Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Bu kadar da olmaz ki/ Vekilin Görevi Kötüye Kullanması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 16-06-2008, 12:26   #1
AVUKAT ŞÜKRAN

 
Varsayılan Bu kadar da olmaz ki/ Vekilin Görevi Kötüye Kullanması

Tüm meslektaşlara slm.Bugün yardım talebinde bulunan bir kadının anlattıkları kanımı dondurdu.Kadınının üzüntü ve çaresizliğini paylaşırsam belki yüküm hafifler.2001 yılında eşi ile yurtdışında iken eşinin tehditlerni ile konsolosluğa gidip boşanma için vekaletname vermiş.Karardan okuduğum kadarı ile vekaletnamede boşanmanın mali ve hukuki sonuçlarına ilişkin özel yetki verilmiş.Tarafların hiçbir zaman uğramadıkları bir ilçede boşanma davası açılmış. 2 avukatın imzası ile protokol düzenlenmiş.Kadının avukatı, davayı ve henüz 3 ve 4 yaşlarında 2 çocuğun velayetinin babaya verilmesini kabul etmiş.Eşya talebi olmamış.Tazminat ve nafakadan açıkça feragat etmiş.Tüm bunlar gerçekleştikten sonra hiç bir şey olmamış gibi adam kadın ve çocukları Türkiye'ye göndermiş.Kendisi de bir süre sonra gelerek başka bir kadınla evlenmiş ve çocukları kaçırdı diye eski eş hakkında suç duyurusunda bulunmuş. Kadın, ailesi ona sahip çıkmadığından bir türlü iradesi dışında gerçekleşen boşanma ile ilgili yasal yollara başvuramamış.Avukatı ile görüşüp şikayetçi olacağını söylemiş ancak oradan da kovulmuş.Hizmetli olarak çalıştığı okuldan bir öğretmenin cesaretlendirmesi ile bugün bana geldi. Açıkçası elim ayağım kesildi.Beynim dondu.Velayetin el değiştirmesi için dava açmak geldi aklıma.Adli müzaharetten avukat atanması için kadını yönlendirdim.Adamın ve avukatın yaptığının yanına kar kalmamasını istiyorum ama.......
Old 17-06-2008, 11:25   #3
RCÖMÜR

 
Varsayılan

Şükran hanım, Eğer bu olay bayanın aktardığı gibi gerceklesmiş ise; asla katılmadığım ve her durumda aksini savunduğum ''müvekkilini satan Avukat'' terimi layığını bulmuş demektir.Bu yapılanın Avukatın yanına kalmamasını istiyorsanız, süreç biraz sıkıntılıda olsa olumlu sonuçlanabilir.
Old 17-06-2008, 11:35   #4
avukat-21

 
Varsayılan

En güzel dava,usulden kazanılan davadır...
Kadının avukatının belki feragat yetkisi olmayabilir-dolayısıyla,temyizden feragat edilmediği-doğrusu geçerli olmadığı için karar henüz kesinleşmemiştir..(İnşallah) o zaman şansınız olabilir...Mesleğin kötüye kullanılması ise,her iddia ispata bağlı biliyorsunuz ??
Old 17-06-2008, 11:36   #5
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Bir meslektaşımız hakkında isim vermeden de olsa "-mış", "-muş" şeklinde suçlayıcı beyanlarda bulunmak doğru mu sizce?

Avukatlık Meslek Kuralları'nı biraz anımsayalım.

Madde 4: "Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır. Avukat özel yaşantısında da buna özen göstermekle yükümlüdür."

Madde 5: "Avukat yazarken de, konuşurken de düşüncelerini olgun ve objektif bir biçimde açıklamalıdır. Mesleki çalışmasında avukat hukukla ve yasalarla ilgisiz açıklamalardan kaçınmalıdır."

Madde 6: "Avukat iddia ve savunmanın hukuki yönü ile ilgilidir. Taraflar arasındaki anlaşmazlığın doğurduğu düşmanlıkların dışında kalmalıdır."

Madde 26: "Hiçbir avukat, bir meslektaşının mesleki tutum ve davranışları hakkındaki düşüncelerinin kamuoyuna açıklayamaz. Bu yoldaki şikayetlerin mercii yalnız barolardır."

Madde 27: "Hiçbir avukat, herhangi bir meslektaşı özellikle hasım vekili meslektaşı hakkında küçük düşürücü nitelikteki kişisel görüş ve düşüncelerini açıkça belirtemez."

