Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İdareye BaŞvuru Sonucunu Beklemeden Dava AÇma

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-01-2010, 11:52   #1
Erkan Uygun

 
Varsayılan İdareye BaŞvuru Sonucunu Beklemeden Dava AÇma

Müvekkil Derneğe ait lokal e ilişkin ruhsat idare tarafından iptal edildi.İdareye Yazılı başvuruda bulunduk.Ancak müvekkil söz konusu yazılı başvurunun sonucu değiştirmeyeceğini bunu beklemeden dava açmamızı istiyor. Zira lokal kapanınca her gün zarar ediyor. İşçiler çalışamıyor. Yazalı başvurunun sonucunu beklemeden dava açabilir miyiz.
Old 11-01-2010, 12:24   #2
savunma

 
Varsayılan

İdareye yapılan başvurulara, idare en geç 60 gün içinde yazılı cevap vermekle yükümlüdür. Cevap vermezse olumsuz cevap verdiği varsayılarak oluşan bu zımni red kararına karşı idari yargıya başvurulabilir.Zımni red süresi dolmadan dava açılması durumunda henüz ortada bir idari karar olmadığından dava reddedilebilir.
Olayınızda idare önce ruhsatı iptal etmiş ve bunun üzerine idareye bir başvuru (bir nevi itiraz mahiyetinde zannedersem) sözkonusu ki buna gerek yoktu. Esasında idarenin ruhsatın iptali işleminden itibaren kanuni süre içersinde doğrudan idari yargıda dava açılabilirdi
Old 11-01-2010, 12:28   #4
Erkan Uygun

 
Varsayılan

Ben de idareye başvurmaya gerek olmadığını müvekkile anlattım ancak ısrar ettiler.. sonuçta kendi kendimizi bağladık. Şöyle bir durum var ama. Gelişen bu süreçte rica minnet lokal çalışmaya devam ediyor. Dün gece gelip ruhsatsız faaliyet olduğuna dair tutanak tutmuşlar.. Bu tututak idarenin başvuruyu zımmen red ettiği anlamına gelir mi
Old 11-01-2010, 12:57   #5
savunma

 
Varsayılan

Hayır sayılamaz.Zımni red sayılabilmesi için idarenin söz konusu sürede suskun kalması cevap vermemesi sözkonudur. Gerçi idare bu işlemiyle bir anlamda yaptığı işlemde devam ettiğine dair iradesini ortaya koymaktadır. Bu reddettiği anlamına gelir mi veya mahkeme öyle yorumlar mı ? (Gerçi Danıştay henüz kesinleşmeden dava konusu yapılan bir işlemin sonradan kesinleşmesi üzerine , davanın esasını karara bağlamıştır)
durumun bahsetmiş olduğunuz aciliyetine binaen söz konusu idareye gidip olumlu veya olumsuz bir cevap vermesi talebinde bulunulabilir.
Old 12-01-2010, 01:33   #6
avukat.derviş.yıldızoğlu

 
Varsayılan

60 günlük süre olan zımni red süresinin geçmesi mutlak surette geçerlidir. ya da denildiği gibi idare ret kararı vermelidir. ondan sonra dava açılır. Tutulan tutanak red niteliğinde değildir. dava açılırken işin acliyetine binaen yürütmeyi durdurma talepli açılması uygun olacaktır
Old 12-01-2010, 08:36   #7
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Erkan Uygun

Kanun'daki ifadesiyle "üst makama başvurmak" dava açma süresini durdurur. (İşlemi yapan) Aynı makama başvurmak ise durdurmaz.

