Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

vekalet görevini kötüye kullanma- husumet

Yanıt
Old 26-12-2007, 00:41   #1
Nuriye Değer

 
Varsayılan vekalet görevini kötüye kullanma- husumet

Değerli Meslektaşlarım,
Müvekkil başka bir şehirdeki yazlığını satması için birine vekaletname vermiş.vekil gerçek değeri 120 YTL olan yazlığı 60 YTL ya satmış. Satın alan satıştan hemen sonra bankadan kredi çekmiş ve aynı miktar için bu taşınmazı ipotek ettirmiş.
Vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiası ile dava açmak istiyoruz. Davalı olarak vekil ve gm alıcısı olması gerekiyor. öncelikle tapu iptel değilse gerçek değer ile satış bedeli arasındaki farkı talep edeceğiz. Tapuiptal edilmezse değerinin tamamını isteyeceğiz ,ipotek üzerinde kalırsa zararımıza,ipotek bedeli vekildenmi istenmelidir.
Aklımı karıştıran bir hususta ipotek alacaklısı banka. Taraf olmalımıdır? ihbarmı gerekir. Davacı ipoetekten arındırılmış istiyor. bu halde ayrı bir harç gerekirmi?sonradan davaya dahil edilirmi?
teşekkürler
Old 26-12-2007, 09:49   #2
Hukukçu55

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Nuriye Değer
Değerli Meslektaşlarım,
Müvekkil başka bir şehirdeki yazlığını satması için birine vekaletname vermiş.vekil gerçek değeri 120 YTL olan yazlığı 60 YTL ya satmış. Satın alan satıştan hemen sonra bankadan kredi çekmiş ve aynı miktar için bu taşınmazı ipotek ettirmiş.
Vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiası ile dava açmak istiyoruz. Davalı olarak vekil ve gm alıcısı olması gerekiyor. ?
teşekkürler
alıcı g.menkulü satmaya yetkili kişi ile pazarlık yapıp anlaştığı bedeli ödeyip tapudan iktisap etmiş. Alıcıyı ne sebeple sorumlu tutacağız? Alıcı ile vekil arasında ayrıca vekile çıkar sağlar şekilde bir anlaşma mı var? Bunun için mi düşük bedelle satılmış?
Old 26-12-2007, 16:02   #3
Kadir COŞKUN

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım, umarım size yol gösterir.



T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas : 2003/1-323
Karar : 2003/318
Tarih : 30.04.2003

ÖZET : Vekil ile sözleşme yapan kişi iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz. Nevarki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu kanun maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden göz önünde tutulması zorunludur.

(818 sayılı BK. m. 390/2) (4721 sayılı MK. m. 2, 3)

KARAR METNİ :
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kızılcahamam Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 24.5.2002 tarih ve 2001/33 -2002/219 s. kararın tetkiki davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 17.10.2002 tarih ve 2002/10068-11240 s. ilamı ile, (... Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Borçlar Yasasının temsil ve vekalet bağıtını düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar. Borçlar Kanununda sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 390/2 maddesinde "vekil, müvekkiline karşı vekaleti hüsnüniyetle ifa ile mükelleftir..." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği biçiminde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu gözardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin birinci fıkrası uyarınca sorumlu olur.

Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi Medeni Yasanın 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.

Nevarki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, Medeni Yasanın 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu kanun maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa tüm çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.