Madde 44: "Avukat, müvekkilinden meslektaşlarına yönelecek sataşmaları önlemeye çalışır, gerekirse vekillikten çekilebilir."
Old 17-06-2008, 11:48   #6
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Boşanmanın mali ve hukuki sonuçlarına ilişkin olarak vekaletnamede verilen yetki, kadının haklı olup, olmadığını en azından şekli hukuk bakımından belirleyici olan. Verilen özel yetki, nafaka ve tazminat talep edilmemesine dair ise, yapılacak bir şey yok. Ancak yalnızca genel anlamda özel yetkilendirme söz konusu ise, talimat yokluğundan, vekilin özen ve sadakat borcu çerçevesinde işleme konu olabilir, diye düşünüyorum.

Saygılarımla...
Old 17-06-2008, 11:51   #7
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Bir meslektaşımız hakkında isim vermeden de olsa "-mış", "-muş" şeklinde suçlayıcı beyanlarda bulunmak doğru mu sizce?

Meslektaş adı zikredilmemiş olduğundan ve herhangi bir haksız eylemin öznesi, Avukattan, Yargıca, Başbakandan, Mahalle Bakkalına dek uzanabileceğinden, hiç kimsenin suç işlemesi halinde yargılamadan bağışık olmadığı gerçeğinden hareketle, yakınmanıza katılmıyorum.

Saygılarımla...
Old 17-06-2008, 12:13   #8
Av. Rahşan KÜPELİ

 
Varsayılan

Sayın Cengiz Aladağ'a katılıyorum. Meslek hayatımızda çokça, kişilerin eski avukatlarını suçlaması ile karşılaşıyoruz. Bence meslektaş olarak, olaya bu kadar önyargılı bakıp avukat hakkında peşin hüküm kurmamak gerek.
Kaldı ki, anlatımınızdan anladığım kadarı ile; kadın eşiniin tehditleri ile boşanmayı kabul ediyor. (Muvaazalı bir boşanma için olması muhtemel) Özellikle erkeklerin yurtdışında kalabilmek, çalışabilmek için eşleri ile anlaşmalı olarak boşanıp, daha sonra da başkalarıyla evlendikleri olaylar yaşanabilmektedir.

Bu nedenle ben meslektaşımı bir şahsın anlattıkları ile yargılayıp, onun hakkında hüküm kuramam. Meslektaşımın elinde feragata ilişkin bir talimat yoksa, o zaman işi zor olacaktır.
Old 17-06-2008, 12:52   #9
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Sayın AVUKAT ŞÜKRAN, mesajınızda neyi sorduğunuzu anlayamadım. Daha doğrusu bir soru yok mesajınızda.
Old 17-06-2008, 13:37   #10
Av.muhittinköylüoğlu

