Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aile İçi Şiddet ve 4320 Sayılı Kanun

Yanıt
Old 04-03-2002, 19:39   #1
zeki erenler

 
Varsayılan Aile İçi Şiddet ve 4320 Sayılı Kanun

4320 sayılı yasa uyarınca koca hakkında verilen 3ay süre ile evden uzaklaştırma kararı sulh hukuk hakince verildiği andan itibaren geçerlilik taşırmı emniyetin uygulamaya geçmesi için belli bir süre geçmesi gerekir mi.saygılarmla.

07-01-2002 21:12:25
Old 04-03-2002, 19:39   #2
yorumcu

 
Varsayılan

Sayın Zeki Erenler,
Yasanın yorumlanmasından 'kararın verildiği anda sürenin başlayacağı' anlamı çıkmakta. Uygulamada farklı bir yorum yapılıp yapılmadığını ise bilmiyorum. Kararın kusurlu eşin yüzüne karşı ihtar edilmesi ile süre başlar. Sürenin başlaması için gerek mahkemece, gerekse emniyetçe başkaca bir işleme gerek bulunmamakta.

Saygılarımla.


07-01-2002 22:14:46
Old 10-05-2002, 20:35   #3
athamas

 
Varsayılan

4320 sayılı kanuna göre mahkemelerce verilen kararlar ilgiliye tebliğ edilmekte ve süre bu şekilde başlamaktadır.

Ancak bu şekilde mahkemeye intikal eden olayların büyük çoğunluğunda eş evini terk ettiği için pratikte işe yaramamaktadır.

Ayrıca gidecek başka bir yeri olmayan eşlerin kocalarına bu şekilde yapılan tebligatlardan sonra ekonomik olarak mağdur duruma düştüklerini de belirtmek gerekir.
Old 11-05-2002, 00:46   #4
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan 4320-Ailenin Korunmasına Dair Kanun



AİLENİN KORUNMASINA DAİR KANUN

Kanun Numarası : 4320
Kabul Tarihi : 14/1/1998
Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 17/1/1998, Sayısı: 23233
Yayımlandığı Düstur : Tertip: 5, Sayfa :


Madde 1 - Türk Kanunu Medenisinde öngörülen tedbirlerden ayrı olarak,
eşlerden birinin veya çocukların veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile
bireylerinden birinin aile içi şiddete maruz kaldığını kendilerinin veya Cum-
huriyet Başsavcılığının bildirmesi halinde, Sulh Hukuk Hakimi re'sen meselenin
mahiyetini gözönünde bulundurarak aşağıda sayılan tedbirlerden bir ya da bir
kaçına birlikte veya uygun göreceği benzeri başkaca tedbirlere de hükmedebilir:
Kusurlu eşin;
a) Diğer eşe veya çocuklara veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile birey-
lerine karşı şiddete veya korkuya yönelik davranışlarda bulunmaması,
b) Müşterek evden uzaklaştırılarak bu evin diğer eşe ve varsa çocuklara
tahsisi ile diğer eş ve çocukların oturmakta olduğu eve veya iş yerlerine yak-
laşmaması,
c) Diğer eşin, çocukların veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile birey-
lerinin eşyalarına zarar vermemesi,
d) Diğer eşi, çocukları veya aynı çatı oltında yaşan aile bireylerini ile-
tişim vasıtalarıyla rahatsız etmemesi,
e) Varsa silah ve benzeri araçlarını zabıtaya teslim etmesi,
f) Alkollü veya uyuşturucu herhangi bir madde kullanılmış olarak ortak
konuta gelmemesi veya ortak konutta bu maddeleri kullanmaması.
Yukarıdaki hükümlerin tatbiki maksadıyla öngörülen süre altı ayı geçemez ve
kararda hükmolunan tedbirlere aykırı davranılması halinde tutuklanacağı ve
hürriyeti cezaya hükmedileceği hususu kusurlu eşe ihtar olunur.
Hakim bu konuda mağdurların yaşam düzeylerini gözönünde bulundurarak ted-
bir nafakasına hükmeder.
Birinci fıkra hükmüne göre yapılan başvurular harca tabi değildir.

Madde 2 - Koruma kararının bir örneği mahkemece Cumhuriyet Başsavcılığına
tevdi olunur. Cumhuriyet Başsavcılığı koruma kararının uygulanmasını zabıta
marifetiyle izler.
Koruma kararına uyulmaması halinde zabıta, mağdurların şikayet dilekçesi
vermesine gerek kalmadan re'sen soruşturma yaparak evrakı en kısa zamanda
Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirir.
Cumhuriyet başsavcılığı koruma kararına uymayan eş hakkında Sulh Ceza
Mahkemesinde kamu davası açar. Bu davanın duruşması yer ve zaman kaybına
bakılmaksızın 3005 sayılı Meşhut Suçların Muhakeme Usulü Kanunu hükümlerine
göre yapılır.
Fiili başka bir suç oluştursa bile, koruma kararına aykırı davranan eşe ay-
rıca üç aydan altı aya kadar hapis cezası hükmolunur.

Madde 3 - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Madde 4 - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Old 04-10-2002, 18:17   #5
vefa

 
Varsayılan 4320 s.K. uygulamaları

4320 sayılı yasanın 1.maddesinin b bendi gereğince ; 02.05.2002 tarihinde
..... Sulh Hukuk Mahkemesince ;
davalı X 'in evden uzaklaştırılarak, eve yaklaşmamasına,
bu tedbire aykırı davrandığı takdirde tutuklanacağı ve hürriyeti cezaya hükmedileceği hususunun kusurlu eşe ihtar edilmesine karar verilmiş ve ihtar mahkemece yapılmıştır.
Ayrıca "... bu tedbirin kararın kesinleşmesinden itibaren 3 ay süre ile sınırlı kalmak üzere uygulanması "!!!, kararın infazı için bir örneğinin savcılığa gönderilmesi hükmü de yeralmaktadır (02.05.2002)

Davalı vekilince karara itiraz edilmiş ancak itirazın reddine ilişkin KESİN OLMAK ÜZERE 11.06.2002 tarihinde davacı vekili, davalı vekili ve davalıya karar tefhim edilmiştir.

