Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Boşanmadan Sonra Yoksulluk Nafakası

Yanıt
Old 02-04-2010, 17:29   #1
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan Boşanmadan Sonra Yoksulluk Nafakası

Sayın Meslektaşlarım ; YARGITAY 2.H.D.’nin 07.02.1986 , 1018/1179 sayılı ayrıca 20.05.1986 , 5219/5196 sayılı kararları , boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakasının istenemeyeceği yönündedir. Doktrinde incelediğim bazı yazarlar , nafakanın ; boşanmanın fer'i sonucu olduğunu ve boşanma davası sırasında istenmemiş ve hüküm altına alınmamışsa ayrı bir dava konusu yapılamayacağını belirtiyor.Bu konuda görüşleriniz nelerdir?
Old 02-04-2010, 17:52   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın M.SERDAR DEMİRTAŞ;

Türk Medeni Kanunu'nun 'Zamanaşımı' başlığıyla düzenlenen 178. maddesine göre; "Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar."

Dolayısıyla boşanma davası sırasında talep edilmeyen yoksulluk nafakası, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içerisinde dava yoluyla talep edilebilir. Saygılarımla..
Old 02-04-2010, 18:04   #3
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

Sayın Av.Engin ilginiz için teşekkür ederim yalnız ;(VELİDEDEOĞLU HIFZI VELDET , Türk Medeni Hukuku Cilt II , Aile Hukuku beşinci bası İstanbul 1865 sf.258 – EGGER AUGUST İsviçre Medeni Kanun Şerhi Cilt II Aile Hukuku Tahir Çağa çevirisi ikinci bası- KÖPRÜLÜ BÜLENT/KANETİ SELİM , Aile Hukuku İstanbul – BİRSEN KEMALETTİN Medeni Hukuk Dersleri dördüncü bası –AKGÜN ZERRİN Boşanma Hukuku üçüncü bası—ÖZTAN BİLGE Aile Hukuku ikinci bası) belirttiğim bu eserlerde özet olarak ;
Türk Medeni Kanununun Boşanma başlıklı 2.Kitap 1.Kısım 2.Bölümü ( A.Boşanma Sebepleri , B.Dava , C.Karar , D.Boşanmada Yargılama Usulü ) 4 alt bölüme ayrılmakta olduğu ve kanun koyucunun maddi ve manevi tazminata ilişkin 174. ve yoksulluk nafakasına ilişkin 175.madde ve nihayet tazminat ve nafakanın ödeme şekliyle ilgili 176. maddelerini BOŞANMADA TAZMİNAT ve NAFAKA yan başlığı altında KARAR bölümünde düzenlediği o halde de tazminat ve nafaka taleplerinin ; ancak boşanma davası sırasında incelenebileceği belirtilmiş.
Old 02-04-2010, 18:24   #4
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Değerli Meslektaşım;

Sunduğum kararları incelemenizi öneririm. Kararlarda, boşanmadan sonra nafaka talep edilemeyeceğine ilişkin kanunda bir düzenleme olmadığına ve istenebileceğine değinilmiş. İyi çalışmalar..
  • yoksulluk nafakası ( Boşanma Kararının Kesinleşmesinden sonra Hüküm İfade Eden Boşanmaya Bağlı Feri Bir Hak Olduğu - boşanmadan sonra Talep Edilemeyeceğine İlişkin Yasada Herhangi Bir Hüküm Bulunmadığı )
  • boşanmadan sonra TALEP ( yoksulluk nafakası Boşanma Kararının Kesinleşmesinden sonra Hüküm İfade Eden Boşanmaya Bağlı Feri Bir Hak Olduğu - boşanmadan sonra da Talep Edilebileceği )
  • FER’İ NİTELİKTEKİ HAK ( yoksulluk nafakası Boşanma Kararının Kesinleşmesinden sonra Hüküm İfade Eden Boşanmaya Bağlı Feri Bir Hak Olduğu - boşanmadan sonra da Talep Edilebileceği )

YARGITAY 3. HD. 08.07.2002 tarih ve 2002/7638 E. 2002/8194 K.

