseler cerayan etmiştir. Ancak anlayamadığım husus bu soru sorulurken beklenen menfaat nedir? -eleştirim size değil Sayın Adalet, bu soruyu size sorana- yani amacınız illiyet rabıtasını, yada her neyi öğretmekse şöyle daha özgün daha yaygın hadiselerle menfaat pekiştirilemez miydi?

Soruya cevabım: Delil yetersizliğinden beraatine
Old 25-12-2006, 15:28   #5
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

1)1.sorunuza cevap olarak şunları söyleyebilirim.Eğer şoför Melihin 2 kişiyi arabaya almaması halinde o iki kişinin atlayıp beyin kanaması geçirmeyeceği ve ölmeyeceklerini düşünerek Melihi bu konuda sorumluluk altına almak ceza hukukunu karamsar ve sonu gelmez bir alana çekmek olacaktır.Böyle düşündüğümüzde silahla adam öldürmede silahı üreteni,hırsızın ana-babasını v.s. illiyet bağı istenildiği kadar uzatılabilecektir.
Bu yüzden sorumluluğun oluşabilmesi için ceza hukuku düşüncesi uygun illiyet bağı düşüncesini kabul etmiştir.
Fail'in fiili ile sonuç arasındaki bağlantı olarak düşünülebilmelidir.
2.soruya cevap olarakda Süleymana burada böyle bir durumun yaşanılabileceğini ve bunun için tedbirli olması yükümlülüğünü yükleyemeyiz.Arabadan atlayan 2 kişinin ölümüne sebep olan durum kişilerin kendisinden kaynaklanmaktadır.Yani kişiler panik halinde davranıp arabadan aşağı atlamışlardır.Bu durumda Süleymanın bu kişilerin atlaması ile ilgili olarak ve bunla bağlantılı bir fiili bulunmamaktadır.Kişiler korku nedeniyle bu hareketi gerçekleştirmişler ve fiilin sonucunada kendileri katlanmak zorundadırlar.
Mesela eşi kendisini terk ettiği için kendisini damdan aşağı atan kocanın yaralanmasında eşini sorumlu tutamayız
Olay çok hoş...Saygılar.
 


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hukuk mezunu şoför aranıyor! ahmetsacit Hukuk Haberleri 78 19-01-2010 12:53
Avukatların Ülkemizde Yapılan Cenaze Törenleri Av. Adil Giray ÇELİK Hukuk Sohbetleri 6 11-06-2009 23:31
Baroya Ödenecek Nakil Ücreti İle İlgili Karar Av.Emine Manav Konumuz : Hukukçular 3 15-06-2007 11:53
İşverene ait aracı kullanan işçinin karayolunda geçirdiği trafik kazası mslmklvz Meslektaşların Soruları 29 01-09-2006 15:12
Acı Bir Kayıp - Melih Cevdet Anday Armağan Konyalı Site Lokali 5 30-11-2002 09:09


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04045391 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.