Boşanma Davasında Islah ya da Ek Dava Yolları

Sayın Meslektaşlarım merhaba,

Adli Yardım Bürosu nezdinde aldığım bir boşanma davasında, davacı müvekkilim arzuhalcilere giderek önce bir anlaşmalı boşanma dilekçesi ve ekinde protokol hazırlatarak davasını açıyor. Protokolde sadece kendi imzası olmakla birlikte, 'müşterek çocukların velayetinin eşinde kalacağı, nafaka ve tazminat talebi olmadığı, dava masraflarının kendi uhdesinde kalacağı ve mal paylaşımı yapılmayacağı' yazmakta.

2 gün sonra ise anlaşmalı boşanma davasını çekişmeliye çevirdiğini bildirerek yine arzuhalci vasıtasıyla şiddetli geçimsizliğe dayanarak çekişmeli boşanma dilekçesi sunuyor. Bu dilekçesinde içerikte ya da sonuç-istem kısmında velayete dair hiçbir hususa değinilmemiş ancak 'nafaka ve tazminat talebim yoktur' cümlesine açıkça yer verilmiş. Sonuç ve istem kısmında da tek talep 'davalı eşimle ile boşanmamıza karar verilmesini...' şeklinde kısaca yazılmıştır.

Dosya bu haliyle tarafıma atandı, henüz ön inceleme duruşma günü yeni belirlendi. Müvekkilimle görüştüğümde ise hem arzuhalcinin yazdıklarını bilmemesi hem de eşiyle arasındaki durumun değişmesi nedeniyle şimdi boşanmanın yanı sıra velayet, nafaka, tazminat talebi olduğunu beyan etti.

'Nafaka ve tazminat talebim yoktur' cümlesinin feragat anlamına geldiği düşüncesiyle ıslah dilekçesi verirsem bu talepler yönünden kabul görmeyeceği kanaatindeyim. Ek dava açarak, tarafıma atanan derdest dava ile birleştirme talep etmeyi düşünüyorum. Hakim velayeti re'sen değerlendirmeli ancak riske atmayarak ek davada yargılama giderleri açısından da 'adli yardım talepli' olmak üzere müşterek çocukların velayeti, nafaka, maddi ve manevi tazminat talep etmeyi düşünüyorum. Ancak çekişmeli boşanma dava dilekçesindeki '..talebim yoktur' kısmı kafamı kurcalıyor. Islah konusunda da karar araştırmaya devam ediyorum.

Belirttiğim cümle feragat anlamına gelir mi, davayı ıslah edebilir miyim, edersem maktu harca tabi midir, ek davada dikkat etmem gereken hususlar nelerdir?

Sizce mevcut durumda nasıl bir yol izlersem sağlıklı olur?Tecrübe ve tavsiyelerinizi, fikirlerinizi paylaşmanızdan memnuniyet duyarım.

Merhaba meslektaşım.

Aynı olayı yaşadığımda hem de sizin gibi adli yardım ve vatandaş başta istemiyorum demiş daha sonra bir duruşmada istiyorum diye beyanda bulunmuş, ıslah ederek nafaka talebinde bulundum hakim de ıslah tarihinden itibaren değil vatandaşın talepte bulduğu tarihten itibaren nafakaya hükmetti. Ancak henüz karar kesinleşmedi. Bence siz o dava için arandınız ıslah ile hem velayet hem nafaka talebinde bulunun.

Alıntı: Yazan Av. Aslıhan Çekmez 'Nafaka ve tazminat talebim yoktur' cümlesinin feragat anlamına geldiği düşüncesiyle ıslah dilekçesi verirsem bu talepler yönünden kabul görmeyeceği kanaatindeyim. Ek dava açarak, tarafıma atanan derdest dava ile birleştirme talep etmeyi düşünüyorum. Hakim velayeti re'sen değerlendirmeli ancak riske atmayarak ek davada yargılama giderleri açısından da 'adli yardım talepli' olmak üzere müşterek çocukların velayeti, nafaka, maddi ve manevi tazminat talep etmeyi düşünüyorum. Ancak çekişmeli boşanma dava dilekçesindeki '..talebim yoktur' kısmı kafamı kurcalıyor. Islah konusunda da karar araştırmaya devam ediyorum. Belirttiğim cümle feragat anlamına gelir mi, davayı ıslah edebilir miyim, edersem maktu harca tabi midir, ek davada dikkat etmem gereken hususlar nelerdir? Sizce mevcut durumda nasıl bir yol izlersem sağlıklı olur?Tecrübe ve tavsiyelerinizi, fikirlerinizi paylaşmanızdan memnuniyet duyarım.