ÖZET :
Protokol içeriğinde, davacı kadının yoksulluk nafakasından vazgeçtiğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Aksine, dava tarihinden itibaren aylık 50.000.000 lira nafaka talep ettiği anlaşılmaktadır. yoksulluk nafakası, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra hüküm ifade eden, boşanmaya bağlı fer'i bir haktır. Ancak, boşanmadan sonra talep edilemeyeceğine ilişkin yasada herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.

DAVA :
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR :
Davada, boşanma kararında yoksulluk nafakasına hükmedilmediğinden; boşanma ile yoksulluğa düşen davacı kadın yararına aylık 300.000.000 lira yoksulluk nafakası bağlanması talep edilmiştir.
Mahkemece, "taraflar TKM.nin 134/3 maddesi gereğince boşanmış olup, yaptıkları protokolde birbirlerinden yoksulluk nafakası istemeyecekleri de açıklıkla belirtilmiştir. Şu halde taraflar arasında kesin hüküm halini almış ilam vardır" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların, TKM.'nin 134/3 maddesi gereğince boşanmaları ve yaptıkları protokolde yoksulluk nafakası istenmediğine ilişkin beyan bulunduğu takdirde, bu beyan tarafları bağlayıcı olup, buna dayanılarak oluşturulan kararda boşanan eşler arasında kesin hüküm teşkil eder. Ne var ki, hükme esas alınan ve tarafların aralarında düzenledikleri protokol incelendiğinde:
"Davacı Adem Demli dava tarihinden itibaren ayda 50.000.000 lira nafaka vermeyi ayrıca 700.000.000 lira tazminat vermeyi kabul etmektedir.
Davalı Zehra Demli müşterek çocukları Sıdıka Damla Demli'nin velayetinin davacı babaya verilmesini kabul etmektedir.
Tarafların birbirlerinden başkaca maddi-manevi tazminat talepleri bulunmamaktadır.
Yukarıdaki şartlar altında taraflar boşanmayı kabul etmektedir" hükümlerini içerdiği görülmüştür.
Protokol içeriğinde, davacı kadının yoksulluk nafakasından vazgeçtiğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Aksine, dava tarihinden itibaren aylık 50.000.000 lira nafaka talep ettiği anlaşılmaktadır. Yoksulluk nafakası, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra hüküm ifade eden, boşanmaya bağlı fer'i bir haktır. Ancak, boşanmadan sonra talep edilemeyeceğine ilişkin yasada herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
O halde, mahkemece tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları ile, günün ekonomik koşullarına göre; davacı kadının boşanma ile yoksulluğa düştüğü gözetilerek TMK..nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de nazara alınarak uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde kesin hükümden bahsedilerek davanın reddi doğru görülmemiştir.

SONUÇ :
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.07.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.

--------------------------------------------------------------------------

YARGITAY 3. HD. 17.06.2002 tarih ve 2002/6279 E. 2002/7133 K.
  • yoksulluk nafakası ( Boşanma Davasından sonra Ayrı Bir Dava İle İstenmesini Engelleyen Bir Kanun Hükmü Olmadığı - Medeni Kanunun 144. Maddesi Şartlarının Boşanma Tarihine Göre Araştırılması Gereği )
  • boşanmadan sonra AÇILAN NAFAKA DAVASI ( Ayrı Bir Dava İle İstenmesini Engelleyen Bir Kanun Hükmü Olmadığı - Medeni Kanunun 144. Maddesi Şartlarının Boşanma Tarihine Göre Araştırılması Gereği )
  • BOŞANMA TARİHİNE GÖRE ARAŞTIRMA ( Boşanma Davasından sonra Ayrı Bir Dava İle yoksulluk nafakası İstenmesini Engelleyen Bir Kanun Hükmü Olmadığı - Medeni Kanunun 144. Maddesi Şartlarının Boşanma Tarihine Göre Araştırılması Gereği )
ÖZET :
yoksulluk nafakasının boşanma davasından sonra ayrı bir dava ile istenmesini engelleyen bir kanun hükmü yoktur. O halde, Medeni Kanunun 144. maddesi şartlarının boşanma tarihine göre araştırılması, şartları varsa yoksulluk nafakası takdiri gerekir.

