Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Bonoda Borçlunun Cirantalara Karşı Sorumluluğu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-11-2011, 13:06   #1
coldplayer

 
Varsayılan Bonoda Borçlunun Cirantalara Karşı Sorumluluğu

Bonoda üç adet şirketin cirosu ve en sonunda da bankanın cirosu bulunmaktadır.

Borçlu keşideci, ciranta şirketlerin birine vadesinde ödemeyi yapmış, ancak sadece ödemeyi yaptığına ilişkin bir makbuz almıştır, senedin aslını almamıştır.

Borç bu şekilde vadesinde ödendikten sonra, son hamil olarak görünen banka diğer cirantalara ve keşideciye süresinde protesto çekiyor ve icra takibi başlatıyor.

Şimdi borcu ödeyen keşideci, ödediği cirantaya(batık) başvurmaktan başka ne yapabilir? Menfi Tespit Davası açarsak hukuken nasıl bir pozisyonda oluruz?
Old 17-11-2011, 13:20   #2
av.alper tunker

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan coldplayer
Bonoda üç adet şirketin cirosu ve en sonunda da bankanın cirosu bulunmaktadır.

Borçlu keşideci, ciranta şirketlerin birine vadesinde ödemeyi yapmış, ancak sadece ödemeyi yaptığına ilişkin bir makbuz almıştır, senedin aslını almamıştır.

Borç bu şekilde vadesinde ödendikten sonra, son hamil olarak görünen banka diğer cirantalara ve keşideciye süresinde protesto çekiyor ve icra takibi başlatıyor.

Şimdi borcu ödeyen keşideci, ödediği cirantaya(batık) başvurmaktan başka ne yapabilir? Menfi Tespit Davası açarsak hukuken nasıl bir pozisyonda oluruz?
altı çizili belge ile davanızı açıp borçlu olmadığınızın tespitini isteyin (umarım makbuzda senede karşılık ödeme yapıldığı yazılıdır)
Old 17-11-2011, 13:38   #3
coldplayer

 
Varsayılan

makbuzda senede karşılık ödeme yapıldığı yazıyor.
Ancak benim kafamı karıştıran senette ciro silsilesinde yetkili hamil banka görünüyor.
vadesinde, ancak yeniden ciro edildiğinden habersiz yetkili hamil olmayan bir cirantaya yapılan ödeme, yetkili hamile karşı ileri sürülebilir mi? Sonuçta senedin aslını görmeden almadan yapılan bir ödeme var.
Old 17-11-2011, 13:40   #4
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Yargıtay 19. H.D. 2004/5540 E. 2004/6976 K. 09.06.2004

Karar: Davacı dava dilekçesinde davalılardan İsmail'den aldığı mal karşılığında 450.000.000.- TL bedelli, 30.8.2001 tarihli bir emre muharrer senet verdiğini, senet karşılığını ödediği halde davalı İsmail'in senedi iade etmediğini, daha sonra diğer davalı F….Tarım Makineleri'nin senedi takibe koyduğunu ileri sürerek söz konusu senetten dolayı davalı İsmail'in mirasçılarına ve diğer davalı F…… Tarım makineleri A.Ş.'ne borçlu olmadığının tespiti ile %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı F…..A.Ş. vekili, dava konusu senedin diğer davalı İsmail tarafından kendi borcuna mahsuben ciro yoluyla verildiğini, davacının bono bedelini bono alacaklısı olmayan cirantaya ödediğinin gerçeğe uygun olmadığını, davacının ödemeyi senetle ispat etmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.

Dahili davalı Mehmet, davacının babasına olan borcunu ödediğini, babasının intihar etmeden önce senedi davalı şirkete verdiğini ancak geri alamadığını beyan etmiştir.

Mahkemece, davacının senet bedelini dahili davalıların murisi İsmail'e ödediği, İsmail'in ise senedi iade etmediği, davacıya borcun ödendiğine dair makbuz verdiği, davalı şirketin senedin kendine verildiğini, davacıya bildirmeden senedi takibe koyduğu, davacının borcunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu senetten dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, senedin iptaline, senet bedelinin % 40'ı oranında inkar tazminatının dahili davalılar İsmail mirasçılarından alınmasına karar verilmiş, hüküm davalı şirket vekilince temyiz edilmiştir.

