Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kira bedeli yazmayan kira sözleşmesi

Yanıt
Old 12-10-2010, 16:53   #1
Komagene

 
Varsayılan Kira bedeli yazmayan kira sözleşmesi

Merhaba Sayın Meslektaşlarım,

Kira bedeli yazmayan bir kira sözleşmesinde geçmiş dönemlerin kirasını nasıl istemeliyiz?

Ben Kira Bedeli'nin, Kira Sözleşmesi'nin "en önemli unsuru" olarak addedildiği Yargıtay kararlarına ulaştım. Yoksa alacak davası mı açmak gerekmektedir? İzleyeceğim yol açısından kararsız kaldım lütfen yardım ediniz.
Old 12-10-2010, 17:07   #2
avukatlutfi

 
Varsayılan

Kiracını ödediği ve ev sahibi tarafından çekilen kira dekontu kira bedelinin göstergesidir.Hiç ödeme yapılmamışsa emsal kira bedeli tesbiti, sonra icra takibi
Old 12-10-2010, 17:10   #3
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Komagene
Kira bedeli yazmayan bir kira sözleşmesinde geçmiş dönemlerin kirasını nasıl istemeliyiz?

Ben Kira Bedeli'nin, Kira Sözleşmesi'nin "en önemli unsuru" olarak addedildiği Yargıtay kararlarına ulaştım. Yoksa alacak davası mı açmak gerekmektedir? İzleyeceğim yol açısından kararsız kaldım lütfen yardım ediniz.
Bu enteresan kira ilişkisine ilişkin biraz daha ayrıntı vermeniz gerektiğini düşünüyorum. Nasıl bir sözleşmedir bu, nasıl kira bedeli yazmaz, kira bedeli yazmıyorsa sözleşmede ne yazar, özel şartlarda ne hükümler var, sözleşme ne zaman yapılmış, bugüne kadar kira ödenmiş mi, ödenmişse nasıl/nereye/ne kadar süre/ne miktar ödenmiş, kontrat hiç yenilenmiş mi, ödenmeyen dönemler hangileri vs.
Old 12-10-2010, 17:45   #4
Komagene

 
Varsayılan

Bir kira sözleşmesi düşünün, "Kiracı, Kiralayan, Kiralanan" gibi kavramlar ve tüm özel hükümler matbu bir evrak gibi yer almakta. Ancak sadece bir şey yazmıyor o da "Kira Bedeli", tabii muacceliyet şartı gibi bedel ile ilgili hususlar da da yok. Bugüne kadar kesinlikle tek kuruş dahi kira ödenmemiş. Müvekkil iyi niyetle hep beklemiş.

Tespit sonrasında geçmiş dönem kiraları istenebilir mi? ayrıca zamanaşımı sıkıntısı da var, 5 yıllık süre bir kaç ay içinde dolmak üzere

Yanıtlar için teşekkürler
Old 12-10-2010, 18:35   #5
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Komagene
Ancak sadece bir şey yazmıyor o da "Kira Bedeli", tabii muacceliyet şartı gibi bedel ile ilgili hususlar da da yok. Bugüne kadar kesinlikle tek kuruş dahi kira ödenmemiş. Müvekkil iyi niyetle hep beklemiş.
Bence alacağınızın zamanaşımından önce düşünmeniz gereken daha önemli bir konu var: o da acaba kira ilişkisine dayanarak HERHANGİ birşey alabilir misiniz konusu.

Kira bedelinin kira sözleşmesinin esaslı unsuru olduğuna ilişkin kararlara ulaştığınızı ilk mesajınızda belirtmişsiniz. O kararlarda mutlaka görmüşsünüzdür, esaslı unsurun olmaması durumunda Yargıtay hukuki ilişkiyi "kira akdi" olarak nitelendirmeyebiliyor. Sizin durumunuzda da bu konu kiracının da beyanları ve hukuki yoldaki davranışlarına göre tartışılır hale gelebilir diye düşünüyorum, çünkü takdir edersiniz ki çok radikal ve hayatın akışına da hiç uygun olmayan bir örnek var elinizde. Hadi kira akdinin bedel kısmının boş kalmasını maddi hata olarak görelim ve arkasında duralım ama normal bir kira ilişkisinde hangi evsahibi kiraya verdiği mecurla ilgili 1 kuruş dahi almadan 5 yıl boyunca sabreder? Dolayısıyla başvuracağınız HERHANGİ bir hukuki yolda, karşınızdaki kişi ben "kiracı değilim ki" diye karşınıza çıkarsa, bunun aksini ispat konusunda ciddi sorunlar yaşayabileceğinizi düşünüyorum ve takdir edersiniz ki kira alacağı/kira tesbit davası, 6570'e sayılı tahliye davası vs. her türlü hakkınızın kullanımı için evvelemirde kira ilişkisinin varlığının ortaya konması gerek.