DAVA :
Dava dilekçesinde aylık 80.000.000 lira yoksulluk nafakası talep edilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR :
Davacı dilekçesinde; davalı ( koca )nın açtığı şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı boşanma davasının redle sonuçlandığını, kararın kesinleşmesinden itibaren 3 yıl geçmekle yeniden açılan davada boşanmaya karar verildiğini, kararın 13.12.1997 tarihinde kesinleştiğini; ancak, bu kararla yoksulluk nafakasına hükmedilmediğini, oysa; boşanma sonunda babasının yanına sığındığını ve hiçbir gelirinin olmadığını, yoksulluğa düştüğünü iddia ederek, aylık 80.000.000 lira nafaka verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; "boşanma kararının kesinleşmesinden yaklaşık 4 yıl sonra bu şekilde bir istemde bulunulması kanımızca hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir. Ayrıca, önceki boşanma davasındaki ekonomik ve sosyal durum ile şu anki durum arasında bir farklılık bulunmamaktadır. Red edilen boşanma davasındaki ifadelerden davacının daha az kusurlu olduğu da söylenemez" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 743.Sayılı Kanunun 144. maddesinde ( 4721 Sayılı Kanunun 175. maddesi ): "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eş, kusuru daha ağır olmamak şartıyla geçimi için diğer eşten mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir" denilmiştir. yoksulluk nafakasının boşanma davasından sonra ayrı bir dava ile istenmesini engelleyen bir kanun hükmü yoktur. O halde, Medeni Kanunun 144. maddesi şartlarının boşanma tarihine göre araştırılması, şartları varsa yoksulluk nafakası takdiri gerekir. Toplanan delillerden, kadının; davalı kocadan daha ağır kusurlu olduğu sonucuna varılamamaktadır. Zira, davalı kocanın açtığı boşanma davası şiddetli geçimsizliğin ispatlanamaması nedeni ile redle sonuçlanmıştır. Bu dava ile, davacı yararına tedbir nafakası da hükmedilmiş olmasına göre; davacı kadının boşanma tarihinde yoksulluk içinde olduğunun kabulü de zorunludur.
Mahkemece, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları nazara alınarak, uygun bir miktarda davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddi doğru görülmemiştir.

SONUÇ :
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.06.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 02-04-2010, 18:27   #5
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

Zahmetler verdiniz Sayın Engin teşekkür ederim.
Old 03-04-2010, 12:06   #6
Av. İlknur Sezgin Temel

 
Varsayılan

Sayın Serdar Demirtaş,
Koyduğunuz Yargıtay Kararı Türk Kanunu Medenisi döneminde verilmiş bir karar. Tarihine bakar mısınız?

Yeni Medeni Kanun 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe girdi. Muhtemelen baktığınız kaynaklar da eski kanun zamanında yazılmış kitaplar.

Boşanma esnasında açıkça talep edilmediği söylenmediği sürece boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde nafaka ve tazminatlara ilişkin dava açabilirsiniz. Yalnız bu kez harca tabi olacaklardır.

Yargıtay'ın son aylardaki kararları mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak davaları için de 1 yıllık sürenin geçerli olduğu yönünde. Daha önce alacaklara ilişkin 10 yıllık genel zamanaşımı süresini uyguluyorduk.
Old 03-04-2010, 12:12   #7
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

Sayın Av.İlknur ; dikkat ederseniz belirttiğim yazarlar 174.175. ve 176. maddelerden bahsediyorlar yani tarihi eski değil.
Old 03-04-2010, 12:25   #8
Av. İlknur Sezgin Temel

 
Varsayılan


pardon kaynaklardaki maddelere bakmamıştım.

