Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Namus Nedir? Namussuzluk Nedir?

Yanıt
Old 11-10-2009, 20:47   #31
üye15755

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Özge Yücel
Neden cinsel ahlak ya da namus kadın üzerinden şekillendiriliyor, neden cinsel ahlaksızlık olarak gördüğünüz davranışın öznesi kadın oluyor, yani namus ya da namussuzluğu ifade eden tümceler neden hep kadın üzerinden kuruluyor? Bir erkeğin evli olmadığı bir kadınla cinsel ilişkiye girmesini de aynı sertlikte reddediyor musunuz ya da bu toplum reddediyor mu? Yanıtın en azından toplumda "hayır" olduğunu gözlemlediğimiz için soruyorum: Kadınla erkek namus yönünden eşitsiz midir? Neden?

Sevgili Özge Hanımefendi;
Mevzuun seyri bu yöne kaydığı için "evli olmayan kadın" ile alakalı konuştum... Yoksa aynı şeyi çok rahatlıkla, erkek için de söyleyebilirim: Bir erkeğin evli olmaksızın bir kadın ile rızaen cinsel ilişkide bulunmadını da doğru bulmuyorum. Bu durum hem erkek için ve hem de kadın için etik dışı bir davranıştır. Kadının da erkeğin de birbiri ile cinsel ilişkiye girebilmelerinin ahlaki yolu nikahtır... Kim nikah münasebeti yokken cinsel münasebet tesis ederse yanlış bir iş yapmış olur; erek de, kadın da...
Fakat yukarıdaki yazıda ifade etmek istediğim şu: Namus sadece kadının ya da erkeğin bacak arasında muhafaza edilen bir şey değildir. Namus cinsellikte doğruluk olduğu gibi, yalan söylememektir, adaletli davranmaktır, yere tükürmemektir, çalmamaktır, rüşvet almamak-vermemektir, emanete ihanet etmemektir, sözüne sadık olmaktır, başkasının erkeğine-karısına yan gözle bakmamaktır, kamu malına zarar vermemektir, anne-babaya vefalı evlatlar olmaktır v.s....
Namus denince yukarıda sayılan namus türlerini bir kenara itip, sadece cinsellik ve kadın cinselliği şeklinde oluşan bir algı, cehaletin tezahüründen başka bir şey değildir.
Old 11-10-2009, 20:56   #32
Academic

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Özge Yücel
Kadınla erkek namus yönünden eşitsiz midir? Neden?

Etik konusu aynı zamanda kültüre göre biçimlenir. Bu soruya bizim kültürümüzde verilen yanıt beklediğimiz şekliyle olmayacaktır elbette. Bizim kültürümüzde kadın evli ya da bekar hiç bir biçimde evlilik dışı ilişkiye girmez, girmesi hoş görülmez. Çünkü namus sizin de belirttiğiniz gibi kadın üzerinden tanımlanmıştır. Ancak başka kültürlerde nasıldır? Bir eskimonun evine gelen misafire eşini ya da kızını sunması kendi kültüründe doğaldır mesela. Demek ki sorgulamamız gereken bizim kültürümüz neden kadın ve erkeği eşit saymıyor. Erkek bakış açısı da bu kültürde biçimlendiğine göre kültürel değişimi başarmadan kadın-erkek eşitliği ve namus kavramı üzerinden çeşitlemeleri istediğimiz kadar tartışalım sonuç değişmeyecektir. Yukarıda sorduğunuz sorunun yanıtı evrensel değerlerde kadın ve erkeğin eşit olduğu kabul gören yaklaşımda "hayır, kadın ve erkek namus yönünden eşittir" olurken, yaygın kültürde "kadın daha dikkatli olmalıdır çünkü çocuğumun anası olacaltır" gibi bir yanıt almak beklenen durumdur.

Kadının sırtına hem geçmişin, hem şu anın hem de gelecekteki çocuklarının namusunu koruma(!) görevi verilmişken ve bunun için sadece bir şey yapmaması (!) gerektiği istenirken kadın her zaman aktif değil pasif kişi olarak algılanırken, bizim bence kadın erkek eşitliği tartışmalarını daha farklı boyutlarda ele almamızın zamanı gelmiştir.
Saygılar..
Old 11-10-2009, 21:11   #33
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Academic
bizim bence kadın erkek eşitliği tartışmalarını daha farklı boyutlarda ele almamızın zamanı gelmiştir.
Saygılar..

