Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

tanıma ve yni dava

Yanıt
Old 03-11-2006, 17:51   #1
balturk

 
Önemli tanıma ve yni dava

.değerli meslektaşlarım.Bir konuda acil yardımlarınız bekliyorum.
...Almanyada görülen dava sonucu boşanma kararı verilmiştir.Fakat karar türkiyede tanınmamıştır.Bu arada karşı taraf vekişli tarafından türkiyede yeni bir dava açılarak booşanma,nafaka,tazminat,edinilmiş malllara katılma rejiminden talepte bulunmuşlardır.Fakat yurt dışı boşanma davasından hiç bahsedilmemiştir.Yeni açılan dav da henüz müvekkile tebliğ edilmemiştir.
Bu durumda yurt dışı verilmiş ve kesinleşmiş mahkeme kararı varken türkiyede yeniden nafaka,tazminat vb talep içerikli dava açılabilirmi.Tanıma davası açmamız halinde bu karar kesin hüküm içeriri mi.Yurt dışı kararında nafaka,tazminat hükmü yoktur.Acilen yardım bekliyorum.selamlar
Old 03-11-2006, 22:53   #2
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Sayın Balkaya,
Yargılama yetkisi devletin egemenliği ile yakından ilgili olduğundan; tanıma ve tenfiz ancak karşılıklı anlaşma veya mütekabiliyet ile mümkündür. (Almanya ile karşılılklık durumu vardır.) Bunu şu nedenle söylüyorum: Almanya'da boşanma kararı verilmiş olması, burada boşanma davası açılmasına engel değildir. Almanya'da verilen boşanma hükmü buradaki boşanma davasında evliliğin temelinden sarsıldığı, boşanma şartlarının oluştuğuna dair kesin delil teşkil edecektir. Buradaki davada ayrıca nazara alınması gereken talepler mevcut olduğundan sanırım karşı yan vekilinin hareket noktası da doğru. Buradaki davada Almanya'daki davadan söz etmesine gerek yoktur ancak söz edilmesi halinde bu her iki taraf lehine olacaktır, eğer bunu kabul ettirebilecek pratik bir hakim bulabilirseniz, mesela bu konuda ayrıca tanık dinletilmesine gerek kalmayabilir. Nafaka, tazminat, mal rejiminin tasfiyesi gibi hususlar ayrıca yargılamayı gerektirir gözüküyor.

Bunun dışında sadece boşanma kararının tanınmasına yönelik bir dava açılması ve kararın tanınmasının sağlanması mümkün gözüküyor. Bu halde derdestlik itirazı ile karşılaşır mısınız? Bence farklı davalar ve derdestlik itirazı söz konusu olmamalı ama emin değilim. Bu halde derdestlik bahis mevzuu olmadan kararın tanınmasını sağlasanız bile boşanmanın feriileri bakımından diğer yanın ayrıca dava hakları var mı? Boşanma kararı kesinleşirse olmaması lazım ama o zaman da hakkaniyete aykırı bir durum oluşuyor. Yanlış hatırlamıyorsam tenfiz davalarında zaten davalının tabi olduğu hukuk bakımından haklarının korunup-korunmadığı kamu düzeni bakımından ayrıca araştırılıyordu ve bu tenfizin şartlarından biri idi. Ancak tanıma davalarında ise fiilen icrayı gerektiren bir durum olmadığından buna bakılmıyordu.

Saygılarımla.
Old 04-11-2006, 05:17   #3
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Yabancı mahkeme kararında boşanmaya karar verilmişse, yeniden boşanma talep edilemez, yine yabancı mahkeme ilamında tazminat talep edilmemişse istenemez diye düşünüyorum.

Yabancı mahkeme kararları, tanıma kararını takiben bizde de aynı hüküm ve sonuçları doğuracak. Tanıma davasını açmaya da engel yok.İki davanın eş zamanlı yürümesi ise hiç mantıklı gelmiyor.

İstisna olan durumlar, mevzuatımızda kamu düzenini ilgilendiren konularda bizim hükümlerimize ters düşen hükümler (Mesela velayete ilişkin, mevzuatımıza uygun olmayacak hükümler gibi)

Bu tür dosyalarda da, yabancı ilamdaki bizim mevzuatımıza aykırı düşen düzenlemeler tanınmıyor, ama topyekün kararın tanınmaması sözkonusu değil.