Ben sizin yerinizde olsaydım (ki hiç istemezdim!) , sanıyorum önce kiracıya bir ihtar keşide eder ve alacağı tahmini olarak belirleyip bu miktar muaccel olmuş alacağın 30 gün içinde ödenmesini, aksi takdirde akdin fesh edileceğini ihtar ederdim. Sonra kiracı ne cevap verecek/ne yapacak beklemek gerek. Eğer ondan bir ses çıkmazsa, 30 gün sonra sulh hukuk mahkemesinde tahliye davası açar ve en azından önce tahliyeyi sağlamaya çalışırdım. Eğer ki o davada tahliyeyi sağlarsanız, aranızdaki hukuki ilişkinin kira ilişkisi olduğu da mahkeme kararıyla sabit olmuş olacağından, o davada tartışma konusu yapmasanız bile bilahare geçmişe yönelik kiraları istemek için hukuki dayanağınızı oluşturmuş olursunuz diye düşünüyorum. Veya tabii o davada da isteyebilirsiniz ama işlerin karışacağı ve hakimin bir de rakamlarla uğraşmamak için "ne kirası kardeşim git işine" demesi az ihtimal değil, o nedenle ben olsam o davada sadece tahliyeye odaklanırdım. Zaten siz bu ilişkiden tahliye ile sıyrılırsanız, hiçbirşey tahsil etmeseniz bile karlı sayılabilirsiniz kanaatindeyim, çünkü işin ucunda bir de kiracı olduğunu ispat edemediğiniz ama fuzuli şagil olduğu da gayet tartışmalı bir işgalci ile uğraşmak var.
Old 12-10-2010, 19:59   #6
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Bence olayın çözümü için Borçlar kanununun akdin inikadı ile ilgili ilk iki maddesine bakmak gerekir.

Alıntı:
A - AKDİN İNİKADI

I:İKİ TARAFIN MUVAFAKATİ

1 - UMUMİ ŞARTLAR

Madde 1 - İki taraf karşılıklı ve birbirine uygun surette rızalarını beyan ettikleri takdirde, akit tamam olur.

Rızanın beyanı sarih olabileceği gibi zımni dahi olabilir.

2 - İKİNCİ DERECEDEKİ NOKTALARIN MESKUT KALMASI:

Madde 2 - İki taraf akdin esaslı noktalarında uyuşurlar ise ikinci derecedeki noktalar sükutla geçilmiş olsa bile akde münakit olmuş nazariyle bakılır.

İkinci derecedeki noktalar hakkında uyuşulamadığı takdirde hakim, işin mahiyetine bakarak onları tayin eyler.

Akitlerin şekillerine müteallik hükümler mahfuzdur.

Özellikle BK.2/1. maddenin mevhumu muhalifinden taraflar "akdin esaslı noktasında (unsurunda)" uyuşamazlarsa, akit kurulmuş sayılamaz manası çıkar.

Böyle bir durumda da ortada bir kira akdi değil de, belki işgal ve ecri misil söz konusu olabilir. (Diye düşünüyorum)
Old 12-10-2010, 20:33   #7
Armağan Konyalı

 
Varsayılan


Ben bu konuyu çok sevdim. Üzerinde laboratuvar çalışması yapılmaya değer bir konu olduğunu düşünüyorum.

İlk aşamada müvekkilinizi deney tübünde kızdırarak defalarca ''Neden beş yıldır kira istemekte utangaç davrandığını'' soralım. Verdiği tepkiyi çalkalama kabına koyup sonucuna bakalım.

