Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İstİrdat

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-11-2009, 16:36   #1
msahinparlak

 
Varsayılan İstİrdat

Merhaba Arkadaşlar,
Ticari alışverişi olan iki şirket var. Bu Şirketlerden biri (satıcı) diğerine (Alıcı)mal veriyor. Öteki de banka havalesi yapıyor. Bu arada faturalar da kesiliyor. satıcı şirketin toplam kestiği fatura 17.000.TL Alıcı şirketin toplam havalesi 20.000.-TL. Satıcı daha sonra hayali olarak 5.000.Tl fatura kesiyor. ama mal teslim etmiyor. satıcının avukatı en son kesilen faturalar için ilamsız takip açıyor. Alıcı itiraz ediyor.Ben böyle bir mal almadım borçlu değilim diye.
satıcı İTM ye gidiyor.itirazı kaldırmak için. Ancak İTM Bilirkişi incelemesi yaptırıyor. Satıcı Defter ibraz edemiyor. Alıcı defter ibraz ediyor. ancak bu defterlerde en son kesilen faturalar yok. Bilirkişi rapor düzenleyemiyor. çünkü her iki tarafın da evrakları eksik. aradan yıllar geçior. Satıcı zaten ticareti bırakmış sembolik bir adres var. avukatı ihtiyatla davaya devam ediyor. Alıcı ise davayı takip etmiyor. İTM itirazın kaldırılmasına karar veriyor. Alıcıya tebliğ olan kararı alıcının avukatı temyiz ediyor. yargıtay kararı onaylıyor.
satıcının avukatı alıcının bankadaki parasına bloke koyduruyor. Bu nedenle alıcı hiç borcu olmadığı halde gidip dosyaya parayı ödemek zorunda kalıyor.
Ancak burada bir başka işlemyapıyor. Banka havalesine göre alacaklı olduğunu ileri sürüp ilamsız icra yapıyor. Satıcının İTO daki kayıtlı adresine tebliğ ediyor ve dosyaya haciz koyuyor. bu şekilde ödemek zorunda olduğu parayı geri alıyor. satıcının avukatı sulh mahkemesinde istirdat davası açıyor.
1- satıcı vekili önceki icra dosyasını, İtm kararlarını ve Yargıtayın onama kararını, en son icra dosyasını delil olarak gösteriyor. diyor ki biz alacaklıyken bizi borçlu gösterip cra takibi yapmışlar ve alacaklı olduğumuz dosyadaki parayı çekmişler. İTM dosyaları ve yargıtay kararı ortada. başka delil göstermeye gerek yoktur diyor.
2- alıcının vekili ise İTM kararını verirken imzası ikrar edilmiş bir belgeye dayanmamıştır. her iki tarafın da defterlerinin incelenmesi ve bilirkişi raporunun alınması gerekir demektedir. ayrıca kimin haklı olduğu ve alacaklı olduğu hususunda yazılı belge yoksa genel mahkemeler yetkildir. itm nin eksik inceleme ile itirazı kaldırması hukuka aykırıdır. ayrıca banka hesapları ve havaleler incelenirse alıcının lacaklı olduğu anlaşılacaktır.
3- mahkemebilirkişi incelemesi yapılıp yapılmayacağı konusunda önümüzdeki celsede karar verecek.
SORULAR: 1-İTM nin verdiği itirazın kaldırılması kararı olmasına rağmen genel mahkeme inceleme yapabilir mi. İTM nin kararı bu konuda kesin midir.?
2- İTM sadece faturalara göre itirazı kaldırabilir mi. alacaklı olduğunu iddia eden taraf defter dahi ibraz edememiş sadece kendi yanında fatura düzenlemiş bu faturaları alıcıya dahi göndermemiş.
3* tartışılması gereken alıcının banka havalaleri mi yoksa tüm alacak borç ilişikisi midir. yani sadece ikinci takip mi yoksa ilk takip de tartışılacak mıdır.
4- Satıcının vekili daha önce İTM tarafından tüm alacak borç ilşkisinin incelendiğini bunların içinde faturaların ve havalelerin de olduğunu ve verilen kararın yargıtay tarafından onaylandığını iddia etmekte ve sadece suni mahkeme kararlarına dayanmaktadır. ama linde somut delilleri hiç yoktur. mahkeme bu durumda maddi gerçeği araştırmak zorunda değil midir.
LÜTFEN BU KONUDA BANA YARDIM EDEBİLİRMİSİNİZ. ELİNDE YARGITAY KARARI OLAN VAR MI? ÖZELLİKLE İTMA NİN VERDİĞİ KARARA RAĞMEN GENEL MAHKEMENİN MADDİ GERÇEĞİ ARAŞTIRMAK ZORUNDA OLDUĞUNA DAİR BİR KARAR VARSA LÜTFEN BEKLİYORUM
SELAMLAR SAYGILAR
msahinparlak@hotmail.com
Old 09-11-2009, 17:07   #2
msahinparlak