Nasıl ele almamız gerekmektedir?
Old 11-10-2009, 21:12   #34
Academic

 
Varsayılan

Küçük bir ekleme: Kütürümüze sinmiş bu eşitsizlik düşüncesini nasıl ayıklayacağımızın üzerinde tartışmamız ve bunun için çözümler bulmamızın zamanı gelmiştir. Bu kültürel bağlamda namusu ve namussuzluğu tartışmak çözüm değil kısır bir döngüye girmekten öte değildir. Bu kültürde zararlı ve değişmesi gereken şeyleri ayıklamanın tek yolu eğitim değildir. İnsanların sosyalleşmesini yani değerleri içselleştirmesinin yolu eğitim, bilim, sanat, teknoloji ve gruplarla sosyal etkileşimdir. Tüm bu kurumlar bize değer aktarımı yaparken zararlı zararsız ayrımı yapmaz ve topluma uyumumu gerçekleştirmek için yaygın olanı içselleştirmemizi sağlar. Bize düşen tüm bu kurumlarda bu zararlı olanları ayıklamak için gereken değişiklikleri yapmaktır. Ders kitapları değildri tek bakmamız gereken örmeğin. TV filmleri, magazin kültürü, bilimsel ortamda kadın akademisyenlere tavırdan tutun her şey bizim yani biz kadınların kendilerini erkeklerle eşit olmadığımız mesajını ileten iletilerle doludur. Tabii erkeklere de bu mesajlar aynı şekilde gidiyor. Namusu bir kadına sorsanız da ortalama bir kadın size bu kültürde geleneksel kabul edilen namus kavramını dillendirecektir. Dolayısıyla yapılması gereken geniş kapsamlı bir kültür değişimdir. Bunun ilk ayağı çok şükür ki Cumhuriyet döneminde atıldı ancak büyük bir geriye gidiş söz konusudur. İlerlemek ve atılım yapmak gerekirken gerileme davranışına giren sürecin çok iyi analiz edilerek bir şeyler yapılması gerekiyor. Kişi kişi, tek tek sadece çatlak sesler olarak kalıyoruz. Topyekün bir atılım şarttır..

Saygılar..

PS: Konu dışına çıkılmaış gibi görünebilir ancak bu kültürde namus nedir ne değildir sorusuna verilecek yanıtlar çok değişken olmaz. Bundan ötürü farklı bir boyut dile getirmeye çalışıyor ve siz aydın insanları bu konuda politika ve strateji geliştirenlere yayınlarıyla baskı yapma noktasında son günlerin moda kavramı olan açılım için uyarmaya çalışıyorum..
Old 11-10-2009, 21:15   #35
Academic

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Özge Yücel
Nasıl ele almamız gerekmektedir?

Sizin sorunuzu görmeden bir ekleme yapmıştım ancak yeterince doyurucu bir yanıt değilse olabildiğince üzerinde düşünebiliriz.
Old 11-10-2009, 21:23   #36
Academic

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan ÇIRAK
Kadının da erkeğin de birbiri ile cinsel ilişkiye girebilmelerinin ahlaki yolu nikahtır....

Neden dersek?

Temel sebep gelecek nesillerdeki nesebin karışıklığını engellemektir. Nikah dediğiniz şey, cinsel ilişkinin meşru hale getirilmesi için bir araç olarak kullanılıyor. Burdan bu şekilde bakarsak evliliğin tek amacı cinsellikmiş gibi bir yargıya varılabilir ki böyle olmadığını biliyoruz.

Peki neden kadın ve erkek nikahsız birliktelik yaşarsa bu namus dışıdır?/ya da ahlaki değildir? Yukarıda açıkladığımız sebeplerden başka bir sebep var mıdır?

Old 11-10-2009, 21:28   #37
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Academic
Neden dersek?

Temel sebep gelecek nesillerdeki nesebin karışıklığını engellemektir. Nikah dediğiniz şey, cinsel ilişkinin meşru hale getirilmesi için bir araç olarak kullanılıyor. Burdan bu şekilde bakarsak evliliğin tek amacı cinsellikmiş gibi bir yargıya varılabilir ki böyle olmadığını biliyoruz.