Olasılıklar:
1- Müvekkiliniz ''Çünkü sabırlı bir insanım'' demeye devam ederse deneyi sona erdirerek sabretmeye devam etmesini önerebiliriz.

2- Müvekkiliniz aslında kiraları makbuz vermeden elden aldığını ve şimdi ikinci kez yine almak istediği için ''almadığını'' iddia ettiği gerçeğini itiraf ederse deneye son vererek malzemeyi çöpe atabiliriz.

3- Müvekkiliniz aslında kiraya vermediğini, oturmaya izin verdiğini kira sözleşmesinin de tedbiren yapıldığını söyler ve fakat aradan geçen beş yıl içinde ilişkilerinin bozulması nedeniyle şimdi o geçersiz sözleşmeye dayanarak o kişiyi cezalandırmak istediğini itiraf ederse turnusol kağıdıyla müvekkilin haklılığına bakılabilir:
a) Müvekkil kızmakta haklıysa, intikam gibi ilkel bir yöntem yerine daha gelişmiş hukuki yollar düşünülür. Örneğin müvekkille kişi arasında uzlaşma yolu aranabilir.
b) Müvekkil kızmakta haksızsa 2. madde uygulanır.

4- Diğer akla gelmeyen bir olasılık gerçekleşirse yeni bir deney planlanabilir.

Bence sorunun çözümü müvekkilin iki dudağı arasında.

Saygılarımla
Old 12-10-2010, 20:54   #8
Komagene

 
Varsayılan

Hepinize cevaplarınız için teşekkür ederim.

Aslında biraz teorik bir soruymuşcasına çok kafanızı ağrıtmadan "akıl almaya" çalışmıştım. Fakat sanırım biraz daha detay vermem gerekiyor:

- Müvekkilin makbuzsuz dahi bir para almadığından eminim. Nasıl diye soracak olursanız kanıtlayamam ama eminim. Hatta şöyle söyleyeyim, karşı taraf bir gsm oparatörü ve "biz şu adlı çalışanınıza verdik parayı, gidin ondan alın" dahil bir çok oyalama taktiğini kullanmış durumda.

- Karşı taraf bir ihtarname ile kira sözleşmesini fesh ettiğini ve bütün kira bedellerini eksiksiz olarak ödediğini bildirmiş. Tabii yine bir "bedel" yok ortada.

- Ortada bir sözleşme olduğuna göre ecri misil istemek mantıklı mıdır? Ya da şöye sorayım, önce kira sözleşmesinin neden "yok" olduğunu dava dilekçesinde açıklayacak ardından da ecri misil hakkı doğduğunu ispat ile bir "bedeli" mi isteyeceğim? Ben hiç bir hakimin dilekçeyi okuduktan sonra kafasını kaşıyıp "Allah Allah bu ilginç bir durum dur ben biraz kitap karıştırayım da güzel bir yargılama olsun" diyeceğini zannetmiyorum... Gerçi günahlarını almayalım, belki hakkaten uğraşır hatta sonrasında bir makale bile konduru verir.

Bu arada sayın admin, ihtarname keşide edecektim. Yalnız tabii cevab-ı ihtarname bizim durumumuzda. Neden 30 gün dediniz, bilmediğim bir şey mi var acaba?

Tekrardan teşekkürler herkese
Old 12-10-2010, 21:11   #9
av.murat kılıç

 
Varsayılan

Sizdeki kira kontratına müvekkilinizin anlaştığı kira bedelini yazıp geçmişe dönük 5 yıllık icra takibi yapsanız sonra kiracı itiraz edince itirazın iptali ve tahliye davası açsanız;
kiracınız en kötü ihtimalle elindeki kontratı gösterip kira bedelinin boş olduğunu bir şey yazmadığını söyleyecek; siz de ellerindeki kira kontratındaki bedel kısmının maddi hata, sehven boş bırakıldığını iddia edersiniz.
En kötü ihtimalle şunu ispatlarsanız;
1-) Kiracının kiracı olduğunu
2-) Aranızda bir kira kontratının olduğunu (bedel kısmı boş olsa bile)
3-) en kötü ihtimalle bilirkişinin kira bedelini tespit edebileceğini düşünüyorum..
Old 12-10-2010, 21:14   #10
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan Para Faİzsİz Ev Kİrasiz!