 
Varsayılan

Kadınının üzüntü ve çaresizliğini paylaşırsam belki yüküm hafifler


1-meslektaşımız zaten soru sormamış.
2-bazen mesleki bir şovenizme kaydığımızı düşünüyorum.Vatandaşın hukuki bilgisi ve hukukun gereklerini yerine getirmedeki davranış biçimi yeterli olmayabilir.Tüm bunları avukatı ile aralarında anlaşmazlık olduğunda en azından harici yorumlarda dahi dikkate almayacakmıyız.Bazen birşeyleri ispatlamak mümkün olmayabilir.Ama bakınca bir şeylerin ters olduğunu görürsünüz hissedersiniz.hukuki deyimiyle hayatın olağan akışına aykırılık vardır.ama ispatı yoktur.
sonra bu ülkenin c.başkanı başbakanı yargıtay başkanı için dahi mış lı konuşmalar yapılırken 50.000. aşkın meslek üyesi içim niye mış lı konuşma yapılamasın.hem de isim dahi verilmeden.avukatlar peygamber torunu değildir.onlarda hata yapar.ve bir çok mahkeme kararı ile baro disiplin kararları da bunu gösteriyor.
özele gelirsek.ben çok samimi bir arkadaşımla almancı boşanma davaları nedeni ile darıldım.benle de bir ilgisi yoktu.bürosunda tanık olduğum bir olay nedeniyle .şöyle anlatayım.
önce almancı boşanma davası nedir diyenlere açıklayayım.yada olmaz diyenlere.almancıların büyük çoğunluğu biliyorsunuz cahil insanlar.okuma yazması olmayanlar dahi mevcut.yada ilkokul mezunları çoğunluk.Bunlar eşlerini almanya da konsoloslulkara türkiyede notere götürerek resimli ve3kalet çıkarttırıyorlar sana ev yada araba aldıracağım işle avukat ilgilenecek diyerek.bu vekalet aslında boşanma davası için oluyor ya da bu yetkiyi de içeriyor.Bu vekalet ile tayin edilen avukat kadını hiç görmeden vekaleti alıyor.erkeğin avukatı ile kurulan işbirliği ile kadın hiç haberi olmadan boşanma davası sona erdiriliyor.kadın avukatı şikayet etse verdiği boşanma vekaleti ortada.işte böyle bir dava konuşulurken olaya tanık oldum.arkadaşa bu yapılan işlemin yasa ve hukuka aykırılığı bir yana ayıp ve günah olduğunu söyledim.o beni ilgilendirmez parama bakarım deyince ben söylediklerimi burada tekrarlayamayacağım.bir daha da kendisi ile görüşmedim.ama ne yazık ki bu uygulamanın yaygın olduğunu gördüm.
değerli meslektaşlarım bu tür olumsuz örnekler tabi ki her avukat için geçerli değil ama hiç yok diyemeyiz.ve bunu konuşmamak devekuşu gibi başımızı kuma gömmek sorunu çözmüyor.
Old 17-06-2008, 13:46   #11
Av.Dilara Özbey

 
Varsayılan

Bizzat görüşüp taleplerini bildirmediği avukata, anlaşmalı olduğu büyük ihtimalle bildirilmiş bir davada tazminat,nafaka, velaeytten feragat gibi özel yetkili vekalet gönderip bu yetkiyi kullandı diye neyin hesabını soracaksınız, anlamadım.
Old 17-06-2008, 13:53   #12
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Sayın Av.muhittinköylüoğlu, benim yazdıklarıma vurgu yaptığınız için yanıt verme gereği duyuyorum.
Olayda anlatılan meslektaşımızın hatalı, hatasız, suçlu ya da suçsuz olduğuna dair herhangi bir şey yazmadım. Yazdığım, bu tür şikayetlerin merciinin THS vb. olmadığıydı. Bu da zaten bir meslek kuralıdır. Siz de avukatların hata yapabildiğine dair mahkeme ve disiplin kurulu kararlarını örnek gösteriyorsunuz. Konuyu açan meslektaşımız "Meslektaşların Soruları" bölümünde soru sormadığı, anlatımına göre mağdur ya da mağdur vekili de olmadığı, yalnızca "-mış"larla, "-muş"larla içini döktüğü için meslek kurallarını anımsatma gereği duyulmuştur. Olayda anlatılan meslektaşın bir hatası varsa, onun hakkındaki şikayet kayıtlı olduğu baroya ve adli mercilere yapılmalıdır. "-mış" ya da "-muş"larla meslek sorunları çözülemez.
Old 17-06-2008, 13:53   #13
Av.Dilara Özbey

 
Varsayılan

Sadece belli başlı şehirlerde bulunan konsolosluğun yolunu bilen bir kadının şikayet için polis merkezine gitmeyişi de ilginç. Ailesi sahip çıkmadığı için haklarını koruyamadığından bahseden öyle çok kadınla karşılaşıyoruz ki. Hepsine inanmak doğru değil diye düşünüyorum. Sonuçta tam yetkili vekaletname tanzim edilmiş.Vekaletin sahteliği gibi bir iddia da yok. İçeriğini anlamadan düzenlenen vekaleti imzalayan kadını değil de neden yasal vekaleti kullanan meslektaşı suçluyorsunuz.
Old 17-06-2008, 16:14   #14
Av.muhittinköylüoğlu

 
Varsayılan

Bizzat görüşüp taleplerini bildirmediği avukata, anlaşmalı olduğu büyük ihtimalle bildirilmiş bir davada tazminat,nafaka, velaeytten feragat gibi özel yetkili vekalet göndeSadece belli başlı şehirlerde bulunan konsolosluğun yolunu bilen bir kadının şikayet için polis merkezine gitmeyişi de ilginç.