Ama 177. maddeye de onlar mı bakmadı acaba

Zira 177. madde "Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında..." diye başlar.

Bir de "evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları"ndan bahseden 178. madde boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde bu davaların açılabileceğinden bahseder.
Old 03-04-2010, 12:34   #9
Av. İlknur Sezgin Temel

 
Varsayılan

Sayın M. Serdar Demirtaş,
Sayın Velidedeoğlu'nun 174, 175 ve 176. maddelerden bahsetmesine imkan yok, zira kendisi 1992 tarihinde vefat ettikten 10 yıl sonra yürürlüğe girmiş bir yasadan bahsediyoruz.

Kanımca, sayın Velidedeoğlunun kitabında eski MK'ya göre 143, 144 ve 145.m.'lerle ilgili yapılan yorum, kanun değişikliğinden sonra bu maddelerin karşılığı olan TMK'daki madde numaraları konularak yapıldı.

Ki TMK 177 ve 178. maddelerin eski MK'da karşılığı olmadığından ve farklı bir düzenleme getirdiğinden yorumlar da eski ve yanlış kaldı.

Saygılarımla..
Old 03-04-2010, 15:54   #10
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

Sayın Av.İlknur ; evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan davaların sadece nafaka davaları olabileceği gibi bir inancınız var galiba .Oysaki boşanan kadının ; kocasının soyadını kullanmaya devam etmeyi talep etmesi , boşanan eşler arasındaki mirasçılık durumları , malvarlığına ilişkin haklar , boşanmadan önce yapılmış ölüme bağlı tasarruflar gibi birçok dava türü mevcuttur.Elbette nafaka da bu haklar arasında sayılabilir.Ben sadece , nafaka ; boşanmanın fer'isi midir değil midir şeklinde bir tartışma açtım.Takdir edersinizki boşanmadan sonra açılacak davalarda yetkiyi düzenleyen maddeyi ben de biliyorum.Ben madde değil hukuki yorum istemiştim.TEŞEKKÜRLER
Old 03-04-2010, 22:44   #11
Av. İlknur Sezgin Temel

 
Varsayılan

Alıntı:
Sayın Av.İlknur ; evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan davaların sadece nafaka davaları olabileceği gibi bir inancınız var galiba

Sayın Demirtaş,
Soruyu nafaka ve tazminat olarak yönelten sizsiniz. Ben fazladan mal rejiminin tasfiyesine de girmişim. Bu sebeple üste alıntıladığım cevabınız benim cevaplarımla oldukça ilgisiz ve sanki suçlayıcı kalmış..
oysa
Öylesine aile hukukunun içindeyim ki bu konuda "bilmek" varken "inanmak" bana oldukça uzak.

saygılarımla..
Old 03-04-2010, 23:50   #12
Av. İlknur Sezgin Temel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan M.SERDAR DEMİRTAŞ
Sayın Av.Engin ilginiz için teşekkür ederim yalnız ;(VELİDEDEOĞLU HIFZI VELDET , Türk Medeni Hukuku Cilt II , Aile Hukuku beşinci bası İstanbul 1865 sf.258 – EGGER AUGUST İsviçre Medeni Kanun Şerhi Cilt II Aile Hukuku Tahir Çağa çevirisi ikinci bası- KÖPRÜLÜ BÜLENT/KANETİ SELİM , Aile Hukuku İstanbul – BİRSEN KEMALETTİN Medeni Hukuk Dersleri dördüncü bası –AKGÜN ZERRİN Boşanma Hukuku üçüncü bası—ÖZTAN BİLGE Aile Hukuku ikinci bası) belirttiğim bu eserlerde özet olarak ;
Türk Medeni Kanununun Boşanma başlıklı 2.Kitap 1.Kısım 2.Bölümü ( A.Boşanma Sebepleri , B.Dava , C.Karar , D.Boşanmada Yargılama Usulü ) 4 alt bölüme ayrılmakta olduğu ve kanun koyucunun maddi ve manevi tazminata ilişkin 174. ve yoksulluk nafakasına ilişkin 175.madde ve nihayet tazminat ve nafakanın ödeme şekliyle ilgili 176. maddelerini BOŞANMADA TAZMİNAT ve NAFAKA yan başlığı altında KARAR bölümünde düzenlediği o halde de tazminat ve nafaka taleplerinin ; ancak boşanma davası sırasında incelenebileceği belirtilmiş.


