22-10-2007, 18:08 | #1 |
|
karşındakini anlama çabası
Acaba, site içi yazışmalarımızda olsun, yüz yüze görüşmelerimizde olsun birbirimizi anlamaya çalışıyor muyuz? Ne kadar anlıyor ve anlaşılıyoruz? Bir büyük ne kadar uğraşırsan uğraş karşındakinin kapasitesi kadar anlaşılırsın, demiş. Anlaşılmadığınızı hissediyor musunuz?
Ya Avukatlar, müvekkilini tam anlayıp davasını tam olarak anlatabiliyor mu? Hakim ve savcılar, karşılarına gelen olayları tam olarak anlayıp çözebiliyorlar mı? Bir kere bir hakime teknik bir konuyu bir türlü anlatamamıştım. Adaletin tesisi için çalışanlar anlamaz ve anlatamazsa halimiz ne olur? Nasıl anlaşacağız? Saygılar... |
23-10-2007, 08:20 | #2 |
|
Sayın SNOW
"Bir kere bir hakime teknik bir konuyu bir türlü anlatamamıştım." Hepimiz Türkçe konuşuyoruz bazen anlaşamadığımız noktalarımız olabiliyor günlük hayat içinde. Hepimizde aynı şeylere inanıyor olsakta karşımızdaki kişinin frekansına uygun değildir izahımız. Şimdilerde bazı anneler genç evlatlarına "çocuğum beni anlamıyor ne yapmalıyım" diye soruyorlar. Çocuğunuz sizi anlamıyorsa siz onu anlamaya çalışın.(http://forum.doktorsitesi.com/index.php?topic=124.0 ) Tabii bu yalnızca basit bir örnek. Tv programlarında knnuşulan Türkçe olduğu gibi oradaki program konuklarının inandıkları ve anlatmak istedikleri şeyler genelde hep aynı fakat bir türlü o sohbeti raya oturtamıyorlar. Hummalı bir tartışma içindeler.(zaten raya otursaydı izleyici toplamazdı) Gelelim hakimle olan iletişiminize: hakim mutlaka sizin anlatmak istediğiniz herneyse onu anlamaya muktedir bir insandır. Siz anlatamamışsanız durum biraz farklı. İzah yeteneğiniz hakimin bakış tarzına uymuyor demek ki.Ths'de anlatılan konu genelde anlaşılıyor bana göre. Bir takım pürüzler mutlaka olacaktır. Genelde anlatmak ve anlamak kişinin psikolojisini ilgilendiren bir husus bana göre. Olaya yada kavrama olan bakış tarzımız farklı olsada sonuç genelde aynı oluyor. Sorunda zaten sonuçta değilde olaya bakış açımızın karşımızdaki şahsın kabul etmesi bizimde karşımızdakinin olaya bakış tarzını anlamamız gerek. Anlatmak ve anlamak denen hususun özü budur bence. Karşımızdakinin kapasitesi düşük olsada bir anlayış tarzı mutlaka vardır. eğer kapasite yüksekse yine bir farklı anlayış tarzı vardır. Umarım anlatmak istediğinizi doğru anlamış ve anlatmak istediğimi doğru anlatabilmişimdir. saygılarımla. |
24-10-2007, 14:28 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
-Gerçekten anlamayanlar, -Anlamamış gibi yapmayı çıkarları için uygun görenler. |
26-10-2007, 11:49 | #4 |
|
Mesleğimizde karşımızdakini doğru şekilde anlamak ve meseleleri karşımızdakilere doğru şekilde anlatmak çok önemli, hatta sistem tamamen bunun üzerine kurulu diyebilirim. Ben de Sayın Snow gibi bir hakime dava konusunu anlatamamıştım. Dava sırasında hakim değişikliği olmuş, yeni gelen hakim ne taraf dilekçelerinden, ne keşif zabıtlarından ne de bilirkişi raporlarından konuyu idrak edememişti. Sonuçta, kadastro davası olduğundan krokiler üzerinde konuyu anlatma yoluna başvurmuştum. sonuç mu; anlayamadı ama bir başka mahkemeye yetkilendirildi.