Peki neden kadın ve erkek nikahsız birliktelik yaşarsa bu namus dışıdır?/ya da ahlaki değildir? Yukarıda açıkladığımız sebeplerden başka bir sebep var mıdır?


Her gün farklı kişilerle cinsel birliktelik kurulmadıktan sonra neden soybağı karışsın ki?
Old 11-10-2009, 21:32   #38
Academic

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Özge Yücel
Her gün farklı kişilerle cinsel birliktelik kurulmadıktan sonra neden soybağı karışsın ki?

Soruyu soran benim

Fakat konunun hukuki boyutu bu değil midir?

O zaman soruyu tekrarlayalım. Evlilik dışı cinsel birlikteliğin ahlaksızlık olarak kabul edilmesinin sebebi nedir?
Old 11-10-2009, 21:36   #39
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Academic
Soruyu soran benim

Fakat konunun hukuki boyutu bu değil midir?

O zaman soruyu tekrarlayalım. Evlilik dışı cinsel birlikteliğin ahlaksızlık olarak kabul edilmesinin sebebi nedir?

Siz soru sormadan evliliğin amacı nesebin karışmasını engellemektir dediniz. Ama ben de soybağının karışmayacağını belirtiyorum ki zaten bu, hukuki değil tıbbi bir konudur. Hukuk kişilere evlenmeyi dayatmamaktadır, evlenmeden cinsel ilişki ne suçtur ne de haksız fiil. Evlenme hukuk alanında bir sözleşme olarak nitelendirilir, eşlerin özgür iradelerine dayanır.
Old 11-10-2009, 21:39   #40
Academic

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Özge Yücel
Siz soru sormadan evliliğin amacı nesebin karışmasını engellemektir dediniz. Ama ben de soybağının karışmayacağını belirtiyorum ki zaten bu, hukuki değil tıbbi bir konudur. Hukuk kişilere evlenmeyi dayatmamaktadır, evlenmeden cinsel ilişki ne suçtur ne de haksız fiil. Evlenme hukuk alanında bir sözleşme olarak nitelendirilir, eşlerin özgür iradelerine dayanır.

Bunu biz bu şekilde algılıyoruz ancak toplumsal bakışın farklı olduğu belirgindir.

Sorumu tekrarlıyorum..
Old 11-10-2009, 21:49   #41
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan ÇIRAK
Bilindiği üzere "etik-ahlak" kavramının genel geçer kaidelerle tarfi olmadığı gibi modernitenin bir sonucu olarak etik kavramını dayandırabileceğimiz evrensel bir formel de yoktur. Hal böyle olunca etik kavramının subjektiflik yanının ağır bastığı ve kişiden kişiye değişebileceği gerçeği karşımıza çıkmaktadır.
Yani etik ve etik çatısı altındaki her kavramı algılayış biçimi (namus, iyi, kötü, ayıp, ahlaklı v.s.) kişiden kişiye değişir.

Bu durum hem erkek için ve hem de kadın için etik dışı bir davranıştır. Kadının da erkeğin de birbiri ile cinsel ilişkiye girebilmelerinin ahlaki yolu nikahtır... Kim nikah münasebeti yokken cinsel münasebet tesis ederse yanlış bir iş yapmış olur; erek de, kadın da...

Sayın Av. Hakan ÇIRAK,

Önce bir soru:
İlk mesajınızda 'etik kavramı sübjektiftir' diye belirtiyorsunuz,; ikincisinde ‘Kadının da erkeğin de birbiri ile cinsel ilişkiye girebilmelerinin ahlaki yolu nikahtır...’ demişsiniz. Bu ikinci belirleme genel mi yoksa sübjektif mi?

Sayın Özge Yücel'in 30 nolu mesajda yazdıklarına şunları eklemek istiyorum:
Etik kavramının sübjektif yanının ağır bastığını iddia ettiğiniz ve kişiden kişiye değiştiğini belirttiğiniz andan itibaren kavramın içeriğinin ve kavramın içinin doldurulmasının çağdan çağa ve toplumdan topluma değiştiği ve değişebileceği gerçeğini arka plana atmış oluyorsunuz. Arka plana ittiğiniz bu gerçek sadece genel kanı ve davranışların değil aynı zamanda sübjektifliğin hamurunu yoğuran değerleri temsil eder. Her insan içinde yetiştiği toplumun ve kültür değerlerinin bir ürünü ve bir kopyasıdır.
Kısaca belirtmek gerekirse; Almanların, Çinlilerin, Japonların, Rusların, Fransızların, Suudi Arabistanlıların ve Hindistanlıların da bizde olduğu gibi bir 'sübjektiflilikleri' vardır. Ama hiçbirinin sübjektiflilikleri birbirine benzemez. Her sübjektiflilik içinde, ürünü olduğu kültürün bir parçasını değerlendirir.