Davalı F…..Tarım Ürünleri A.Ş.'nin ciro yoluyla bononun hamili olduğu anlaşılmaktadır. TTK. 'nun 690. maddesinin yollamasıyla bonolarda da uygulama yeri olan TTK'nun 599. maddesinde "Poliçeden dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan def'ileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez; Meğer ki, hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun" hükmü öngörülmüştür. Açıklanan yasa hükmü karşısında keşideci ile lehtar arasındaki ödeme def'ilerinin iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği gözetilmeden mahkemece davacının davalı F…Tarım Ürünleri A.Ş.'ne borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı F…A.Ş. yararına (BOZULMASINA), .
Old 17-11-2011, 13:53   #5
coldplayer

 
Varsayılan

Ben de aynısını düşünüyordum Sayın İlhan Erden.
Acaba konuya ilişkin aksi yönde karar var mıdır?
Old 18-11-2011, 15:37   #6
av.alper tunker

 
Varsayılan

sayın coldplayer
müvekkilinizin senedi vadesi geldiğinde sonradan ciranta konumunda olduğunu öğrendiğiniz firmaya ödediğini söylediğinize göre vadesi geçmiş bir senedi alan firmanın iyi niyetinden bahsedilemez diye düşünüyorum
Old 18-11-2011, 16:04   #7
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.alper tunker
sayın coldplayer
müvekkilinizin senedi vadesi geldiğinde sonradan ciranta konumunda olduğunu öğrendiğiniz firmaya ödediğini söylediğinize göre vadesi geçmiş bir senedi alan firmanın iyi niyetinden bahsedilemez diye düşünüyorum

Vadesi geçmiş bir senedi ciro yoluyla alan bir firma neden kötüniyetli olsun...
Old 18-11-2011, 23:53   #8
av.alper tunker

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan İlhan_ERDEN
Yargıtay 19. H.D. 2004/5540 E. 2004/6976 K. 09.06.2004

Karar: Davacı dava dilekçesinde davalılardan İsmail'den aldığı mal karşılığında 450.000.000.- TL bedelli, 30.8.2001 tarihli bir emre muharrer senet verdiğini, senet karşılığını ödediği halde davalı İsmail'in senedi iade etmediğini, daha sonra diğer davalı F….Tarım Makineleri'nin senedi takibe koyduğunu ileri sürerek söz konusu senetten dolayı davalı İsmail'in mirasçılarına ve diğer davalı F…… Tarım makineleri A.Ş.'ne borçlu olmadığının tespiti ile %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı F…..A.Ş. vekili, dava konusu senedin diğer davalı İsmail tarafından kendi borcuna mahsuben ciro yoluyla verildiğini, davacının bono bedelini bono alacaklısı olmayan cirantaya ödediğinin gerçeğe uygun olmadığını, davacının ödemeyi senetle ispat etmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.

Dahili davalı Mehmet, davacının babasına olan borcunu ödediğini, babasının intihar etmeden önce senedi davalı şirkete verdiğini ancak geri alamadığını beyan etmiştir.

Mahkemece, davacının senet bedelini dahili davalıların murisi İsmail'e ödediği, İsmail'in ise senedi iade etmediği, davacıya borcun ödendiğine dair makbuz verdiği, davalı şirketin senedin kendine verildiğini, davacıya bildirmeden senedi takibe koyduğu, davacının borcunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu senetten dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, senedin iptaline, senet bedelinin % 40'ı oranında inkar tazminatının dahili davalılar İsmail mirasçılarından alınmasına karar verilmiş, hüküm davalı şirket vekilince temyiz edilmiştir.

Davalı F…..Tarım Ürünleri A.Ş.'nin ciro yoluyla bononun hamili olduğu anlaşılmaktadır. TTK. 'nun 690. maddesinin yollamasıyla bonolarda da uygulama yeri olan TTK'nun 599. maddesinde "Poliçeden dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan def'ileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez; Meğer ki, hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun" hükmü öngörülmüştür. Açıklanan yasa hükmü karşısında keşideci ile lehtar arasındaki ödeme def'ilerinin iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği gözetilmeden mahkemece davacının davalı F…Tarım Ürünleri A.Ş.'ne borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı F…A.Ş. yararına (BOZULMASINA), .
vadesi geçmiş bir senedin anılı ibare karşısında iyiniyetle iktisap edildiği bence ileri sürülemez
Old 19-11-2011, 11:29   #9
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.alper tunker
vadesi geçmiş bir senedin anılı ibare karşısında iyiniyetle iktisap edildiği bence ileri sürülemez

Alıntı:
av.alper tunker sayın coldplayer
müvekkilinizin senedi vadesi geldiğinde sonradan ciranta konumunda olduğunu öğrendiğiniz firmaya ödediğini söylediğinize göre vadesi geçmiş bir senedi alan firmanın iyi niyetinden bahsedilemez diye düşünüyorum

6762 TTK md 599/1 :" Poliçeden dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan defileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil, poliçeyi iktisabederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun."

Yargıtay 12. H.D. 2008/3294 E. 2008/5808 K. 24.03.2008 Tarih : “…Adı geçen hamilin senedi lehtar …'nın beyaz cirosu ile eline geçirdiği ve yetkili hamil olduğu görülmektedir. TTK'nın 690. maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 599. maddesi gereğince, keşideci borçlu lehtara karşı ileri sürebileceği şahsi def'ilerini iyi niyetli hamile karşı ileri süremez. Hamil ve takip alacaklısı Ferhat'ın bonoyu iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiği de iddia ve ispat edilemediğine göre, borçlunun kötü niyet iddiası sabit olmadığından istemin reddi…”

Yargıtay 19. H.D. 2008/1677 E. 2008/3416 K. 03.04.2008 Tarih : “…Kambiyo senetleri ile ilgili bedelsizlik defi senet lehtarına karşı ileri sürülebilecek bir defidir. Senedi ciro yoluyla devralanlara karşı ileri sürülebilmesi için devralan hamilin senedi devralırken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması gerekir. Mahkemece davacıların davalının kötü niyetli olup olmadığı konusundaki delilleri değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulünde isabet görülmemiştir…”

Yargıtay 19. H.D. 2007/2420 E. 2007/8004 K. 21.09.2007 Tarih : “… TTK. nun 599. maddesi hükmüne göre; kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biri ile kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan def'ileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez, meğerki, hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. Bu durumda keşideci lehdarla olan ilişkiden doğan def'ilerini TTK. nun 599. maddesinde aranan koşullar gerçekleşmediği takdirde hamile karşı ileri süremez.Mahkemece TTK. nun 599. maddesinde aranan koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği karar yerinde tartışılmadan eksik inceleme ile hamil M.M.T. 21.9.2007 hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...”

Yargıtay 12. H.D. 2007/5061 E. 2007/6272 K. 02.04.2007 Tarih : “…Takip alacaklısı dayanak senette lehtardan ciro yoluyla senedi alan ciranta konumunda olup, teminat ibaresi bulunan senedi ciro yolu ile alması halinde dahi TTK. nun 690. madde göndermesi ile bonolarda uygulanması gereken 599. madde hükmü karşısında bonoyu iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğine delil sayılamaz. Bu durumda lehtarla arasındaki doğrudan doğruya mevcut olan münasebete dayanan def'ilerin takip alacaklısı ciranta hamile karşı ileri süremeyeceği düşünülmeksizin…”

Yargıtay 12. H.D. 2006/12193 E. 2006/15534 K. 13.07.2006 Tarih : “…Takip alacaklısı hamil konumundadır. Çek keşidecisi ile lehtar arasındaki temel borç ilişkisinden kaynaklanan def'iler, iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemez. Hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olduğu da iddia ve ispat edilmiş değildir (TTK'nun 730/5 göndermesi ile çeklerde de uygulanan 599. maddesi hükmü uyarınca)...”