Sizin sorunuzdaki "idareye başvuru" üst makama mı yapıldı? Eğer aksi ise siz yanıt beklerken dava açmak için geçerli olan 60 günlük hak düşümü süresini de kaçırabilirsiniz.
Old 12-01-2010, 10:07   #8
avktderya

 
Varsayılan

sayın Konyalı ,
yapılan başvuru doğru yere yapılmışsa , yani üst bir makam bulunmuyorsa ve ya üst makama doğru şekilde başvuruda bulunulmuşsa ve başvuruyu beklemeden dava açılmışsa sonuç ne olur?
Old 13-01-2010, 11:29   #9
Erkan Uygun

 
Varsayılan

Başvuruyu üst makama yaptık. İşlem Kaymakamlık işlemiydi.KAymakamlık olur'u ile yapılmış bir işlemdi. Biz valiliğe başvurduk..
Old 28-03-2010, 09:53   #10
avktderya

 
Varsayılan

selam ,
tahakkuk ettirlen bir vergide tahakkukun düzeltilmesi için başvuru yapılması üzerine de dava açmak için beklenilmesi gerekmekte midir?
vergi usul hukukunda dava açma süresini durduran ve ya haller söz konusumudur ?

saygılarımla
Old 28-03-2010, 10:55   #11
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avktderya
yapılan başvuru doğru yere yapılmışsa , yani üst bir makam bulunmuyorsa ve ya üst makama doğru şekilde başvuruda bulunulmuşsa ve başvuruyu beklemeden dava açılmışsa sonuç ne olur?

Zamanından önce açılmış davalarda mahkeme İYUK 14/e gereğince re'sen inceleme yaptığından davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle İYUK 15/b gereğince davayı reddetmesi gerekir.
Alıntı:
tahakkuk ettirilen bir vergide tahakkukun düzeltilmesi için başvuru yapılması üzerine de dava açmak için beklenilmesi gerekmekte midir? vergi usul hukukunda dava açma süresini durduran ve ya haller söz konusu mudur ?
Vergi mahkemelerindeki yargılama İYUK'a göre yapıldığına göre İYUK 11 gereğince beklenilmesi gerekir.

Vergi Usul Kanunu vergilendirme ile ilgili olup dava açma süreleri konusunda İYUK'a bakılmalıdır. VUK'da mücbir nedenler ve zamanaşımını kesen nedenler gibi hükümler, mükelleflerin vergi ödevlerini yerine getirmeleriyle ilgilidir; dava açma haklarıyla doğrudan ilgili değildir.
Old 28-03-2010, 11:41   #12
gencerx07

 
Varsayılan

kapatma nedeni ne? bazı durumlar da sulh cezaya itiraz ediliyor çünkü. bence buna da dikkat edin. mesela 1072 sayılı kanuna istinaden kapatılmış ise..
Old 26-07-2018, 11:16   #13
Tortuga

 
Varsayılan

Merhabalar,
Sayın meslektaşımın 1. mesajda bahsettiği durum ile benzer bir durumla karşı karşıyayım. Müvekkile 13.07.2018 tarihinde belediye encümeni tarafından alınan, ruhsatsız iş yeri çalıştırdığı gerekçe gösterilerek para cezası ve '1 ay içinde ruhsat almadığı takdirde mühürleme işlemi yapılacağı' şeklinde bir idari yaptırım kararı tebliğ edilmiş. Şöyle ki; esasen burası bir iş yeri değil, müvekkilin müstakil evinin yanındaki mülkiyeti kendisine ait olan küçük bir depo. Müvekkil burada fabrikalardan topladığı tahta paletleri depolayıp keserek kendisine kış için yakacak tahta haline getiriyormuş.Komşuların gürültü şikayeti üzerine zabıta gelmiş ve yukarıda bahsettiğim belediye encümen kararı kendisine tebliğ edilmiş. Kendisine yd talepli iptal davası açılması gerektiğini anlatsam da, dava açmadan öncelikle belediyeye bir dilekçe yazalım diye ısrarcı oldu. 23.07.2018 tarihinde belediyeye kararın iptali için dilekçeyi vermiş. Şimdi ise fikir değiştirerek iptal davası açmak istiyor. Ancak, kendi verdiği dilekçe ile belediyeye 60 günlük bir cevap süresi tanımış olduğundan dolayı, bu sürenin geçmesini beklemeden dava açamayacağımızı düşünüyorum (ki bu süre içerisinde ruhsat alınması için encümen kararı ile tanınan 1 aylık süre dolmuş olacağından muhtemelen deposu mühürlenecek). Doğru mu düşünüyorum meslektaşlarım? Değerli fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Old 26-07-2018, 21:29   #14
Nidyak

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Erkan Uygun
Müvekkil Derneğe ait lokal e ilişkin ruhsat idare tarafından iptal edildi.İdareye Yazılı başvuruda bulunduk.Ancak müvekkil söz konusu yazılı başvurunun sonucu değiştirmeyeceğini bunu beklemeden dava açmamızı istiyor. Zira lokal kapanınca her gün zarar ediyor. İşçiler çalışamıyor. Yazalı başvurunun sonucunu beklemeden dava açabilir miyiz.
DANIŞTAY
4. Daire 2007/3301 E.N , 2008/3554 K.N.