Ancak sürenin ne zaman başladığı ve sona ereceği konusunda ihtilaf yaşanmaktadır.

02.05.2002 tarihinde verilen ilk kararda davalıya ihtar yapılmıştır !
11.06.2002 tarihinde davalının huzurunda kesin karar verilmiştir.
Karar Cumhuriyet savcılığına Mahkeme kalemince 14.08.2002 de gönderilmiş
Ve Karakolda sanığa 04.10.2002 günü yani süre bitip sanık eve döndükten sonra tebliğ etmiştir.

İnfaz Savcılığı kararın kesinleşmesinin Karakolca tebliğin yapıldığı tarih olduğunu ifade etmektedir. Hukuki dayanağı sorulduğunda : "uygulamamız böyle" denmekle yetinilmektedir.

4320 sayılı Kanunun 2.maddesine göre : Koruma kararının bir sureti Savcılığa tevdi olunur. Savcılık koruma kararının uygulanmasını Zabıta marifetiyle "izler" .

Davalı evi 03.05.2002 de terk etmiştir.
HUMK'na göre kararın 11.06.2002 tarihinde kesinleştiği düşünülerek 11.09.2002 de süre bitmiş olacağından 24.09.2002 günü eve dönmüştür.
04.10.2002 günü eve gelen polisler mahkeme kararı nedeniyle kendisine ihtarda bulunmuş süreniz şimdi başladı !!! demiştir .

Davalı fiili olarak evi 4.5 ay önce evi terkettiği ve tüm komşuları da buna tanık olduğu halde eve dönememekte bu konuda herkes farklı bir görüş beyan etmektedir. Sizin bu konudaki görüşünüz nedir?

- Karar sizce hangi tarihte kesinleşmiştir?

- Savcılığın ve karakolun uygulamasının (kararın hukuk mahkemesinin verdiği bir tedbir
kararı olduğunu gözönünde aldığınızda) hukuki dayanağını "bulabiliyor musunuz" ?

- B şıkkına verdiğiniz cevap olumlu ise 4320 sayılı kanunun 2.maddesinde kanunkoyucunun "infaz" kelimesi yerine "izleme" terimini tercih etmesini nasıl yorumluyorsunuz?

Teşekkürler ...
Old 08-10-2002, 17:08   #6
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan 4320

Koruma kararının icrası anlatılan olayda tefhimle birlikte başlar ve itiraz icrayı durdurmaz.Böyle oldugunda sürenin tefhimle başlamış olduğunu düşünüyorum.Eger karar dosya üzerinden duruşmasız yapılmış olsaydı,bu kez tebligat ile başlayacaktı .Son durumda Cumhuriyet savcılığı zabıta aracılığı ile tebligat yapar,tebligatla birlikte süre ve izleme başlar.

Benim kişisel görüşüm bu,aslında itiraz konusu yasa metninde yok,bu konuda yargıtay kararı var.İtiraz , kararı veren mahkemeye yapılmakta ve kararı veren hakim tarafından itiraz incelenmektedir.

Konu hakkında uygulama yapan arkadaşların deneyimlerini paylaşmalarını hepimize yararlı olacak..
Old 21-10-2002, 19:25   #7
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Oysa, Haklı Şiddet Yoktur!

BASININ VE TÜM KAMUOYUNUN DİKKATİNE


ERKEK ŞİDDETİNE, VAHŞETİNE VE CİNAYETLERİNE SON!


Türkiye'de binlerce kadın, işsizlik, stress, kıskançlık, namus gibi gerekçelerle
sokakta, evde her yerde dövülerek, bıçaklanarak, kurşunlanarak erkek şiddetine
maruz kalıyor ve öldürülüp yaralanıyorlar.


Tıpkı, geçtiğimiz günlerde, Adana'da, toplumun ve kolluk görevlerinin, gözü
önünde kocası tarafından bıçaklanan Ayşegül Porsuk ve yine herkesin gözü önünde
kurşunlanan Derya Tuna olayında olduğu gibi. Bu olaylar kadına yönelik şiddeti
sıradanlaştıran, bir şova dönüştüren, çoğu kez üçüncü sayfalardan çıkarmayan
medyanın seçip gündemimize taşıdıkları. Bunlar gördüklerimiz... ya
göremediklerimiz...


Her gün binlerce kadın erkek şiddetine maruz kalıyor ve şiddet ortamından
kurtulmak için başvurdukları resmi kurumlarda (karakol, savcılık) "aile içi
mesele, karışamayız", toplumun diğer kesimlerinde (aile, komşular vs.) "kocanın
vurduğu yerde gül biter", "gelinliğinle girdin, kefeninle çıkacaksın",
"kocandır, idare et,", "kadınlık görevlerini yerine getirseydin", "kocana itaat
etmelisin" gibi yaklaşımlarla yeniden şiddet yaşıyor.


Oysa, HAKLI ŞİDDET YOKTUR! Çünkü kadına yönelik şiddet, en temel ve evrensel
insan haklarını ihlal eder, kadınların bedenlerini yaralar, öldürür; ruhlarını
parçalar, bir daha eski hayatlarına dönebilmek için büyük çaba harcamak zorunda
kalırlar.