Bir kararla tartışmayı renklendirelim

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1998/3 – 512
K. 1998/507
T. 17.6.1998
• KİRA TESBİTİ ( Para faizsiz ev kirasız )
• PARA FAİZSİZ EV KİRASIZ ( Kira tesbiti )
• ARİYET ( Para faizsiz ev kirasız )
• KARZ ( Para faizsiz ev kirasız )
818/m.299,306
6570/m.1
ÖZET: Taraflar arasında, para faizsiz ev kirasız ilişkisine bağlı olarak yapılan kira sözleşmesinin varlığı kabul edildiğine göre; kira parasının tesbitini istemek hakkının da varlığını kabul etmek gerekir.

DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki “kira tesbiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 16.9.1997 gün ve 1996/688 E- 1997/1111 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 10.11.1997 gün ve 1997/10212 – 10730 sayılı ilamı;

( ... Davada, 1.7.1996 gününden geçerli olacak şekilde kira parasının tesbiti istenilmiş davalı, davacı ile aralarındaki sözleşmeye göre, mecura 10.160 DM tutarında tadilat yaptığını bu paranın faizine karşılık mecuru kullandığını, yapılan tadilat giderinin kendisine ödenmediğini bu nedenle kira parasının tesbit edilemeyeceğini ileri sürmüş, mahkemece savunmaya itibar edilerek dava reddedilmiştir.

Taraflar arasında Temmuz 1988 başlangıç tarihli olup imzası iki tarafça da inkar edilmeyen kira sözleşmesinde;

Kiralayana ait mecurun tadilatının kiracı Etem Keş tarafından yapıldığını, tadilat tutarının 10.160 DM. olduğu, kiracı Etem Keş’in bu alacağı ödenene kadar alacağının faizine karşılık kira parası ödemeden mecuru kullanacağı, kiralayanın borcunu istediği tarihte ödeyebileceği kararlaştırılmıştır.

Anılan sözleşmenin geçersiz olduğu ayrı bir dava ile iddia ve ispat edilmediğinden taraflar arasında geçerli bir kira sözleşmesinin bulunduğunun kabulü gerekir.

Kira sözleşmesinde, kira parasına ilişkin olarak doğan boşluğun 18.11.1964 gün ve 2/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince hakim tarafından doldurulması gerekir.

Bunun için dava konusu taşınmazın boş olarak yeniden kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira parası bilirkişi marifetiyle belirlenmeli, bu kira parası gözönünde bulundurularak hakimce dava konusu taşınmazın niteliklerine uygun hak ve nesafet kuralları gereğince bir kira parası takdir edilmelidir.

Yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddedilmiş olması doğru değildir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasa’ya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ), oyçokluğu ile karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ:

Taraflar arasında kurulan sözleşmeye kira akti adı verilmiş, fakat kira parası gösterilmemiştir. Davalının kullanmasına davacı tarafından terk edilen evin davalı tarafından tadil edildiği 10160 DM harcandığı belirtilmiş, bu para ödeninceye kadar davalının kira parası, davacınında faiz ödemeyeceği kararlaştırılmıştır. Davacı bu aktin kira akti olduğu iddiası ile akitteki kira parası yönünden doğan boşluğun doldurulmasına istemekte olup, mahkeme ilişkinin kira akti olmadığını, aktin ev kira parasız, para faizsiz olarak nitelenen karz akti olduğunu kabul etmektedir.

“İki taraf karşılıklı ve birbirlerine uygun surette rızalarını beyan ettikleri takdirde akit tamam olur” ( B.K.1/1 ) “İki taraf akdin esaslı noktaların da uyuşur ise ikinci derecedeki noktalar sükutla geçilmiş olsa bile akde münakit olmuş nazarı ile bakılır” ( B.K. 248 ) görüldüğü gibi kira aktinin esaslı unsurlarından biri, bir şeyin kullanılmasının kiracıya terki yanında, kiracının kiraya verene muayyen bir ücret ödemesidir. Bu akitte açıkca davalının davacıya kira parası ödemeyeceği yazılıdır. Şu halde Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu çoğunluğunun akti ilişkiyi kira akti olarak nitelemesine katılmak mümkün değildir.

