Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

araç sahibinin manevi tazminat yükümlülüğü

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-11-2007, 09:39   #1
Av.Baran Karadağ

 
Varsayılan araç sahibinin manevi tazminat yükümlülüğü

bir trafik kazasına karışan aracı kullanan ile ruhsat sahibi farklı kişiler.Kazada sakat kalan kişi (3.kişi) kullanana ve ruhsat sahibine maddi ve manevi tazminat davası açmış. avukat arkadaşım ruhsat sahibinin vekili ve ruhsat sahibinin manevi tazminat yükümlülüğü varmıdır? diye sordu.olayla ilgili kabaca bilgim bu kadar.daha da ayrıntı varsa onu da soruma eklerim.cevaplarınız için şimdiden teşekkürler.. iyi çalışmalar.
Old 06-11-2007, 09:52   #2
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/879
Karar: 2007/800
Karar Tarihi: 01.02.2007

ÖZET: Karayolları Trafik Kanunu'nun 3. ve 19. maddelerine göre trafik kaydı <işleteni> kesin olarak gösteren bir belge değil ise de, işletenin kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Davalı trafikte kendi üzerine kayıtlı aracı uzun süreli kiraya verdiğini savunmuş ise de, bu savunmayı kanıtlama yönünde sunulan belgeler her zaman düzenlenmesi mümkün adi yazılı belgelerden olup, davalının işleten olmadığının kabulü için yeterli bulunmamaktadır. Bu durumda davalı işleten sıfatıyla sorumlu bulunduğundan hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.

(2918 S. K. m. 3, 85)

Davacı S… vekili Avukat Ö… tarafından, davalı E…Turizm A.Ş. aleyhine 31.1.2003 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 26.4.2005 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.

Davacı, davalıya ait aracın çarpması sonucu yaralandığını belirterek davalının meydana gelen zarardan araç sahibi olarak sorumlu tutulmasını istemiştir.

Yerel mahkemece davalının işleten sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 85. maddesi gereğince bir motorlu aracın işletilmesinden doğan zarardan işleteni sorumludur. Aynı Yasa'nın 3. maddesinde ise işleten, araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görünen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Somut olayda, kazayı yapan 07 .. 5686 plakalı aracın trafik kaydında davalıya ait olduğu anlaşılmaktadır.

Davalı maliki olduğu bu aracı uzun süreli kiraya verdiğini, işleten sıfatının davalıda olmadığını savunmuş ve bu savunmasına dayanak olarak da adi yazılı belge sunmuştur.

Karayolları Trafik Kanunu'nun 3. ve 19. maddelerine göre trafik kaydı <işleteni> kesin olarak gösteren bir belge değil ise de, işletenin kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir.

Davalı trafikte kendi üzerine kayıtlı aracı uzun süreli kiraya verdiğini savunmuş ise de, bu savunmayı kanıtlama yönünde sunulan belgeler her zaman düzenlenmesi mümkün adi yazılı belgelerden olup, davalının işleten olmadığının kabulü için yeterli bulunmamaktadır.

Bu durumda davalı işleten sıfatıyla sorumlu bulunduğundan hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 01.02.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
www.sinerjias.com.tr
Old 06-11-2007, 09:54   #3
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/12285
Karar: 2006/13088
Karar Tarihi: 28.11.2006

ÖZET: Alacaklının diğerlerinin zararına olarak müteselsil sorumlulardan birinin durumunu iyileştirmesini sağlayacak davranış veya beyanının sonuçlarına katlanması gerektiği düzenlenmiştir. Davacıların başlangıçta her iki sorumludan aynı miktarları istemesine karşın, sonradan sadece işleten sıfatı nedeniyle sorumlu olan davalının daha fazla tazminatla sorumlu tutulmasını istemesi anılan Yasa hükmüne uygun düşmediği gibi iyiniyet kuralları ile de bağdaşmamaktadır. Açıklanan bu yönler ve yasal düzenleme gözetilmeden, işleten sıfatıyla müteselsil sorumlu olan davalının diğer müteselsil sorumlu sürücüden daha fazla tazminatla sorumluluğuna karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