Biz kadınlar;

Dövülen, aşağılanan, hakaret edilen, tecavüz edilen, tehdit edilerek zorla
alıkonulan, sokağa atılan, jiletlenen, bıçaklanan kadınlar için can güvenliği
istiyoruz. Şiddeti meşru gören, yeniden üreten, gerekçelendiren zihniyetleri
kınıyor, toplumun bütün kesimlerini duyarlı olmaya, Devletin ilgili kurumlarını
kadına yönelik şiddet konusunda somut adımlar atmaya çağırıyoruz.


Ve soruyoruz;

Şu anda bütün kamuoyunun gündeminde olan ancak kısa bir süre sonra unutulması
muhtemel Ayşegül Porsuk hastaneden çıktıktan sonra nereye gidecek? Hayatına
nereden başlayacak? Yaşadığı travmayı nasıl atlatacak?


Ayşegül gibi şiddeti her gün yaşayan, tekrar tekrar şiddet ortamına döndürülen,
o ortama dönmek dışında hiçbir seçenek bırakılmayan kadınlara Devlet bir seçenek
sunabiliyor mu? Maalesef hayır! Çünkü, Türkiye genelinde SHÇEK'e bağlı kadın
sığınaklarının sayısı ve kapasitesi son derece yetersiz ve var olan iki bağımsız
kadın sığınağı, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı (İstanbul) ve Kadın Dayanışma
Vakfı'nın (Ankara) sığınakları hala maddi nedenlerle kapalı. Bu iki kurum kendi
gönüllü olanakları ile Kadın Danışma ve Dayanışma Merkez'lerini açık tutma ve
sığınaklarını yeniden açma mücadelesi veriyorlar.


Bizler bir kez daha devletin tüm ilgili kurumlarını, en başta Kadından ve
Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığını, İçişleri Bakanlığını, ve Adalet Bakanlığını
kadına yönelik şiddet konusunda görevlerini yerine getirmeye çağırıyor,
sığınaklar ve kadın danışma merkezleri konusunda çalışmalar yürüten kadın
kurumlarına bütün sosyal hukuk devletlerinde olduğu gibi devlet bütçesinden
kaynak aktarmalarını talep ediyoruz.


Yine buradan ARTIK YETER diyor, Ayşegül'e dayanışma duygularımızı gönderiyor ve
tüm Ayşegüller'in, tüm KADINLARIN CAN GÜVENLİĞİNİN ACİLEN SAĞLANMASINI
İSTİYORUZ.


a.. Ankara Bağımsız Feminist "KADINLAR VARDIR" Grubu
b.. Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi
c.. Değirmendere Kadın Destek Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifi
d.. Dicle Kadın Kültür Merkezi - DKKM
e.. Feminist Kadın Çevresi
f.. KA-DER
g.. Kadın Tavrını Geliştirme İnisiyatifi - KATAGİ
h.. Kadın2000 Kadının İnsan Hakları Bilgi Belge Merkezi
i.. Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Vakfı
j.. Kadınlarla Dayanışma Vakfı - KADAV
k.. Kaos GL
l.. KAZETE
m.. Lezbiyen Feministler
n.. MOR ÇATI Kadın Sığınağı Vakfı
o.. Pazartesi Dergisi
p.. TKB Adalar Şubesi
q.. Uçan Süpürge
r.. Yerel Gündem 21 Adana Kadın Meclisi
s.. Yerel Gündem 21 Antalya Kadın Meclisi
Old 30-10-2002, 22:35   #8
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan 4320 ve Yeni M.K.Uygulama Sorunları-Sempozyum

İstanbul Barosu
Kadın Hakları Uygulama Merkezi

4320 sayılı AİLENİN KORUNMASINA DAİR KANUN ve
4721 sayılım MEDENİ KANUNUNA İLİŞKİN UYGULAMA SORUNLARI

9-10 Kasım 2002

Yer: Armada Hotel
Ahırkapı Sok.No:24 Cankurtaran-Sultanahmet/İstanbul

Tel: 0212 638 13 70
Fax:0212 638 13 79

Düzenleyen:İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi
Tel: 0212 292 77 39
Fax:0212 292 01 17

PROGRAM
1.Gün. 9 Kasım Cumartesi 2002.

9.30-10.00 AÇILIŞ
Adalet Bakanı Aysel Çelikel
İstanbul Barosu Başkanı Av.Kazım Kolcuoğlu

1.OTURUM
10-12.00 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun ve Uygulaması
Kolaylaştırıcı :İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi Av.Filiz Kerestecioğlu
Konuşmacılar :1-Küçükçekmece Sulh Hukuk Hakimi Fatma Akyüz
2-İstanbul Barosu Kadınhakları Uygulama
Merkezi Av.İnci Göktepe
3-İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama
Merkezi Av.Canan Arın

12.00-13.0 Öğle Arası

2.OTURUM
13.00-14.00 Medeni Kanunda Aile Konutu ve Diğer Eşin Rızasına Bağlı İşlemler
Kolaylaştırıcı: İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkez Av.Ayten Ağırdemir
Konuşmacılar :1-Yargıtay 2.Hukuk Dairesi Hakim Semra Uzun
2-İ.Ü.Hukuk Fak.Medeni Hukuk Bölümü Yard.Doç.Dr.Sükran Şıpka
3-Kadıköy Tapu ve Kadastro Müdürü Selahattin Elalmış

14.30-15.0 Ara

3.Oturum
15.00-16.00 Medeni Kanunda Kadın Ve Çocuğun Korunması
( Evlilik birliği ve Boşanmada)
Kolaylaştırıcı: İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi Av.İncı İşbulur
Konuşmacılar:1-Yargıtay 2.Hukuk Dairesi Hakim Ali İhsan Özuğur
2-İ.Ü.Hukuk Fak.Medeni Hukuk Bölümü Prof.Dr.Rona Serozan
3-İ. Ü.Hukuk Fak.Medeni Hukuk Bölümü Doç.Dr.Gülçin Elçin Grassinger

