Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Boşanmanın iptali nasıl yapılır ?

Yanıt
Old 16-04-2008, 08:21   #1
Ömer TOSUN

 
Varsayılan Boşanmanın iptali nasıl yapılır ?

Öncelikle tüm site üyelerine selamlar ve çalışmalarında kolaylıklar diliyorum.

Bir miras konusu ile ilgili olarak başvuran müvekkilenin evraklarını incelerken çok ilginç bir durum ile karşılaştım. Bu konuda yardımınızı talep ediyorum.

Müvekkilenin eşi 1992 yılında Yurtdışına gidiyor, giderken eşine genel bir vekaletname bırakıyor.

1994 yılında Amerikadan eşine telefon ederek vatandaşlık alması için boşanmaları gerektiğine ikna ediyor. Türkiye'de bulunan eşi de genel vekaletnameye dayanarak bir avukata yurtdışında bulunan eşinin adına vekalet veriyor.

Avukat yurtdışında bulunan eş adına Şiddetli geçimsizlik sebebi ile vekaleti veren hanıma dava açıyor. Dava hızla sonuçlanıyor, iki çocuğun velayeti anneye bırakılıyor, karar kesinleşiyor.

Amerikaya giden eş davanın sonuçlanmasından sonra (1995) ortadan kayboluyor. 13 yıldır kendisinden haber alınamıyor, İçişleri ve dışişleri bakanlığına yapılan başvurulardan sonuç alınamıyor.

Ben bu boşanmanın iptal edilebileceğini düşünüyorum. Çünkü müvekkile ortada taraf olmadan (çünkü tüm boşanma evresinde ve öncesinde davayı acan eş Amerika da) adeta kendisi kendinden tek taraflı bir irade beyanı ile boşanmış. Kızı tarafından talep edilecek bir Butlan veya yokluk ile boşanma ortadan kaldırılıbilir ve gaiplik kararı alınabilirse çok mağdur durumda olan eşe ve 19 yaşında olan kızına (Eşi Amerikaya gitmeden önce Türkiye'de 6 yıl sigortalı olarak çalıştığı için) maaş bağlanabileceğini ayrıca mağdure eşin mahrum kaldığı az olmakla birlikte bir kısım mirastan yararlanabileceğini düşünüyorum.

Bu konuda değerli meslektaşlar görüş ve önerileri ile yardımcı olurlarsa sevinirim.
Old 16-04-2008, 11:41   #2
advocatein

 
Varsayılan

merhaba..
bir kişinin kendisine verilen genel vekaletnameye dayanarak eşinden boşanması işleminin iptal edilebilir mi yoksa yok hükmünde mi olacağına dair kesin bir kararım yok. eğer iptal edilebilir nitelikte ise (ki bu olasılık biraz ağır basıyor) öncelikle zamanaşımı sonra da hukuki yarar şartları devreye girer. 13 yıl çok uzun bir süre olduğu gibi; boşanma ile müşterek kızlarının mirasçılık durumu olumsuz yönde etkilenmeyeceğinden (hatta çocuğun yararına olur, mirasçı bir eş bulunmazsa tüm miras payı çocuklara bölünür) davacı lehine bir hukuki yarar bulunmayacaktır.
şahsi fikrime göre, burada boşanmanın iptalini isteyebilecek tek kişi kendisinden habersiz boşanmanın gerçekleştiğini iddia edebilecek kayıp eştir. anladığım kadarıyla onun da bu yönde bir isteği yok..
fakat zaman geçirmeden gaiplik için başvurmanızı tavsiye edebilirim, malum, bu çeşit davaların sonuçlanması zaman alabiliyor.
Old 16-04-2008, 16:54   #3
Aybüke Kağan

 
Varsayılan

mahkeme kararlarının iptali ancak yargılamanın iadesi yoluyla mümkündür.Olayınızda HUMK mD.445/8 VEKİL OLMAYAN KİŞİNİN HUZURU İLE DAVANIN GÖRÜLÜP KARARA BAĞLANMASI durumu söz konusudur ve yargılamanın yenilenmesi sebebidir.Ancak yargılamanın yenilenmesi süresi kaçırılmış görünmektedir.Gaiplik davası açmaktan başka bu konuda yapılacak bir şey olmadığı düşüncesindeyim.
Old 16-04-2008, 17:00   #4
Aybüke Kağan