(818 S. K. m. 41, 50, 51, 147)

Davacı Nazmiye vdl. vekili avukat Mustafa C. tarafından, davalı Erol aleyhine 11.09.2003 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.07.2005 günlü kararın Yargıtay'da duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; dava ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece dava kısmen kabul edilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davalı, dava konusu trafik kazasına karışan aracın kayıt maliki olması nedeniyle işleten sıfatı ile tek başına davalı olarak gösterilmiştir. Davacının aynı olay nedeniyle önceden açtığı başka bir dava ile araç sürücüsü hakkında da tazminata hükmedilmiştir. Bu dava açılırken sürücü aleyhine verilen tazminatlar aynen araç işleteninden de istenmiş ve daha sonra dava ıslah edilerek işletenden istenilen tazminat miktarı artırılmış, ancak sürücü aleyhine yeni bir dava açılmamıştır. BK'nın 50 ve 51. maddelerinde haksız eylemin ve bunun sonucunda doğan zararın birden fazla kişi tarafından meydana getirilmesi durumunda zarar görenin dilediği takdirde eyleme katılanların birisinden ve birkaçından veyahut tamamından zincirleme olarak sorumlu tutulmalarını isteme hakkına sahip bulunduğu düzenleme altına alınmıştır. Ancak aynı Yasanın 147. maddesinin ikinci fıkrasında alacaklının diğerlerinin zararına olarak müteselsil sorumlulardan birinin durumunu iyileştirmesini sağlayacak davranış veya beyanının sonuçlarına katlanması gerektiği düzenlenmiştir. Diğer bir anlatımla davacıların başlangıçta her iki sorumludan aynı miktarları istemesine karşın, sonradan sadece işleten sıfatı nedeniyle sorumlu olan davalının daha fazla tazminatla sorumlu tutulmasını istemesi anılan Yasa hükmüne uygun düşmediği gibi iyiniyet kuralları ile de bağdaşmamaktadır.

Açıklanan bu yönler ve yasal düzenleme gözetilmeden, işleten sıfatıyla müteselsil sorumlu olan davalının diğer müteselsil sorumlu sürücüden daha fazla tazminatla sorumluluğuna karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda 2 nolu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının ise 1 sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 28.11.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
www.sinerjias.com.tr
Old 06-11-2007, 22:37   #4
ali ekmekçi

 
Varsayılan

sözün özü araç sahibi ve kazayı yapan müşteren ve müteselsilen zarar görene karşı maddive manevi olarak sorumludur.
Old 07-11-2007, 02:09   #5
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan araç sahibinin manevi tazminat yükümlülüğü

Araç sahibinin manevi tazminattan sorumlu olmasının gerekçesinmi ben pek anlayamadım.

Manevi tazminat duyulan ecıyı gidermeye yönelik. Bu çerçevede acıyı verenden istenmesi gereken bir tazminat.

Araç sahibinin acının oluşmasında nasıl bir katkısı var?

Ben ikna olmadım.

Saygılar.
Old 07-11-2007, 07:42   #6
Ahmet Turan

 
Varsayılan

Araç maliki ile sürücü müteselsilen hem maddi hem de manevi tazminattan sorumludur.
Old 07-11-2007, 16:47   #7
av.damla

 
Varsayılan

Araç maliki ve sürücü ile ilgili yorumlara katılıyorum. Peki,araç sürücüsü ile aracı kısa süreliğine kiralayan kimselerin farklı olması halinde, malik, sürücü dışında aracı kiralayanın sorumluluğuna da gidilebilir mi? Kira sözleşmesinin tarafı olan kişi aracı kullanmıyorsa ve çok kısa süreli kira ilişkisi bulunduğundan işleten sıfatını da kazanamıyorsa..
Old 07-11-2007, 17:45   #8
av_ramazan

