Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Beraat Eden Sanığın Tazminat Hakkı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 22-06-2010, 12:13   #1
av.bengü bulut

 
Varsayılan Beraat Eden Sanığın Tazminat Hakkı

Herkese iyi çalışmalar.
Müvekkil hakkında tehdit suçundan bahisle şikayette bulunulmuş ve neticede müvekkil delil yetersizliğinden beraat etmiş,ancak müşteki müvekkil ile yıllardır uğraşmakta ve onun ticari hayatına yönelik sıkıntılar çıkartmaktaymış.Mesela haksız yere sigortasız işçi çalıştırdı diye sgk'ya şikayet etmiş ve tabii bu ihbar asılsız çıkmış.Yine sağda solda asılsız dedikodular yaymaktaymış ki şahitlerle ispat edilebilir.En son olarak da tehdit suçundan şikayet etmiş ve müvekkil delil yetersizliğinden beraat etmiş.Tüm bunlar değerlendirildiğinde-özellikle ceza davasında müvekkilin haksız yere suçlanması,v.s)müşteki aleyhine kişilik hakalrına saldırı nedeniyle manevi tazminat davası açılabilir mi?teşekkürler
Old 22-06-2010, 12:40   #2
miss_lawyer

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2004/4-525
Karar: 2004/539
Karar Tarihi: 13.10.2004
ÖZET : Şikayetin kötü niyetli olarak yapılıp yapılmadığı yönündeki sorun, manevi tazminat bakımından daha önce görülen davada çözümlenmiş ve sonuca bağlanmıştır. Bu sonuç karşısında artık davalının davacıların kişilik haklarına saldırıda bulunduğu sabit olmuştur. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre Ceza davasında, anılan davacıların avukat ile temsil edildikleri, avukat ile ücret sözleşmesi yaptıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda Avukatlık Ücret Tarifesi ve Avukatlık Kanunu hükümlerine göre vekalet ücreti; ayrıca, yol masraflarının davacılara ödenmesi gerekmektedir.
(818 S. K. m. 41) (1086 S. K. m. 429) (1412 S. K. m. 411)
Dava: Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar N. İ., N. İ. ve S. D. vekili, davalının davacıları hırsızlıkla itham ettiğini, yapmış olduğu şikayetlerle mahkeme kapılarında dolaştırdığını, davacıların kendilerini savunmak amacıyla avukat tutmak zorunda kaldıklarını, davalarla ilgili yol masrafı ve çeşitli masraflar yaptıklarını, uğradıkları maddi kayıplar toplamı 500.000.000 TL maddi tazminatın davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuş, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Özel Daire'ce, yukarda yazılı gerekçeyle bozulmuştur.
N. B.'nin şikayeti üzerine T. Ç., N. İ., S. D., Sulh Ceza Mahkemesi'nde hırsızlık suçundan yargılanmışlar, herhangi bir delil bulunamadığından beraat etmişlerdir.
Davacılar tarafından aynı olayla ilgili olarak açılan manevi tazminat davası kabul edilmiş, Yargıtay'dan geçmek suretiyle kesinleşmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, bir tarafın haksız davranışından ötürü sanık olarak ceza mahkemesinde yargılanan kişi, yargılama nedeniyle katlanmak zorunda kaldığı giderlerden ötürü, genel hükümler çerçevesinde hukuk mahkemesine başvurarak istemde bulunabilir ( 15.12.1948 T., 25/10 sayılı İBK ). Bu nedenle kural olarak, haksız şikayet nedeniyle, ceza yargılaması sırasında yapılmak zorunda kalınan giderler istenebilir.
Somut olayda davacılar N. ve S., davalının şikayeti üzerine Sulh Ceza Mahkemesi'nde yargılanıp, beraat etmişlerdir. Şikayetin kötü niyetli olarak yapılıp yapılmadığı yönündeki sorun, manevi tazminat bakımından daha önce görülen Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2000/317 E, 2000/42 K. sayılı dosyasında çözümlenmiş ve sonuca bağlanmıştır.
Bu sonuç karşısında artık davalının davacı N. ve S.'nin kişilik haklarına saldırıda bulunduğu sabit olmuştur. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre Ceza davasında, anılan davacıların avukat ile temsil edildikleri, avukat ile ücret sözleşmesi yaptıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda Avukatlık Ücret Tarifesi ve Avukatlık Kanunu hükümlerine göre vekalet ücreti; ayrıca, yol masraflarının davacılar N. ve S.'ye ödenmesi gerekmektedir.
Davacı N. İ. hakkında ise davalı tarafından yapılmış bir şikayet, açılmış bir ceza davası bulunmamaktadır. Maddi tazminat gerektirir bir durum mevcut olmadığından bu davalı hakkında mahkemece verilen ret kararına ilişkin direnme kararı usule ve yasaya uygun olup, yerindedir.
Sonuç: 1. Davacı N. İ. yönünden, temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarda açıklanan nedenlerle onanmasına,
2. Davacılar N. İ. ve S. D. yönünden, temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'un 429. maddesi gereğince bozulmasına, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 13.10.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 22-06-2010, 12:41   #3
miss_lawyer

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/16205
Karar: 2006/711
Karar Tarihi: 07.02.2006

