Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

örnek Yargıtay kararı

Yanıt
Old 05-05-2008, 17:37   #1
hırs

 
Varsayılan örnek Yargıtay kararı

itirazın iptali davasında karşı taraf davacı kefilin banka alacağını ve ipoteği temlik almakla alacaklı ve borçlu sıfatı birleştiğinden kefalet ilişkisnin sona erdiğini ,alacak temlik alınmadan borç ödenseydi kefalet hükümlerinin geçerli olacağını bu durumda temlik alınmakla kefalet ilişkisi sona erdiğinden sorumlulukları bılunmadığını iddia etmektedirler.
Bizce bu iddilar kanuna aykırı ve bu konuda örnek Yargıtay kararı araştırıyoruz.paylaşıırsanız seviniriz saygılar

Old 10-05-2008, 18:14   #2
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Alacaklılık ve kefillik sıfatlarının bir kimsede birleşmesi alacağın mevcudiyet ve idamesi üzerinde şüphesiz hiçbir tesir yapmaz; sadece alacağın kefaletle temin edilmiş olması keyfiyeti nihayet bulur.” ( Andreas Von Tuhr – Avukat Cevat Edege çevirisi – Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı Yargıtay yayınları no : 15 Ankara 1983 baskı sayfa 662 )

Ancak kefaletin düşmesinin sonuçları, sorudaki savunma çerçevesinde değildir.

Aşağıdaki karar da belirtilen görüş doğrultusundadır.

Saygılarımla.

T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/8037
Karar: 2005/2835
Karar Tarihi: 17.03.2005

ÖZET: Bir sözleşmeye müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imza koyan kimsenin hukuki sorumluluğu, borçlu sıfatıyla değil kefil sıfatıyladır. Kefil eda ettiği şey nispetinde alacaklının haklarında ona halef olur. Somut olayda da borcu ödeyen davalı kefil S., alacaklı bankanın haklarına halef olmuş dava dışı bankadan alacağı ve alacağa teminat teşkil eden rehni temlikname ile devralmıştır. Bu itibarla borcu ödeyen davalı S.'in borçlu gibi sorumlu olduğu ve alacaklı ve borçlu sıfatlarının şahsında birleştiği gerekçesiyle alacağın sona erdiği ve mevcut olmayan bir borcu temin etmek için gösterilen rehnin konusuz kaldığı düşüncesiyle oluşturulan kararda isabet yoktur.

(818 S. K. m. 116, 496, 499)

Dava: Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince her ne kadar duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, konu itibariyle bu istemini reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı vekili dava dışı borçlu M. Özdemir'e ait aracın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde, davalının rehin alacaklısı olduğundan bahisle ilk sıraya alındığını, oysa davalının ilk sıraya alınan takip dosyasının borçlusu iken borcu ödeyerek alacağı temlik aldığı; ne var ki alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi nedeniyle borcun ve rehin hakkının sona erdiğini ve rehin hakkının dikkate alınmayacağı hususunda kesinleşmiş icra mahkemesi kararı bulunduğunu iddia ederek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili müvekkilinin asıl borçlunun borcunu ödeyerek alacaklının haklarına halef olduğunu, bu kapsamda rehin hakkının da temlikname ile kendisine geçtiğini ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre, davalının dava dışı borçlu ile birlikte kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı ve dosya borcunu ödemekle yükümlü olduğu; borcun ödenmesi ile rehnin konusuz kaldığı ve her iki alacaklının haczinin aynı tarihli olduğu gerekçesi ile davacı alacağıyla davalının 1.711.184.000,-TL. alacağının hacze iştirak ettirilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davalı yan, dava dışı borçlunun akdettiği kredi sözleşmesine müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imza koymuş, girişilen takipte de borcu ödemiştir.

Bir sözleşmeye müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imza koyan kimsenin hukuki sorumluluğu, borçlu sıfatıyla değil kefil sıfatıyladır.

Borçlar Kanunu'nun 496 ncı maddesine göre, kefil eda ettiği şey nispetinde alacaklının haklarında ona halef olur. Somut olayda da borcu ödeyen davalı kefil S., alacaklı bankanın haklarına halef olmuş ve anılan Yasa'nın 499 uncu maddesi uyarınca dava dışı bankadan alacağı ve alacağa teminat teşkil eden rehni temlikname ile devralmıştır.

Bu itibarla borcu ödeyen davalı S.'in borçlu gibi sorumlu olduğu ve alacaklı ve borçlu sıfatlarının şahsında birleştiği gerekçesiyle alacağın sona erdiği (BK. m.116/1) ve mevcut olmayan bir borcu temin etmek için gösterilen rehnin konusuz kaldığı düşüncesiyle oluşturulan kararda isabet yoktur.

Sonuç: Temyiz olunan hükmün, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.03.2005 günü oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

Kaynak : Sinerji Mevzuat
Old 23-05-2011, 11:31   #3
krizantem

 
Varsayılan

Bir Yargıcın, Yargıtay'ın son içtihatlarında artık müşterek ve müteselsil kefaletin olamayacağı , ancak bunun davalıların iç ilişkisinde birbirlerine karşı ileri sürülebileceğine dair bir ifadesi var idi.Bu konuda gerçekten bir içtihat var mı?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargıtay Kararı NURHANOKURÖZCAN Meslektaşların Soruları 2 02-07-2007 16:56
Örnek Menfi Tesbit Kararı dogukansavas Hukuk Soruları Arşivi 2 15-03-2007 14:08
yargıtay kararı gerçek_adalet Hukuk Soruları Arşivi 8 07-03-2007 22:51
Askeri Yargıtay AİHM Kararını Örnek Gösterdi ahmetsacit Hukuk Haberleri 0 24-10-2006 12:23


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04689002 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.