Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Boşanma- Davalıya Tedbir Nafakası-İlamlı İcra

Yanıt
Old 24-03-2008, 13:57   #1
av.buğra

 
İnceleme Boşanma- Davalıya Tedbir Nafakası-İlamlı İcra

Mahkemece Davacı Talebine Uygun olarak Boşanmaya, Davalı Lehine ise Karar Kesinleşinceye Kadar Tedbir Nafakasına Hükmedilmiştir. Nafaka Son Hüküm ile Birlikte Kısa Kararda Hükmedilmiştir , Kanun Gereği İlamlı İcra Şartları oluşmuş gözüküyor. İlamlı İcraya Başvurulabileceğine ilişkin Yargıtay Kararı Arıyoum Teşekkürler....
Old 24-03-2008, 14:10   #2
hırs

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/1494
K. 2007/4019
T. 6.3.2007
• İLAMLARIN İCRASI ( Tedbir ve İştirak Nafakası - Boşanma Hükmünün Kesinleştiği Tarihe Kadar Devam Edeceğinden Kabulü Gereği )
• TEDBİR VE İŞTİRAK NAFAKASI ( Boşanma Hükmünün Kesinleştiği Tarihe Kadar Devam Edeceğinden Kabulü Gereği )
2004/m.32
4721/m.169
ÖZET : Davalı eş ve müşterek çocuk için dava tarihinden itibaren hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar devam edeceğinden ve borçlunun da herhangi bir ödeme iddiası bulunmadığına göre, alacaklının bu miktar için takibe devam etmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır.

DAVA : Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Alacaklı vekili tarafından ( Beypazarı Asliye Hukuk Mahkemesi )'nin 2001/12-232 sayılı 01.10.2001 karar tarihli ilamına dayalı olarak işlemiş ve işleyecek nafaka alacakları ile yargılama gideri ile avukatlık ücretinin tahsili talebi ile ilamlı icra takibine geçildiği ve borçluya örnek 53 nolu icra emri tebliğ edildiği anlaşılmıştır.

Takip dayanağı ilamda, boşanma davasının reddine, dava tarihinden itibaren davalı eş için 200.000.000 TL, müşterek çocuk için 200.000.000 TL olmak üzere toplam 400.000.000 TL tedbir ve iştirak nafakasına, hükmün kesinleşmesini müteakip yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına karar verildiği, Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi'nin 2001/16602 esas, 2002/3394 karar sayılı 12.03.2002 tarihli ilamı ile, boşanma davasının reddi yönünden borçlunun temyiz isteminin reddedildiği, yoksulluk ve iştirak nafakası yönünden ise hükmün bozulduğu, karar düzeltme isteminin ise aynı Dairece 30.05.2002 tarihinde reddedilerek bu tarihte boşanma yönünden kararın kesinleştiği görülmüştür. Anılan bozma ilamının incelenmesinde, ilamın "dava tarihinden itibaren davalı eş için 200.000.000 TL, müşterek çocuk için 200.000.000 TL olmak üzere toplam 400.000.000 TL tedbir ve iştirak nafakasına" ilişkin bölümünün bozma kapsamı dışında kaldığı tespit edilmiştir.

Açık bir onama hükmü bulunmasa dahi, taleplerden biri veya daha fazlası hakkındaki yerel mahkeme kararına ilişkin temyiz itirazları Yargıtay'ca ret edilmiş ve böylece kararın o bölümü bozma kapsamı dışında bırakılmış ise, ret edilen temyiz itirazlarının bulunduğu karar bölümü onanmış sayılır ( Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 4. baskı, 1984, cilt 4, sahife 3421 ) ( HGK. 25.03.1992 tarih ve 1992/2-121 E., 1992/197 K. ) ( HGK. 23.10.2002 tarih ve 2002/11-633 E., 2002/847 K. ).

Medeni Kanun'un ( Geçici Önlemler ) başlığını taşıyan 169. maddesinde; ( boşanma veya ayrılık davası açılınca Hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır ) düzenlemesine yer verilmiştir. Sözü edilen tedbir nafakası, boşanma kararının kesinleşmesi ile sona erer. Takip dayanağı ilam da bu madde hükmüne göre verilmiş tedbir nafakasını kapsamaktadır.

Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, somut olayda davalı eş ve müşterek çocuk için dava tarihinden itibaren hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası boşanma hükmünün kesinleştiği 30.05.2002 tarihine kadar devam edeceğinden ve borçlunun da herhangi bir ödeme iddiası bulunmadığına göre alacaklının bu miktar için takibe devam etmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. O halde, mahkemece şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile, işlemiş nafaka alacağı ve bu alacağın faizi yönünden takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 06.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
anladığım kadarı ile tedbir nafakası ara kararla değil ilamla birlikte verilmiş bu durumda knaatimce ilamlı takip yapabilirsiniz.başarılar
Old 24-03-2008, 14:17   #3
av.şeyda müjdeci

 
Varsayılan

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi
2003/18569Esas
2003/21654Karar
T:04.11.2003

YARGITAY İLAMI

Yukarıda gün ve numarası yazılı merci kararının müddeti içerisinde temyizen incelenmesi borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

İcra takibinin dayanağı olan ilamda tarafların boşanmalarını ve Medeni Yasanın 137. madde hükümü gereği borçlu eş yararına dava gününden itibaren tedbir nafakasını hükmedilmiştir. Medeni Yasanın 137. 4721 S. Medeni Yasanın 169. maddesi gereği hükmedilen tedbir nafakası eşlerin boşanma davası nedeniyle ayrı yaşama hakkını kazanmasının sonucu ve aile birliğini korumaya yönelik tedbir olup bu niteliği itibariyle hüküm kesinleşinceye kadar devam eder. Hüküm kesinleşince başkaca bir hükme gerek kalmaksızın kendiliğinden sona erer.

Somut olayda bu nitelikte bir tedbir nafakası ilamlı icra takibine konu yapılmış olup, ilamda ayrıca yoksulluk nafakası da hükmedilmediğine göre ilamın kesinleşmesi ile birlikte tedbir nafakası da istenemez. Hükmün kesinleşmesinden sonraki dönem için de takibe devam edildiğine yönelik şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 04.11.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




---------------------------
Sil baştan başlamak gerek bazen
Old 29-03-2008, 15:08   #4
av.buğra

 
İnceleme

Üzülerek ; Konuyu Tekrar Belirtmem gerektiğii hissettim, tartışmalar açmış olduğum konuyla direkt ilgili değildir.
(......... Mahkemece Davacı Talebine Uygun olarak Boşanmaya, Davalı Lehine ise Karar Kesinleşinceye Kadar Tedbir Nafakasına Hükmedilmiştir. Nafaka Son Hüküm ile Birlikte Kısa Kararda Hükmedilmiştir , Kanun Gereği İlamlı İcra Şartları oluşmuş gözüküyor. İlamlı İcraya Başvurulabileceğine ilişkin Yargıtay Kararı Arıyoum Teşekkürler......)
Old 29-03-2008, 17:06   #5
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.buğra
Üzülerek ; Konuyu Tekrar Belirtmem gerektiğii hissettim, tartışmalar açmış olduğum konuyla direkt ilgili değildir.
(......... Mahkemece Davacı Talebine Uygun olarak Boşanmaya, Davalı Lehine ise Karar Kesinleşinceye Kadar Tedbir Nafakasına Hükmedilmiştir. Nafaka Son Hüküm ile Birlikte Kısa Kararda Hükmedilmiştir , Kanun Gereği İlamlı İcra Şartları oluşmuş gözüküyor. İlamlı İcraya Başvurulabileceğine ilişkin Yargıtay Kararı Arıyoum Teşekkürler......)

Gerekçeli karar yazıldıktan sonra ilamlı takip yapabilirsiniz. Bunun dışında kısa kararla ilamlı takip yapamazsınız.