meselenin birazda özü ve püf noktası zaten buradadır.Daha önce belirttigim gibi almancı boşanmalarında kadının cehaletinden faydalanan koca vekaleti karısını kandırarak çıkarttırmaktadır.Kadın avukatın ne yüzünü görür ne ismini bilir.kadının kocası hem kendi avukatıyla hem karısının avukatıyla temas kurap üçretlerini ödeyen kişidir bu iki avukat genelde birlikte çalışırlar.Kadının avukatı üçreti vekaletini ya kocanın avukatından yada kocadan alır.Ve meslektaşımın belirttigi gibi konsolsluklar bazı yerleşim yerlerine çok uzaktır.Uzun yıllardır almanyada olmasına ragmen almanca bilmeyen ve getto hayatı yaşayan bu kadınlar yol iz bilmiyen konumundadırlar.Konsolosluga bir daha gitmeside kolay degildir çogu zaman boşandıklarınıda bilmezler öğrendiklerindede ne almanyadaki nede türkiyedeki polislerin kendisine faydası olur.Ve ne yazıkkide avukatın elindede özel yetkili vekalet vardır.

Ailesi sahip çıkmadığı için haklarını koruyamadığından bahseden öyle çok kadınla karşılaşıyoruz ki. Hepsine inanmak doğru değil diye düşünüyorum. Sonuçta tam yetkili vekaletname tanzim edilmiş.Vekaletin sahteliği gibi bir iddia da yok. İçeriğini anlamadan düzenlenen vekaleti imzalayan kadını değil de neden yasal vekaleti kullanan meslektaşı suçluyorsunuz.rip bu yetkiyi kullandı diye neyin hesabını soracaksınız, anlamadım.



Özel yetkili vekaleti elinde bulunduran avukat kendisine parayı ödeyen karşı taraf yada karşı taraf vekili ile degil bizzat kendi müvekkili olan kadınla yüz yüze görüşüp böyle bir davadan haberi bilgisi izni talebi onayı olup olmadığını teyit ettirmiş talabini bizzat almış olsa tabiki herşey usulüne uygun yasa ve etiğe uygun olacaktır.Ama sadece elimde özel yetkili vekalet var deyip yasal olarak şekli anlamda hata yapmamış olmak nederece ahlakidir nederece meslek etiğine uygundur bu husus bence tartışmalıdır.Hatta tartışmalı bile degildir.
Ve hatta avukat içinde riskli ve tehlikelidir.Çünkü mesleki tecrübemle biliyorumki eşlerin karıları için tuttukları avukatlara getirdikleri vekaletler bazen sahte çıkabilmektedir.Kadın böyle bir vekalet çıkarmadıgını avukatı tanımadıgını ve hiç görüşmedigini o sürede türkiyeye hiç gelmediğini ispat etmekte buda avukatı müvekkili ile hiç yüz yüze gelmediği için zora sokmaktadır.
Old 17-06-2008, 19:31   #15
RCÖMÜR

 
Varsayılan

Sn. Özbay, Avukata tam yetkili vekaletname düzenlenmiş olması bu vekaletnameyi Avukatın gönlünce kullanabileceği manasına mı gelir?
Evet, hata bayandadır ancak; vekaletnameyi aldıktan sonra öncelikle müvekkilin haklarını savunmak yükümlülüğümüz değilmidir?
Siz bu insanlar Almanyada yasıyor diye o kültürden zerre kadar medeniyet öğrendiklerinimi düşünüyorsunuz? Aksine daha dışa kapalı daha cehalet kültürü güdülen gettolar yaratıyorlar kendilerine.Bu sebeple ''vekaletnameyi vermeseydin sende'' görüşü tamamen mesnedsiz ve mesleki sorumluluktan uzaktır.
Old 18-06-2008, 00:04   #16
Gemici

 
Varsayılan

Dış ülkelerde yaşayan Türk Vatandaşları, Türkiye'de kullanılacak herhangi bir belge düzenlemeleri gerektiğinde, bulundukları yer için yetkili olan konsoloslukların noterlik işleri ile görevlendirilmiş bölümlerine gider ve 'boşanmak için, evimi arsamı satmak için veya şu ve şu iş için vekaletname vermek istiyorum' der. Vekaletnamenin formüle edilmesi, düzenlenmesi ve imzaya hazır duruma getirilmesi işini konsolosluk görevlisi üstlenir ve gereken evrakı düzenleyip imzalatır.