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2002/2-401
Karar: 2002/451
Karar Tarihi: 29.05.2002
ÖZET : Davacı, HUMK.nun 445/3 maddesine dayanarak kesinleşen boşanma kararının yargılamanın iadesi yoluyla ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
HUMK. M.445/8 hükmünün amacı, kendisini mahkemede usulüne uygun surette temsil ettirmeyen kişi aleyhinde verilip kesinleşen hükümlerin yeniden gözden geçirilmesini, bir yanlışlık varsa bunun düzeltilmesini sağlamaktır. Usulün 447. maddesi ile 445/8 maddesinin birlikte incelenmesinden çıkan sonuç bu merkezde olup aksini düşünmek yukarıda anılan hukuki yarar ilkesine aykırı düşer. Somut olayda yargılamanın iadesini isteyen davacı yönünden, bir temsil eksikliği, hukuki ehliyet bakımından bir noksanlık bulunmadığına göre davacı yargılamanın iadesini isteyemez. Başka bir anlatımla HUMK. 445/8 hükmüne dayanılarak yargılamanın iadesini istemek hakkı davada vekil veya kanuni mümessil tarafından temsil edilmeyen tarafa aittir. Böyle bir durumda, davada bizzat hazır bulunan, kendisini vekil veya kanuni mümessil ile temsil ettiren kimsenin yargılamanın iadesini istemekte hukuki yararı yoktur.Nitekim Yargıtay'ın kararlılık gösteren içtihatlarında aynı ilkeyi benimseyerek, 445/8 maddesine göre yargılamanın iadesini istemek hakkını sadece yargılamada vekil veya kanuni mümessil tarafından temsil edilmemiş tarafa ait olduğunu ayırım yapmadan, benimsemiştir.