Özet
DAVACININ 24.11,2006 TARİHİNDE TEBLİĞ EDİLEN İŞLEMİN KALDIRILARAK, HAKKINDA TESİS EDİLEN MÜKELLEFİYETİN TERKİNİ İSTEMİYLE, 8.12.2006 TARİHLİ VE 102282 SAYILI DİLEKÇE İLE 2577 SAYILI İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU'NUN 11 NCİ MADDESİ UYARINCA, DAVA AÇMA SÜRESİ İÇERİSİNDE DAVALI İDAREYE BAŞVURUDA BULUNDUĞU VE İDAREYE YASAL OLARAK TANINAN CEVAP SÜRESİNİN BİTİMİNİ BEKLEMEDEN, KANUNDA ÖNGÖRÜLEN SÜREDEN ÖNCE 25.1.2007 TARİHİNDE DAVA AÇTIĞI ANLAŞILMIŞ OLUP; TEMYİZ DİLEKÇESİNİN VERİLDİĞİ 21.5.2007 TARİHİ İTİBARIYLA DAHİ DAVACININ BAŞVURUSUNA İDARECE BİR CEVAP VERİLMEMİŞ OLMASI KARŞISINDA, ANAYASAL BİR HAK OLAN DAVA AÇMA HAKKININ, SÜRE AŞIMI NEDENİYLE KULLANILAMAYACAĞININ KABULÜNE HUKUKEN OLANAK BULUNMADIĞINDAN, AKSİ YÖNDE VERİLEN MAHKEME KARARINDA YASAL İSABET GÖRÜLMEDİĞİ HAKKINDA.




İçtihat Metni

Davalı İdarece 25.11.2005 günlü denetim tutanağına istinaden davacı adına mükellefiyet tesis edilmesine ilişkin 20.2.2006 günlü ve 5741 sayılı işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır. İstanbul 4.Vergi Mahkemesinin 26.1.2007 günlü ve E:2007/231, K:2007/160 sayılı kararıyla; davacıya hakkında mükellefiyet tesis edildiğini ve bazı belgelerin istenildiği bildiren 20.2.2006 günlü ve 5741 sayılı yazının tebliği üzerine dava açma süresi içerisinde dava açılması veya 2577 sayılı Kanunun 11 nci maddesi uyarınca dava açma süresi içerisinde işlemin kaldırılması veya değiştirilmesinin istenilmesi gerekirken, davacı tarafından davalı idareye dava açma süresi geçtikten sonra 8.12.2006 tarihinde başvurulduğu ve 20.2.2006 günlü işlemin süresi içerisinde de dava konusu edilmediği görüldüğünden î 25.1.2007 tarihinde kayda giren dilekçe ile açılan davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı, 20.2.2006 tarihli dava konusu işlemin tarafına 24.11.2006 tarihinde tebliğ edildiğini, bu nedenle dava açma süresinin geçmediğini ileri sürerekkararın bozulmasını istemektedir. Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi Zübeyde Çelebi'nîn Düşüncesi : 2577 sayılı Kanunun 7 nci maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, bu sürelerin; idari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı,vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda; tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın; tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin; tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava açması gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği; tarihi izleyen günden başlayacağı hüküm altına alınmış, aynı Kanunun 11 inci maddesinde ise, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği,bu başvurunun, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı,isteğin reddedilmesi

veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı belirtilmiştir. Vergi Mahkemesince dava konusu işlemin tebliğ tarihi 20.2.2006 olarak kabul