 
Varsayılan

Karayoları Trafik Kanunu maddi ve manevi tazminat hususunda borçlar kanununa da atıf yaparak bu hususa açıklık getirmiştir.Manevi tazminat sürücü ve ruhsat sahibinden müştereken ve müteselsilen talep edilebilmektedir.hatta doktrinde fazari işleten diyebileceğimiz,ruhsatta adı geçmeyen ama arabanın esas/gerçek sahibi olan şahıstanda tazminat istenebilceği yönünde.yine kısa süreliğine aracın başkaları tarafından işletilmesi halinde de sorumluk devam etmektedir.tabii kusur oranında rücu hakkı devam eder..
Old 09-11-2007, 10:17   #9
Av.Baran Karadağ

 
Varsayılan

YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ


Tarih : 06.05.2002
Esas No : 2001/12137
Karar No : 2002/5406


818 - BORÇLAR KANUNU 51
2918 - KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU 85

ÖZET
ARACI ALAN KİŞİNİN PARK ETMEK YERİNE ÖZEL BİRİSİ İÇİN YA DA GEZMEK AMACIYLA KULLANDIĞI SIRADA ÜÇÜNCÜ KİŞİYE VERDİĞİ ZARARDAN ARAÇ İŞLETENİ DE SORUMLUDUR. MOTORLU ARAÇLARIN YARATTIĞI KENDİNE ÖZGÜ TEHLİKENİN AĞIRLIĞI KARŞISINDA, ARAÇ İŞLETENİNİN ÖZEN YÜKÜMLÜLÜĞÜ VARDIR.

DAVA : Davacı Meryem K. ve diğerleri vekili Avukat Hasan Alıcı tarafından, davalı Yıldız T. aleyhine 16/7/1996 gününde verilen dilekçe ile trafik kazasından doğan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 10/5/2001 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 30/4/2002 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar adına Avukat Hasan A. geldi, karşı taraftan davalı adına kimse gelmedi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, trafik kazasından doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, olaya karışan aracın davalının rızası dışında alınarak kullanıldığı gerekçe gösterilerek dava reddedilmiştir.

Dosyadaki delillere göre; gece saat 22.00-23.00 arası bir röportaj için lokantaya gelen davalının aracını park edecek yer bulamayınca, oradaki bir kişiye uygun bir yere park etmesi için anahtarı ve aracı teslim ettiği, bu kişinin, aracı alarak gezmek amacıyla kullandığı sırada davacıların desteğine çarparak ölümüne neden olunduğu anlaşılmaktadır. Aracın, davalı tarafından olaya neden olan kişiye rızası ile teslim edildiği sabittir. Aracı alan kişinin park etmek yerine özel birisi için ya da gezmek amacıyla kullandığı sırada üçüncü kişiye verdiği zararın araç işleteni de sorumludur.

Motorlu araçların yarattığı kendine özgü tehlikenin ağırlığı karşısında, araç işleteninin özen yükümlülüğü vardır. Somut olayda, davalının bu yükümlülüğü yerine getirmediği ve işleten sıfatıyla sorumlu tutulması gerektiği halde yazılı gerekçe ile davanın reddedilmesi yanlıştır. Zarar kapsamının belirlenmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve davacılar vekili için takdir olunan 250.000.000 lira avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 6/5/2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 13-11-2007, 22:29   #10
ali ekmekçi

 
Varsayılan

araç malikinin özen yükümünü yerine getirdiğini ispatlayamadığı sürece sorumlu olduğuna bir çok davada tanık olduk
Old 13-11-2007, 23:46   #11
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan araç sahibinin manevi tazminat yükümlülüğü

Ben de manevi tazminatın araç sahinden alınabileceğine ilişkin davalar kazandım. Beni burada rahatsız eden manevi zarar ile haksız fiili oluşturan kişi arasındaki ilişki. Aracın zara verdiği düşünülürse araç sahibi araç değeri ile sınırlı olmak üzere sorumlu olmalıdır.

Maddi zara açısından Trafik yasasında getirilen özel bir hüküm var. Şimdi çok iyi anımsamıyorum. Manevi tazminat açısından da böyle bir hüküm ayrıca var mı?

Ancak sigorta şirketleri sadece maddi zararla sorumlu tutuluyor.

Dediğim gibi hükümleri tam anımsamıyorum ama burada bir aksaklık yok mu?