Durum böyle olunca, kamu düzenini ilgilendiren esaslı düzenlemelerle ilgili ayrıntılara ilişkin istemler dışında, yeniden boşanma , tazminat talepli dava açılamaz gibi geliyor bana.
Old 04-11-2006, 21:31   #4
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan Yabancı Mahkeme Kararı, Kesin Hüküm, Derdestlik

1. Aşağıdaki 1 ve 2 numaradaki kararlarda Yargıtay , tenfiz edilmiş veya tenfiz şartlarını taşıdığı mahkemece tespit edilmiş (tanıma) yabancı mahkeme kararlarının kesin hüküm teşkil edeceğini, aksi durumda kesin hükmün söz konusu olmadığını ve Türkiye’de açılan davada takdiri delil olarak değerlendirileceğini öngörmektedir.

Buna karışın , 3 numaralı kararda, yabancı mahkemede açılan , henüz sonuçlanmayan bir davanın Türkiye’de sonradan açılan dava için derdest dava sayılacağını , derdestlik itirazında bulunulduğunda , bu itirazın dikkate alınıp, kararda yazılı olduğu gibi işlem yapılacağını belirtmektedir.

Kesin hüküm ve derdestlik yönünden Yargıtayın ortaya koyduğu bu farklılık bana ilginç geldi.

2. Sorudaki olayda yabancı mahkeme kararı kesinleşmiş fakat Türkiye’de tenfizine veya tanınmasına karar verilmemiştir. “ Görülmekte olan bir davada yabancı ilamın kesin hüküm itirazı olarak ileriye sürülmesi veya kesin delil olarak ileriye sürülmesi halinde esas davaya bakan mahkeme tanıma koşullarının oluşup oluşmadığını tespit edecektir “ ( A.İhsan ÖZUĞUR Boşanma ve Ayrılık 2000 sh. 769) Bu görüşe göre, Türkiye’deki boşanma davası içinde kesin hüküm itirazında bulunabilecek ve boşanma davasının gören mahkeme tanıma koşullarını diğer anlatımla tenfiz koşullarını taşıyıp taşımadığını araştıracaktır. Bana göre temkinli davranmak ve cevap süresi içinde karşılık dava olarak tanıma istemek veya süre geçirilmişse bağımsız olarak tanıma davası açarak birleştirilmesini sağlamak daha uygun olacaktır.

Saygılarımla.

( Karar 1 )

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ T. 15.11.1984 E. 1984/9293 K. 1984/9484

Sonuçları birbirine ters düşen ve kesin hüküm halini alan iki ilâmın varlığı, yargılamanın iadesine sebep teşkil eder (HUMK.445/10). Kural olarak bu ilâmların Türk Mahkemesinden verilmesi gerekir. Ancak 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanununun 38 ve sonraki maddeleri uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesince tenfizine yerine getirilmesine karar verilen ve Yabancı Memleket Mahkemelerinden verilen kararlar dahi Türk Mahkemelerinden verilen kararlar gibi kesin hükmün bütün sonuçlarını meydana getirir. Onun için bu nevi tür kesin hükümler dahi Usulün 445/son bendinde yer alan karar niteliği taşır. olayda yargılamanın iadesine konu olan kararlardan birisi Türk Mahkemelerinden verilip kesinleşmiştir. Öteki karar ise, Bugaristan Mahkemesi'nden verilmiş ve az önce sözü edilen 2675 sayılı Kanunun gereğince tenfizine karar verilmemiş ve böylece Usulün 445. maddesinin kapsamına giren kesin hüküm niteliği almamıştır.
Az önce açıklandığı gibi olayda birbiri ile çelişen iki kesin hüküm söz konusu olmadığı için yargılamanın iadesi yoluna başvurulması mümkün değildir.

( Karar 2 )
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU T. 24.10.2001 E. 2001/4-962 K. 2001/750

Yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Davacının istemi haksız fiilden doğan alacağın tahsiline ilişkin olduğuna göre bu bir eda davasıdır. Eda davası ne tenfiz ne tanımadır. Eda davasında davacı tanınmamış ve tenfizi istenmemiş yabancı mahkeme ilamına takdiri delil olarak dayanabilir. Usul Yasasında açıklandığı şekilde bu tür delil diğer delillerle birlikte takdir edilir ve değerlendirilir. Dava konusu olayda da davacı, yabancı mahkeme ilamına takdiri delil olarak dayandığından, işin esasına girilerek hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmelidir.

( Karar 3 )

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ T. 11.11.1997 E. 1997/8719 K. 1997/12159

Boşanma davasının hem yabancı mahkemede, hem de Türk mahkemesinde açılması
Evlilik bağına ilişkin kararların tanınması hakkındaki sözleşmeyi ( 14.9.1975 tarihli Resmi Gazete ) ülkemizde 14.9.1975 tarihinde kabul etmiştir. sözleşmenin birinci maddesinde "akit devletlerden birinin evlilik bağının zevaline, gevşetilmesine, varlığına veya yokluğuna geçerliliğine veya butlanına ilişkin olarak verilmiş her kararın akit devletlerde de karar verilen devletteki kudreti ile tanınacağı" belirtilmiştir. 10. maddesinde de "Akit devletlerden birinin makamı önünde daha önce, evlilik bağının zevaline, gevşetilmesine, varlığına veya yokluğuna, geçerliliğine veya butlanına ilişkin bir istemde bulunmuşsa, diğer akit devletler makamları, aynı konuda ve aynı sıfatı taşıyan, aynı taraflarla ilgili olup önlerine getirilen her istemin esası hakkında karar vermekten sarfınazar edeceklerdir. Bununla beraber sonradan başvurulmuş merci en az bir yıllık bir süre tespit yetkisine sahip olacak ve bu süre sonunda esas hakkında henüz bir karar verilmişse, kendisi karar verecektir" biçiminde bir düzenlenme yer almaktadır. Amaç her iki ülke makamlarından farklı kararların çıkmasını önlemek, bunun yanında işin sürüncemede bırakılmasına da engel olmaktır. Sözü edilen anlaşma onaylandığına göre artık bir iç hukuk kuralı haline gelmiştir ( Anayasa, mad. 90 )
Taraflar Türk vatandaşıdırlar. Davalı Türk mahkemesinde açılan davada derdestlik itirazında bulunmuştur. Derdest olduğu ileri sürülen ülke de "Evlilik bağına ilişkin kararların tanınması hakkındaki sözleşmeye" katılmıştır. Mahkemece yapılacak iş, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde derdest davanın olup olmadığını öncelikle tespit etmek derdest davanın varlığının kabulü halinde sözleşmenin 10/2. maddesi hükmü gereğince işlem yapmaktan ibarettir.
Old 04-11-2006, 22:34   #5
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Sayın Baltürk,

Bu durumda siz önce davranıp; yabancı mahkeme kararı tanıma ve tenfiz ettirerek, bunu boşanma davasında kesin hüküm olarak ileri sürmelisiniz. (Bağımsız bir tanıma-tenfiz davası açıp, boşanma davasında bekletici mesele yapılabilir.) Bu halde kesin hüküm itirazı nedeniyle artık nafaka, tazminat, velayet gibi talepler direkt reddedilecektir. (Aslında sizin kararınızda ifa gerektiren icrai hükümler olmadığından (yani velayet, nafaka, tazminat, vs.) bu kararın sadece tanınmasının yapılması gerekiyor ama uygulamada karışıklık olduğundan, tanıma ve tenfizi birlikte talep etmenizde fayda vardır. Bu halde de aslında hem şartları ve hem de usulü tenfize göre daha kolay olan tanıma, bir nevi devre dışı kalarak yapılan, gerekmese bile direkt olarak tenfizdir ne yazık ki!)

Ancak benim merak ettiğim husus şu: Mal rejiminin tasfiyesi nasıl olacaktır/olabilecek midir? Yani boşanma davasında talep edilmemiş olsa bile, sonradan bağımsız bir dava mal rejiminin tasfiyesinin talep edilme imkanı var mıdır?

Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tanıma Ve Tenfiz Davaları hukukçu42 Aile Hukuku Çalışma Grubu 34 16-07-2021 11:34
velayet-tenfiz-tanıma seyitsonmez Meslektaşların Soruları 3 11-10-2006 15:46
Taşıt Tanıma Sistemi (?) Av. Şehper Ferda DEMİREL Hukuk Sohbetleri 0 11-09-2006 23:57
Tanıma/Tenfiz Av.Özgül Meslektaşların Soruları 3 03-07-2006 13:32


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04008007 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.