“Bir aktin şekil ve şartlarını tayinde, iki tarafın gerek sehven ve gerekse akitteki hakiki maksatlarını gizlemek için kullandıkları tabirlere ve isimlere bakılmıyarak, onların hakiki maksatlarını aramak lazımdır” ( Bk. 18/1 ). Şu halde tarafların bu akti ilişkiyi kira akti olarak adlandırmalarının bir önemi olmayıp, aktin altındaki hakiki iradeye göre de akit geçerli olabilir. Sözleşmede davalının kullanımına terk edilen evin davalı tarafından onartıldığı yazılı olup; aksine bir iddia ortaya atılmamış, aksi yönde bir delil getirilmemiştir. Tarafların bu işin bedelini tasfiye ettikleri davalının borçu karşılığında, borç ödeninceye kadar davalıya evin kullanılmasını terk ettiği kira parası almamayı kabul ettiği, davacının da para ödeninceye kadar faiz almamayı kabullendiği anlaşılmaktadır. Tipik bir karma akit olan ilişkide paraya ait bölümü Borçlar Kanununun 306. maddesi çerçevesinde karz olarak nitelemek mümkündür. Şu halde, tarafların gerçek iradesi evin kullanılması bakımından ariyet ( B.K. 299 ), para bakımında da karzdır. Kira akti söz konusu olmayıp, Ariyet ve karz akitlerinin unsurları bakımından bir eksiklik yoktur. Hakimin davayı ret etmesi doğrudur.

Öte yandan, Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulunda yapılan müzakere sırasında parasının faizinin, kiranın ücreti ile sayışıldığı böylece kira akti bulunduğu ileri sürülmüş, bu görüş çoğunlukça kabul edilmiştir.

“Bir aktin mevzuu, Kanunun gösterdiği hudut dairesinde serbestçe tayin olunabilir. Kanunun kat’i surette emreylediği hukuki kaidelere veya kanuna muhalefet bulunmadıkça iki tarafın yaptıkları mukaveleler muteberdir” ( B.K. 19 ) “Bir aktin mevzuu .... ahlaka ( adaba ) muğayir olursa o akit batıldır” ( B.K. 20/1 ) ( ... İkrazatcılık yapmak üzere izin almadan, faiz ve HER NE AD ALTINDA OLURSA OLSUN, bir İVAZ KARŞILIĞI ... ödünç para verme işlerinin yapılması ... tefecilik sayılır” ( 6.10.1983 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 90 sayılı Kanun hükmünde kararname Md. 9 ) “... tefeciler 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile birlikte 50 bin liradan az olmamak kaydıyla, sağladıkları menfaatlerin 5 katı ağır para cezasıyla cezalandırılır” ( 90 sayılı K.H.K. Md. 15/2 ). Görüldüğü üzere çoğunluğun yorumunun kabulü halinde, davalının fiili tefecilik olup, taraflar arasındaki aktin paraya ait bölümü kanuna aykırı ve suç sayılan bir anlaşma olduğundan batıldır ( B.K. 20 ). Taraflar arasında ki, aktin esaslı unsurlarından olan bu bölümün butlanı kabul edilince kira aktini ayakta tutmak da Borçlar Kanunun 20. maddesinin 2. fıkrasının ikinci cümlesi hükmü karşısında mümkün olmaz. Davanın reddi çoğunluğun nitelemesi ve yorum biçimine göre de doğrudur.

Yerel Mahkeme kararının bu gerekçelerle onanması gerektiği kanaatındayım.

Tahir ALP
2.Hukuk Daire Başkanı

yarx
Old 12-10-2010, 21:32   #11
BALDIRAN

 
Varsayılan

Merhaba. Kanımca burada ecri misile gitmeye gerek yok. zira kira akdi sözlüde kurulabilir. Kaldıki kiracınız size ihtar çekip, kira sözleşmesini fesh ettiğini, kira paralarını ödediğini söylemiş. Yani arada kira sözleşmesi olduğunu haricen ikrar etmiş. Bence, fazlaya ilişkin haklarınızı saklı tutarak,kısmi bir dava açıp, zamanaaşımı tehlikesinde olan en son 5.yıl (yani geriye dönük 5.yıl) kira parasını, o tarihteki emsal kiraları göz önüne alarak talep etmenizde, sakınca olmaz diye düşünüyorum. Saygılar.
Old 12-10-2010, 21:44   #12
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Komagene ilk mesaj
Kira bedeli yazmayan kira sözleşmesi
Merhaba Sayın Meslektaşlarım,

Kira bedeli yazmayan bir kira sözleşmesinde geçmiş dönemlerin kirasını nasıl istemeliyiz?