Ben aynı durumun Türkiye'de vekaletname düzenletmek için(düzenlemek için değil)notere giden vatandaş için de geçerli olduğunu düşünüyorum. Çoğu okuma yazma bile bilmeyen, okuma yazma bilse bile hukuki terimlerden haberi olmayan vatandaşın kendisinin vekaletnameyi düzenlemesi zaten söz konusu değildir. Arzuhalciye giden vatandaşın derdi de aynıdır; kendisi yapacak kapasitede olmadığı için dilekçesini arzuhalciye yazdırır.

Yazdıklarımı göz önünde bulundurunca, iyi niyetle yazılmış olsa bile, aşağıya alıntıladığım ifadeleri Türkiye dışında yaşayan insanlara bir hakaret olarak görüyor ve düzeltilmesini rica ediyorum.

Alıntı:
Yazan RCÖMÜR
Siz bu insanlar Almanyada yasıyor diye o kültürden zerre kadar medeniyet öğrendiklerinimi düşünüyorsunuz? Aksine daha dışa kapalı daha cehalet kültürü güdülen gettolar yaratıyorlar kendilerine.

Kaş yapayım derken göz çıkarmıyalım lütfen!

Saygılarımla
Old 18-06-2008, 10:19   #17
Av.Dilara Özbey

 
Varsayılan

Yazdıklarım tamamen Aksaray'dan yurt dışına işçi olarak kaçak ya da yasal yollardan giden şahısların fazlalığından kaynaklı tecrübelerime dayanmaktadır. Emin olun kadınlar sanıldığı gibi her konuda cahil değiller. Bu olayda mutlaka böyle olduğu şeklinde bir iddiam yok. Ancak sadece gelen bayanın beyanlarıyla olay aynen öyle gerçekleşmiş gibi meslektaşı suçlamanın yanlışlığına dikkat çekmek istiyorum. Vekaletin sahteliği falan söz konusu değil. Kaldı ki Şükran Hanım'ın ilk yazısında kadının konsolosluğua giderek vekalet verdiğinden zaten bahsediliyor. Yani vekalet olayından habersiz değil. Ayrıca zaten eski eşinden boşanmış ve çocukların velayetini kendisine almış kocanın sonradan kadın hakkında çocukları kaçırdığından bahisle suç duyurusunda bulunması size mantıklı geliyor mu? Etikten bahsetmişken, mevcut belegeler varken olayı her iki taraftan dinlemeden böyle bir yargıya ulaşmak ne derece etik?
Old 19-06-2008, 11:36   #18
Av.Eda.P

 
Varsayılan

Sayın Av.Cengiz Aladağ,
Birkaç farklı konu başlığı içinde, genel olarak Avukatlık meslek kurallarını ve avukatların uyması gerekenleri hatırlatırken okudum sizi. Ve aynı o başlıklarda olduğu gibi Avukat Şükran hanımın düşünce,serzeniş,kızgınlık yahut herneise onu burada THS de akratmaya hakkının olmadığını belirtiyorsunuz.
Şükran hanım, kimsenin adını zikretmiş değil, sadece haklı hayal kırıklığını bizlerle paylaşmak istemiş. Kafanızdaki ideal avukat ve hukuk sistemine destek vermemek mümkün değil, ancak hepimiz biliyoruz ki bu mesleği -yasalar ve hakkaniyet- çerçevesinde icra edemeyen meslektaşlarımız var. Bu nedenle en azından bu tip sitelerde yanlış olarak gördüğümüz şeyleri birbirimizle paylaşabiliriz. Meslektaş dayanışmasından ben bunu anlıyorum.
Old 19-06-2008, 14:16   #19
salimengin