2.Hukuk Dairesi
Esas: 2018/8207
Karar: 2019/6429
Karar Tarihi: 21.05.2019

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 176.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oyçokluğuyla karar verildi. 21.05.2019

KARŞI OY YAZISI

Davacı, dava dilekçesinde maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1-2) ve yoksulluk nafakası (TMK m.175) istemlerinde bulunmamış, ıslah dilekçesinde bu istemlerini dile getirmiş ve ilk derece mahkemesince davacı yararına maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1-2) taktir edilmiş, yoksulluk nafakası isteminin ise reddine karar verilmiştir. Davalının istinaf istemi üzerine, bölge adliye mahkemesi, davacının dava dilekçesinde davalıdan herhangi bir nafaka ve tazminat istemediğini belirttiğini, bu ibarenin feragat niteliğinde olduğunu gerekçe göstererek, davacının tazminat ve yoksulluk nafakası istemlerinin feragat sebebiyle reddine karar vermiştir.
Ancak, feragat (HMK m. 307 v.d.) iradesinden söz edebilmek için; feragatin açık, kesin ve koşulsuz olması zorunludur (Y.H.G.K'nun, 22.02.2012 gün ve 2011/2-733 E., 2012/87 K. ve 12.09.2012 gün ve 2012/2-245 E., 2012/554 K. kararları ile Y.2.H.D'nin 07.05.2019 tarih ve 2018/6010 E. - 2019/5505 K. sayılı kararı).

Eldeki davada, dava dilekçesinde yer alan "Kendisinden nafaka ve tazminat gibi herhangi bir talebim yoktur" şeklindeki ibareden, davacının tazminat (TMK m.174/1-2) ve yoksulluk nafakası (TMK m.175) istemlerinden açık, kesin ve koşulsuz feragat ettiğini gösterecek nitelikte bir irade beyanının bulunduğu sonucu çıkarılamaz. Bu sebeple, bölge adliye mahkemesince davacının tazminat ve yoksulluk nafakası istemlerinin feragat nedeniyle reddine karar verilmesi yasal dayanaktan yoksundur.

Diğer yandan; "Islah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir" (HMK m. 177-(1)).

Somut olayda, ilk derece mahkemesi 13.06.2017 tarihli duruşmada tahkikatı bitirerek 19.09.2017 tarihli duruşmayı sözlü yargılama duruşması olarak belirlemiş ve davalıya HMK'nın 186. maddesi gereğince tebligat çıkarılmasına karar vermiştir. Sözlü yargılama günü olarak belirlenen 19.09.2017 tarihli duruşmada ise davacı vekili, boşanma davasının ekleri yönünden davayı ıslah etmek için süre isteminde bulunmuş ve davacı vekiline bu yönde süre verilmiş, duruşma günü 10.10.2017 tarihine bırakılmış, davacı vekili 29.09.2017 tarihli ıslah dilekçesini mahkemeye sunmuş, mahkemece 10.10.2017 tarihli duruşmada dava dilekçesi ile ıslah dilekçesinde yer alan istemlerin esası hakkında karar verilmiştir.

Islah en geç tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceğine göre [HMK m. 177-(1)], davacının tazminat (TMK m.174/1-2) ve yoksulluk nafakasına (TMK m. 175) ilişkin ıslah istemi süresinde değildir. İlk derece mahkemesince, süresinde olmayan ıslah isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, ıslah dilekçesindeki istemlerin esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmamıştır. Bu durumda, bölge adliye mahkemesince, davalının istinaf istemi bu yönüyle kabul edilerek, ıslah isteminin reddiyle yetinilmesi gerekirken, ıslah dilekçesinin esası incelenerek ve kesin hüküm oluşturacak şekilde, davacının tazminat ve yoksulluk nafakası istemlerinin feragat sebebiyle reddine karar verilmesi hukuka aykırı olmuştur.

Temyize konu bölge adliye mahkemesi kararının bu yönlerden bozulması gerekmektedir.

Yukarıda açıklanan sebeplerle, sayın çoğunluğun onama kararına katılmıyorum.

**Ben de karşı oy gibi düşünüyorum. Ancak Yargıtay feragat dediğinden ıslah sonuç doğurmayacak görünüyor..

Ancak davacı nafaka istemiyorum derken yoksulluk nafakasından mı tedbir nafakasından mı bahsettiği belli değil. Tedbir nafakasını sonradan istemek mümkündür talebin genişletilmesine tabi olmadığını düşünüyorum. Davacının nafaka ve tazminat istemiyorum beyanını kayıtsız şartsız yoksulluk nafakasından feragat kabul etmek bence hiç mümkün değil.

Saygılar

Adli yardım ile atandı iseniz bu durumu öncelikle mutlaka adli yardım merkezine bildirmeniz gerekmekte.Zira siz o dava için atandınız.O davayı yürütmekle yükümlüsünüz.Ek dava için açıp birleştirme için izin almanız gerektiği kanaatindeyim.

Ben de kendisinin yazdırdığı beyanın nafaka talebinin feragat hükmünde olduğunu düşünüyorum ve tek çözüm ıslah gibi görünmekte.Islah ile de çözüm alamayabilirsiniz ama en azından denemiş olursunuz.Yine kendisinden mutlaka bu hususlara ilişkin bir tutanak da tutmanız da yarar var.