Ben Kira Bedeli'nin, Kira Sözleşmesi'nin "en önemli unsuru" olarak addedildiği Yargıtay kararlarına ulaştım. Yoksa alacak davası mı açmak gerekmektedir? İzleyeceğim yol açısından kararsız kaldım lütfen yardım ediniz.


Alıntı:
Yazan Komagene son mesaj
Hepinize cevaplarınız için teşekkür ederim.

Aslında biraz teorik bir soruymuşcasına çok kafanızı ağrıtmadan "akıl almaya" çalışmıştım. Fakat sanırım biraz daha detay vermem gerekiyor:

- Müvekkilin makbuzsuz dahi bir para almadığından eminim. Nasıl diye soracak olursanız kanıtlayamam ama eminim. Hatta şöyle söyleyeyim, karşı taraf bir gsm oparatörü ve "biz şu adlı çalışanınıza verdik parayı, gidin ondan alın" dahil bir çok oyalama taktiğini kullanmış durumda.

- Karşı taraf bir ihtarname ile kira sözleşmesini fesh ettiğini ve bütün kira bedellerini eksiksiz olarak ödediğini bildirmiş. Tabii yine bir "bedel" yok ortada.

- Ortada bir sözleşme olduğuna göre ecri misil istemek mantıklı mıdır? Ya da şöye sorayım, önce kira sözleşmesinin neden "yok" olduğunu dava dilekçesinde açıklayacak ardından da ecri misil hakkı doğduğunu ispat ile bir "bedeli" mi isteyeceğim? Ben hiç bir hakimin dilekçeyi okuduktan sonra kafasını kaşıyıp "Allah Allah bu ilginç bir durum dur ben biraz kitap karıştırayım da güzel bir yargılama olsun" diyeceğini zannetmiyorum... Gerçi günahlarını almayalım, belki hakkaten uğraşır hatta sonrasında bir makale bile konduru verir.

Bu arada sayın admin, ihtarname keşide edecektim. Yalnız tabii cevab-ı ihtarname bizim durumumuzda. Neden 30 gün dediniz, bilmediğim bir şey mi var acaba?

Tekrardan teşekkürler herkese

İlk mesajınız ile yukarıdaki mesajınız arasında çok ciddi fark olduğu ortada.

İlkinde, karşı tarafça kabul edilip edilmediği belirsiz, kira bedeli olmayan bir akitten bahsediliyor. Diğer mesajınızda kiracı tarafından kabul edilen bir kira ilişkisinden bahsediyorsunuz.

Kira sözleşmesi ilişkisinin varlığı kiracı tarafından da kabul edilmiş ve kira tutarlarının ödendiği iddia edilmiş ise, demek ki somut olayda kira akdinin kurulup kurulmadığı değil, kiranın ödenip ödenmediğini ve tutarını belirlemekte bir problem var.

Kiracı ödedim diyorsa, ödeme makbuzunu dosyaya sunmak zorundadır. Bu itibarla, Sayın Admin'in mesajındaki gibi şansınızı denemeniz ve sizin (mesala rayiç değer üzerinden) talep edeceğiniz kira bedelinin ödenmediğini, BK:260. dairesinde ihtara konu etmeniz ve akdi feshetmeniz sanıyorum bu durumda olayı çözebilecektir.
Old 12-10-2010, 22:42   #13
adesleno

 
Varsayılan

Kiracının kira dönemi müddetini ispat için, kiraladığı taşınmazda mutlaka elektrik, su, doğalgaz gibi nimetlerden faydalandığı muhakkaktır. Eğer kiracı bunları kendi adına yaptırdı ise bu halde ilgili kurumlardan dökümü alarak kiracının oturduğu dönemi ispat edebilirsiniz diye düşünüyorum.
Old 13-10-2010, 09:30   #14
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
İlk mesajınız ile yukarıdaki mesajınız arasında çok ciddi fark olduğu ortada.