 
Varsayılan

Benzer bir konuyu daha önce ben açmıştım.Yine bir meslektaş Sayın Aladağ'ın hatırlatmalarına benzer şeyler söylemişti.
THS 'de her türlü sorun tartışılıp görüş alışverişi yapılabiliniyorken söz mesleği istismar eden bir meslektaşa geldiğinde neden bazı üyeler hemen konunun tartışma yerinin THS olmadığını söylüyor?
Neden bu konuda da teorik olarak neyin nasıl olması gerektiğinin söylenmesine bazı üyeler itiraz ediyor.
Belki de olay tartışıldığında olayın Baro Disiplin Kuruluna intikal etmesinin doğru olmadığı ortaya çıkar...Deniliyor ki 'sorunun çözüm yeri THS değildir; doğru ama; çözüme giden yolda sorunun burada tartıışılması faydalıdır.THS disiplin soruşturması yapmıyor zaten...Üyelerin fikirleri ile insanlar kendilerine bir rota belirliyor.
Ayrıca THS'de hergün icra müdürlükleri, mahkemeler vb.yerlerdeki olumsuzluklardan bahsediliyorken kendi mesleğimiz hakkında olumsuzlukları konuşamayacak mıyız?
Biz her sorunu boroya mı intikal ettireceğiz illa...İstanbul Borosu Disiplin Kurulunun hangi koşullarda ve zorluklar altında çalıştığı bilinmiyor mu?
Old 19-06-2008, 18:48   #20
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AVUKAT ŞÜKRAN
.Adli müzaharetten avukat atanması için kadını yönlendirdim.Adamın ve avukatın yaptığının yanına kar kalmamasını istiyorum ama.......

Adli müzaharete yönlendirmekle gereğini zaten yapmışsınız.Hatta sizin tabirinizle kar kalmamasını istemiyorsanız,vekaletini de üstlenebilirsiniz.
Old 20-06-2008, 01:45   #21
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Eda.P
Meslektaş dayanışmasından ben bunu anlıyorum.

Somut olayda meslektaş dayanışması oluşmamaktadır.İfade tarzına göre beklenilen, meslektaş dayanışması değil,bir serzenişin ifade edilişidir.Bir meslektaşa müracaat eden müvekkil adayı, bir meslektaşın faaliyetinden dolayı uğradığını iddia ettiği zararı ifade etmiş,Sayın meslektaş da,hukuki önerisini belirtmiştir.Diğer tarafta meslektaşımıza karşı tek taraflı anlatımla haksızlık yapmak hiç yerinde değildir.
Old 20-06-2008, 14:22   #22
RCÖMÜR

 
Varsayılan

Sayın gemici konuya tam hakim olmadan yorum yapmayınız.Ülkemizin yurtdışı temsilciliklerinde szin zannettiginiz gibi insanlara verecegi bu vekaletin sonuçları uzun uzun anlatılmaz, böyle bir şeyde onlardan beklenemez.Konsolosluklar 08de acılr 11de yurttaş işlemlerine kapatılır.Kaldı ki burada kocası tarafından tehdit edilerek vekalet vermeye zorlanan bir insan var.Tabi ki bu platformda aklımızın almadığı bazı şeyler olabilir ancak yurtdışına özellikle belçika almanya gibi ülkelere giden göcmenler oraya vasıfsız gidiyor ve gerek o ülkenin politikalarından gerekse kendi vasıfsızlıklarından ötürü orada bayanların bütün dünyaları göçmen gettolarında sınırlı kalıyor.Böyle basit tartışmalarla olayı içselleştirmeyelim ve bütün yapılan yorumların somut olaya özgü olduğunu gözden kacırmaylım
Old 20-06-2008, 19:47   #23
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan RCÖMÜR
Sayın gemici konuya tam hakim olmadan yorum yapmayınız. Ülkemizin yurtdışı temsilciliklerinde szin zannettiginiz gibi insanlara verecegi bu vekaletin sonuçları uzun uzun anlatılmaz, böyle bir şeyde onlardan beklenemez.

1. Konuya hakim olmadan yorum yaptığım kanısına nereden vardınız?
2. Ülkemizin yurtdışı temsilciliklerinde 'insanlara verecegi bu vekaletin sonuçları uzun uzun' anlatılır gibi bir zanna kapıldığımı hangi ifademe dayanarak öne sürüyorsunuz? Ben yazdıklarımı yeniden gözden geçirdim ve böyle bir sonuca vardıracak bir ifade kullandığımı görmedim.
Cevap vermeden önce yazdıklarımı gözden geçirmenizi rica ederim.

Saygılarımla
Old 21-06-2008, 01:35   #24
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Bu kadar da olmaz ki/ Vekilin Görevi Kötüye Kullanması

sanırım sorun biraz öazündek kaçmış; bir öykü de (yaşanmış) ben anlatayım:

Eşim öğretmen, Ankara'da (ozaman) bir ilköğretim okulunda çalışıyor. Bir de çaycıları var. Kocası ... yerde çalışıyor. çok geliri var. vs.