Yargıtay 12. H.D. 2006/19331 E. 2006/22681 K. 30.11.2006 Tarih : “…TTK' nun 730/5. maddesi göndermesi ile çekler hakkında da uygulanması gereken aynı yasanın 599. maddesinde yer alan <poliçeden dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan def' ileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez. Meğerki, hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun> hükmü gereği takip konusu çekin lehtarı ile keşidecisi arasındaki ilişki hamile karşı ileri sürülemez. Somut olayda, lehine çek keşide edilenlerin çekin karşılığı olan malı vermediklerinden dolayı alacaklı olmadıklarını ve çekleri iade edecekleri beyanını içeren taahhütname çeki ciro yolu ile eline geçirmiş, taahhütname altında imzası bulunmayan ve başka bir nedenle taahhütten haberdar olduğu belirlenemeyen takip alacaklısı M.'a ileri sürülemez. Söz konusu taahhütname lehtar ile keşideci arasındadır…”

Yargıtay 12. H.D. 2005/408 E. 2005/3355 K. 21.02.2005 Tarih : “…Borçlu vekili tarafından icra mahkemesine sunulan itiraz dilekçesinde diğer itiraz ve şikayet nedenleri yanında, bono bedelinin senet lehdarına ödendiği de ileri sürülmüş ve takibin iptali isteminde bulunulmuştur. TTK.nun 690. maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 599. maddesi gereğince, bonodan dolayı kendisine müracaat edilen kimse önceki hamillerden birisiyle kendisi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan şahsi defilerini yetkili hamile karşı ileri süremez. Borçlunun açıklanan nitelikteki definin geçerli olabilmesi için hamilin bonoyu iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğinin takip hukuku açısından geçerli yazılı bir belge ile kanıtlanması zorunludur…”

Yargıtay 19. H.D. 2005/7233 E. 2006/1962 K. 01.03.2006 Tarih : “…Davalı K. takip ve dava konusu bononun ciro yoluyla hamili olup, bonoyu iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiği iddia ve ispat edilmediğinden (TTK'nun m. 599) davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir…”

Yargıtay 19. H.D. 2005/2061 E. 2005/12330 K. 09.12.2005 Tarih : “…Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici nedenlere ve özellikle davalının TTK.nun 599. maddesi gereğince, dava konusu çekleri bilerek borçlunun zararına hareketle iktisap ettiği kanıtlanamadığından…”

Yargıtay 12. H.D. 2005/857 E. 2005/4945 K. 10.03.2005 Tarih : “…TTK.nun 690. madde göndermesi ile aynı kanunun 599. maddesi gereğince keşideci ile lehdar arasında doğrudan olan ilişkilere dayalı defiler müracaat eden hamile karşı ileri sürülmez. Takibe konu bono kapsamından takip yapan alacaklı … Bankasının yetkili hamil olduğu anlaşılmaktadır. Hamilin takip konusu senedi iktisap ederken borçlunun zararına hareket ettiği dolayısıyla kötü niyetli hareket ettiği ispatlanamadığından itirazın reddine karar verilmesi gerekirken…”


TTK md. 599/1 hükmü ve Yargıtay içtihatları gereği, keşidecinin, ödeme iddiasını, senedi ciro yolu ile devralan iyiniyetli alacaklıya karşı ileri süremeyeceğini, bu iddianın ileri sürülebilmesi için şartın, senedin iyiniyetli olarak iktisap edilmediğinin ispatlanması olduğunu, bononun, sadece vadeden sonra ciro yoluuyla devralındığı iddiasının, başlı başına, kötüniyetin varlığı için yeterli ispat sebebi sayılamayacağını düşünmekteyim.