O zaman sigorta şirketlerini de manevi tazminattan sorumlu tutalım.

Saygılar.
Old 14-11-2007, 12:13   #12
Av.SEVİM ATALAY

 
Varsayılan

Açtığımız bir tazminat davasında sigorta şirketinden manevi tazminat aldık.Poliçesinde manevi tazminat sorumluluğu da olduğu için.
Old 21-05-2008, 20:27   #13
av.sgenc

 
Varsayılan

Trafik kazasına karışan bir aracın maliki (A). Araç (B) şirketinde hatır için çalışıyor. Aracın şoförü (C) ve aracın sigortasını üslenen sigorta şirketi (D).
Manevi tazminat davası bunlardan yalnızca (A) ve (C) den istenir.
Sigorta şirketi (D) den isteyebilmek için poliçede açık hüküm olması gerekir.
İş sahibi (B) den manevi tazminat talep edilemez. Doğrumu anlamışım.
Saygılar...
Old 22-05-2008, 11:24   #14
av_ramazan

 
Varsayılan

farazi işleten hususunun bu anlamda irdelenmesi gerektiği kanaatindeyim..böylece manevi tazminat sorumluluğu cihetine gidilebilir kanaatindeyim..
Old 20-10-2008, 13:48   #15
avukat erdoğan

 
Varsayılan

Eğer ruhsat sahibi ticari anlamda işleten sıfatına sahip değil ise dahi maddi ve manevi tazminattan sorumlu tutulur mu?

Örneğin kızına arabasını kullanması için veren ruhsat sahibi baba da mı sorumludur?
Old 09-03-2009, 14:29   #16
çınarağacı

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım trafik sicilinde adına kayıt bulunan kişinin aynı zamanda işleten sıfatının bulunması karine olarak kabul ediliyor. Ancak kişi araç üzerindeki egemenliğini bir başkasına uzun süreli olarak devrettiğini ispat ettiği takdirde o kimsenin sorumluluğuna gidiliyor. Zararların giderilmesi konusuda çok açık olmamakla birlikte maddi ve manevi tazminatı kapsıyor düşüncesindeyim. İçtihatlar da bu yönde.
ALINTI :"Trafik kazalarından doğan zararlardan sorumlulukta esas olan işletenin sorumluluğudur. Araç sahibinin sorumluluğu mutlak değildir. Zira araç sahibi her zaman işleten olmayabilir. Araç sahibi, aracını mülkiyeti muhafaza kaydıyla sattığını, uzun süreli kiraya verdiğini, ariyet veya rehin olarak verdiğini; araçla fiilen irtibatının kesildiğini, araçtan ekonomik olarak faydalananın ve fiili olarak aracın kullanımının sözleşmeyle farazi işletene geçtiini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilir."( Açıklamalı - İçtihatlı uygulamada Trafik Kazalarında Hukuki Sorumluluk - Sigorta, Tazminat, Rüc'u davaları- Emin Şahin Karşıyaka Emekli Hakimi )
Old 09-03-2009, 15:18   #17
çınarağacı

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2000/10222
K. 2000/8901
T. 19.10.2000
• TAZMİNAT DAVASI ( Trafik Kazası sonucu Desteğin Ölümü Nedeniyle )
• TRAFİK KAZASI SONUCU DESTEĞİN ÖLÜMÜ NEDENİYLE TAZMİNAT ( İşletenin Araç Sürücüsünün Kusurundan Kendi Kusuru Gibi Sorumlu Olması )
• İŞLETENİN SORUMLULUĞU ( İşletenin Araç Sürücüsünün Kusurundan Kendi Kusuru Gibi Sorumlu Olması )
• HUSUMET ( Şirketin Aracı Uzun Süreliğine Kiralaması Nedeniyle İşleten Sıfatının Ortadan Kalkması )
818/m.47
2918/m.3
ÖZET : Araç sahibi olan veya uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişi işleten sayılır. İşleten, araç sürücüsünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. Somut olayda, araç davalı şirket adına kayıtlıdır. Ancak uzun süreli olarak Başbakanlık emrine verilmiştir. Bu durumda davalı şirket işleten sayılamaz. Davalı şirket aleyhindeki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekir.

DAVA : Davacı Hasan ve arkadaşları vekili Av. Z. E. tarafından, davalılar Başbakanlık ve diğerleri aleyhine 12.6.1995 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu desteğin ölümünden dolayı tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; istemin kısmen kabulüne dair verilen 29.9.1998 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ile Davut dışındaki davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacılardan Hasan ile davalılardan Başbakanlığın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

2- Dava, trafik kazası sonucu desteğin ölümü nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Davacılar, davalılardan T. P Rafinerileri A. Ş. adına trafikte kayıtlı olan ancak, diğer davalı Başbakanlık emrinde kullanılan aracın çarpması sonucunda desteğin öldüğünü belirterek Hasan için 100 milyon lira, diğer davacılar için ayrı ayrı 50 milyonar lira manevi tazminat ile her bir davacı için 1 milyonar lira destekten yoksun kalma tazminatı isteminde bulunmuşlardır. Yerel mahkemece davacılardan Hasan'ın manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 10 milyon lira manevi ile istek gibi destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmiş, diğer davacıların destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemleri reddedilmiş; kararı taraflar, temyiz etmişlerdir.

Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.

Davaya konu olan olayda davalı sürücünün olayda 2/8 oranında kusurlu olduğu benimsenerek istemde bulunulduğu, ölenin davacı Hasan'a olan yakınlığı gözetildiğinde, hükmedilen manevi tazminat azdır. Daha üst düzeyde manevi tazminat takdir dilmek üzere karar bozulmalıdır.

3- Hasan dışındaki davacılar tarafından istenen maddi tazminatlar reddedildiğine göre, reddedilen miktar gözetilerek davalı Başbakanlık yararına Avukatlık Yasası ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince vekillik ücreti takdir edilmemiş olması da usul ve yasaya uygun görülmediğinden kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.

4- 2918 Sayılı Karayolları Trafik Yasası'nın 3. maddesinde araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişinin işleten sayılacağı; aynı yasanın 85. maddesinin son fıkrasında da, işletenin, araç sürücüsünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olacağı hükümleri yer almaktadır. Belirtilen bu düzenlemeler karşısında davalılardan T. P Raiınerileri A. Ş. adına rafikte kayıtlı olan aracın 16.12.1991 gününde diğer davalı Başbakanlık emrine verildiği ve bu davalı elinde iken sürücüsünün kusurlu eylemi ile 21.11.1993 tarihinde olay meydana geldiğine göre, aracı işletenin davalı T. P Rafınerileri A. Ş. olmadığı, böylece kendisine husumet düşmeyeceği gözetilerek hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerekirken, sorumluluğu yönünde karar verilmiş olması da ayrı bir bozma nedenidir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda ( 2 ) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacılardan Hasan yararına, ( 3 ) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalılardan Başbakanlık yararına, ( 4 ) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalı T. P. Rafınerileri A. Ş. yararına BOZULMASINA, davacı Hasan ile Başbakanlığın diğer temyiz itirazlarını ( 1 ) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve temyiz eden davacılardan Hasan ile davalı T. P. Rafinerilerinden peşin alınan harçların istek halinde geri verilmesine 19.10.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 27-06-2011, 11:46   #18
cektan

 
Varsayılan

ruhsat sahibinin sorumluluğu kusursuz sorumluluk ilkesidir.Haksız fiili işlemeyen ruhsat sahibinin manevi tazminattan sorumluluğunu bu şekilde açıklayabiliriz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
manevi tazminat iözkurt Meslektaşların Soruları 2 18-09-2007 10:03
Manevi tazminat avangardea Meslektaşların Soruları 15 06-07-2007 14:09
maddi-manevi tazminat olcsvl Meslektaşların Soruları 5 14-05-2007 13:56
Manevi Tazminat Av.Murat Bölükbaş Meslektaşların Soruları 4 09-02-2007 15:47
Manevi Tazminat Mahmut Hukuk Soruları Arşivi 3 27-02-2002 20:33


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08013010 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.