(1086 S. K. m. 445, 447)
Dava: Taraflar aras
ındaki iade-i muhakeme davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bakırköy Asliye 1.Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 26.2.2001 gün ve 324-95 sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 8.6.2001 gün ve 7360-9044 sayılı ilamıyla; ( ...Davanın tarafları yargılamanın yenilenmesini isteyebilirler. Davacı boşanmaya ilişkin Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1993/578 sayılı dosyanın tarafıdır. Mahkemece yapılacak iş; tarafların delillerini toplamak, Bakırköy 2.Asliye Hukuk Mahkemesindeki 1996/7 sayılı tapu iptal ve tescil dosyasının sonucunu beklemek, Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 445/8. maddesi çerçevesinde değerlendirme yapmak ve hasıl olacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Karar: Davacı Şaziye 18.8.1993 tarihli dava dilekçesi ile, eşi Ali O... ile 25.8.1968 tarihinde evlendiklerini bu evlilikten müşterek çocukları bulunmadığını, eşinin kendisini devamlı dövdüğünü ileri sürerek boşanmalarına karar verilmesini istemiş ve yargılama aşamasında taraflar, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, karşılılık olarak nafaka talep etmediklerini beyan ettiklerinden mahkemece 22.11.1993 tarihinde tarafların boşanmalarına karar verilmiş bu karar temyiz edilmeksizin 7.1.1994 tarihinde kesinleşmiştir.
Dava dosyasına getirtilen Bakırköy 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen E: 1996/7 K:2001/39 sayılı ilamına göre; Ali O...'ın ilk eşinden olma çocukları Munise K... ve İsmail O... açtıkları dava ile, babalarının kendilerinden mal kaçırmak amacıyla tapuda adına kayıtlı taşınmazları üvey anneleri Şaziye ile Şaziye'nin ilk eşinden olma çocuğu Şengül Ö... adına muvazaa yoluyla devrettiğini, esasen satış tarihi bulunan 24.8.1993 tarihinde Ali'nin hukuki ehliyeti bulunmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptalini talep etmişler, Adli Tıp Kurumunun 28.8.2000 tarihli raporu münderecatına göre de muris Ali'nin tapuda işlem yaptığı tarihte hukuki ehliyeti bulunmadığından tapu kaydının iptaline karar verilmiş bu karar Yargıtay tarafından onanarak 13.9.2001 tarihinde kesinleşmiştir.
Temyize konu bu davada ise, davacı 9.5.2000 tarihli dava dilekçesinde boşandığı Ali'nin serbest iradesi ile tapuda kayıtlı taşınmazını bedeli karşılığında kendisine sattığını ancak tapu iptal davasında, satış tarihi bulunan 24.8.1993 tarihi itibariyle Ali O...'ın hukuki ehliyetinin bulunmadığının saptanması nedeniyle üzerine kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptal edildiğini, Ali O... ile bu tarihten sonra boşandıklarını, o halde öncelikle boşanma tarihi itibariyle Ali O...'ın hukuki ehliyetinin bulunmaması gerektiğini ileri sürerek boşanma kararının yargılamanın iadesi yoluyla iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bilindiği gibi, bir davanın dinlenebilmesi ( esasına girilebilmesi ) için gerekli şartlardan birisi de, davacının o davayı açmakta hukuki yararı bulunması gerekir. Çünkü hukuki yarar dava şartıdır.
Davacı aleyhine açılan tapu iptali davasında boşandığı eşi Ali'nin hukuki ehliyeti bulunduğunu, taşınmazı eşinden bedeli karşılığında satın aldığını ileri sürmüş, daha da önemlisi bizzat açtığı boşanma davasında boşanmanın özel nedeni olan akıl hastalığına dayanmamış eşinin içki içtiğini, eve bakmadığını kendisini dövdüğünü ileri sürerek genel boşanma nedenine dayanmıştır. Ali O...'ın hukuki ehliyetsizliği boşanma davasında ileri sürülüp tartışılması gerekirken, tapu iptal davasını kaybettikten sonra bu savunmanın yargılamanın iadesinde ileri sürülmesi ve bunun ayrı bir dava konusu yapılmasında davacının hukuken yararının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacı, HUMK.nun 445/3 maddesine dayanarak kesinleşen boşanma kararının yargılamanın iadesi yoluyla ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
HUMK. M.445/8 hükmünün amacı, kendisini mahkemede usulüne uygun surette temsil ettirmeyen kişi aleyhinde verilip kesinleşen hükümlerin yeniden gözden geçirilmesini, bir yanlışlık varsa bunun düzeltilmesini sağlamaktır. Usulün 447. maddesi ile 445/8 maddesinin birlikte incelenmesinden çıkan sonuç bu merkezde olup aksini düşünmek yukarıda anılan hukuki yarar ilkesine aykırı düşer. Somut olayda yargılamanın iadesini isteyen davacı yönünden, bir temsil eksikliği, hukuki ehliyet bakımından bir noksanlık bulunmadığına göre davacı yargılamanın iadesini isteyemez. Başka bir anlatımla HUMK. 445/8 hükmüne dayanılarak yargılamanın iadesini istemek hakkı davada vekil veya kanuni mümessil tarafından temsil edilmeyen tarafa aittir. Böyle bir durumda, davada bizzat hazır bulunan, kendisini vekil veya kanuni mümessil ile temsil ettiren kimsenin yargılamanın iadesini istemekte hukuki yararı yoktur. ( Bkz.Prof.Dr.Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü 6.Baskı Cilt V- 2001 s.5218 vd. )
Nitekim Yargıtay'ın kararlılık gösteren içtihatlarında aynı ilkeyi benimseyerek, 445/8 maddesine göre yargılamanın iadesini istemek hakkını sadece yargılamada vekil veya kanuni mümessil tarafından temsil edilmemiş tarafa ait olduğunu ayırım yapmadan, benimsemiştir. ( Y.6.H.D.29.2.1964 gün E:7235 K:944, Y.9.H.D.24.6.1968 gün E: 1968/4411 K:9053, Y.2.H.D.23.3.1972 gün E:7637 K:241 )
Genel kuruldaki görüşmeler sırasında, davada bizzat hazır bulunan kimse de HUMK. nün 445/8 maddesi uyarınca karşı tarafın ehliyetsizliğine dayanarak yargılamanın iadesini isteyebileceği ileri sürülmüştür. Çoğunluk aşağıdaki gerekçe ile bu görüşe katılmamıştır.
Davacı ile eşi Ali arasındaki boşanma davası 7.1.1994 tarihinde kesinleşmiş, tapu iptal davası boşanma davasından sonra 4.1.1996 tarihinde açılmıştır. Şaziye vekili o davada davaya konu Fatih D...'daki dairenin 1/2 payının bedeli ödenmek suretiyle Ali'den satın alındığını, Ali'nin bu satış sırasında hukuki ehliyetinin bulunduğunu ileri sürmüş, tapu iptal davası aleyhlerine sonuçlanınca 9.5.2000 tarihinde açtıkları bu dava ile Ali'nin boşanma davası sırasında öncelikle hukuki ehliyetinin olamayacağını boşanma davasında vasi tarafından temsil edilmediği için boşanma ilamının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
İsviçre Federal Mahkemesi ve Yargıtay, bir kimsenin hukuki işlemin butlanını eskiden beri bilmesine rağmen buna menfaati icabı ses çıkarmayıp ancak hesaplayamadığı sonuçlarını gördükten sonra butlanı ileri sürmesinin hakkın kötüye kullanılması olarak nitelemiş ve bu tür davaların reddi gerekeceği sonucuna varmıştır. ( İsviçre Federal Mahkemenin BGE 49 II 392 vd, ve BGE 53 II 232, BGE 53 II 165 vd., Y.İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 25.1.1984 gün ve 3/1 ve 30.9.1988 gün ve E: 1987/2 K:1988/2, Y.H.G.K. 4.11.1964 gün E:1953/D-2 K:640, 16.12.1964 gün E:336/D-2 K:724 12.5.1965 gün E:5/D-4 K:203, 24.4.1968 gün
E. 1966/D-2-583 K:278, 22.10.1974 gün ve E:1971/2-810 K:1043, 13.2.1974
gün ve 524/103 sayılı, 7.12.1983 gün ve 4/224-1276 sayılı, Y.2.H.D.nin 1.2.1999 gün E:14625 K:434 sayılı kararları )
Bilindiği gibi hukukun her alanında uygulama niteliğine sahip olan hakkın kötüye kullanılması yasağı kuralının, butlanı ileri sürme hakkı için de bir sınır teşkil ettiği, buyurucu niteliği itibariyle kendiliğinden gözetilmesi gerektiği, bugün Türk-İsviçre öğretisi ve uygulamasında kabul edilmektedir ( Bkz.Burgi Zürich 1969 Art.706 N.14, Frei, Aarau 1962 S.105, Rudolf Peyer, Zürich 1944 S.43-44, Tacob Schffner Bern 1940, Prof.Dr.Erdoğan Moroğlu 1993. Anonim ortaklıkta Genel Kurul kararlarının Hükümsüzlüğü Sh:115 vd., K.Oğuzman, Şekil Noksanı Sebebiyle Butlanın Dermeyanı Hakkının Suistimali,İBD C.XXIX 1995 5-6 Sh.249-258 )
Yukarıda açıklandığı gibi bir kimsenin hukuki işlemin butlanını eskiden beri bilmesine rağmen buna uzun yıllar ses çıkarmamış, şu veya bu nedenle durum aleyhine dönünce butlana dayanmanın iyiniyet kuralına aykırı olduğu anlaşıldığından yukarıda yazılı gerekçelerle usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
Sonuç: Davacının temyiz itirazlarının reddi ile direnme karının yukarıda yazılı nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 29.5.2002 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi. (¤¤)



