Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Beyaza İmza

Yanıt
Old 07-05-2004, 19:36   #1
eylem

 
Varsayılan Beyaza İmza

Merhabalar,

Kambiyo senetlerinde beyaza imza ile ilgili bir araştırma yapıyorum fakat bu konuya ilişkin kaynaklarda çok kısa bilgilere yer verilmiş, hatta çoğunda bu konuya yer bile verilmemiş bildiğim kadarıyla 13. hukuk dairesinin konuyla ilgili bir kararı mevcutmuş fakat henüz ulaşma imkanım olmadı.
Bu konuyla ilgili mevcut kaynaklar ve ilgli kararlara ilişkin bilgi sahibi olan arkadaşlardan mümkünse yardımlarını rica ediyorum.

Saygılarımla
Old 10-05-2004, 08:16   #2
nursel citil

 
Varsayılan

Sayın Eylem,
Ticaret kanunumuz kıymetli evraklardan poliçe ile ilgili hükümlerde ayrıntılı düzenlemelere yer vermiş ve diğer kambiyo senetlerine niteliğine aykırı düşmediği sürece poliçe ile ilgili hükümlerin uygulanacağını belirtmiştir. Bu nedenle Açık poliçe ile ilgili düzenlemelere bakmalısınız. kaynak olarak (Poroy/Tekinalp Kıymetli evrak hukuku esasları, Prof.Dr.Naci Kınacıoğlu Kıymetli evrak hukuku yine aynı kaynaklarda Yargıtay kararları ile ilgili bilgiler var, onlarıda Yargıtay Kararları Dergisinde bulabilirsiniz.
Başarılar
Old 10-05-2004, 08:37   #3
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Katkı

“Kural olarak beyaza imza konularak düzenlenen ve borç doğuran belgeler itimadi bir işlem olup, imzalayan kişinin böyle bir belgenin aksini ancak yazılı ( yasal ) bir delille kanıtlamak yükümü altındadır. Aksi halde bu işlemden doğacak rizikolar ihtilafları imzalayanın baştan bilerek benimsemiş ve kabul etmiş sayılacağı için hukuki sonuçlarına katlanmak zorunda kalır.”
HGK.E. 1999/13-910, K. 1999/993, T. 24.11.1999
Old 10-05-2004, 11:53   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Taraflar arasındaki karşılıklı alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas ve karşıt davaların reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

.YARGITAY KARARI.

Davacı, 22/12/19773 tarihli anlaşma uyarınca davacıya verdiği 24 ton petilen nedeniyle alacağı 45.600 liranın ödetilmesini istemiştir.

Davalı, davacıya beyaza imza verdiğini 22/12/1973 tarihli belgeyi davalının istediği biçimde doldurduğunu 24 ton petilen verilmediğini savunmuş ve birleştirilen davasında da 24 ton petilenin bedeli karşılığında teslimini istemiştir.

Mahkemece, tanık sözlerine dayanılarak 22/12/1973 tarihli belgenin davalının imzaladığı boş kağıdı davacının düzenlediği ve davalı da birleştirilen davasını isbat edemediği gerekçesi ile her iki davanın da reddine karar verilmiş, her iki taraf hükmü temyiz etmiştir.

1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2 - Beyaza imzanın hatta veya hile ile alındığı sabit olmadıkça bu belgenin aksi ancak yasal delillerle kanıtlanabilir. 22/12/1973 tarihli belgenin metin kısmının davacı tarafından sonradan doldurulduğu tanıkla isbat olunamaz. Davacı davasını bu belge ile isbat etmiştir. Ancak, davalı bu belgede yazılı 24 ton petilen ham maddesinin teslim edilmediğini savunarak davacıya yemin teklif edeceğini bildirmiştir. Davalının bu konudaki yemin teklif hakkı kullandırılarak sonucuna göre karar verilmelidir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle taraflar yararına BOZULMASINA 1000 lira duruşma avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek olursa iadesine 12/11/1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.