 
Varsayılan

İTM nin itirazın kaldırılması şeklindeki kararı olsa dahi genel mahkeme olan sulh hukuk mahkemesi istirdat davasında maddi gerçeği araştırmak zorunda değil midir?
Old 09-11-2009, 17:10   #3
msahinparlak

 
Varsayılan

itm sadece kesilen faturaya dayanarak nasıl olur da itirazı kaldırabilir. kaldı ki alacaklı olduğunu iddia eden taraf defter dahi ibbraz edememiştir.
elinde bu konuda yargıtay kararı olan var mı
yani itm nin kararı olsa dahi genel mahkeme maddi gerçeği araştırmak zorundadır.
Old 10-11-2009, 13:31   #4
Av.Şevval

 
Varsayılan

faturası kesilen mallar teslim edilmiş midir?Biliyorsunuz kamyoncuya teslim, teslim edildiğini göstermez.Fatura kesmek zor bir şey değil.Bilgilerine sahip oldukları firmaya fatura kesip çöpe atabilirler,sonra da elinde kalan suretle takip yapar.Bu nedenle teslim şekli,her iki tarafın defterleri tabi onayları varsa delil kıymetinde olurlar.İtm dediğiniz gibi esasa girip araştıracaktır.Bence malın teslimi ve faturanın size tebliğinin üzerinde durun.
Old 11-11-2009, 12:56   #6
msahinparlak

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım benim üzerinde durduğum konu İtm itirazı kaldırmış ve takip devam etmiştir. Ancak İtm işin esasına girmemiş. Bu halde İtm'nin bir kararı olduğu halde Sulh Hukuk Mahkemesi bakmış olduğu istirdad davasında maddi gerçeği başından itibaren araştıracakmıdır.kısaca Sulh Mahkemesi istirdad davasında neleri inceleyecektir hangi delilleri esas kabul edecektir.
Old 16-11-2009, 11:23   #7
msahinparlak

 
Varsayılan

arkadaşlar icra ehkemesinin vermiş oduğu kararın kesin hüküm niteliği taşımadığına ve genel mahkemede açılan istirdat davasında mahkemenin maddi gerçeği araştırmak zorunda olduğuna dair elinde emsal karar olan var mı?
Old 19-11-2009, 09:32   #8
msahinparlak

 
Varsayılan

İTM Faturaya dayanarak itirazı kaldırmış, istirdat davası açtık, açtığımız davada tüm maddi gerçek araştırılır mı.
Old 06-12-2009, 13:41   #9
msahinparlak

 
Varsayılan

arkadaşlar, icra mahkemesi maddi anlamda kesin hüküm vermiyor, ancak istihkak davalarında ve ihalenin feshi davalarında kesin hüküm veriyor. yani maddi gerçek genel mahkemede arştırılmalıdır

örnek kararlar


T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/22397
Karar: 2007/256
Karar Tarihi: 16.01.2007

ÖZET: Somut olayda alacaklının sözleşme ve faturaya dayalı olarak genel haciz yolu ile takip yaptığı anlaşılmaktadır. Fatura mücerret borç ikrarı gösterir belge niteliğinde değildir, mahkeme gerekçesinin aksine süresinde içeriğine itiraz edilmeyen tarafından faturanın geçerli sayılacağına ilişkin bir hüküm de bulunmamaktadır. Borçlunun fatura içeriği ve takip konusu borçla ilgili hukuki ilişki de kabul edilmediğine göre alacaklının faturaya dayalı olarak itirazın kaldırılmasını istemesi mümkün değildir.


(6762 S. K. m. 23) (2004 S. K. m. 68)

Dava: Somut olayda alacaklının sözleşme ve faturaya dayalı olarak genel haciz yolu ile takip yaptığı anlaşılmaktadır. Fatura İİK. 68. maddesinde yazılı mücerret borç ikrarı gösterir belge niteliğinde değildir, mahkeme gerekçesinin aksine TTK. nun 23. maddesinde süresinde içeriğine itiraz edilmeyen tarafından faturanın İİK. 68/1. maddesinde sayılacağına ilişkin bir hüküm de bulunmamaktadır. Borçlunun fatura içeriği ve takip konusu borçla ilgili hukuki ilişki de kabul edilmediğine göre alacaklının faturaya dayalı olarak itirazın kaldırılmasını istemesi mümkün değildir.