İlkinde, karşı tarafça kabul edilip edilmediği belirsiz, kira bedeli olmayan bir akitten bahsediliyor. Diğer mesajınızda kiracı tarafından kabul edilen bir kira ilişkisinden bahsediyorsunuz.
Benim söyleyeceğimi Sayın Dikici söylemiş.

Bu veya benzeri bir durum var mı diye ilk mesajımda detay vermenizi rica etmiştim. Zira karşı tarafın "ben zaten kiracı değilim ki!" diye bir savunmada bulunma ihtimalinin olması tüm stratejinizi ona göre kurmanızı gerektiren bir durum.

Karşı taraf çektiği ihtarla kira akdini kabul ettiğine göre artık sizin adınıza endişe edilecek önemli bir husus ortadan kalkmış demektir. Bundan sonra kara kara düşünmesi gereken kiracı, zira yapacağınız işlemlerde ödemelerini yazılı şekilde ispat etmesi gerekecek.
Old 13-10-2010, 10:00   #15
Av.Kaan

 
Varsayılan

Kiracı çektiği ihtar ile kira aktini tartışmalı olmaktan çıkarmış; ödeme savunması ile de bunu güçlendirmiştir. Kira demesi BK 18 bağlamında meseleyi tamamen tartışmalı olmaktan çıkarmasa da "bedel ödediğini" belirtmesi aradaki ilişkide bir ivaz olduğunu ispatlar.

Bence tereddüt edecek birşey yok, Mahkeme sadece rayiç kirayı tespit edecektir. Fazlaya ilişkin haklarınızı saklı tutarak dava açmalısınız.
Old 13-10-2010, 15:59   #16
Komagene

 
Varsayılan

Tekrar tekrar teşekkürler.

Öncelikle, fazla detay vermek istemedim derken inanın samimiydim. Karşı tarafın ihtarnamede ile "müvekkil ile kira sözleşmesi .... tarihinde yapılmıştır ve baz istasyonları kurulup sözleşme gereği işleyen dönemlere ilişkin kira bedelleri tarafınıza ödenmiştir. Kurulan baz istasyonunu da kaldırdığımız için artık amaçsız kalan akdi feshediyoruz" ifadesini kullanması büyük lütuf.

Ancak yine de Yargıtay 1. HD'nin bir kararı açıkça "Kira Bedeli Kira Sözleşmesinin en önemli unsurudur" diyor ve üstelik sayın Akpunar'ın sunmuş olduğu Karardaki gibi "Kiraya sayışılabilecek" herhangi bir bedel yok ortada. Hatta Sözleşmenin en üstünde "Tahsis Sözleşmesi" yazmakta. Hemen altında ve devamı sayfalarda ise "Kiracı, Kiralanan, Kiralayan, Kira Müddeti, Kiranın Başlangıcı" gibi terimler kullanılıyor. Ben karşı taraf olsam sözleşme kira sözleşmesi değil der işin içinden çıkardım, ancak ihtarnameden sonra "hangi yolu kullanarak" geçmiş dönem kira bedellerini alabileceğim konusunda tereddütte kaldım.

Bu nedenle "acaba kira sözleşmesinin varlığı kanıtlanmış kabul edip kira alacağı üzerinden mi gitmeliyim, yoksa kira sözleşmesini "yok" hükmünde sayıp ecri misil mi talep etmeliyim" şeklinde düşündüm.

İhtarname konusunda ise sormam gerekir: Kiracı zaten bana kirayı ödediğini ve kira sözleşmesini feshettiğini ihtarname marifetiyle bildirmişse benim bir süre tanımama gerek var mı? Ben sadece şansımı denemek adına, "kira bedellerinin ödendiğine dair iddiaların kabul edilmediğini, bugüne kadar tarafımızın oyalandığını, artık dava yoluna başvurulacağını ve masrafların karşı tarafa yükletileceğini" belirten bir cevap düşünmüştüm. Eksik mi olur?