Old 16-04-2008, 22:57   #5
advocatein

 
Varsayılan

yargıtay çok doğru söylemiş, aynı fikirdeyim
Old 17-04-2008, 09:47   #6
Ömer TOSUN

 
Varsayılan

İlginiz ve cevaplarınız için teşekkür ediyorum,

Gördüğüm kadarı ile Yargıtay Kararı "Hakkın Kötüye Kullanılması" ve "İyiniyet" ilkeleri çerçevesinde temellenmiş.

Ancak benim belirttiğm olayda müvekkile okuma yazma dahi bilmiyor ve tamamen başka bir olay için belgeleri incelerken durumu ben farkettim.

Boşanmanın kişiye sıkı şekilde bağlı bir hak olması sebebi ile kişinin verdiği genel vekaletnameye dayanarak verilen ikinci bir vekaletname ile kişinin temsilinin mümkün olmadığı şeklindeki düşüncem değişmedi.

Bu dava da esasen ikinci bir taraf yok, davacı kocası adına avukata vekaleti verende davalı eşin bizzat kendisi... Bu sebeple burada butlan yahut iade-i muhakeme değil yokluk durumu olduğunu ve her ilgilisinin her zaman bu yokluğun tespitini isteyebileceğini düşünüyorum.

Değerli görüş ve önerilerinizi bekliyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Boşanmanın iptali Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 05-12-2007 20:02
Boşanmanın Kesinleşmesi Nasıl Olur? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 16-08-2007 21:44
Boşanmanın Kesinleşmesi Işlemleri Nasıl Olur? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 2 17-04-2007 13:49
Mühürleme Nasıl Yapılır ? Armağan Konyalı Meslektaşların Soruları 8 08-04-2007 06:46
İski'den Tahsilat Nasıl Yapılır. abay Hukuk Sohbetleri 2 02-09-2005 16:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03018308 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.