ÖZET : Davacı, davalılar tarafından haksız olarak şikayet edildiğini, bu yüzden kişilik haklarının zarar gördüğünü iddia etmek suretiyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı şirketin bürosunda geceleyin meydana gelen hırsızlık olayı nedeniyle yapılan şikayet nedeniyle davacı sanık olarak yargılanmış ve açılan ceza davası beraatla sonuçlanmıştır. Davacı, davalıların şikayeti sonucu haksız yere yargılandığı iddiasıyla manevi tazminat istemiştir. Dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile özellikle ceza davasında dinlenen tanık beyanlarına göre, hırsızlık olayının meydana geldiği saatlerde sürekli olarak davacı tarafından kullanılan minibüsün olay yerinden uzaklaştığı görülmüştür. Hırsızlık olayı gece yarısından sonra gerçekleşmiş ve o saatlerde yapılan araştırmada davacı evinde bulunamamıştır. Ceza mahkemesince deliller mahkumiyet için yeterli bulunmayarak beraat kararı verilmiş olması şikayetin haksız olduğu anlamına gelmez. Yukarıda anlatıldığı üzere şikayet somut bir takım olaylara dayanmaktadır. Ortada şikayeti gerektirecek derecede yeterli emareler bulunmaktadır. Bu delil ve emarelerin mahkumiyet için yeterli sayılmaması davalının şikayetinin haksız olduğu sonucunu yaratmaz. Şikayet dilekçesinde olayın oluş şekline uygun düşmeyen veya davacıların kişiliğine yönelen aşağılayıcı bir ifade şekli de kullanılmamıştır. Bu nedenlerle davalıların şikayet hakkını yasal sınırlar içinde kalarak kullandığı anlaşıldığından dava reddedilmelidir.

(2709 S. K. m. 12, 17, 24, 25, 36) (818 S. K. m. 49)

Dava: Davacı E. H. vekili Avukat Ü. A. tarafından, davalılar T.-T. Ltd. Şti. ve B. O. aleyhine 7/3/2003 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulüne dair verilen 24/5/2004 günlü kararın Yargıtay'da duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davacı vekili taraflarından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 7/2/2006 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan kimsenin gelmediği görüldü, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

Karar: Davacı, davalılar tarafından haksız olarak şikayet edildiğini, bu yüzden kişilik haklarının zarar gördüğünü iddia etmek suretiyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur.

Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiş, karar, taraflarca temyiz edilmiştir.

Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa'nın 36. maddesinde; "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.

Anayasanın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın "Temel Haklar ve Hürriyetlerin niteliği" başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK.nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlemiştir.

Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.

Davalı şirketin bürosunda geceleyin meydana gelen hırsızlık olayı nedeniyle yapılan şikayet nedeniyle davacı sanık olarak yargılanmış ve açılan ceza davası beraatla sonuçlanmıştır. Davacı, davalıların şikayeti sonucu haksız yere yargılandığı iddiasıyla manevi tazminat istemiştir. Dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile özellikle ceza davasında dinlenen tanık beyanlarına göre, hırsızlık olayının meydana geldiği saatlerde sürekli olarak davacı tarafından kullanılan minibüsün olay yerinden uzaklaştığı görülmüştür. Hırsızlık olayı gece yarısından sonra gerçekleşmiş ve o saatlerde yapılan araştırmada davacı evinde bulunamamıştır. Ceza mahkemesince deliller mahkumiyet için yeterli bulunmayarak beraat kararı verilmiş olması şikayetin haksız olduğu anlamına gelmez. Yukarıda anlatıldığı üzere şikayet somut bir takım olaylara dayanmaktadır. Ortada şikayeti gerektirecek derecede yeterli emareler bulunmaktadır. Bu delil ve emarelerin mahkumiyet için yeterli sayılmaması davalının şikayetinin haksız olduğu sonucunu yaratmaz. Şikayet dilekçesinde olayın oluş şekline uygun düşmeyen veya davacıların kişiliğine yönelen aşağılayıcı bir ifade şekli de kullanılmamıştır. Bu nedenlerle davalıların şikayet hakkını yasal sınırlar içinde kalarak kullandığı anlaşıldığından dava reddedilmelidir. Yerel mahkemece bu yönler üzerinde durulmadan yazılı şekilde davalının tazminatla sorumlu tutulmuş olması bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 7.2.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İddİnamenİn KabulÜ Kararina KarŞi ŞİkayetÇİnİn Veya SaniĞin İtİraz Hakki Av.Engin Tuzcuoğlu Meslektaşların Soruları 6 28-06-2010 10:48
Zİna Sebebİyle AÇilan BoŞanma Davasinda 3. KİŞİnİn Tazmİnat Hakki Var Midir? Av.salih büyüksoy Meslektaşların Soruları 3 21-06-2010 21:58
Yargilama Sonunda Beraat Eden Tutuklunun Tazmİnat İsteme Hakki Nill Meslektaşların Soruları 2 18-10-2009 14:57
’yaŞam Hakki’na Beraat Av. Semra CANPOLAT Hukuk Haberleri 0 19-10-2008 23:46
Beraat Halİnde MÜŞtekİye KarŞi Manevİ Tazmİnat damista Meslektaşların Soruları 8 17-11-2007 11:21


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03504300 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.