Öte yandan takip dayanağı sözleşme de karşılıklı edimleri içermekte olup kayıtsız şartsız borç ikrarını ihtiva etmemektedir. Tarafların edimlerini yerine getirip getirmediği ve alacağın miktarı ile tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamayı gerektirmekte olup itirazın kaldırılması talep edilemez.

O halde alacağın tahsil edilip edilmeyeceği yargılamayı gerektirmekte olup, mahkemece borca itirazın kaldırılması isteminin reddi yerine kabulü isabetsizdir.

Sonuç: Borçlu vekilinin itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HVMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 16.01.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 08-12-2009, 16:26   #10
msahinparlak

 
Varsayılan

--------------------------------------------------------------------------------
arkadaşlar mahkeme bu gün icra mahkemesinin kararlarının kaziye-i muhkeme teşkil etmeyeceği gerekçesi ile işin esasını incelemeye aldı, yani tarafların tüm delillerinin defter ve belgelerinin bilirkişi tarafından incelenmesine karar verdi, bu halde bir hukuk skandalı ile icra mahkemesinin vermiş olduğu karara rağmen adaletin yerini bulacağına inanıyoruz. ANCAK İSTİRDAT DAVASINDA İSPAT KÜLFETİNİN DAVACI YANİ DOSYA BORÇLUSUNDA OLDUĞUNA DAİR YARGITAY KARARI ARAŞTIRIYORUM, AYRICA ELİMDE BANKA HAVALESİ İLE İLGİLİ YARGITAY KARARI DA VAR, YANİ BİZ BANKA HAVALESİ İLE PARA GÖNDERMİŞTİK VE BİZE MAL GÖNDERİLMEYİNCE DE İLAMSIZ TAKİP YAPIP KESİNLEŞTİRMİŞTİK, PARAMIZI DA ALMIŞTIK, BU HALDE BORÇLU TARAF İSTİRDAT DAVASI AÇTI, BEN DE İSPAT KÜLFETİ BORÇLU YANİ DAVACININDIR DİYORUM. MAHKEME İSE DAVALIDA OLDUĞUNA İNANIYOR, ARAŞTIRIYORUM..selam ve saygıyla
Old 09-03-2010, 20:57   #11
msahinparlak

 
Varsayılan

istirdat davasında ispat külfenin kimde olduğuna dair fikir görüşl ve emsal kararlarınızı bekliyorum saygılar
Old 10-03-2010, 10:07   #12
Av.Yüksel Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan msahinparlak
istirdat davasında ispat külfenin kimde olduğuna dair fikir görüşl ve emsal kararlarınızı bekliyorum saygılar

Sayın msahinparlak,
Olayınıza tam olarak uyup uymadığını bilememekle birlikte aşağıdaki kararın fikir vereceğini sanıyorum.

Saygılar,

Av. Yüksel Eren

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU

E. 2007/11-934
K. 2007/945
T. 5.12.2007

• İSTİRDAT DAVASI ( İcra Tehdidi Altında Ödediği Bononun Karşılıksız Olduğunu İddia Eden Davacı İddiasını Kanıtlamakla Yükümlü Olduğu )

• BONONUN KARŞILIKSIZ OLDUĞU İDDİASI ( İstirdat Davası - İcra Tehdidi Altında Ödediği Bononun Karşılıksız Olduğunu İddia Eden Davacı İddiasını Kanıtlamakla Yükümlü Olduğu )

• İSPAT YÜKÜ ( İstirdat Davası - İcra Tehdidi Altında Ödediği Bononun Karşılıksız Olduğunu İddia Eden Davacı İddiasını Kanıtlamakla Yükümlü Olduğu )

2004/m. 72

ÖZET : Dava, istirdat talebine ilişkindir. Davalı, dava konusu senetlerin teminat amacıyla değil, şirket hisse devri sebebiyle verildiğini iddia etmiştir. İhtilaf konusu senetler, kambiyo senedi vasfındadır. Kambiyo senetleri kayıtsız şartsız borç ikrarı mahiyetinde olduğundan senedin karşılıksız olduğunu senet borçlusunun kanıtlaması gerekir. Hisse devir sözleşmesinde hisse bedelinin ödenmiş olduğunun yazılması senedin karşılıksız olduğu anlamına gelmez. İspat külfeti davacıda olmasına rağmen açıklanan hususlar dikkate alınmadan davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki "istirdat-alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 01.07.2004 gün ve 2000/598 E. 2004/327 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 12.05.2006 gün ve 2006/4138 E. 2006/5583 K. sayılı ilamı ile;