Ne mi demek istiyorum yazdıklarımla?
Sizin ve benim sübjektifliliklerimizin içinde yetiştiğimiz kültürün bir sübjektifliği olduğunu. Ve bu sübjektifliğimizin içinden geldiğimiz 'erkek toplum' sübjektifliği olduğunu.

İçinden geldiğimiz kültürün sübjektifliliğini kırabilmenin yolu (kırmak istiyor muyuz, istemiyor muyuz başka konu elbette) kişiliğimizin mayasını oluşturan kültürel değerleri diğer çağ ve toplumların kültürel değerleri ile karşılaştırdığımızda (sadece karşılaştırmakla kalmayıp neden değişik veya neden benzer olduklarını araştrıdığımızda) başka bir sübjektifliğe kavuşmuş oluruz.

Vardığım sonuç: Sübjektif hiçbir zaman tam olarak sübjektif değildir.
Bu sonuç akla şu soruyu getiriyor; madem ki kişiliğimizi yönlendiren değerleri özümsediğimiz kültür belirliyor, sübjektif dediğimiz ne kadar sübjektiftir?

Saygılarımla
Old 11-10-2009, 21:52   #42
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Academic
Neden dersek?

Temel sebep gelecek nesillerdeki nesebin karışıklığını engellemektir.
1- İki tarafta kısırsa (nesep üretme şansı yoksa) "etik olmama" durumu ortadan kalkar mı?
2- DNA testiyle bir çocuğun babasının kim olduğunu 100% oranla saptanabildiğine göre bu teknolojik ilerleme karşısında nesebin karışabilecek olma tezi hangi noktada durmaktadır?
3- Nesep "karışınca" ne olur? X'nin babasının kim olduğu ya da olmadığı X'in "insan olması" açısından ne ifade etmektedir? X'in babasının Y olduğunun ya da Z olduğunun bilinmesi, Y'nin Z'nin kişisel özellikleri veya X'in babasının kim olduğunun hiç bilinmemesi X'i değerlendirirken bize ne ifade eder?

Avustralya İngilltere'de cinayet/tecavüz/hırsızlık gibi suçlardan mahkum olanların sürüldüğü ve bugün bu insanların torunlarının yaşadığı bir ülkedir ve şuanda dünyanın en refah ve barışçı toplumlarından biri olduğu gibi, dünyada suç oranının en düşük olduğu ülkelerden biridir, dünyanın en yaşanır ülkeleri listesinde her yıl ilk 10'a girmektedir. Bugünkü mutlu, huzurlu, refah içinde ve kıskanılan Avustralyalıların tecavüz mahkumlarının nesebinden geldiğini bilmek kime ne ifade ediyor?
Old 11-10-2009, 22:49   #43
Academic

 
Varsayılan

Bir şeyi ifade etme gereği duydum. Sanırım savunmadığım bir şeyi savunur gibi algılandım. Bir varsayım üzerinden hareketle yazdığım yazıların bir bütün olarak ardışık okunmasının anlatmak istediklerimi daha anlaşılır kılacağını düşünüyorum.

Bu açıklamadan sonra ;

Şöyle bir soru sormuştum. Madem namus kavramı kadın üzerinden tanımlanıyor. Ve madem kadın ve erkeğin evlilik dışı birlikteliğini hoş görmediğini söyleyen bunca insan var. Ve madem insanlar kadını evlilik içinde yapmasını normal karşıladığı bir eylemi evlilik dışı yaptığı için onu namussuz addediyor. Ozaman soru şu:

Kadın ve erkeğin evlilik dışı cinsel birlikteliğinin yasaklanmasının gerekçesi nedir?