edilerek 25.1.2007 tarihinde açılan davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmişse de; hakkında mükellefiyet tesis edilmesine ilişkin işlemin davacıya 24.11.2006 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından işlemin kaldırılması istemiyle 8.12.2006 tarihinde, İdareye 2577 sayılı Kanunun 11 inci maddesi uyarınca başvuruda bulunulduğu ve 25.1.2007 tarihinde mükellefiyet tesis edilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açıldığı görülmüştür. Davanın süresinde açıldığının kabulü için; davacının 2577 sayılı Kanunun 11 inci maddesi uyarınca dava açma süresi içerisinde yaptığı başvurunun reddi yönünde İdarece bir ceva'p verilmesi veya altmış gün içerisnde cevap verilmemesi üzerine başvuruyla birlikte durup tekrar işlemeye başlayan kalan süre içerisinde dava açılmış olması gerekmektedir. İncelenen olayda, davacının 24.11.2006 tarihinde tebliğ edilen işleme karşı dava açma süresi içerisinde 8.12.2006 tarihinde İdareye başvuruda bulunduğu, ancak İdarece herhangi bir cevap verilmeden ve altmış günlük zımni ret süresi geçmeden 25.1.2007 tarihinde dava açıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda kesin ve kanuni olan dava açma süresi içerisinde dava açmayan ve usulüne uygun olarak idari başvuru yollarına gitmeyen davacının açtığı davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar veren Vergi Mahkemesi kararının sonucu itibarıyla yerinde olduğu, kararın bu gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı A.Kemal Terlemezoğlu'nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden
hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:

Davalı İdarece 25.11.2005 günlü denetim tutanağına istinaden davacı adına mükellefiyet tesis edilmesine ilişkin 20.2.2006 günlü ve 5741 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davayı süreaşımı nedeniyle reddeden Vergi Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Dava Açma Süresi" başlıklı 7'inci maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış, vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, belirtilmiş, "Üst Makamlara Başvurma" başlıklı 11 inci maddesinde ise, ilgililer tarafından, idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurmanın işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış, gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı, hükme bağlanmıştır.

Vergi Mahkemesince, davacıya hakkında mükellefiyet tesis edildiğini ve bazı belgelerin istenildiğini bildiren 20.2.2006 günlü 5741 sayılı yazının tebliği üzerine davacı tarafından dava açma süresi geçtikten sonra 8.12.2006 gününde davalı İdareye başvurulduğu ve 20.2.2006 günlü işlemin süresi içerisinde dava konusu edilmediği, 25.1.2007 tarihinde kayda giren dilekçe ile açılan davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, dava konusu 20.2.2006 günlü işlemin davacıya tebliğ tarihinin, 20.2.2006 tarihi olmayıp 24.11.2006 tarihi olduğu anlaşılmıştır. Buna göre, davacının 24.11.2006 tarihinde tebliğ edilen bu işlemin kaldırılarak hakkında tesis edilen mükellefiyetin terkini istemiyle 8.12.2006 tarihli ve 102282 sayılı dilekçe ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun yukarıda belirtilen 11 nci maddesi uyarınca dava açma süresi içerisinde davalı İdareye başvuruda bulunduğu ve İdareye yasal olarak tanınan cevap süresinin bitimini beklemeden, Kanunda öngörülen süreden önce 25.1.2007 tarihinde dava açtığı anlaşılmış olup, temyiz dilekçesinin verildiği 21.5.2007 tarihi itibarıyla dahi davacının başvurusuna İdarece bir cevap verilmemiş olması karşısında, Anayasal bir hak olan dava açma hakkının süreaşımı nedeniyle kullanılamayacağının kabulüne hukuken olanak bulunmadığından aksi yönde verilen Mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle İstanbul 4.Vergi Mahkemesinin 26.1.2007 günlü ve E:2007/231, K:2007/160 sayılı kararının bozulmasına, 13.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 26-07-2018, 21:35   #15
Nidyak

 
Varsayılan alıntıdır!!!

[quote=Erkan Uygun]Müvekkil Derneğe ait lokal e ilişkin ruhsat idare tarafından iptal edildi.İdareye Yazılı başvuruda bulunduk.Ancak müvekkil söz konusu yazılı başvurunun sonucu değiştirmeyeceğini bunu beklemeden dava açmamızı istiyor. Zira lokal kapanınca her gün zarar ediyor. İşçiler çalışamıyor. Yazalı başvurunun sonucunu beklemeden dava açabilir miyiz.
İdari merci tecavüzü, “yasaların zorunlu öngördüğü idari başvuru yolları tüketilmeden, idari başvuru süresi içinde zorunlu veya isteğe bağlı idari baş-vuru yollarına idari başvuru süresi içinde başvurup da idarenin cevabı veya kararını beklemeden idari yargıda dava açmak olarak tanımlanmakta, isteğe bağlı idari başvuru yapılıp da sonucunu beklemeden dava açılması durumu da idari merci tecavüzü olarak değerlendirilmektedir.
Old 26-07-2018, 21:38   #16
Nidyak

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Erkan Uygun
Müvekkil Derneğe ait lokal e ilişkin ruhsat idare tarafından iptal edildi.İdareye Yazılı başvuruda bulunduk.Ancak müvekkil söz konusu yazılı başvurunun sonucu değiştirmeyeceğini bunu beklemeden dava açmamızı istiyor. Zira lokal kapanınca her gün zarar ediyor. İşçiler çalışamıyor. Yazalı başvurunun sonucunu beklemeden dava açabilir miyiz.


T.C.
DANIŞTAY
9. DAİRE
E. 2009/4653
K. 2012/764
T. 16.2.2012
• TAHSİL HARCININ İADESİ TALEBİ ( Üst Makamlara Başvurmaya İlişkin Hükmün Yükümlülük Değil Hak Olduğu - Doğrudan Dava Açılabileceği )
• ÜST MAKAMLARA BAŞVURU YOLU ( Tahsil Harcının İadesi Talebi/İhtiyari Bir Usul Olduğu - Yapılan Başvuru Olmasının İdari Dava Açılmasını Engellemeyeceği )
• DOĞRUDAN DAVA AÇMA ( Tahsil Harcının İadesi Talebi/Üst Makamlara Başvuru Yolunun Yükümlülük Değil Hak Olduğu - İhtiyari Bir Usul Olduğu/Doğrudan Dava Açılabileceği )
• İDARİ DAVA AÇMADAN ÖNCE ÜST MAKAMLARA BAŞVURMA ( Tahsil Harcının İadesi Talebi/Üst Makamlara Başvuru Yolunun Yükümlülük Değil Hak Olduğu - İhtiyari Bir Usul Olduğu/Doğrudan Dava Açılabileceği )
2577/m.7, 11
ÖZET : Dava ödenen tahsil harcının ret ve iadesi istemine ilişkindir. 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu`nun 11. maddesinde yer alan üst makamlara başvuru yolu zorunlu değil ihtiyari bir başvuru yoludur. İlgililer dava açma süresi içinde doğrudan dava açabilecekleri gibi dava açmadan önce, tesis edilen işlemin kaldırılmasını, geri alınmasını değiştirilmesini veya yeni bir işlem yapılmasını üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan isteyebilirler. Öngörülen bu usulün ihtiyari bir usul olması nedeniyle de ilgililer bu yola başvursalar dahi, dava açma süresi içinde olmak şartıyla, idari dava da açabilirler. Zira getirilen bu düzenlemeyle ilgilere bir yükümlülük değil, bir hak tanınmaktadır. Hal böyle olunca, 11. madde kapsamında bir başvuru da bulunulmuş olması ve bu başvurunun henüz sonuçlanmamış olması ilgililer tarafından idari dava açma süresi içinde dava açılmasını engellemez. Bu husus gözetilmelidir.