Dayandığınız kararın eski olduğunu, önceki kanun dönemine ait olduğunu söylemiştim size. Yazarlara ait olduğunu söylediğiniz yorumdaki Madde numaralarının güncel olması ise sadece karardaki rakamları değiştirmiş olmakla ilgili.


T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:


ESAS KARAR

91/12499 91/14707
....
Muhalefet Şerhi
.....
(VELİDEDEOĞLU HIFZI VELDET, Türk Medeni Hukuku Cilt II, Aile hukuk beşinci bası İstanbul l865 sf.258- EGGER AUGUST İsviçre Medeni Kanunun şerhi Cilt II Aile hukuku, Tahir Çağa çevirisi ikinci bası İstanbul l943, Sayfa 230- KÖPRÜLÜ BÜLENT/ KANETİ SELİM, Aile Hukuku İstanbul l985/1986, sf.196- BİRSEN KEMALETTİN Medeni Hukuk Dersleri dördüncü bası İstanbul l958, sayfa 325-AKGÜN ZERRİN Boşanma Hukuku Üçüncü Baskı, İstanbul l986, Sayfa 407- ÖZTAN BİLGE Aile Hukuku İkinci Bası Ankara 1983 sf.295)...
Bilindiği gibi
Türk Medeni Kanununun "BOŞANMA" başlıklı dördüncü babı (A-Boşanma sebepleri, B- Dava, C-Hüküm, D- Boşanma ve usulü muhakemesi) başlıklı dört alt bölüme ayrılmaktadır. Kanun koyucu maddi ve manevi tazminata ilişkin l43.ncü ve yoksulluk nafakasına ilişkin l44.ncü ve nihayet tazminat ve nafakanın ödenme şekli ile ilgili 145.nci maddelerini "BOŞANMA HALİNDE TAZMİNAT" yan başlığı
altında "HÜKÜM" bölümünde düzenlenmiştir.
....
Old 20-03-2019, 13:55   #13
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

Boşanmadan yıllar sonra açılan yoksulluk nafakası davasında zamanaşımı nedeni ile red kararı verilerek lehimize vekalet ücretine hükmedildi.Vekalet ücretinin icraya konması için kesinleşmesi gereklimidir. Cevap veren meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim.
Old 20-03-2019, 14:07   #14
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ayse E.
Boşanmadan yıllar sonra açılan yoksulluk nafakası davasında zamanaşımı nedeni ile red kararı verilerek lehimize vekalet ücretine hükmedildi.Vekalet ücretinin icraya konması için kesinleşmesi gereklimidir. Cevap veren meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim.
6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla yürürlükte bulunan HUMK'nun 443/4. maddesine (6100 s. HMK. m. 367/2) göre aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar kesinleşmedikçe infaz edilemez. Kararın kesinleşmesini beklemeniz gerekecektir. İlam hükmedilmiş tedbir nafakasının ödenmesine ilişkin değil.
Saygılarımla,
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tedbir Nafakası - Yoksulluk Nafakası justicewarior Meslektaşların Soruları 15 13-10-2011 15:49
Yabancı Vatandaşın Boşanmadan Sonra Doğan Çocuk İçin Nafakası Talebi ipek aslı Meslektaşların Soruları 16 21-08-2010 13:49
Tazminat - Yoksulluk Nafakası reddi/ Düşük İştirak Nafakası/ Temyiz/ Hakimin Reddi Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 4 20-11-2009 14:32
yoksulluk nafakası avhilal Meslektaşların Soruları 5 17-06-2008 14:42
Yoksulluk Nafakası A. B. KILIÇCAN Hukuk Soruları Arşivi 1 27-02-2002 17:43


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06122088 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.