Sayın Admin soy bağına ilişkin gerekçeleri günümüz tıp teknolojisindeki ilerlemeler ve cinslerin doğurganlığının olmadığı durumlar için açıklamış. Peki sadece bizim kültürümüzde değil bazı kültürlerde de (bakınız Anglo Sakson vs) ya da dinen de (kitabı indirilmiş tüm dinler) yasaklanmış olan evlilik dışı cinsel birlikteliğin yasaklanarak namussuzluk kabul edilmesinin gerekçesi nedir? Her şeyin bir nedeni olmalı. Dinler sadece kadınlara değil erkeklere de bunu yasaklarken toplum sadece neden kadını bundan dolayı namussuz addediyor?

O zaman bu eylemi yapan sadece kadın değil erkek de namussuz sayılmalıdır öyle değil mi? Tabii eğer bu bir namus ölçütü olarak kabul edilirse..

Old 11-10-2009, 22:55   #44
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Academic
Bir şeyi ifade etme gereği duydum. Sanırım savunmadığım bir şeyi savunur gibi algılandım. Bir varsayım üzerinden hareketle yazdığım yazıların bir bütün olarak ardışık okunmasının anlatmak istediklerimi daha anlaşılır kılacağını düşünüyorum.

Bu açıklamadan sonra ;

Şöyle bir soru sormuştum. Madem namus kavramı kadın üzerinden tanımlanıyor. Ve madem kadın ve erkeğin evlilik dışı birlikteliğini hoş görmediğini söyleyen bunca insan var. Ve madem insanlar kadını evlilik içinde yapmasını normal karşıladığı bir eylemi evlilik dışı yaptığı için onu namussuz addediyor. Ozaman soru şu:

Kadın ve erkeğin evlilik dışı cinsel birlikteliğinin yasaklanmasının gerekçesi nedir?

Sayın Admin soy bağına ilişkin gerekçeleri günümüz tıp teknolojisindeki ilerlemeler ve cinslerin doğurganlığının olmadığı durumlar için açıklamış. Peki sadece bizim kültürümüzde değil bazı kültürlerde de (bakınız Anglo Sakson vs) ya da dinen de (kitabı indirilmiş tüm dinler) yasaklanmış olan evlilik dışı cinsel birlikteliğin yasaklanarak namussuzluk kabul edilmesinin gerekçesi nedir? Her şeyin bir nedeni olmalı. Dinler sadece kadınlara değil erkeklere de bunu yasaklarken toplum sadece neden kadını bundan dolayı namussuz addediyor?

O zaman bu eylemi yapan sadece kadın değil erkek de namussuz sayılmalıdır öyle değil mi? Tabii eğer bu bir namus ölçütü olarak kabul edilirse..


Erkeğe gelince "elinin kiri", kadına gelince "namus meselesi" olarak görülen konu aslında kadının alınıp satılan bir mal, köle, alışveriş konusu nesne olarak görülmesine dayanır sadece. Kadın evlenmeden önce babanın malıdır, evlendikten sonra kocanın. Eğer sahipsiz kalırsa isteyen istediğini yapabilir, sahipsiz mal hükmündedir çünkü. Ama bir sahibi varsa kendi rızasıyla değil sahibinin rızasıyla hareket edebilir kadın.
Old 11-10-2009, 23:41   #45
Academic

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Özge Yücel
Erkeğe gelince "elinin kiri", kadına gelince "namus meselesi" olarak görülen konu aslında kadının alınıp satılan bir mal, köle, alışveriş konusu nesne olarak görülmesine dayanır sadece. Kadın evlenmeden önce babanın malıdır, evlendikten sonra kocanın. Eğer sahipsiz kalırsa isteyen istediğini yapabilir, sahipsiz mal hükmündedir çünkü. Ama bir sahibi varsa kendi rızasıyla değil sahibinin rızasıyla hareket edebilir kadın.

Bunlar bizim bildiğimiz ve toplumun da yazık ki kanıksadığı şeyler. Artık daha ötesine geçmek ve niçin? sorusuna verdiğimiz yanıtları biraz daha kökenine inerek sorgulamak , nasıl düzelir? sorusuna yanıtlar aramamız gerekiyor.