Saygılarımla
Old 30-03-2008, 01:08   #6
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 1988/6107
Karar: 1989/1804
Karar Tarihi: 13.02.1989
ÖZET: Olayda, takibin dayanağı ilamın kesinleştiğine dair şerh mevcut değildir. Babalığa hükmedilmiş, ayrıca evlenme vaadi gerçekleşmediğinden ötürü manevi tazminat ve nafaka isteği ilama bağlanmıştır. Manevi tazminat, babalık davasının kabulü sebebiyle nazara alınmış olup davanın aslına sıkı sıkıya bağlıdır. Babalık hükmü kesinleşmedikçe eklenti durumundaki manevi tazminat ve bunun faizi, avukatlık ücreti, yargılama gideri yönünden takip açılmasına, HUMK.nun 443. maddesi hükmü müsait değildir.

(1086 S. K. m. 443)
Dava: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine; bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 27.5.1988 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: HUMK.nun 443. maddesine göre, gayrimenkulün aynına ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna dair hükümler kesinleşmedikçe infaz istenemez. Bu nevi davalar sonucunda, asıl talebe bağlı olarak kurulmuş sair isteklerin de aynı hukuki akibet ve rejime tabi olması zorunludur.

Taraflar arasında mülkiyeti ihtilaflı gayrimenkule vaki müdahalenin önlenmesi ile birlikte o gayrimenkulün haksız olarak el konulmasının sabit görülmesi nedeni ile hükmolunan maddi tazminat ya da ecrimisile ilişkin ilam bölümü dahil olmak üzere, avukatlık ücreti, yargılama gideri istekleri, ait oldukları ilam kesinleşmedikçe HUMK.nun 443. maddesi uyarınca, takibe konu olamaz.

Keza, boşanma, babalığa hükmedilmesi gibi dilekçelerle açılmış davalarda, davanın haklı görülmesi üzerine talep dairesinde hükmolunan maddi veya manevi tazminatlar, bunların eklentilerini teşkil eden yargılama gideri ve avukatlık ücreti de, asla sıkı sıkıya bağlı olmaları hasebiyle, boşanma veya babalığa hükmedilmesi ve davalının haksız görülerek sorumlu tutulması sebebiyle ortaya çıktığı için, bu nevi ilamlar usulen kesinleşmedikçe takibe konu edilemez.

Nafakaya dair ilam bu rejim dışında bırakılmıştır, kesinleşme aranmaz. Ancak, boşanmaya dair ilamda nafakanın kesilmesine karar verilmiş ise, bu ilam kesinleşmedikçe kesilme hükmü icra olunamaz.

Olayda, takibin dayanağı ilamın kesinleştiğine dair şerh mevcut değildir. Babalığa hükmedilmiş, ayrıca evlenme vaadi gerçekleşmediğinden ötürü manevi tazminat ve nafaka isteği ilama bağlanmıştır. Manevi tazminat, babalık davasının kabulü sebebiyle nazara alınmış olup davanın aslına sıkı sıkıya bağlıdır. Babalık hükmü kesinleşmedikçe eklenti durumundaki manevi tazminat ve bunun faizi, avukatlık ücreti, yargılama gideri yönünden takip açılmasına, HUMK.nun 443. maddesi hükmü müsait değildir.

Merci kararı, nafaka alacağı bölümü yönünden yerinde ise de, diğer alacak iddia ve kalemleri bakımından dahi isteğin reddine karar verilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Açıklanan durum karşısında; borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, temyiz olunan merci kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.2.1989 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Boşanma Davası Açılmadan Tedbir Nafakası Davası Açılabilir Mi? AVUKAT MERYEM Meslektaşların Soruları 10 20-06-2014 10:46
Yardım Nafakası Davasında, Sondan Bir Önceki Duruşmada Davacı Lehine Tedbir Nafakası üye15184 Meslektaşların Soruları 3 03-07-2008 23:41
Boşanma Davası Açılmaksızın Tedbir Nafakası/ İlam Hükmü/ İmtiyazlı Alacak av.m.a.g Meslektaşların Soruları 15 12-02-2008 13:44
davalıya yapılan tebligat diğer davalıya yapılırsa nizar Meslektaşların Soruları 4 26-10-2007 16:11
Almanyadan emekli olan davalıya karşı açılacak tedbir nafakası Av.Hatice Sarıbardak Meslektaşların Soruları 8 06-07-2007 15:06


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04537892 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.