16.00-16.30 Ara

16.30-18.0 Medeni Kanunda Kadın Ve Çocuğun Korunması
Kolaylaştırıcı: İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi Av.İncı İşbulur
Konuşmacılar:1-Yargıtay 2.Hukuk Dairesi Hakim Ali İhsan Özuğur
2-İ.Ü.Hukuk Fak.Medeni Hukuk Bölümü Prof.Dr.Rona Serozan
3-İ. Ü.Hukuk Fak.Medeni Hukuk Bölümü Doç.Dr.Gülçin Elçin Grassinger


10 Kasım 2002 Pazar

4.Oturum
10.00-11.00 Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi
( Mülkiyet-Yönetim Yararlanma ve Tasarruf)
Kolaylaştırıcı : : İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi Av.Hülya Gülbahar
Konuşmacılar :1-Yargıtay Tetkik Merci Hakimi Ömer Uğur Gençcan
2-İ.Ü.Hukuk Fak.Medeni Hukuk Bölümü Yrd.Doç.Dr.Şükran Şıpka

11.00-11.30. Ara

5.Oturum

11.00-11.30 Edinilmiş Mallara Katılım Rejimi
( 3.Kişilere Karşı Sorumluluk Mal Rejiminin Tasfiyesi ve Sona Erme)
Kolaylaştırcı : : İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi Av.Hülya Gülbahar
Konuşmacılar :1-Yargıtay Tetkik Merci Hakimi Ömer Uğur Gençcan
2-İ.Ü.Hukuk Fak.Medeni Hukuk Bölümü Yrd.Doç.Dr.Şükran Şıpka

13.00-14.0 Öğle Arası

6.Oturum
14.00-15.0 Yeni Medeni Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun
Serbest Tartışma
Kolaylaştırcı : : İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi Av.Hülya Gülbahar
Konuşmacılar :1-Yargıtay Tetkik Merci Hakimi Ömer Uğur Gençcan
2-İ.Ü.Hukuk Fak.Medeni Hukuk Bölümü Yrd.Doç.Dr.Şükran Şıpka

15.00-15.30 Ara

15.30-17.30 Serbest Forum/Tebliğler
Kolaylaştırıcı : İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi Av.Habibe Y.Kayar
Old 10-11-2002, 18:49   #9
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

İstanbul Barosu Kadın hakları Uygulama Merkezinin düzenlediği Ailenin Korunmasına Dair Kanun ve Yeni Medeni Kanun’un uygulama sorunları konulu sempozyum 9-10 Kasım tarihleri arasında arasında İstanbul Armada Otel de yapıldı.

Adalet Bakanı Aysel Çelikel
İstanbul Barosu Başkanı Av.Kazım Kolcuoğlu açılış konuşmalarıyla katıldılar.


Yargıtay Tetkik Merci Hakimi Ömer Uğur Gençcan
Yargıtay 2.Hukuk Dairesi Hakim Semra Uzun
Yargıtay 2.Hukuk Dairesi Hakim Ali İhsan Özuğur
Küçükçekmece Sulh Hukuk Hakimi Fatma Akyüz
İ.Ü.Hukuk Fak.Medeni Hukuk Bölümü Yard.Doç.Dr.Sükran Şıpka
İ.Ü.Hukuk Fak.Medeni Hukuk Bölümü Prof.Dr.Rona Serozan
İ. Ü.Hukuk Fak.Medeni Hukuk Bölümü Doç.Dr.Gülçin Elçin Grassinger
Kadıköy Tapu ve Kadastro Müdürü Selahattin Elalmış ise konuşmacı olarak

İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi Çalışma Grubu avukatları
kolaylaştırcı olarak katkı verdiler.

Sempozyuma hakim,savcı ve avukatların katılımı yoğun oldu.

Katkıda bulunan ve katılan herkese teşekkürler.
Old 17-11-2002, 14:57   #10
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Çelikel'den 'Aile İçi Şiddet' Genelgesi

Çelikel'den 'Aile içi şiddet' genelgesi

Adalet Bakanı Aysel Çelikel, savcıların, aile içi şiddet kullanıldığının öğrenilmesi durumunda şikâyet aramaksızın derhal sulh hukuk mahkemelerine bildirimde bulunmalarını istedi. Çelikel, cumhuriyet başsavcılıklarına gönderdiği genelgede 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun'un çıkarıldığını, ancak uygulanmasında bazı duraksamaların olduğunun gözlendiğine dikkati çekerek şöyle dedi:
"Ailenin Türk toplumunun temeli olduğu ilkesi göz önünde bulundurularak, Cumhuriyet savcıları tarafından aile içi şiddete maruz kalındığının öğrenilmesi durumunda, herhangi bir şikayet aranmaksızın derhal sulh hukuk mahkemesine bildirimde bulunulması, mahkeme tarafından tedbirleri içeren koruma kararının verilmesi halinde, infazının sağlanabilmesi için kolluk birimleriyle sıkı işbirliği kurulması, karara uymayanlar hakkında yasal işlemlerin yerine getirilmesi konularında gereken dikkat ve özenin gösterilmesini, keyfiyetin yargı çevresindeki Cumhuriyet başsavcılıkları ile bilgileri bakımından mahkemelere de duyurulmasını rica ederim."


Radikal 17 Kasım 2002
Old 04-06-2004, 20:05   #11
Merhaba

 
Varsayılan Aile İçi Şiddet Giderek Artıyor...

Aile içi şiddet giderek artıyor

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yaptığı araştırmaya göre, aile içi şiddet her geçen yıl artıyor.