Yine ;

Yargıtay H.G.K. 2006/12-683 E. 2006/687 K. 08.11.2006 Tarih : “…Bozma ve direnme kararlarının içerik ve kapsamları itibariyle Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, takip alacaklısı davalının senedi müteaddit cirolardan sonra devralmış olması, davacılar ile dava dışı satıcı arasındaki sözleşmelerde taraf durumunda bulunmaması ve anılan sözleşmelerin kendisine yönelik herhangi bir yükümlülük de içermemesi karşısında; davacı borçluların sair itirazlarının incelenmesi ve ortaya çıkacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesinin gerekli olup olmadığı, takibe dayanak bononun, lehtarınca vadeden sonra ciro edildiğinin, o nedenle de uyuşmazlığın alacağın temlikine ilişkin hükümlere göre değerlendirilmesi gerekeceğinin kabul edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davalı şirket vekilince davacılar ve ayrıca dava dışı M. aleyhine, 30.12.2003 günlü takip talebiyle kambiyo senetlerine mahsus yolla başlatılan İcra takibine konu 05.06.2000 tanzim, 30.12.2000 vade tarihli ve 58.000 USD bedelli, <malen> kaydını taşıyan bono lehtarının dava dışı M. olduğu, lehtarınca dava dışı I.'ye, onun tarafından dava dışı T.Ö.'ye ciro edildiği, onun da davalı şirkete ciro ettiği, ciro zincirinden anlaşılmaktadır. Ciroların tümü tarihsizdir.

Davada, lehtar M.'nin bonoyu vadeden sonra ciro ettiği ileri sürülmüş; yerel mahkeme de, birtakım vakıaları yorumlamak suretiyle bu iddianın doğruluğunu benimsemiş ve uyuşmazlığa alacağın temliki hükümlerinin uygulanması gerektiğini kabul etmiştir.
Bu noktada konuya ilişkin yasal düzenlemeler hakkında kısa bir açıklama yapılmasında yarar görülmüştür.
Ciro, sadece kambiyo senetleri yönünden söz konusu olabilen bir işlemdir. Herhangi bir nedenle kambiyo senedi niteliğini taşımayan veya bu vasfım sonradan kaybeden, dolayısıyla adi senet niteliğinde olan bir senet, ancak Borçlar Kanunu'nun 162. ve sonraki maddelerinde düzenlenmiş olan alacağın temliki hükümlerine tabi olarak temlik edilebilir.
Türk Ticaret Kanunu'nun 602/1. maddesine göre, kural olarak, vadenin geçmesinden sonra yapılan ciro, vadeden önce yapılmış bir cironun hükümlerini doğurur. Ancak, yine aynı maddeye göre, ödenmeme protestosundan veya bu protestonun düzenlenmesi için öngörülen sürenin geçmesinden sonra yapılan ciro, alacağın temliki hükümlerine tabidir. Maddenin 2. fıkrası ise, tarihsiz cirolarla ilgili bir düzenlemeyi taşımaktadır. Bu fıkraya göre, aksi sabit oluncaya kadar tarihsiz bir ciro, protestonun düzenlenmesi için öngörülen sürenin geçmesinden önce yapılmış sayılır.
Başka bir ifadeyle, Türk Ticaret Kanunu'nun 602/2. maddesine göre, eğer ciro tarihsiz ise (uygulamada yerleşmiş terimle ortada bir <beyaza ciro> varsa), aksi sabit oluncaya kadar, bu cironun vadeden önce yapılmış olduğu yönünde kanuni bir karine mevcuttur.
Belirtilmelidir ki, herhangi bir uyuşmazlıkla ilgili kanuni karinenin bulunduğu hallerde, söz konusu karinenin öngördüğü durumun tersini ispatlama yükümlülüğü, her zaman onu ileri süren tarafa aittir.
Somut olayda, takip dayanağı bonodaki tümü tarihsiz olan müteaddit cirolardan ilkinin (lehtar tarafından yapılan cironun), 30.12.2000 vade tarihinden daha sonra yapıldığı davacı takip borçlularınca ileri sürülmüştür. O halde, davacı taraf bu iddiasını ispatlamakla yükümlüdür.
Görülmekte olan davada, davacı taraf, bu iddiasını somut delillerle ispat edememiştir. Bu durumda, Türk Ticaret Kanunu'nun 602/2. maddesi uyarınca takip konusu bonodaki cironun vadeden önce yapıldığının, ortada geçerli bir ciro bulunduğunun, uyuşmazlığa alacağın temliki hükümlerinin uygulanamayacağının kabulü gerekir. Bu kabulün sonucu olarak da, Türk Ticaret Kanunu'nun 599. maddesindeki açık hüküm uyarınca, keşideci durumundaki davacıların, dava dışı bono lehtarı ile kendileri arasındaki sözleşme ilişkisine dayanarak, o sözleşmelerde taraf durumunda bulunmayan takip alacaklısına karşı, bononun teminat olarak düzenlendiğini ileri sürmelerine olanak yoktur. Yerel mahkemenin aksi yöndeki kabulünde bu nedenle isabet görülmemiştir….”