Şu yukarıda verdiğiniz yanıtın içeriği bu ülkede hala yaşanıyor ve geçtiğimiz yüzyılda uzaya gitmiş insanoğlu hala bu yüzyılda kadının ruhunun derinliklerine inememiş ve onun kendisini zavallı ve çaresiz hissetmesine engel olamamış. Buna çözüm bulunamamış. Bu sadece bizim kültürel sorunumuz mu hayır ancak araştırmalar eğitim ve rafah seviyesi yükseldikçe gerek ırksal gerek cinsiyet ayrımcılığına ilişkin görüşlerin daha güçsüz olduğunu gösteriyor. Sosyal psikoloji verileri de kültürel öğelerdeki değişimin sağlanmasında insan unsuru, milli karakter ve bilime verilen değerin belirleyici olduğunu söylüyor. Dolayısıyla çözüm belli..

Bana göre belli, size göre ne peki?
Old 12-10-2009, 00:21   #46
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Academic
ve geçtiğimiz yüzyılda uzaya gitmiş insanoğlu hala bu yüzyılda kadının ruhunun derinliklerine inememiş ve onun kendisini zavallı ve çaresiz hissetmesine engel olamamış. Buna çözüm bulunamamış.

'...kadının ruhunun derinliklerine inememiş...'
Erkeğin ruhunun derinliklerine inebilmiş mi peki?

Saygılarımla
Old 06-11-2009, 16:12   #47
Academic

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
'...kadının ruhunun derinliklerine inememiş...'
Erkeğin ruhunun derinliklerine inebilmiş mi peki?

Saygılarımla

Sayın Gemici, onu düşünemiyorum bile inanın.

Kadın hakları, namus, töre , ölüm fermanı yazılmış ve bileti kesilmiş namlunun ucundaki kadınlar. Bunları duyduğum zaman erkek ruhunun derinliklerini sadece kadına yönelik bu düşmanlık ve kinin nasıl bu kadar yoğun olabildiği yönünde merak ediyorum fakat o sorunun yanıtını da bilmiyorum.

Kadın ruhuna gelince. Kızıyorum kadınlara da. Sadece çaresizken koşan ama işi yolunda ve hatta erkekleri kullanabildiği sürece kadına eşitlik, özgürlük hareketlerini baltalayan tuzu kuru keyfi yerinde kadınlara da kızıyorum. hıı ben de o tuzu kuru olanlardanım belki de. Sıcacık ofisimde öğrencilerime ders verip çıkıyor, iki makale , bir kaç ders notu seminer vs kendi derdime dalıyorum belki. Ama farkındayım en azından ve sırf kadın olduğu için birbirini ezen ve rekabete giren o kıskanç kadın triplerine de hiç bir şekilde umursamaz davranıp her şeye rağmen kadının hak ettiği yere gelebilmesi için bir şeyler yapmaya çabalıyor, en kötü ihtimal öğrencilerimin dimağına bu anlamda kök salmaya çalışıyorum.. Engel olmuyorum yani bazı erkek beyinli kadınlar gibi..

Bir ülkede kadını ilerletmek için kadınları lider yapmanız gerekir diyor bir Afrika atasözü. Bu nesil de belki kayıp ama gelecek nesilden umutluyum en azından. Şu erkek beyinli kadınlara da ancak gölge etme başka ihsan istemez diyoruz Diyojen gibi...
Old 15-01-2010, 12:02   #48
nostaljielif

 
Varsayılan

ne güzel konular bulup bizim fikirlerimizi belirtme olanağı veriyorsunuz.namus ve namussuzluk toplumlara hatta ailelere göre değişmektedir.kültürel farklılıklar bu iki olguyada farklı yaklaşımlar sunabilir.en samimi olduğumuz her konuda anlaşabildiğimiz komşumuzla dahada yakına gelirsem annemizle bile namus ve namussuzluk kavramlarına bakış açımız aynı olmayabiliyor.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Aşk Nedir Ne Değildir ? Enderce Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. 574 04-05-2014 09:49
Cumhuriyet Nedir? Batu Han Hukuk Sohbetleri 10 03-11-2013 14:28
Cmk kapsamında ''hüküm'' nedir? Av.Güçlü KERVAN Hukuk Sohbetleri 7 27-07-2013 08:21
Barış nedir biliyormuyuz???? mustigocer Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. 4 22-01-2007 20:25
Forensik bilim nedir ? Armağan Konyalı Meslektaşların Soruları 2 08-10-2006 01:12


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09710407 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.