Okuldaki öğretmenler para topladı kadına yardım ettiler, ben de (serde avukatlık var ya) davayı açtım. Bu arada adamın üzerine kayıtlı gayrimenkulün üzerine de tedbir konulmasını istedim. Kadının vekaletnamesinde boşanma yetkisi yok. Atlamışım. Davayı da açmış bulundum.

Eşime sordum. Yahu bu kadın ne yapar diye. Kadın geldi. Sen avukata boşanma vekaleti verirsen avukat seni boşar onun için verme dediler, ben de o nedenle vermedim dedi.

Sonra aramızda şöyle bir tartışma geçti. Aradan çok süre geçtiği için nedeninin anımsamıyorum. Komşuları buna sen duruşmaya gitmezsen o seni boşayamaz demişler. O da bana hiç yardımcı olmadı ve boşanma kararı verildi.

Daha sonra da büroma geldi. Şu konuda yardım et diye. Bana bak dedim. Ben bir eşek miyim? seninle bir şeyi konuştuk avukatın bendim ama sen komşularının aklı ile hareket ettin. git gene sana komşuların yardım etsin.

Ben sizin de yanıltıldığınızı düşünüyorum.

Saygılar
Old 21-06-2008, 08:23   #25
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Eda.P
Sayın Av.Cengiz Aladağ,
Birkaç farklı konu başlığı içinde, genel olarak Avukatlık meslek kurallarını ve avukatların uyması gerekenleri hatırlatırken okudum sizi. Ve aynı o başlıklarda olduğu gibi Avukat Şükran hanımın düşünce,serzeniş,kızgınlık yahut herneise onu burada THS de akratmaya hakkının olmadığını belirtiyorsunuz.
Şükran hanım, kimsenin adını zikretmiş değil, sadece haklı hayal kırıklığını bizlerle paylaşmak istemiş. Kafanızdaki ideal avukat ve hukuk sistemine destek vermemek mümkün değil, ancak hepimiz biliyoruz ki bu mesleği -yasalar ve hakkaniyet- çerçevesinde icra edemeyen meslektaşlarımız var. Bu nedenle en azından bu tip sitelerde yanlış olarak gördüğümüz şeyleri birbirimizle paylaşabiliriz. Meslektaş dayanışmasından ben bunu anlıyorum.

Sayın Av.Eda.P, konu "Hukuk sohbetleri" bölümünde açılmamıştır. Ve ilk mesajda bir soru yoktur. İsim belirtilmemesi konuyu daha da bulanıklaştırmaktadır. Konu, bir hukuksal görüş alışverişinden farklı bir biçimde işlenmiştir.

Yapılması gereken, meslek kurallarına uygun olarak hareket etmektir. Meslek kuralları bu konuda özetle, avukatların "mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmasını", "yazarken ve konuşurken düşüncelerini olgun ve objektif bir biçimde açıklamasını", "taraflar arasındaki düşmanlıkların dışında kalmasını", "meslektaşlarının mesleki tutum ve davranışları hakkındaki düşüncelerini kamuoyuna açıklamamasını" ve "varsa şikayetlerini baroya bildirmesini" öngörmektedir.

Ben görüşümü yazdım. Bence, barosuna ya da adli mercilere gerekli başvuru yapılmadan, "şöyle olmuş, böyle olmuş" tarzında ad vermeden yapılan her suçlama, tüm meslektaşları zan altında bırakır; mesleğimiz hakkında kamuoyundaki yanlış önyargıyı güçlendirir.

Meslektaş dayanışması, meslektaşını körükörüne savunmak değildir. Ancak tüm meslektaşlarımızı ve mesleğimizi karalamak da değildir. Mesleğini hatalı bir şekilde yerine getiren ya da suç işleyen meslektaşlar hakkında yapılması gerekeni meslek kuralları göstermiştir; bunun dışındaki bir yöntemi benim kabul etmem, böyle bir yöntem karşısında suskun kalmam mümkün değildir.

Saygılarımla.
Old 21-06-2008, 20:30   #26
üye14072

 
Varsayılan

tanrı aşkına bir de şu meslektaşımız konuşsa kim bilir neler anlatacak.

pek çoğumuzun hakkında hayal ürünü türlü iftiralar üreten müvekkillerin varlığı bir gerçek değilmidir.

bu tip yakınmalar içerisinde genelllikle başkaca işler çıkıyor.

kendini savunma mevkiinde olmayan,
hakkında söylenenlere cevap vermesi mümkün olmayan bir meslektaşımızın aleyhine söylenenlere fazlaca itibar etmemek gerekir diye düşünüyorum
Old 08-07-2021, 18:43   #27
Av. Hüseyin Başköy

 
Çözüm İş sahibinin anlattıklarına ne tam olarak doğru ne de tam olarak doğru değil denemez.