( ... Davacılar vekili, davalı ile davacı M.'nin diğer davacı şirketin yönetim kurulu üyesi iken, davacı şirkete diyaliz makinesi almak üzere teminat amacı ile davacılar tarafından açık bono keşide edildiğini, ancak teminata gerek olmadığının satıcı firma tarafından bildirilmesi üzerine boş senedin davalı elinde kaldığını, davalının 61.000 USD bedelli olarak doldurduğu bu senedi takibe koyduğunu, cebri icra tehdidi altında ödeme yapıldığını, davalının açılan ceza davasında bu senedi 280 hisse karşılığı aldığını beyan ettiğini, oysa 280 adet hisse bedelinin 7.000.000.000.- TL. olduğunu belirterek, ödedikleri 29.000.000.000.- TL.'nın 11.08.1999 tarihinden itibaren reeskont faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulüne, 280 adet hise bedelinin 7.000.000.000.- TL. olduğu konusunda anlaştıkları halde, davalının davacılardan fazla para tahsil ettiği belirtilerek, 2.632.730.000.TL.'nin davacı M.'ye, 18.670.542.900.-TL.'nİn davacı şirkete verilmek üzere toplam 21.303.272.900.-TL'nin 11.08.1999 tarihinden itibaren reeskont faiziyle davalıdan istirdadına karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine karar Dairemiz'ce onanmıştır.

Davalı vekili, bu kez karar düzeltme istemiştir.

Dava, istirdat istemine ilişkin olup, davalı taraf dava konusu senedin teminat amacıyla değil, şirket hisse devri nedeniyle düzenlendiğini savunmuştur. Takibe konu yapılan senet kambiyo senedi niteliğinde olup, bu niteliği gereği de kayıtsız şartsız borç ikrarı mahiyetinde olduğundan senedin karşılıksız olduğunu senet borçlusunun kanıtlaması gerekir. Düzenlenen hisse devir sözleşmesinde hisse bedelinin ödendiğinin yazılı olması da senedin karşılıksız olduğu anlamına gelmez. Davalı alacaklının Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2000/63-3365 Sayılı dosyasındaki ifadesinde de senedin teminat senedi olduğu ve bu fonksiyonun da sonra erdiğine ilişkin bir ibareye rastlanmamıştır. Aksine davalı anılan beyanında senedin şirket hisse devri karşılığı düzenlendiğini belirtmiştir. Bu itibarla, mahkemece ispat külfeti kendisinde bulunan davacı tarafın senedin karşılıksız olduğunu kanıtlayamadığı, davaya konu senet karşısında, Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2000/350 Esas sayılı dava dosyasında alınan bilirkişi raporunun bu davada delil olarak kabul edilemeyeceği nazara alınarak, neticesine göre bir karar verilmek gerekirken, anılan hususlar gözden kaçırılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve davalı vekilinin bu yönlere ilişkin karar düzeltme talebinin kabulüyle Dairemizin 2004/12542 Esas, 2005/11624 Karar ve 29.11.2005 tarihli onama ilamının ortadan kaldırılarak, yerel mahkeme kararının davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir ... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 05.12.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.

yarx
Old 10-03-2010, 14:15   #13
msahinparlak

 
Varsayılan

üstadım faturadan müvekkilin hiç haberi olmamış ki mallardan haberi olsun. şşirket kendi borcunu ödememek için cari hesapta alacaklı konuma kendini getirmek için müvekkile olan 2000 USD borcuna karşılık 4000 USD fatura kesiyor ve bu faturalar tamamen naylon fatura şimdi bu kişinin yaptığı sahtekarlıktan dolayı yurt dışına çıkışını nasıl engelleriz. adam insanları bu şekilde dolandırıp ingileretede hayat sürüyor. bir de kendini haklı göstermeye çalışıyor. avukata da borcu varmış, bu alacaklarımı tahsil et oradan alacağını al diye avukatını da kandırmış. ahlbuki aslında kendisi borçlu durumda kestiği faturalar ile müvekkilin haberi olmadan kendini alacaklı olarak göstermeye çalışıyor. avukat arkadaşa da anlattık ama o alacağının peşinde olduğundan analamak istemedi fakat mahkeme gerçeği gördü tüm defter ve belgelerin incelenmesine karar verdi. bakalım ne olacak.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Malatya Da İstİrdat Davasi avukatsamil Şehirlerarası Nöbetçi Avukat 1 14-10-2009 07:27
Tespİt Ve İstİrdat hukukcu1985 Meslektaşların Soruları 5 15-09-2009 09:42


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03297710 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.