Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Hukuk Teorileri

Yanıt
Old 30-01-2013, 01:00   #31
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Mevcut teorileri tartışmak iyi fikir. Yoksa kendimi helak edecektim...

Sevgiler, saygılar...


Sayın Av.Mehmet Saim Dikici,
Kavramlar üzerinde anlaşıp ortak bir tartışma dilinde anlşabilsek 'mevcut teoriler' üzerinde de tartışırız.

Saygılarımla
Old 03-02-2013, 15:40   #32
Gemici

 
Varsayılan Alman, Avusturya ve İsviçre Hukuklarında de lege lata, de lege ferenda

Alman, Avusturya ve İsviçre Hukuklarında de lege lata, de lege ferenda
Tanımlar örnekler:
İyi bir hukukçu olabilmek için Latince bilmek gerekir mi, gerekmez mi?
Soruyu evet veya hayır diye cevaplandırabilirsiniz. İkisi de uyar düşüncesindeyim. Bir kavramı/anlatmak istediklerinizi Türkçe kelimelerle anlatabildiğiniz sürece bu kavramın Latincesi gerekmez düşüncesindeyim. Diğer taraftan Latince bir kelime veya kavramla sayfalarca sürecek olan bir hukuki olayı veya ilişkiyi anlatabilirsiniz. Bu anlamda latince gereklidir; Özellikle kökü Roma Hukukuna dayanan hukuk çevrelerinin hukukçuları ile anlaşabilmek için Latince iyidir.

Latince bir kavram olan de lege lata yeteri kadar açıklığa kavuştu düşüncesindeyim. De lege ferenda dan Alman, Avustruya ve İsviçre hukukçuları ne anlıyor.

Avusturya Hukuku:
Rechtskurs, Einführung I, Univesität Wien (Hukuk Kursu, Giriş I, Viyana Üniversitesi) adlı internet sayfasından
http://www.unet.univie.ac.at/~a10633...ches_recht.pdf
Sözü geçen İnternet sayfasında de lege lata ve de lege ferenda kavramları Rechtspolitik(Hukuk Politikası) disiplini çerçevesinde inceleniyor. Benim bundan çıkardığım sonuç: bu iki kavram positif hukuk kavramlarıdır, çünkü hukuk politikasının görevi yürülükteki hukukun incelenmesi,bu hukukun eleştirilmesi ve reformu konusunda çalışmalarda bulunmaktır.
Yukarıdaki İnternet sayfasından tercüme
Sayfa 3
Wissenschaften (Bilimler)
...
...
4. Rechtspolitik (Hukuk Politikası):
ıslah önerileri yapar

- de lege lata(bestehendes Recht wird kritisiert):
- Türkçesi: de lege lata (yürürlükteki hukuk
eleştirilir)
- de lege ferenda (künftiges Recht, d.h.
Gesetzesentwurf, wird kritisiert)
- Türkçesi: de lege ferenda (gelecekteki hukuk,
kanun tasarısı eleştiirilir)
...
Not: İnternet Sayfasının başlığında Viyana Üniversitesi yazılı, ama sayfanın bu üniversite ye ait olduğuna dair bir açıklama yok.

Saygılarımla
Old 03-02-2013, 15:53   #33
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan LaMeKan
Sayın Gemici,

Yasama sürecinin herhangi bir aşamasında konuyla ilgili yürütülmekte olan hiçbir çalışma yokken,
Çevre Hukuku alanında uzman bir akademisyen, bir makale yazmış ve makalesine şu başlığı atmıştır:
"Çevrenin Korunması Hakkında De Lege Ferenda Düşünceler".

Sizce, bu başlıkta "de lege ferenda" ifadesinin kullanılması hatalı mıdır?

Sayın LaMeKan,
bahsettiğiniz makalenin içeriğini bilmiyorum ama söz konusu akademisyen kendi açısından gerekli olan bir düzenleme önerisinde bulunuyor ve bu konudaki düşüncelerini açıklıyor zannediyorum. De lege ferenda kavramının yerinde kullanıldığı bir durum.
Not: benim vurguladığım nokta: kendi açısından gerekli olan. Yazarın kendi açısından gerekli olanı ile genel anlamda gerekli olan farklıdır. Benim eleştirdiğim nokta 'de lege ferenda'nın genel olarak gerekli olan anlamında ve yanlış olarak kullanılması.