Sözkonusu H.G.K. kararında da belirtildiği üzere, cironun vadeden sonra yapıldığı ispatlanamıyor ise (kaldı ki soruda, ödemeden sonra ama süresi içerisinde protesto edildiği de belirtilmiş), uyuşmazlığa, alacağın temliki hükümleri tatbik edilemez. Bunun neticesi olaraak da, uyuşmazlığa TTK md. 599/1 hükmünün uygulanması gerekir. TTK md. 599/1 hükmü ise yeterince açık olduğundan, kötüniyeti ispat edilemeyen (ciro yoluyla bonoyu devralan) takip alacaklısına karşı, lehdara ödeme def'i ileri sürülemez.


Bu sebeplerle, konu başlığındaki uyuşmazlıkta, takip alacaklısına karşı açılacak olan (sadece verilen bilgilere istinaden) bir menfi tespit davasında, davacının, olumlu bir neticeye ulaşmasının çok mümkün olmadığı kanaatindeyim. Saygılar...
Old 19-11-2011, 12:25   #10
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın İlhan_ERDEN'in görüşlerine katılıyorum. (Kötü niyeti sabit olmadıkça) Hamile karşı sadece senet metninden anlaşılabilen def'ileri ileri sürebilir. İyiniyet asıldır. Aksi haricen ödeme yapan tarafından ispatlanmalıdır.
Old 21-11-2011, 19:24   #11
AV.POYRAZ

 
Varsayılan

yetkili hamile karşı menfi tespit davası açıp bu senet bedelinin cirantalardan birine ödeme yapıldığını ileri sürmek mümkün değildir. borçlu keşidecinin görevi senedi elinde bulunduran yetkili hamile ödeme yapmaktır. bu sebeple yetkili hamil dışında kalan kişilere yapmış olduğu ödeme kendisinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz ve bu senedi elinde bulunduran yetkili hamile ödemek zorunda kalır.
yapabileceği tek şey ; ödeme yapmış ılduğu kişiye karşı dava açıp ödediği bedeli talep etmek olacaktır.
yukarıdaki tartışmlarda vadeden sonra senedin devrinden bahsedilmiştir : bir senedin veya çekin vadeden sonra devri durumunda bu devir geçerlidir ve kötüniyetten bahsedilemez, burada alacağım temliki hükümleri uygulanır ve senedi düzenleyen borçlu alt ilişkiden kaynaklı kişisel defileri bu kişiye karşı ileri sürebilme hakkına sahip olur....
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Protesto çekilmeden cirantalara karşı yapılan takibin iptali av_abay Meslektaşların Soruları 15 14-06-2018 18:49
protestosuz bonoda keşideciye karşı takip şekli elif34 Meslektaşların Soruları 4 08-03-2011 22:46
yeddiemin sorumluluğu-borçlunun durumu regan Meslektaşların Soruları 3 05-09-2008 14:17
Bonoda şirketin sorumluluğu Burak Demirci Meslektaşların Soruları 2 08-05-2008 16:00
Bonoda teminat kaydının geçerliliği ve taraflara karşı ileri sürülebilmesi paroxysme Hukuk Soruları 1 06-12-2007 23:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06646895 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.