NTV

4 Haziran 2004— Son iki yılda aile içi şiddetin tırmanışa geçtiği belirtilen araştırmada, şiddete en çok da kadınların maruz kaldığı tespit edildi.


Emniyet Genel Müdürlüğü’nce yapılan bir araştırmada son dört yılda aile içi şiddete yönelik 17 bin 505 olay meydana geldi. Bu olaylarda 8 kişi öldü, 10 bin 914 kişi yaralandı ve 18 bin 932 kişi de yakalandı.

EN ÇOK KADINLAR ŞİDDET GÖRÜYOR

Yapılan araştırmada aile içi şiddetin özellikle son iki yılda tırmanışa geçtiği belirlendi. 2004 yılının ilk dört ayında 2 bin 95 aile içi şiddet olayının meydana geldiğine işaret edilen araştırmada, en çok kadınların şiddete maruz kaldığı ortaya çıkarıldı.
Old 12-07-2005, 15:41   #12
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan AİHM Ve 4320 Sayılı Yasa

Merhabalar

4320 sayılı yasa gereği yasanın amacına aykırı fiili uygulamarı ,şiddete karşı korunma isteğinin reddi , yasalar ve sözleşmede korunan bir çok hak ihlali sebebiyle , iç hukuk yolları tükenmiş olduğundan AİHM ne başvuru yapıldı.

Dosya kayda girdi.

Yeni gelişmeler oldukça bu alanda paylaşacagım.

Saygılar
Old 02-12-2005, 23:22   #13
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Ailenin (Şiddetten) Korunması Kanunu 4320

İçişleri: "4320'yi Beklemeden Uygulayın"
Kadına yönelik ve aile içi şiddetin önlenmesine ilişkin çıkartılan yasanın, beklenmeden uygulanması için genelge yayınlandı. Şiddete uğrayan kadınların başvurularının "aileyi korumak" adına adliyeye iletilmemesinin şiddeti arttırdığına dikkat çekildi.



--------------------------------------------------------------------------------
BİA Haber Merkezi
02/12/2005 Ayşe DURUKAN ayse@bianet.org
--------------------------------------------------------------------------------
BİA (İstanbul) - İçişleri Bakanlığı, ailenin korunması için çıkarılan yasanın, 'aileyi korumak' adına dikkate alınmadığını belirterek, valiliklere gönderdiği genelgeyle, 4320 Sayılı Ailenin korunması yasasının uygulanmasını istedi.

Dayak yiyen kadınların yaptığı başvuruların "aileyi korumak" adına adli makamlara intikal ettirilmediğini, kadın ve çocukların sığındığı evlere ait adreslerin kusurlu eşlere verildiğini saptayan İçişleri, valiliklere bir genelge göndererek aile içi şiddetin önlenmesi için alınacak önlemleri bildirdi.

İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu imzasıyla valiliklere gönderilen genelgede, Anayasa'nın 41. maddesinde yer alan, "Devlet ailenin huzur ve refahı ile özellikle ana ve çocukların korunması için gerekli tedbirleri alır" hükmü anımsatılarak, bu amaçla 1998 yılında Ailenin Korunmasına Dair Kanun çıkarıldığı vurgulandı.

Kadın örgütlerinin kampanyası

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, Amargi Kadın Akademisi, Şahmaran Kadın Dayanışma ve Araştırma Merkezi ve Gökkuşağı Kadın Derneği'nin uzun süredir yürüttükleri, "4320 Sayılı yasa ile erkek şiddeti kapı dışarı" kampanyası, sonunda yetkililerin dikkatini çekti.

Dört kadın örgütünün, ortak bildiride kampanya gerekçesi olarak, "Şiddete uğrayan kadına, yaşadığı ortamdan ayrılmak zorunda kalmadan, kendisine şiddet uygulayandan korunmasını sağlayan 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Yasa, kadınlar tarafından bilinmiyor ve uygulayıcılar tarafından da gerektiği gibi uygulanmıyor" deniliyor ve yetkililere yasanın uygulanması için çağrı yapılıyordu.

Kadınlar şikayetçi olmuyor

İçişleri Bakanlığı'nın genelgesinde, Türk kadınının, aile içi şiddete maruz kaldığında genellikle şikâyetçi olmadığı anlatıldı.

Güvenlik güçlerinin bu konudaki şikâyetlerin gereğini yapmadığı bildirilen genelgede, "Mağdurların şikâyetlerinin 'aileyi korumak' adına dikkate alınmadığı, sığınma evlerinde yaşayan kadınların adreslerinin eşlerine verildiği, iyi niyet uğruna yapılan bu davranışlar sonucu şiddet uygulayan kişiler cezalandırılamamakta, bu şekilde şiddet mağdurları bir kez daha mağdur edilmekte, ayrıca ilgili kanunlarda öngörülen tedbirler alınmadığı veya alınamadığı için de istismar ya da suça yöneltme devam etmektedir" denildi.

Genelgeyle, alınması istenen önlemler

*Bir kişi, bizzat kendisi veya çocukları aile içi şiddete maruz kaldığı için kolluk kuvvetlerine başvurduğunda, gerekli tüm işlemler yapılacak ve mağduriyetin devamına veya artmasına izin verilmeyecek.

*Şikâyet konusu suçlar çocuklar aleyhine işlendiğinde, çocuğun, velisinin şikâyeti beklenmeden soruşturma başlatılacak.

*Çocuğun mağdur olduğu soruşturmalarda dikkatli davranılacak, suç işleme şüphesi altında bulunan çocuklar için de tedbir alınabilmesi için soruşturma evrakının hazırlanmasına özen gösterilecek.