**********
Taraflar arasındaki müdahalenin men’i davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalının Sosyal Sigortalar Kurumundan kiraladığı Ulus Yenihal 11 nolu sergi yerinin alt kiracısı olduğunu, SSK. ile davalı arasında akdedilen sözleşmede kiraya verme ve devir yasağı olduğu için işlemlerin görünürde davalı adına yapıldığını aslında kendisinin kiracı olduğunu, kira bedellerini ödediğini, daha sonra kiracılığına davalının müdahalede bulunduğunu öne sürerek dava konusu sergi yerinde kiracı olduğunun tesbitine ve davalının müdahalesinin menine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davacı ile aralarında kiracılık ilişkisi bulunmadığını, ibraz edilen sözleşmenin sahte olduğunu sergi yerini kendi adına çalıştırdığını ve kardan davacıya pay verdiğini savunmuş, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davalı tüm yargılama aşamasında sadece 1.1.1989 tarihli sözleşme başlıklı ve içeriği kira sözleşmesi niteliğinde olan belgedeki imzanın kendisine ait olmadığını savunmuştur. Yargılamada özellikle ceza yargılamasında yaptırılan bilirkişi incelemelerinde imzanın davalıya ait olduğu açıkça belirlenmiştir. Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesi Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleşen hükmü ile davacı hakkında açılan kamu davasında davacının suçunun "sahte özel evrak tanzimi niteliğinde olmayıp TCK.nun 509/1 maddesine uygun güveni kötüye kullanmak suçunu teşkil ettiği benimsenmiş TCK.nun 108 maddesindeki koşulların oluşması nedeniyle kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu kararda Ceza hakimi; açık bir şekilde sözü edilen belgenin davalı tarafından davacıya boş olarak imzalanıp verildiği şeklindeki maddi olguyu saptamış ve buna göre hüküm kurulmuştur. Şu durum karşısında B.K.nun 53 maddesince Ceza hakiminin maddi olguların tesbitine ilişkin hükmü hukuk hakimini bağlar Öyle ise mahkemece anılan belgenin itimada dayalı olarak boşa imza edilip davacıya verildiğinde kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır. Davalı boş olarak verdiği belgenin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu yasal delillerle kanıtlayamamıştır. Kural olarak yerleşmiş yargı içtihatları ile de belirlendiği şekilde beyaza imza atılıp verilen belgenin aksi yazılı delillerle kanıtlanmadığı sürece belgeyi verenin belgenin doldurulmasından doğan rizikolarını kanıtlaması gerekir. O nedenle belge onu hukuken bağlar. Öte yandan 24.3.1989 günlü 1988/1 esas, 1989/2 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Tevhidi İçtihat da bu görüşü desteklemektedir. Hal böyle olunca bilirkişi görüşlerindeki açıklamalar davada dayanak tutulan anılan belgenin hükmünü ortadan kaldıracak nitelikte kabul edilemez. Şu durum karşısında mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.

SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının talep halinde iadesine, 18.9.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.

***********
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, taahhüt nedeniyle kiralananın tahliyesi isteminden ibarettir. Mahkeme, davayı red etmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, davalının 5.3.1990 tanzim tarihli taahhütname ile kiralananı 15.1.1991 tarihinde tahliye edeceğini taahhüt ettiği halde yerine getirmediğinden bahisle tahliye isteminde bulunmuştur.

Davalı vekili, davacının müvekkiline sadece dükkan adresi ile isim ve soyadı bulunan bir kağıda imzasını atıp vermesini, bu belgeyi Torbalı Vergi Dairesi’ne ibraz edeceğini söyleyerek hile ve tesise kullanmak suretiyle boş bir kağıt aldığını, daha sonra kağıdın üst tarafını daktilo ile doldurarak tahliye taahhüdü haline soktuğunu savunmuştur.

Maksada uygun yazılmak suretiyle beyaza imza geçerlidir. Boş belgenin maksada uygun doldurulmadığının davalı tarafça isbatı gerekir. Ancak, davalının beyaza imza atmakla da sonradan meydana gelecek olayların sonucuna katlanması gerektiğinin kabulü gerekir. Kaldı ki davalı belgenin hile, ikrah ve müzayaka içerisinde kendisinden alındığını iddia ederek, BK.nun 31. maddesi gereğince belgenin iptali için dava açtığını iddia ve ispat etmemiştir.

Dinlenen davalı tanıkları aynı taşınmazda oturacak ve davacı ile menfaat çatışması içerisinde olan kişilerdir. Kaldı ki dinlenen davalı tanıkları davalının beyanına atfen ifade vermişler ve olayın gerçek yönünü açıklamamışlardır. Bu durumda tahliye taahhüdünün geçerli olduğunun kabulü ile tahliye kararı vermek gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.

Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 9.10.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Kaynak={YKD. Aralık-1991 s: 1814}
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İmza Değişikliği esink Meslektaşların Soruları 3 06-09-2007 13:49
Sahte İmza lawyer_denizsari Meslektaşların Soruları 2 08-12-2006 15:36
İmza Geçerliliği feyza Hukuk Soruları Arşivi 1 12-04-2005 22:00
İmza Sirküsü o.balci Meslektaşların Soruları 1 28-04-2004 09:28
İmza Günü Av.Habibe YILMAZ KAYAR Site Lokali 0 27-05-2002 18:40


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04629898 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.