Anlatılan olayları hemen doğru diye kabul ederek harekete geçersek
, her an yanlış yapabiliriz. Çünkü herkes olayı kendine göre anlatıyor. Şimdi şikayetçi kadın bu iddia ettiği olayları mahkeme önünde ispat edebilecek mi? İspat ederse sorun yok. İspat edemezse boşuna yorulacak, üzülecek... Önemli olan vakıanın ispatı. Eğer kadının avukatı, kadına rağmen kadının istemediği şeyleri yapmışsa, bu bir meslek adamı için facia..Müvekilin/müvekkilenin iradesine rağmen iş yapmak, meslek adamının işi değil.Saygılarımla.
Alıntı:
Yazan AVUKAT ŞÜKRAN
Tüm meslektaşlara slm.Bugün yardım talebinde bulunan bir kadının anlattıkları kanımı dondurdu.Kadınının üzüntü ve çaresizliğini paylaşırsam belki yüküm hafifler.2001 yılında eşi ile yurtdışında iken eşinin tehditlerni ile konsolosluğa gidip boşanma için vekaletname vermiş.Karardan okuduğum kadarı ile vekaletnamede boşanmanın mali ve hukuki sonuçlarına ilişkin özel yetki verilmiş.Tarafların hiçbir zaman uğramadıkları bir ilçede boşanma davası açılmış. 2 avukatın imzası ile protokol düzenlenmiş.Kadının avukatı, davayı ve henüz 3 ve 4 yaşlarında 2 çocuğun velayetinin babaya verilmesini kabul etmiş.Eşya talebi olmamış.Tazminat ve nafakadan açıkça feragat etmiş.Tüm bunlar gerçekleştikten sonra hiç bir şey olmamış gibi adam kadın ve çocukları Türkiye'ye göndermiş.Kendisi de bir süre sonra gelerek başka bir kadınla evlenmiş ve çocukları kaçırdı diye eski eş hakkında suç duyurusunda bulunmuş. Kadın, ailesi ona sahip çıkmadığından bir türlü iradesi dışında gerçekleşen boşanma ile ilgili yasal yollara başvuramamış.Avukatı ile görüşüp şikayetçi olacağını söylemiş ancak oradan da kovulmuş.Hizmetli olarak çalıştığı okuldan bir öğretmenin cesaretlendirmesi ile bugün bana geldi. Açıkçası elim ayağım kesildi.Beynim dondu.Velayetin el değiştirmesi için dava açmak geldi aklıma.Adli müzaharetten avukat atanması için kadını yönlendirdim.Adamın ve avukatın yaptığının yanına kar kalmamasını istiyorum ama.......
Old 09-07-2021, 11:08   #28
Av. Erdem Akçay

 
Varsayılan

Anlaşmalı desek anlaşmalıya, çekişmeli desek çekişmeliye uymuyor.

Avukatlar nasıl protokol yapmışlar? Eskiden protokollere avukatlar mı imza atıyorlardı? Taraflar duruşmaya çıkmamışlar mı?

Çekişmeli desek, boşanmada davayı kabul olmaz. Boşanma nedenleri araştırılmadan karar verilemez.

3 ve 4 yaşlarındaki çocukların velayetleri araştırma yapmadan nasıl babaya verilebilir?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Görevi Kötüye Kullanma - Yargıtay Kararı Turkmen Meslektaşların Soruları 6 27-07-2012 07:31
Görevi kötüye kullanmada görevli mahkeme neresidir. mehmet kaya Anayasa ve İdare Hukuku Çalışma Grubu 12 25-11-2008 12:12
Avukat-Görevi Kötüye Kullanma ahmetyılmaz Meslektaşların Soruları 10 26-10-2007 15:35
Yeni TCK'da Görevi kötüye kullanma(Md.257) Hasan Bahadır Büyükavcı Hukuk Soruları Arşivi 2 01-03-2007 21:15
görevi kötüye kullanma ve evrakta sahtecilik sucları aynı olayda görülürse?? oceans17 Hukuk Soruları Arşivi 4 11-11-2006 15:15


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08702111 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.