*Ailenin Korunmasına Dair Kanun kapsamında alınan koruma kararının bir örneğinin cumhuriyet başsavcılığı tarafından kolluk kuvvetine gönderilmesi durumunda, koruma kararına uygun davranılıp davranılmadığı, aile fertlerinin ikamet yeri karakollarca izlenerek tutanağa bağlanacak.

*Koruma kararında belirtilen süre içerisinde, kararda öngörülen tedbirlere uyulmadığının tespit edilmesi halinde, ihlalin devamı kolluk kuvvetlerince engellenecek. Bu konuda mağdur şikâyetine gerek duyulmadan resen soruşturma başlatılacak.

*Silah ve benzeri araçlarına el konulmasına karar verilen eşler üzerinde kayıtlı silahlar tutanakla teslim alınacak.

*Sığınma evlerinin ve orada yaşayan kadın ve çocukların isimleri, kesinlikle gizli tutularak kimseye verilmeyecek. (AD)
Old 03-01-2006, 21:39   #14
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

3 Ocak 2006


Aile içi şiddete savaş

A.A.

Adalet Bakanlığı, AB'ye uyum için bir gecede 86 genelge yayınlayarak
rekor kırdı.

Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Cumhuriyet savcıları tarafından, aile içi
şiddete maruz kalındığının öğrenilmesi halinde, bu konuda herhangi bir
şikayet de gerekmediğinden derhal soruşturmaya geçilmesini istedi.
Adalet Bakanlığı'nın, 31 Aralık 2005'e kadar yayımladığı genelgelerin
güncelleştirilmek amacıyla kaldırılmasının ardından ilgili mevzuata göre
hazırlanan yeni genelgeler kapsamında, orman yangınlarına ilişkin de
yeni düzenleme yapıldı.

Adalet Bakanı Cemil Çiçek imzasıyla yayımlanan, Ailenin Korunmasına Dair
Kanun'un uygulanmasıyla ilgili genelgede, toplumun vazgeçilmez temel
birimi olarak kabul edilen ailenin, "güçlenmesi, gelişmesini
sağlayabilmesi ve toplum içindeki fonksiyonlarını yerine getirebilmesi
için sosyal ve ekonomik yönlerden olduğu kadar, hukuki bakımdan da
korunması zorunluluğunun ortaya çıktığına" işaret edildi.

"KANUNDA DURAKSAMALAR VAR"

Genelgede, Türkiye'de de bu amacı gerçekleştirebilmek üzere çıkarılan
kanunlardan biri olan "Ailenin Korunmasına Dair Kanun"un uygulanmasında
bazı duraksamalar olduğunun gözlendiği vurgulandı. Türkiye Cumhuriyeti
Anayasası ve 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu'nda, ailenin korunmasına
ve aile içi şiddetin önlenmesine ilişkin hükümlerin yer aldığı
anımsatılan genelgede, söz konusu yasalarda, toplumun en küçük birimi
olan aile içerisinde gerçekleşen şiddetin yol açtığı veya açacağı
zararların, toplum bünyesinde daha derin ve kalıcı izler bıraktığının
vurgulandığı kaydedildi.

Bu itibarla, ailenin, Türk toplumunun temeli olduğu ve eşler arasındaki
eşitliğe dayandığına ilişkin Anayasa ve Türk Ceza Kanunu'nun ilgili
hükümleri de göz önünde bulundurularak, Ailenin Korunmasına Dair Kanun
kapsamında, Cumhuriyet savcıları tarafından aile içi şiddete maruz
kalındığının öğrenilmesi halinde, bu konuda herhangi bir şikayet de
gerekmediğinden derhal soruşturmaya geçilmesi, ayrıca koruma kararı
alınması için ivedilikle aile mahkemesi hakimine bildirimde bulunulması
istendi.

Mahkeme tarafından tedbirleri içeren koruma kararının verilmesi
durumunda, kararın, kanunun amacına uygun olarak infazının
sağlanabilmesi için kolluk birimleriyle sıkı işbirliği kurulması
gerektiği kaydedilen genelgede, mahkemece verilen koruma kararına
uymayanlar hakkında kanuni işlemlerin yerine getirilmesi konularında
gereken dikkat ve özenin gösterilmesi gereği vurgulandı.

3 Ocak 2006

http://www.adalet.gov.tr/yenigenelgeler/duyuru.htm
Genelge no:35
Old 24-09-2008, 22:03   #15
brcgl

 
Varsayılan 4320 sayılı yasada itiraz

Yargıtay kararlarında 4320 sayılı yasa gereği verilen tedbir kararlarına karşı itiraz yolunun kanunun müzakereleri sırasında yasadan çıkarıldırıldığı belirtiliyor ve şu cümleyle gerekçelendiriliyor:
"Bu karara karşı tefhim veya tebliğinden itibaren üç gün içinde aynı yer Asliye Hukuk Mahkemesine itiraz edebilir. Asliye Hukuk Mahkemesi itirazı üç gün içinde sonuçlandırır. Bu karar kesindir. İtirazlar verilen tedbir kararının uygulanmasını tehir etmez" biçimindeki.. ekleme kanun metninden çıkarılmıştır....Kusurlu eşin genel hüküme göre itiraz hakkı vardır; yani Sulh Hukuk Mahkemesine itiraz edilebilir. Asliye Hukuk Mahkemesine ittiraz hakkı sağlamak, kusurlu eşe ek bir itiraz hakkı sağlamak anlamını taşımakta, zaten şiddet mağduru olan kadın ve çocukların bu süre zarfında daha çok mağdur olmalarına sebep olmaktadır"

Burada genel hükümlere göre itiraz hakkından kastedilmek istenen nedir?
HUMK m.107'e göre ihtiyadi tedbirlere ilişkin itirazı mı kabul etmek gerekir?
Kanımca bu hüküm de, gıyabında verilen kararlara ilişkin olduğu ve 4320 Sayılı Yasanın usulüne uymadığı için bu kanuna uyarlanamaz.
Old 15-02-2009, 22:22   #16
zübeyde kamalak

 
Varsayılan

4320 sayılı yasa ile verilen karar uymayan koca hakkında nasıl infaz edlir?
Old 16-02-2009, 21:22   #17
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

4320 Sayılı Yasa
Alıntı:
MADDE 2 – Koruma kararının bir örneği mahkemece Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi olunur. Cumhuriyet Başsavcılığı kararın uygulanmasını genel kolluk kuvvetleri marifeti ile izler.