Kiracı zaten baz istasyonunu söktü götürdü, ancak tek kuruş dahi ödemedi. Yukarıda bir ima olduğu için belirtmek isterim, insan karşısında milyar dolarlık şirket olunca güvenebiliyor, müvekkilime kızmıyorum bu noktada.

Zamanaşımının dolmasına 1,5 ay kaldı. Çok fazla olmuş olmaz isem, yardımınız ilaç gibi geldiğinden, rayiç bedel talepli nasıl dava açabileceğimi söyler misiniz? Dilekçede bir yandan Bilirkişi tarafından rayiç bedelin tespitini talep ederken, fazlaya ilişkin hakları saklı tutup temsili bir harca esas değer belirtip, sonradan ıslah yoluyla talep olunan miktarı değiştirilecek bir dava şeklinde mi?
Old 13-10-2010, 16:36   #17
av.murat kılıç

 
Varsayılan

BORÇLAR KANUNU 126. MADDEYE GÖRE DAVA AÇMA SÜRENİZİN 5 YIL OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM.

Aşağıdaki alacak veya davalar hakkında beş senelik müruru zaman cari olur:

1 - Alelümum kiralar ile resülmal faizleri ve muayyen zamanlarda tediyesi meşrut aidat hakkındaki davalar,
Old 14-10-2010, 13:33   #18
Komagene

 
Varsayılan

Sayın Akpunar'ın sunduğu Yargıtay kararı içinde söz edilen 1964 tarihli YİBGK kararının bir paragrafında bakın ne diyor:

Hakim, Medeni Kanunun 1. maddesi uyarınca sınırlandırmayı yaparken kiralananın bilirkişilerce biçilecek rayiç kirasını esas alacaktır. Gerçekten, akit, kira parası belli olmayan bir akit haline gelmiştir. Özünde, kira parası, aktin esaslı unsurlarından olduğu için, bu karar üzerinde, tarafların uyuşmamış olmaları sebebiyle aktin meydana geldiği ileri sürülememesi gerektirse de, burada, 6570 sayılı Yasanın 9 ve 11. maddeleri gereğince, yenilenmiş bir akit bulunduğundan, aktin hukuki varlığı artık tartışılamaz. Borçlar Hukukunun genel kuralına göre karşılıklı borçları kapsayan akitlerde karşılık borçlardan birisinin akit yapanlarca belli edilmemiş olması halinde bu borç mahkemece rayiç esas tutularak belli edilir. nitekim, bir satış aktinde mal parası veya kira aktinde kira parsı, hizmet aktinde işçi parası, istisna aktinde iş parası belli edilmiş değilse bu karşılıklar, rayice göre hükmedilir.

Ben, bizim olayımızdaki ihtarnamenin Kira İlişkisini ispatladığını düşünüyorum. Gerçi yukarıdaki karar Anayasa Mahkemesinin kira artışını sınırlayan bir kanunu iptali sonrasında doğan kanun boşluğunu hakimin dolduracağına dair bir karar ama yine de paragrafı görünüz.

Tespit davası ile birlikte eda davası açılamayacağından hareketle, hem kira tespiti hem de geçmiş dönem ödenmemiş kiraların tahsili dava konusu edilmez diye biliyorum.

Peki daha önce de sorduğum gibi, rayiç bedelin tespitini ve de ödenmemiş kira bedellerinin ödenmesini nasıl talep edeceğim?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kira tespiti - yeni dönem kira bedeli-ihtirazi kayıt Aybüke Kağan Meslektaşların Soruları 2 26-12-2012 16:31
Müeccel senedin icraya konması+Süresiz kira sözleşmesi+Alınmayan kira bedeli hukukcu1985 Meslektaşların Soruları 0 08-01-2010 16:52
sözlü kira sözleşmesi,kira alacağı,kira bedelinin tespiti Av.Doğuhan Meslektaşların Soruları 14 18-12-2008 17:33
Yazılı kira sözleşmesi yoksa kira bedeli nasıl ispat edilir. Av.Mustafa yağan Meslektaşların Soruları 4 15-02-2008 19:23
Kira sözleşmesi olmaması nhedeniyle kira tesp. davasında kira başlangıç tarihi sorunu Av. Mehmet Söylemez Meslektaşların Soruları 1 14-11-2007 12:12


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06838703 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.