Saygılarımla
Old 03-02-2013, 18:59   #34
LaMeKan

 
Varsayılan

Sayın Gemici,
Öncelikle, benim verdiğim örneğin bir varsayım olduğunu belirtmek isterim. Amacım; somut bir örnekten hareketle, "de lege ferenda"nın hangi halde doğru kullanılmış olacağını ve ortada bir yanlış anlama olup olmadığını anlamaktı.
Şöyle ki: Sayın Hulusi Metin, " de lege ferenda = Tasarı veya Teklif haline getirilmiş "önerilen, arzu edilen hukuk" diyebilir miyiz?" şeklinde sormuş; sayın Armağan Konyalı, kavramda 'Tasarı veya teklif haline getirilmesi' koşulu bulunmadığı gerekçesiyle olumsuz yanıt vermişti. Buna karşılık; siz, bu yanıta itiraz ederek soruya olumlu yanıt verilmesi gerektiğini ifade etmiştiniz.
Ben soruyu okuduğumda, "tasarı" ve "teklif" sözcüklerinin ilk harflerinin büyük ve tüm harflerinin diğer sözcüklerinkinden farklı renkte yazılmış olması nedeniyle; genel anlamda değil, özel/teknik anlamda birer terim olarak "tasarı" ve "teklif"in kastedildiğini düşündüm.( "...Anayasaya göre (m.88/1) kanun teklif etmeye Bakanlar Kurulu ve milletvekilleri yetkilidir. Bakanlar Kurulunca yapılan öneriye 'kanun tasarısı', milletvekillerince yapılan öneriye 'kanun teklifi' adı verilmektedir. ..." ) Sonuç olarak; Bakanlar Kurulu'nun bir "tasarı"sı veya milletvekillerinin bir "teklif"i olması gerekmeksizin, konuyla ilgilenen herhangi bir kişinin (örneğin, bir akademisyenin, bir aktivistin...), belirli bir alanda bir hukuki düzenleme yapılması, mevcut bir düzenlemenin değiştirilmesine dair önerilerde bulunması halinde de "de lege ferenda" ifadelerini kullanabileceğini, bunun hatalı olmayacağını anlıyorum. Yanılıyor muyum?
"Olması gereken hukuk" ifadesinin kullanımına ilişkin bazı örnekler:
1) "Olması Gereken Hukuk Açısından Türk Ceza Kanununda Bilişim Sistemine Haksız Erişim Suçu", Doç. Dr. Ali Karagülmez.( Makalenin pdf formatına internetten ulaşmak mümkün.)
2) "...Hakimden daha çok zamana ve bilimsel çalışma imkânına sahip bulunan bilim adamları hem 'olması gereken hukuk'(de lege ferenda) konusunda görüşlerini belirtebilirler, hem de mahkeme kararlarının yönlendirilmesi ve eleştirilmesi konusunda etkin bir rol oynayabilirler. ..." (Hukuk Başlangıcı, Prof. Dr. Adnan Güriz, Eylül 1994, s.64)
3) "... Stoacılık Okulu, hukuk tarihinde ilk kez şu düşünceleri ileri sürmüştür:
'Olan Hukuk', gerçek hukuk değildir. 'Olan Hukuk', 'olması gereken hukuk'a göre ölçülür. Bu hukuksa tabiî ya da aklî hukuktur. .... Stoacılar'a göre, olan hukuk, 'tabiî hukuk' ölçüsüne vurulduğundan, ancak tabiî hukuk kavramına göre 'hukuk' sayılan kurallar, gerçek hukuk sayılabilir. Demek ki, olan hukuk kurallarıyla olması gereken hukuk arasında bir ayrım yapılmaktadır; ..." ( Hukuk Felsefesi ve Hukuk Sosyolojisi Dersleri, Prof. Dr. Ernest Hirş, Ankara 1996, s.187)
4)"...Tabii hukuk yaklaşımında 'olan hukuka' değil 'olması gereken' hukuka öncelik ve üstünlük tanınır. ..."(Hukuk Başlangıcı, Prof. Dr. Adnan Güriz, Eylül 1994, s.32)
 
İlk iki kullanımda mecra: Hukuk Politikası, diğer iki kullanımda ise: Hukuk Felsefesi."De lege ferenda"nın Türkçe'ye nasıl çevrilmesi gerektiğine dair tartışmayı şimdilik görmezden gelerek şunları söylemek mümkün sanırım: Sayın Gemici, esas olarak, son iki kullanımdaki "olması gereken hukuk" ifadelerinin yerine "lex ferenda" ifadelerinin kullanılmasına karşı çıkacaktır. (Örneklerde bu ifadeye yer verilmemiştir, ancak, internette karşılaşılan bazı tanımlar, doğal/tabiî hukuk'a gönderme yapmaktadır. Bu tanımlar esas alınırsa, son iki kullanımdaki "olması gereken hukuk" ifadeleri yerine " de lege ferenda" (yanlışı da yanlış kullanma. yanlışın doğru kullanılması halinde ise : lex ferenda) ifadesi kullanılabilecektir.)

Old 04-02-2013, 01:04   #35
Gemici

 
Varsayılan

Die Versuchsstrafbarkeit der Untreue de lege ferenda?
= Emniyeti suistimale Teşebbüsün de lege ferenda cezalandırılması?