Koruma kararına uyulmaması halinde genel kolluk kuvvetleri, mağdurların şikâyet dilekçesi vermesine gerek kalmadan re'sen soruşturma yaparak evrakı en kısa zamanda Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirir.

Cumhuriyet Başsavcılığı koruma kararına uymayan eş veya diğer aile bireyleri hakkında Sulh Ceza Mahkemesinde kamu davası açar.

Fiili başka bir suç oluştursa bile, koruma kararına aykırı davranan eş veya diğer aile bireyleri hakkında ayrıca üç aydan altı aya kadar hapis cezasına hükmolunur.

Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanması Hakkında Yönetmelik
01.03.2008 RG Sayı: 26803
Alıntı:
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Nafaka ve Tedbir Kararlarının Yerine Getirilmesi ile Diğer Usul İşlemleri

Tedbir kararının Cumhuriyet başsavcılığına iletilmesi ve yerine getirilmesi

MADDE 15 – (1) Koruma kararının bir örneği mahkemece Cumhuriyet Başsavcılığına iletilir. Bu karar Cumhuriyet Başsavcılıklarında tutulacak olan Koruma Kararı Defterine kaydedilir.

(2) Cumhuriyet Başsavcılığı kararın uygulanmasını Genel Kolluk Kuvvetleri marifeti ile izler. Tedbir kararı içeriğine göre tarafların bulunduğu yerin bağlı olduğu kolluk kuvvetine işlem yapılmak üzere ivedilikle gönderilir. Cumhuriyet Savcılığınca gerektiğinde koruma kararının başvuruda bulunanlar tarafından kolluğa götürülmesine olanak tanınır.

(3) Kolluğun izleme görevi, koruma kararının verildiği tarihte başlar. Kolluk kuvveti, koruma kararının içeriğine göre ilgililere bildirimde bulunur. Bu bildirim tutanak altına alınır ve karar süresince tedbirlerin yerine getirilip getirilmediği kontrol edilir. Bu kontrol lehine koruma kararı verilen kişinin:

a) Bulunduğu konutun haftada bir kez ziyaret edilmesini,

b) Birinci derece yakınları ile iletişim kurulmasını,

c) Komşularının bilgisine başvurulmasını,

ç) Oturulan yerin muhtarından bilgi alınmasını,

d) Bulunduğu konutun çevresinde araştırma yapılmasını,

içerir.

(4) Yukarıda belirtilen veya başka şekilde gerçekleştirilen kontrol işlemleri sonucunda kişinin, aleyhine verilen koruma kararına uymadığının tespit edilmesi halinde bu husus tutanağa bağlanır. Bu tutanağa istinaden genel kolluk kuvvetleri tarafından resen soruşturma yapılarak evrak en kısa zamanda Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirilir.

(5) Cumhuriyet Başsavcılığı koruma kararına uymayan eş veya diğer aile bireyleri hakkında Sulh Ceza Mahkemesinde kamu davası açar.
Old 16-02-2009, 23:06   #18
zübeyde kamalak

 
Varsayılan

sayın meslektaşlarıma teşekkür ediyorum saygılar
Old 04-03-2009, 14:50   #19
UĞUR_08

 
Varsayılan

dün okulumuzda aile içi şiddet hakkında bir konferans verildi,çok etkilendim..


MESLEKTAŞLARIMA VE BÜYÜKLERİME TEŞEKKÜR EDERİM...
Old 11-03-2009, 16:56   #20
zübeyde kamalak

 
Varsayılan

ailenin korunmasına dair kanuna dayanarak istediğim koruma tedbirinden sonra davalı koca atfı cürümde bulunuyor soç üstüne suç düzenliyor öç alabilmek içinsavcılığa suç duyurusunda bulundum fakat hala yeni suçlar düzenliyor her seferinde yeni suç duyurusundamı bulunacağım daha kısa yolu varmıdır saygılar
Old 15-05-2009, 13:06   #21
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Aile dedektifleri geliyor

Başbakanlık, aile içi şiddeti engellemek için hazırladığı raporda ilginç önerilerde bulundu: Şiddet uygulayan, alkolik ya da kumarbaz eşleri, dedektif gibi görev yapacak gözlemciler takip edip, kontrol altında tutacak


Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, 'Ailenin Korunmasına Dair Kanunun ve Uygulamalarının Değerlendirilmesi Üzerine Bir Araştırma' adlı yeni bir rapor hazırladı. Raporda şiddet uyguladığı için hakkında evden uzaklaştırma kararı verilen eşin yeterince takip edilmediği, bunun sonucunda şiddet olaylarının devam ettiği belirtildi. Raporda bu sorunların aşılması için, tarafların güvendiği veya mahkemenin atayacağı bir gözlemcinin görevlendirilmesi önerildi. Takip görevini üstlenen kişinin eşler tarafından sevilen, güvenilen ve sayılan bir isim olmasına özen gösterilecek.