Somut olayda; vekilin 13 parsel üzerinde bulunan ipoteği kaldırdığını iddia ile dosyaya belge ibraz ettiği anlaşıldığına göre, yukarıdaki ilke ve olgularla birlikte, özellikle vekilin bu savunması göz önünde bulundurularak, delillerin irdelenmesi ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu üzere yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalılar vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil; bu mümkün olmadığı takdirde satış bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Davacı vekili, davacının maliki olduğu 13 ve 157 parsel s. iki adet taşınmazın satımı konusunda davalılardan Ali Y.'a 14.8.2000 tarihli vekaletnameyi verdiğini, bu davalının 16.8.2000 gününde gerçek değerleri toplam 20 milyar TL. olan taşınmazları sair davalılara değerlerinin çok altındaki 1.300.000.000 TL. bedelle satmak suretiyle vekalet görevini kötüye kullandığını, aldığı satış bedelini kendisine vermediğini; sair davalıların da taşınmazların gerçek değerlerinin çok daha fazla olduğunu bilmelerine rağmen düşük bedelle satın aldıklarını, bu yüzden zarara uğradığını ileri sürerek, her iki taşınmaza ilişkin tapu kayıtlarının iptali ile kendisi adına tesciline, bu mümkün olmazsa, vekalet görevinin kötüye kullanılmasından dolayı, iddia edilen satış bedeli 1.300.000.000 TL. nin ve ayrıca gerçek değerle bunun arasındaki fark olan 18.700.000.000 TL. ki toplam 20 milyar TL.nin, 16.8.2000 satış gününden itibaren kanuni faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalılar vekili, davacının davalılardan Ali Y.'a verdiği vekaletnamede taşınmazları dilediği kişiye dilediği bedelle satma yetkisi bulunduğunu, bu davalının taşınmazları sair iki davalıya toplam 1.300.000.000 TL. bedelle satmak konusunda onlarla anlaşıp, aralarında 15.8.2000 tarihli ön protokolü düzenlediklerini; her iki taşınmazın satışlarının yapılabilmesi için, alıcı durumundaki davalıların haklı olarak, bu protokole, 13 parsel üzerindeki Banka lehine konulmuş ipoteğin fekki konusunda ön şart koyduklarını, bunun üzerine davalı Ali Y.'ın söz konusu ipotek bedeli 2.398.814.217 TL. yi bizzat ipotek alacaklısı bankaya ödeyip ipoteği kaldırttığını; satış ve ipotek bedelleri arasındaki fark olan 1.098.824.217 TL. nin bu davalı tarafından kendi cebinden karşılandığını, talebe rağmen davacının bu miktarı davalı Ali Y.'a ödemediğini, bu parayı ödememek için de kötüniyetli olarak iş bu davayı açtığını davacının söz konusu taşınmazları satmak istemesinin ve davalı Ali'ye vekaletname vermesinin zaten kendi oğlunun ipotek borcunu ödemek amacına yönelik olduğunu, dava dilekçesinde taşınmazların gerçek değeri olarak bildirilen 20 milyar TL. nin de fahiş bulunduğunu, alıcı durumundaki davalılar Mahir ve Murat'ın iyiniyetli üçüncü kişiler olarak taşınmazları gerçek değerleri üzerinden satın aldıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel mahkemece verilen, davalı Ali Y.'ın, davacı tarafından verilen vekaletnameye dayanarak, ona ilişkin iki taşınmazı sair iki davalıya 16.8.2000 gününde toplam 1.300.000.000 TL. bedelle sattığı, taşınmazların o tarihteki gerçek değerlerinin 4.620.000.000 TL. olduğunun bilirkişi raporuyla saptandığı, böylece davalı vekilin, taşınmazları gerçek değerlerinin çok altındaki bir bedelle sattığının sabit bulunduğu, onları satın alan sair iki davalının da iyiniyetli kabul edilemeyecekleri gerekçesine dayalı, davanın kabulüne, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescillerine dair karar, Özel Dairesince yukarıdaki gerekçeyle bozulmuştur.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici sebeplere ve özellikle, vekil durumundaki davalı Ali Y. cevap dilekçesinde ve yargılama aşamalarında, 13 parsel s. taşınmazın tapu kaydına davacının dava dışı oğlu Ertuğrul K.'in, yine dava dışı Türkiye H... Bankasına olan borcu sebebiyle konulmuş bulunan ipoteğin kaldırılması için, satıştan önce ipotek bedeli 2.398.814.217 TL. yi ödediğini ileri sürüp, buna ait banka dekontunu sunduğu ve anılan bankanın 12.2.2002 tarihli yazı cevabında da bu ödemenin varlığı teyid edildiği halde, mahkemece, Özel Dairenin bozmasına konu 24.5.2002 tarihli kararın gerekçesinde bu savunma üzerinde durulmamış ve anılan yönden herhangi bir değerlendirme yapılmamış olmasına; dolayısıyla, davalı Ali Y.'ın vekalet görevini kötüye kullanmış olup olmadığı konusunda yargıya varılırken, toplanan delillerin bu savunma çerçevesinde takdir edilmemiş bulunmasına; değinilen yönün sonradan direnme kararında tartışılıp değerlendirilmesinin sonuca etkili olmamasına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Bu sebeple direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇavalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istem halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 30.04.2003 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

Kaynak : Corpus
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Görevi Kötüye Kullanma - Yargıtay Kararı Turkmen Meslektaşların Soruları 6 27-07-2012 07:31
Avukat-Görevi Kötüye Kullanma ahmetyılmaz Meslektaşların Soruları 10 26-10-2007 15:35
Karşılıksız Çek ve Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma SHODAN Ceza Hukuku Çalışma Grubu 0 20-09-2007 12:19
Yeni TCK'da Görevi kötüye kullanma(Md.257) Hasan Bahadır Büyükavcı Hukuk Soruları Arşivi 2 01-03-2007 21:15
Avukatın Görevini Kötüye Kullandığı İddiası Defensour Meslektaşların Soruları 7 13-02-2007 23:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04618001 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.