Yukarıdaki başlık Marek Vrzal'ın 2005 yılındaki doktora tezinin başlığı. Tez Almanyanın Tübingen Şehri Eberhard-Karls - Üniversitesine sunulmuş.
Yazar, Alman hukukunda emniyeti suistimal suçuna teşebüssün de lege lata (olan hukuk bakımından) cezalandırılmadığını belirtiyor.
'Emniyeti suistimal suçunda yargının temayülü, faillerin gerçekte cezalandırılabilecek nitelikte sınıflandırılacak davranışlarının, sadece mala zarar tehlikesini içerdiklerinden dolayı tamamlanmış suç gibi cezalandırılması gerektiği yönünde, halbuki bu davranışların sadece teşebbüs sahasına katılmaları ve tutarlı bir davranışla cazalandırılmamalrı gerekir, çünkü de lege lata olarak teşebbüsü cezalandıran bir hüküm yoktur.'
Yazar tezinin sonunda şu neticeye varıyor:
'Araştırmalarımın sonucu, emniyeti suistimal suçunda, teşebbüsün de lege ferenda olarak cezalandırılmasının gerekli ve zorunlu olduğunu gösteriyor.''

Saygılarımla
Old 14-08-2013, 23:03   #36
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
1.Kabul:

Hukuk Kuramı’nın, “hukukun kabul edilen tanımı (?) ve kaynağından (?) hareketle, birey ve toplum için oluşturulan düşünsel çalışma” olduğu kabulüyle…

2.Tespit:

2.1.Tanımı değilse bile, hukukun “kaynağı” günümüzde de tartışmalıdır. Hukuk kuramlarının nedeni ve hareket noktası da budur.

2.2.Bugüne dek hemen hiçbir hukuk kuramı, “bir dünya toplumu ülküsü” nün gerçekleştirilmesine dayanak olamamıştır.

3.Soru:

BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi hangi hukuk kuramına bağlanabilir?


Saygılarımla

Sayın Av. Hulusi Metin,
'de lege ferenda' tartışmaları 'geçmiş'e bırakıp sohbetimize devam edelim isterseniz.
İnsan Haklarına değinmekle 'taşı gediğine oturttunuz' tabir caizse.


Üzerinde tartışmamız gereken konular:
İnsanların ve toplumların kendilerine yön gösterici olarak kabul ettikleri değerler sistemini incelediğimizde nasıl bir gelişimle karşılaşırız?

Nedir insanları yönlendiren onların yaşam biçimlerini etkileyen, ahlak ve hukuk kurallarına kaynaklık eden sistemlerin, dünya görüşlerinin çıkış noktası?

Bugünkü ahlak ve hukuk kurallarının kaynakları ile, geçmişteki insanların ve toplumların ahlak ve hukuk kurallarının kaynakları arasında nasıl bir benzerlik veya fark vardır?

Ahlak ve hukuk kurallarına kaynaklık eden onları yerleştiren değerler sistemi nasıl bir gelişimden geçmiştir?

Alman Filosof Willi Oelmüller kronolojik olarak birbirini takip eden ve insanların yaşamlarını yönlendiren üç kaynak sayıyor:
1. kaynağı tabiata dayalı yaşam biçimleri(Tabiat olaylarının ve cisim ve yaratıkların insanların değer ölçülerini belirlediği sistemler, Mitoloji),
2. Kaynağı yaratıcıya dayalı yaşam biçimleri(İktidarlarının kaynağını Tanrıdan alan Krallar,Hükümdarlar, Kilise), ve
3. İnsan haklarına dayalı yaşam biçimleri.

Her üç sistemin insana verdiği değer, insanların birbirilerine karşı hakları ve ödevleri, insanların devlete ve devletin yurttaşlara/kullara/bireylere karşı görev ve hakları başka başkadır

Not:
1.İnsanı değerler sisteminin ortasına oturtan insan haklarına dayalı sistem gerçekten geldiğimiz son durak mı? Yoksa 'insanlık daha geri mi'?
2. Sayılan üç sistem gerçekten birbirinin arkasından gelen sistemler midir, yoksa günümüzde her üç sistem birarada yaşamakta mıdır?

Saygılarımla
Old 17-08-2013, 10:48   #37
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan

Sayın Gemici,
Dualizm temelli özgür irade gezegeninde tüm sorularınızın yanıtı görecelidir ve böylece devam edecektir.
Saygı ve sevgilerimle.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Türk Hukuk Sitesi Hukuk Çalışma Grupları Hakkında Bilgiler Admin Hukuk Çalışma Grupları Hakkında 4 14-11-2009 11:41
Hukuk bürosunda çalışmak istiyorum (son sınıf hukuk öğrencisi - istanbul) duygu diker Adliye Duvarı 0 23-10-2007 18:35
Hukuk Fakültesi Öğrencisiyim Konyada Çalışabileceğim Bir Hukuk Bürosu Arıyorum. gökhan tozoğlu Adliye Duvarı 0 05-07-2007 09:17
selcuk üni.hukuk fakültesi ögrencisiyim: konyada hukuk bürosunda çalışmak istiyorum rabia. Adliye Duvarı 0 16-06-2007 23:56
Hukuk ve Adalet Eleştirel Hukuk Dergisi Kış 2007 sayısı Makaleler Listesi Av. Ramazan Çakmakcı Ceza Hukuku Çalışma Grubu 0 09-02-2007 21:09


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05590892 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.