ADIM ADIM TAKİP
Buna göre, mahkeme kararıyla evden uzaklaştırılan eşin, yasağa uyup uymadığı, takiple görevli kişi tarafından düzenli olarak denetlenecek. Mahkeme, şiddetin alkol veya madde bağımlılığından kaynaklandığını belirleyerek, bu yönde yasak getirmişse, eşin bu yasağa uyup uymadığı gözlemci tarafından takip edilecek.
Öfkesini kontrol edemediği için silah ve kesici alet taşımasına yasak getirilen eşlerin kontrolü ile kumar oynama veya eşyaya zarar verme gibi yasakların yerine getirilip getirilmediği de izlenecek. Nafaka yükümlülüğünü aksatan eşin kontrolü de takiple görevli kişi tarafından yapılacak.
Görevliler mahkeme kararıyla getirilen tedbirleri uygulamayan eşler hakkında tutanak düzenleyip, savcılığa durumu bildirecek. Dilekçeyle şikayet edilen eşler 3 aydan 6 aya kadar hapisle cezalandırılacak.

GBT'YE İŞLENECEK
Aile içi şiddetin nedenlerini sorgulayan ve buna karşı önlemler içeren raporda, takiple görevlendirilecek kişiye ilişkin saptama şöyle:
'... Aile mahkemesi hakimi tarafından verilen kararların takip edilmediği, hatta bunun mümkün olmadığı görülmüştür. Etkili ve oto kontrole açık raporlama/tutanak sistemi geliştirilebilir. Mahkeme kararının takibinde eşlerin veya hakimin atadığı aileye yakın kimselere görev verilebilir. Alınan tedbir kararının GBT'ye işlenmesi bu kararların takibini kolaylaştırabilecektir...'

NİKAHSIZA DA GÜVENCE
Raporda ayrıca nikahsız yaşayanlarla ilgili 'Resmi nikahsız birlikte yaşama toplumsal yaşamda var olan gerçek bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu türden birlikteliklerde de kadın ve çocuklar şiddete maruz kalabilmektedirler. Bu nedenle resmi nikahsız birlikte yaşayan bireylerin zararlardan korunmasını sağlayacak düzenlemelere kanunda yer verilmelidir' denildi.

Ali Ekber ERTÜRK / ANKARA

http://www.aksam.com.tr/2009/05/15/h...i_geliyor.html
Old 15-05-2009, 14:32   #22
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Merhaba

Görünürde iyi niyetle hazırlanmış görünen bu çalışma kolluğa yönetmelik ile verilmiş sorumlulukların sivillere verilmesi olarak algılanacak niteliktedir.

4320 sayılı yasanın uygulanmasına ilişkin yönetmelik madde 15/3 kolluğun zaten izleme görevini açıkça tanımlamıştır.

Kolluğun yasanın ve yönetmeliğin gereklerini yerine getirmemesinin sebebi olabilecek bu tür düzenlemeler üzerinde daha ciddi tartışılması gerektiğini düşünüyorum.


Ne dersiniz?


(
Alıntı:
3) Kolluğun izleme görevi, koruma kararının verildiği tarihte başlar. Kolluk kuvveti, koruma kararının içeriğine göre ilgililere bildirimde bulunur. Bu bildirim tutanak altına alınır ve karar süresince tedbirlerin yerine getirilip getirilmediği kontrol edilir. Bu kontrol lehine koruma kararı verilen kişinin:

a) Bulunduğu konutun haftada bir kez ziyaret edilmesini,

b) Birinci derece yakınları ile iletişim kurulmasını,

c) Komşularının bilgisine başvurulmasını,

ç) Oturulan yerin muhtarından bilgi alınmasını,

d) Bulunduğu konutun çevresinde araştırma yapılmasını,içerir.

(4) Yukarıda belirtilen veya başka şekilde gerçekleştirilen kontrol işlemleri sonucunda kişinin, aleyhine verilen koruma kararına uymadığının tespit edilmesi halinde bu husus tutanağa bağlanır. Bu tutanağa istinaden genel kolluk kuvvetleri tarafından resen soruşturma yapılarak evrak en kısa zamanda Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirilir.

(5) Cumhuriyet Başsavcılığı koruma kararına uymayan eş veya diğer aile bireyleri hakkında Sulh Ceza Mahkemesinde kamu davası açar.
Old 15-05-2009, 23:28   #23
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

Şeytanın avukatlığını yapacağım. Aile içi şiddetin önlenmesinde kolluk güçlerinin yetersizliğinin tescili. Bir bakıma, uygulamadaki (kolluk içindeki) isteksizliğin de. Bu işi de delege ettik, tamam (!). Özelleştirelim gitsin. Fahri trafik müfettişliği ne ölçüde yararlı oldu ki?
Biraz uç olacak ama, galiba biz aile içi şiddeti önlemeyi istemiyoruz ve hayati olan herşeyi de sulandırmaktan geri kalmıyoruz. Kolluğa bir görev verilmiş işte, layıkı ile yapılmasını sağlamak yerine bu tür yamalarla sonuç almaya çalışıyoruz.
Selam ve saygı ile.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
3239 sayılı kanun (Bir çok kanunu değiştiren bir kanun) ibreti Meslektaşların Soruları 7 24-09-2010 13:01
Ailenin Korunmasına Dair Kanun(4320) Yargıtay Kararları Av.Habibe YILMAZ KAYAR Aile Hukuku Çalışma Grubu 9 18-03-2008 12:36
Aile İçi Şiddet: Gülelim Mi, Ağlıyalım Mı Yalnız Olmadığımıza? Gemici Kadın Hakları Çalışma Grubu 1 09-03-2008 14:34
4320 sayılı yasa bir reform mudur? hukukçu42 Aile Hukuku Çalışma Grubu 12 08-06-2007 00:07
Aile İçi Şiddet Araştırması Sonuçları Armağan Konyalı Kadın Hakları Çalışma Grubu 3 25-01-2004 20:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09671903 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.