İstemin Özeti: Ödenen tahsil harcının ret ve iadesi istemiyle açılan davayı; olayda, davacı banka tarafından kullandırılan kredinin geri ödenmemesi nedeniyle teminata alınan taşınmazların ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibi safhasında davacı banka tarafından ödenen tahsil harcının ret ve iadesi istenmekte ise de, 02.06.2008 tarihinde ödenen harcın iadesi istemiyle 10.06.2008 tarihinde davalı idareye başvurulduğu, bu başvuru ile dava açma süresinin durduğu, davanın ise dava açama süresinin durduğu 25.06.2008 tarihinde açıldığı, dolayısıyla davalı idareye yapılan başvuru üzerine herhangi bir işlem tesis edilmesi beklenilmeksizin açılan davanın bu aşamada inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle reddeden İstanbul 4. Vergi Mahkemesinin 18.3.2009 tarih ve E:2008/2271, K:2009/690 sayılı kararının; tahsil edilen harç, tahakkuku tahsile bağlı bir mali yükümlülük olduğundan, bu tutarın iadesi istemiyle 30 gün içinde açılan davanın yasal olduğu ve işin esasının incelenmesinin gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Savcısı Mehmet Sağlam`ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Tetkik Hakimi Emrah Özcan`ın Düşüncesi : İleri sürülen İddialar usule ve hukuka uygun Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:

KARAR : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun "Dava Açma Süresi" başlıklı 7.maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay`da ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, bu sürelerin, idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı, vergi, resim ve harçlar ve benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda: tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın; tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin: tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin: tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava açması gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği tarihi izleyen günden başlayacağı hükme bağlanmıştır.

Aynı Yasanın Üst Makamlara Başvurma Başlıklı 11. maddesinde ise, "İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır." hükümlerine yer verilmiştir.

Dosyadaki belgelerin incelenmesinden 02.06,2008 tarihinde ödenen tahsil harcı için aynı tarihli sayman mutemedi alındısının düzenlendiği ve davanın bu tarihten itibaren 30 gün içinde 25.06.2008 tarihinde açıldığı, Vergi Mahkemesince de, 02.06.2008 tarihinde ödenen harcın iadesi istemiyle 10.6.2008 tarihinde davalı idareye başvurulduğu, bu başvuru ile dava açma süresinin durduğu, davanın ise dava açma süresinin durduğu 25.6.2008 tarihinde açıldığı, dolayısıyla davalı idareye yapılan başvuru üzerine herhangi bir işlem tesis edilmesi beklenilmeksizin açılan davanın bu aşamada inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddedildiği anlaşılmıştır.

2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu`nun 11. maddesinde yer alan başvuru yolu zorunlu değil ihtiyari bir başvuru yoludur. İlgililer dava açma süresi içinde doğrudan dava açabilecekleri gibi dava açmadan önce, tesis edilen işlemin kaldırılmasını, geri alınmasını değiştirilmesini veya yeni bir işlem yapılmasını üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan isteyebilirler. Öngörülen bu usulün ihtiyari bir usul olması nedeniyle de ilgililer bu yola başvursalar dahi, dava açma süresi içinde olmak şartıyla, idari dava da açabilirler. Zira getirilen bu düzenlemeyle ilgilere bir yükümlülük değil, bir hak tanınmaktadır. Hal böyle olunca, 11. madde kapsamında bir başvuru da bulunulmuş olması ve bu başvurunun henüz sonuçlanmamış olması ilgililer tarafından idari dava açma süresi içinde dava açılmasını engellemez.

Bu durumda, harcın ödendiği tarihten itibaren bu harcın iadesi istemiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda öngörülen 30 günlük süre içerisinde açılan davanın esasının incelenmesi gerekirken davanın reddedilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle İstanbul 4. Vergi Mahkemesinin 18.03.2009 tarih ve E.2008/2271, K:2009/690 sayılı kararının bozulmasına, 16.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tam Yargı Davası Açmadan Önce İdareye Başvuru Zamanı Şamil TEKİR Meslektaşların Soruları 2 15-10-2009 11:42
Humk 89 da dava dilekçesinin iptalinden sonra dava açma süresi ne zaman başlar? avkutluk Meslektaşların Soruları 5 06-02-2009 23:18
İdareye Başvuru Koşulu Yerine Getirilmeden Açılan T. Yargı Davasının Z.aşımına Etkisi Av.E.Fırat Kuyurtar Meslektaşların Soruları 2 06-04-2007 20:57
Minibüs Geçici Çalişma Ruhsati Vermeyen İdareye Nasil Bir Dava Açilmalidir? Yusuf ayık Meslektaşların Soruları 1 19-01-2007 14:49


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07819796 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.