Geçen gün de ben büroma boşanma davası hakkında görüşmek için gelen kişileri uzun süre anlayamadım. Boşanma davası alır mısın diye arayan bir müvekkilimin yakınlarıydı ve ben yaklaşık iki saat boyunca boşanacağını sandığım bayanın yakınmalarını dinledim. Arada lafa girip sorular sorarak konunun dağılmasını önleme çalışmalarım fayda etmedi. İki saatin sonunda bayan asla boşanmayacağını, sadece bir avukata derdini anlatmak istediğinden bana geldiğini söyledi. O süre zarfında ben bayanın eşini kesinlikle affetmeyeceğini sandım durdum. Yani biz de karşımızdakini her zaman anlayamıyoruz. Yalnız şu var ki; karşımızdakini anlama başarımız meslekte tecrübe kazandıkça artıyor. Mesleğe ilk başladığım günlerle, bu günler arasında karşımdakini anlama ve karşımdakine birşey anlatma konusunda yol aldığımı düşünüyorum, kaldı ki henüz meslekte yedinci yılım. Artık karşımdaki kişilere birşey anlatırken eğitim durumuna, benden beklentilerine, konunun durumuna göre açıklama yapıyorum. Örneğin, mesleğe ilk başladığımda vekalet ücretini konuşup, masrafları müvekkilin ödeyeceğini söyler konuyu kapanmış zannederdim. sonradan gördüm ki, bir çok insan karşı tarafa yükletilen vekalet ücretini avukata verdikleri paraya karşılık kendilerinin alacağını sanıyor. ya da vekalet ücreti sadece dava kazanılırsa verilen bir ücret olup, o da karşı tarafa yükletiliyor zannediyor. Doğal olarak dava sonu geldiğinde can sıkıcı diyaloglar yaşanıyor. Artık izah etmem gerektiğinde bunlara değiniyorum, ama sürekli çalıştığım bir müvekkile bunlardan bahsetmeye gerek duymuyorum. Bu nedenle de ; anlamak ve anlaşılmak kişisel başarı olduğu kadar, deneyim gerektiren bir meziyet diye düşünüyorum. |
26-10-2007, 19:02 | #5 |
|
Sayın Envanter09,
Hakime davamı anlatamayınca ne yapayım? O anlamıyorsa ben onu mu anlamaya çalışayım? verdiğiniz örnekten bunu anladım. Davayı hakim karara bağlamayacak mı?!.. ben onu anlamaya çalışırsam dava çözülür mü? Bakın yine anlatamadım ve anlayamadım??? Valla nasıl çözülecek bu durum... Saygılar... |
27-10-2007, 10:51 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Snıow Hakime derdinizi anlatmadıysanız izah tarzınızı değştirmeniz gerekli diye düşünüyorum. Hakimin sizi neden anlamadığını anlarsanız ondaki bakış açısını yakalayabilirsiniz. Derdinizi yeryüzünde hiç konuşulmayan bir dille de ifade etmediğinize göre. Kurulan cümleler mantık ifade ederlerken yalnızca sizin penceredeki gerçekleri yansıtmanıza yardımcı olurlar. Yani burda bilgili yada bilgisiz arasındaki konuşmaları uzak tutmamız gerekir bence. Çünkü bilgi öğrenilen bir şey. Bilmediği için de anlamıyordur. Bu gayet normal. değiştirilemeyen yalnızca bakış tarzıdır. Bilgi ne kadar artarsa artsın bu değşmez. Doktorun hastaya durumunu bildirmesi gibi. Hastanın anlayacağı şekilde anlatılır. Yine burada hastanın bakış tarzını yakalamak ve onun penceresinden bakmaya gayret göstermek iletişimin özüdür. Açıkçası derdinizi anlamadığını hakim size ifade ettimi bilmiyorum ettiyse siz anlamatadığınızı yazdınız. Elbet sizinde hakimin anlayıp anlamadığını bilmeniz gerekli. Hakimi anlamalı yanlış anladığı yerlerde itiraz etmeli durum kurtarılmalıdır yanlış anlaşılmalardan. saygılar sunarım. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
borcunu ödemeyecek borçluyu anlama yolları | niles82 | Hukuk Sohbetleri | 60 | 15-04-2008 20:59 |
' Dava Tarihinden Karar Tarihine Kadar Faiz' Ne Anlama Gelmelidir? | Av.Suat Ergin | Meslektaşların Soruları | 5 | 28-03-2007 14:14 |
Reeskont faizi ne anlama gelmelidir? | Av.E.Fırat Kuyurtar | Meslektaşların Soruları | 2 | 26-02-2007 15:07 |
Polis Vazife Ve Selahiyet Kanununun 14. maddesini Anlama Çabaları | kentpolisi | Hukuk Sohbetleri | 1 | 02-12-2002 23:13 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |