Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Yargi Bagimsizliği

Yanıt
Old 09-07-2017, 22:45   #1
İzzet Doğan

 
Varsayılan Yargi Bagimsizliği

BİR OTOBÜS DURAĞINDA, BİR AĞIR CEZA BAŞKANI. Av.İzzet DOĞAN

Bir otobüs durağı. Durakta oturan bembeyaz saçlı bir adam. Üzerinde çift cepli kısa kollu bir gömlek ve kırışık bir pantolon var. Kolunda sıradan bir saat. İnce uzun boylu. Bakışları endişeli, umutsuz, biraz sıkıntılı, yorgun ve bezgin gibi.
28 yılı ağır ceza, Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanlığı, 6 yılı Yargıtay üyeliği olmak üzere 42 yıl hakimlik yapmış. 77 yaşında. PKK’nın elebaşını yargılayan mahkemenin de başkanlığını yapmış.
Sözcü Gazetesinin birinci sayfasında gördüğüm bu fotoğraf meslaktaşımız Turgut Okyay’ın. Saygı Öztürk: Belediye otübüsü beklerken O’na otöbüs durağında rastladım diyor. Saygı Öztürk’e:
“Hiç otomobilim olmadı. Kooperatife girip edindiğim ve halen oturduğum ev dışında da başka bir evim yok. Tek maaşım var. Onunla otomobil alacak bir güçümde yok. Devletin korunmam amacıyla verdiği otomobille sadece ve sadece hastaneye giderim. Onun dışında asla kullanmam” diyor.
Anımsarsanız E. Cumbaşkanı sayın A. Nejdet Sezer’de çok mütevazi yaşardı. Özel giderlerini kendisi öderdi. Ben de seçim kurulu başkanlığı yaptığım zaman tahsis edilen kamuya ait mütevazi araçları bile zorunlu olmadıkça kullanmazdım. O kuşak hakimler genelde bu konulara özen gösterirdi.
Okyay, Öztürk’e “yargı bağımsızlığının tamamen bitirilmiş olduğunu, hak ve özgürlüklerin gelişemez durumda olduğunu belirttikten sonra Selçuklu Veziri Nizammülmük’ün “Bir ülkede insanlar inançsız yaşıyabiliyorlar. Ama adaletsiz asla” dediğini de hatırlatıyor.
Bizde yargı bağımsızlığı önceki dönemlerde de şimdiki gibi çok ağır olmamakla birlikte tam sağlanamamıştı. Taha Akyol’un 6.7.2017 günlü Hürriyet Gazetesindeki makalesinde yazdığı gibi:” Bizde her zaman böyle oldu. Buna göre vesayet yargısı, cemaat yargısı ve iktidar yargısı oluştu”.
Benim 26.10.2013 tarihinde İstanbul Barosu’nun ,İngiltere ve Galler Hukuk Cemiyeti ile birlikte düzenlediği “Savunmanın Savunulması “konulu konferansta sunduğum tebliğde:
“Adalet Bakanı ve müsteşarı Yargıtay’a üye seçimlerinde görevli Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda her zaman istediklerinin bir kısmını yaptırabilmek gücüne sahip olmuştur. Anayasamıza göre Adalet Bakanı Yüksek Hâkimler ve Savcılar Kurulunun başkanı, müsteşarı ise doğal üyesidir. Türkiye’de siyasal gücün, yargının kendi çıkarları yönünde çalışmasını isteme hastalığından kurtulup kurtulmadığı her zaman tartışılma konusu olmuştur. Siyasal gücün dümen suyuna kapılma riski bulunan bir yargının bağımsız ve tarafsız olamayacağı kuşkusuzdur. İşte böyle riskin gerçekleştiği dönemlerde halkın yargıya olan güven duygusu ağır yara almaktadır…
: “Türkiye’de yargının bağımsızlığı kadar belki de ondan daha önemli olan yargının devletten bağımsızlığı bir başka deyişle yansızlığı sorunu bulunmaktadır. Türkiye’de yargı, asker ve sivil bürokratlar gibi kendisine siyaset üzerinden vesayetçi bir rol biçmiştir ve yargı kendini devletin sahipleri arasında görmektedir. Devletin çıkarlarıyla bireyin çıkarları birbiriyle çeliştiğinde mahkemeler hemen her zaman devlete öncelik vermektedir. Türkiye’de yargıçlar halk adına yetki kullanan bağımsız otoriteler olarak davranmamakta, tam tersine kendilerini yerleşik kurumsal yapı içinde devletin ve bu devletin ideolojisinin bekçileri olarak görmektedirler“( Mehmet Turhan, Anayasanın Hak Temelli Yorumu ve Anayasa Yargısı, Mehmet Turhan/Nur Uluşahin, Anayasa Hukukuna Liberal Bakışlar, Ankara 2009,s.117 )” demiştim.
Bir hakimin-savcının, bir Yargıtay üyesinin feto’cu olması inanılamaz bir utançtır. Ancak hakimlerin milliyetçi, muhafazakâr veya sosyal demokrat adı altında bir araya gelmeleri de kabul edilemez.
Hâkim yalnızca adalet için, hukuk için, insan ve insan hakları için, anayasal düzen için dolayısı ile cumhuriyet ve demokrasi için, toplumun huzur ve güveni için vardır. Ve duruşma salonunu girdiğinde tüm özel düşüncelerini kapı önünde bırakmalıdır.
Son kararname ile emekliliğine az bir süre kalan hâkim-savcıların 1. Bölgelerden uzaklaştırıldıkları görülmektedir.
HSK’nın 2013 tarihli bir “Atama Yönetmeliği” vardır. Buna göre 1. sınıfa ayrılmış bir hâkim veya savcı 7 yılını doldurmadan ve kendi isteği olmadan başka bir bölgeye atanamaz.Bu kurala uyulmadan yapılar atamalar aslında yer değiştirme cezası ile eşdeğerdir. Yer değiştirme cezası verebilmek için ise o hâkim-savcı hakkında soruşturma açmak ve savunmasını almak gerekir. Kanunu dolanarak bu usule uyulmadan ceza sonucunu doğuracak uygulamalara gitmekte yanlıştır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İdarİ Yargi Mi Adlİ Yargi Mi? av-gülen Meslektaşların Soruları 22 01-07-2013 10:09
Tam Yargi Murat^^ Meslektaşların Soruları 2 22-11-2008 11:24
Ptt Ye KarŞi AÇilan Davada GÖrevlİ Yargi Adlİ Yargi Midir çiçero fadi Meslektaşların Soruları 1 08-09-2008 16:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03552008 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.